dışarı atmak - Türkçe İngilizce Sözlük

dışarı atmak

"dışarı atmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 44 sonuç

Türkçe İngilizce
Genel
dışarı atmak throw out f.
Tom threw out the garbage.
Tom çöpü dışarı attı.

More Sentences
dışarı atmak run out f.
The farmer's wife threw moldy bread out of kitchen window and the hungry farm cat ran out of the barn to eat it.
Çiftçinin karısı küflenmiş ekmeği mutfak penceresinden dışarı attı ve aç çiftlik kedisi onu yemek için ahırdan dışarı koştu.

More Sentences
dışarı atmak expel f.
Expel all the air from your lungs and think about its transportation throughout your body!
Ciğerlerinizdeki tüm havayı dışarı atın ve vücudunuzdaki taşınımını düşünün!

More Sentences
dışarı atmak kick f.
The player got kicked out of the game.
Oyuncu maçtan atıldı.

More Sentences
Siyasal
dışarı atmak expel f.
The brown discharge usually indicates old blood expelling itself.
Kahverengi akıntı genellikle eski kanın kendini dışarı attığını gösterir.

More Sentences
Genel
dışarı atmak ejaculate f.
dışarı atmak turf out f.
dışarı atmak turn out f.
dışarı atmak eject f.
dışarı atmak shoot out f.
dışarı atmak put out f.
dışarı atmak chuck out f.
dışarı atmak evacuate f.
dışarı atmak rake out f.
dışarı atmak reject f.
dışarı atmak evict f.
dışarı atmak hoof f.
dışarı atmak move f.
dışarı atmak deturb [obsolete] f.
dışarı atmak deturbate f.
dışarı atmak fire f.
dışarı atmak outthrow f.
dışarı atmak shake f.
dışarı atmak spet f.
dışarı atmak propel [obsolete] f.
Öbek Fiiller
dışarı atmak read out of f.
dışarı atmak read out f.
dışarı atmak cast forth f.
dışarı atmak cast out f.
dışarı atmak turf off [brit] f.
dışarı atmak chuck out f.
dışarı atmak drop out f.
dışarı atmak sling out f.
dışarı atmak boot or an animal out f.
dışarı atmak move out f.
dışarı atmak fire out f.
dışarı atmak flush out f.
Deyim
dışarı atmak expel from f.
dışarı atmak give the elbow f.
dışarı atmak give the bum's rush f.
dışarı atmak sweep out f.
Hukuk
dışarı atmak oust f.
Teknik
dışarı atmak rake out f.
İnşaat
dışarı atmak eject f.

"dışarı atmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 80 sonuç

Türkçe İngilizce
Genel
kendini dışarı atmak venture f.
We were afraid to venture out for fear of bears.
Ayılardan korktuğumuz için kendimizi dışarı atmaya ürküyorduk.

