deal a blow - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

deal a blow

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"deal a blow" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
General
deal a blow f. geçirmek

"deal a blow" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 37 sonuç

İngilizce Türkçe
General
deal a blow to f. darbe indirmek
deal somebody a blow f. oturtmak
deal somebody a blow f. yumruk atmak
deal a blow at somebody f. yumruk atmak
Idioms
deal something a death blow f. bitirici darbeyi vurmak
deal something a death blow f. büyük darbe indirmek
deal something a death blow f. son darbeyi vurmak
deal a final blow f. son darbeyi indirmek
blow a deal f. anlaşmayı bozmak
blow a deal f. anlaşmayı mahvetmek
blow a deal f. anlaşmayı berbat etmek
blow a deal f. anlaşmayı yüzüne gözüne bulaştırmak
deal (someone or something) a blow f. (birine/bir şeye) büyük zarar vermek
deal (someone or something) a blow f. (birine/bir şeye) zarar vermek
deal (someone or something) a blow f. (birini/bir şeyi) olumsuz etkilemek
deal (someone or something) a blow f. (birini/bir şeyi) kötü etkilemek
deal (someone or something) a blow f. (birini/bir şeyi) yerle bir etmek
deal (someone or something) a blow f. (birine/bir şeye) büyük bir darbe vurmak
deal a death blow f. ölümcül bir darbe vurmak
deal a death blow f. öldürücü bir darbe vurmak
deal a death blow f. öldüren bir darbe vurmak
deal a death blow f. öldüren darbeyi vurmak
deal a death blow f. büyük darbe indirmek
deal a death blow f. bitirici darbeyi vurmak
deal a death blow f. son darbeyi vurmak
deal somebody/something a blow f. birine/bir şeye büyük zarar vermek
deal somebody/something a blow f. birine/bir şeye zarar vermek
deal somebody/something a blow f. birini/bir şeyi olumsuz etkilemek
deal somebody/something a blow f. birini/bir şeyi kötü etkilemek
deal somebody/something a blow f. birini/bir şeyi yerle bir etmek
deal somebody/something a blow f. birine/bir şeye büyük bir darbe vurmak
deal a blow to somebody/something f. birine/bir şeye büyük zarar vermek
deal a blow to somebody/something f. birine/bir şeye zarar vermek
deal a blow to somebody/something f. birini/bir şeyi olumsuz etkilemek
deal a blow to somebody/something f. birini/bir şeyi kötü etkilemek
deal a blow to somebody/something f. birini/bir şeyi yerle bir etmek
deal a blow to somebody/something f. birine/bir şeye büyük bir darbe vurmak