Geçmiş

doğrultmak

"doğrultmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	doğrultmak	rectify f.
2	Genel	doğrultmak	get f.
3	Genel	doğrultmak	point f.
4	Genel	doğrultmak	true f.
5	Genel	doğrultmak	redress f.
6	Genel	doğrultmak	turn f.
7	Genel	doğrultmak	correct f.
8	Genel	doğrultmak	range f.
9	Genel	doğrultmak	uncross f.
10	Genel	doğrultmak	set f.
11	Genel	doğrultmak	square f.
12	Genel	doğrultmak	aim f.
13	Genel	doğrultmak	earn f.
14	Genel	doğrultmak	orientate f.
15	Genel	doğrultmak	steer f.
16	Genel	doğrultmak	orient f.
17	Genel	doğrultmak	plumb f.
18	Genel	doğrultmak	be straightened f.
19	Genel	doğrultmak	train on f.
20	Genel	doğrultmak	right f.
21	Genel	doğrultmak	present f.
22	Genel	doğrultmak	unbend f.
23	Genel	doğrultmak	direct f.
24	Genel	doğrultmak	straighten f.
25	Genel	doğrultmak	level at f.
26	Genel	doğrultmak	true up f.
27	Genel	doğrultmak	unbend f.
28	Genel	doğrultmak	unbow f.
Technical
29	Teknik	doğrultmak	alignment f.
30	Teknik	doğrultmak	straighten f.
31	Teknik	doğrultmak	align f.
32	Teknik	doğrultmak	point at f.
Hunting
33	Silah/Atıcılık	doğrultmak	exlend f.
34	Silah/Atıcılık	doğrultmak	hold f.

"doğrultmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 68 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	belini doğrultmak	recover f.
2	Genel	doğrultmak (silah)	present f.
3	Genel	doğrultmak (silahı)	level at f.
4	Genel	doğrultmak (silahı)	aim at f.
5	Genel	dünyalık doğrultmak	make enough to live off f.
6	Genel	mızrağı doğrultmak	tilt f.
7	Genel	doğrultmak (silah)	train f.
8	Genel	silah doğrultmak	point a gun f.
9	Genel	üzerine silah doğrultmak	aim a gun towards f.
10	Genel	üzerine silah doğrultmak	point a gun at f.
11	Genel	birinin yolunu doğrultmak	get through f.
12	Genel	silahını doğrultmak	hold one's gun f.
13	Genel	silah doğrultmak	point gun f.
14	Genel	silahını doğrultmak	raise one's gun f.
15	Genel	silahını doğrultmak	point one's gun f.
16	Genel	(silahı) -e doğrultmak	level at f.
17	Genel	-e doğrultmak	point at f.
18	Genel	birisine silah doğrultmak	point a gun on someone f.
19	Genel	birisine silah doğrultmak	aim a gun at someone f.
20	Genel	silah doğrultmak	bend [obsolete] f.
21	Genel	'-e yorumlarını doğrultmak	address comments or remarks to f.
22	Genel	(tüfek) silah doğrultmak	present f.
23	Genel	parmağını doğrultmak	point f.
24	Genel	bakışlarını doğrultmak	stare out f.
Phrasals
25	Öbek Fiiller	(bir şeyi birine veya birilerine) yöneltmek/doğrultmak	address (something) to (one) f.
26	Öbek Fiiller	birine bir şey (silah vb) doğrultmak	level something at someone f.
27	Öbek Fiiller	birine silah doğrultmak	draw down f.
28	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) doğrultmak	train on (someone or something) f.
29	Öbek Fiiller	-e doğrultmak	zero in f.
30	Öbek Fiiller	birine/bir şeye bir şey doğrultmak	aim something at someone or something f.
31	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) doğrultmak	aim at (someone or something) f.
32	Öbek Fiiller	birine/bir şeye bir şey doğrultmak	aim something at someone or something f.
33	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) doğrultmak	aim at (someone or something) f.
34	Öbek Fiiller	-e doğrultmak	direct against f.
35	Öbek Fiiller	-e doğrultmak	direct at f.
36	Öbek Fiiller	(bir şeyi birine/bir şeye) doğrultmak	level (something) at (someone or something) f.
37	Öbek Fiiller	kendini doğrultmak	pull up f.
Colloquial
38	Konuşma Dili	yüzüne silah doğrultmak	stick a gun in someone’s face f.
Idioms
39	Deyim	silah doğrultmak	bring (something) to bear f.
40	Deyim	yorumlarını doğrultmak/dikkatine sunmak	address (one's) comments to (someone or something) f.
41	Deyim	yorumlarını doğrultmak/dikkatine sunmak	address (one's) remarks to (someone or something) f.
42	Deyim	yorumlarını doğrultmak/dikkatine sunmak	address comments or remarks to someone f.
43	Deyim	birisine silah doğrultmak	draw a bead on someone f.
44	Deyim	birisine silah doğrultmak	take a bead on someone f.
45	Deyim	sivri bir şeyi birine doğrultmak	jab at f.
46	Deyim	(birine/bir şeye) namlu/silah doğrultmak	draw a bead on (someone or something) f.
47	Deyim	(birine/bir şeye) namlu/silah doğrultmak	get a bead on (someone or something) f.
48	Deyim	birine/bir şeye karşı bir şey doğrultmak	direct something against someone or something f.
49	Deyim	birine/bir şeye karşı silah doğrultmak	direct something against someone or something f.
50	Deyim	birine/bir şeye bir şey doğrultmak	direct something at someone or something f.
51	Deyim	(birine/bir şeye) silah doğrultmak	take a bead on (someone or something) f.
52	Deyim	(bir şeyin üstüne) silah doğrultmak/yöneltmek	bring something to bear (on something) f.
53	Deyim	silah doğrultmak	bring (something) to bear f.
54	Deyim	birine/bir şeye silah doğrultmak	draw a bead on someone/something f.
55	Deyim	birine/bir şeye namlu doğrultmak	draw a bead on someone/something f.
56	Deyim	birine/bir şeye silah doğrultmak	take a bead on someone/something [us] f.
57	Deyim	birine/bir şeye namlu doğrultmak	take a bead on someone/something [us] f.
58	Deyim	silah doğrultmak	look down the barrel f.
59	Deyim	namlu doğrultmak	look down the barrel f.
Astronomy
60	Gökbilim	(teleskobu) doğrultmak	range f.
Military
61	Askeri	(silahı) doğrultmak	range f.
62	Askeri	silahı uzaktaki bir nesneye doğrultmak	train a gun f.
Hunting
63	Silah/Atıcılık	namluyu doğrultmak	elevate a piece f.
64	Silah/Atıcılık	silahı kaldırarak hedefe doğrultmak	muzzle up f.
65	Silah/Atıcılık	silahı indirerek hedefe doğrultmak	muzzle down f.
66	Silah/Atıcılık	silahı doğrultmak	muzzle f.
67	Silah/Atıcılık	silahı hedefe doğrultmak	extend the gun f.
Theatre
68	Tiyatro	spot ışığı doğrultmak	spotlight f.