More Sentences
içindekileri dışarı atmak için karın kaslarını germe push i.
yaka paça dışarı atmak chuck somebody out f.
yaka paça dışarı atmak chuck somebody out of something f.
camdan dışarı atmak defenestrate f.
-den dışarı atmak run out of f.
(öğrenciyi vb)kulağından tutup dışarı atmak out on someone's ear f.
çöpü dışarı götürmek/atmak take the garbage out f.
çöpü dışarı götürmek/atmak take the trash out f.
bir şeyi bir yerden dışarı atmak/fırlatmak fling something out f.
bir şeyi bir yerden dışarı atmak/fırlatmak fling something out of something f.
çöpü dışarı atmak throw out the trash f.
(evdeki) çöpü dışarı atmak take out the garbage f.
(evdeki) çöpü dışarı atmak take out the trash f.
dışarı atmak/boşaltmak expurge f.
çöpü dışarı atmak take out the rubbish f.
yeniden dışarı atmak re-eject f.
yeniden dışarı atmak reexpel f.
yeniden dışarı atmak re-expel f.
kağıt hamuru öğütücüsünün içindekileri basınçla dışarı atmak blow f.
tekmeleyerek dışarı atmak hoof f.
zorla dışarı atmak drub f.
nefesle dışarı atmak pluff f.
üfleyerek dışarı atmak pluff f.
nefesle dışarı atmak pluff [scotland] f.
basınç altındaymışçasına dışarı atmak spew f.
Öbek Fiiller
öksürerek dışarı atmak choke up f.
birini yaka paça dışarı atmak chuck someone out of some place f.
birini yaka paça dışarı atmak chuck someone out f.
(güç kullanarak) dışarı atmak muscle out f.
dışarı atmak/çıkarmak drop out f.
birini/bir şeyi dışarı atmak drop out of (something) f.
(birini/bir şeyi) dışarı atmak drop (someone or something) out of f.
(birini) dışarı atmak remove from (someone or something) f.
öksürerek dışarı atmak hack up f.
dışarı atmak/çıkarmak toss out f.
zorla dışarı atmak force out f.
birini/bir hayvanı dışarı atmak boot someone or an animal out f.
bir yerden dışarı atmak chuck out of some place f.
(birini/bir şeyi) itip (bir şeyden) dışarı atmak crowd (someone or something) out of (something) f.
itip (bir şeyden) dışarı atmak crowd out of f.
(bir şeyden) dışarı atmak eject from (something) f.
bir şeyi bir şeyden dışarı atmak expel something from something f.
den dışarı atmak/fırlatmak fling out of f.
birini/bir şeyi bir şeyden dışarı atmak/fırlatmak fling someone or something out of something f.
birini/bir şeyi bir şeyden dışarı atmak/fırlatmak fling someone or something out f.
(bir şeyden) dışarı atmak/fırlatmak fling out of (something) f.
(kendini bir yerden) dışarı atmak get (oneself) out of (somewhere) f.
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) dışarı atmak/fırlatmak hurl (someone or something) out of (some place or thing) f.
(birini bir yerden) dışarı atmak hurl (someone) out of (some place or thing) f.
(birini bir şeyden/yerden) güç kullanarak dışarı atmak muscle (one) out (of something or some place) f.
'-den güç kullanarak dışarı atmak muscle out of f.
(birini zorla) dışarı atmak/çıkarmak oust (one) from f.
(bir şeyden) dışarı atmak push out of (something) f.
(birini bir şeyden/bir yerden) dışarı atmak roust (one) out of (something) f.
-den dışarı atmak roust out of f.
bir yerden dışarı atmak rout out of some place f.
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) dışarı atmak throw (someone or something) out of (something or some place) f.
(bir şeyden/bir yerden) dışarı atmak thrust out of (something or some place) f.
-den dışarı atmak toss out of f.
(bir şeyden/bir yerden) dışarı atmak toss out of (something or some place) f.
(birini/bir şeyi bir şeyden/bir yerden) dışarı atmak turn (someone or something) out of (something or some place) f.
Konuşma Dili
vurup dışarı atmak knock out f.
Deyim
sokağa/dışarı çıkarmak/atmak put (out) on the street f.
kulağından çekip dışarı atmak throw someone out on one's ear f.
kulağından tutup dışarı atmak toss (one) out on (one's) ear f.
(birini) kapı dışarı atmak give (one) the bag f.
(birini) dışarı atmak give (one) the bag f.
sokağa/dışarı çıkarmak/atmak put on the street f.
kulağından çekip dışarı atmak throw out on ear f.
Hukuk
bir yerden dışarı atmak disseize f.
bir yerden dışarı atmak dispossess f.
bir yerden dışarı atmak disseise f.
Teknik
yağış yoluyla dışarı atmak precipitate out f.
Mimarlık
kornişin suyu dışarı atmak için dışarı doğru eğimli üst yüzeyi beak i.
Denizcilik
suyu tekneden dışarı atmak bale out f.
Medikal
terleme yoluyla dışarı atmak excretion f.
Silah/Atıcılık
boş kovanları dışarı atmak ding up the empities f.
Spor
(aletsiz dalış) istenmeyen suyu dışarı atmak clear f.
Beysbol
(oyuncuyu) dışarı atmak get f.