Geçmiş

dile getirmek

"dile getirmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 21 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	dile getirmek	utter f.
2	Genel	dile getirmek	reflect f.
3	Genel	dile getirmek	mention f.
4	Genel	dile getirmek	voice f.
5	Genel	dile getirmek	frame f.
6	Genel	dile getirmek	verbalize f.
7	Genel	dile getirmek	give voice to f.
8	Genel	dile getirmek	put into words f.
9	Genel	dile getirmek	depict f.
10	Genel	dile getirmek	express f.
11	Genel	dile getirmek	make (somebody) talk f.
12	Genel	dile getirmek	speak out f.
13	Genel	dile getirmek	give utterance to f.
14	Genel	dile getirmek	articulate f.
15	Genel	dile getirmek	verbalise f.
16	Genel	dile getirmek	term [obsolete] f.
17	Genel	dile getirmek	egurgitate f.
18	Genel	dile getirmek	emit f.
Phrasals
19	Öbek Fiiller	dile getirmek	cast out f.
20	Öbek Fiiller	dile getirmek	bring out f.
Archaic
21	Eski Kullanım	dile getirmek	tongue f.

"dile getirmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 28 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	insanların bildiklerinin yanlış olduğunu göstermek amacıyla durum ile ilgili gerçekleri dile getirmek	put the record straight f.
2	Genel	sevincini dile getirmek	gratulate f.
3	Genel	üzüntüsünü dile getirmek	express one's regrets f.
4	Genel	görüşlerini tenkitçi bir tarzda dile getirmek (eski kullanım)	animadvert f.
5	Genel	yeniden dile getirmek	re-articulate f.
6	Genel	rahatsızlığını dile getirmek	chide f.
Phrasals
7	Öbek Fiiller	birdenbire/aniden yüksek sesle (bir şeyi) dile getirmek	burst out with (something) f.
8	Öbek Fiiller	birdenbire/aniden yüksek sesle (bir şeyi) dile getirmek	burst out with something f.
9	Öbek Fiiller	bir şeyi bağırarak dile getirmek/söylemek	holler something out f.
10	Öbek Fiiller	(biri/bir şey) hakkında üzüntüsünü dile getirmek/ifade etmek	weep for (someone or something) f.
11	Öbek Fiiller	(biri/bir şey) hakkında duyduğu acıyı dile getirmek	weep for (someone or something) f.
12	Öbek Fiiller	(biri/bir şey) ile ilgili üzüntüsünü/acısını dile getirmek	weep for (someone or something) f.
13	Öbek Fiiller	(bir şeyi bir şekilde) dile getirmek	render (something) in (something) f.
Idioms
14	Deyim	açıkça dile getirmek	call a spade a spade f.
15	Deyim	bir şey hakkındaki endişeleri dile getirmek	raise concern about f.
16	Deyim	bir şey hakkındaki endişeleri dile getirmek	raise concern over f.
17	Deyim	şikayetini dile getirmek	air one's grievances f.
18	Deyim	sıkıntıyı dile getirmek	air a grievance f.
19	Deyim	gerçekleri dile getirmek	lift the curtain (on something) f.
20	Deyim	gerçekleri dile getirmek	raise the curtain (on something) f.
21	Deyim	(bir şeyin) kusurlarını/negatif yönlerini dile getirmek	pick (something) to bits f.
22	Deyim	bir şeyin/birinin kusurlarını/negatif yönlerini dile getirmek/arayıp bulmak	pick somebody/something to bits/pieces f.
23	Deyim	bir şeyin/birinin kusurlarını/negatif yönlerini dile getirmek/arayıp bulmak	pull somebody/something to bits/pieces f.
24	Deyim	kırıcı düşüncelerini dile getirmek/ortaya dökmek	dish it out f.
25	Deyim	eleştirilerini dile getirmek/ortaya dökmek	dish it out f.
26	Deyim	hakaretlerini dile getirmek/ortaya dökmek	dish it out f.
Trade/Economic
27	Ticaret/Ekonomi	hükümet politikasından memnuniyetsizliği dile getirmek için yapılan toplantı	indignation meeting i.
Archaic
28	Eski Kullanım	tekrar dile getirmek	redeliver f.