| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| Speaking | ||
| Konuşma | don't move! expr. | kımıldama! |
| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| Speaking | ||
| Konuşma | if you don't like it move to somewhere else expr. | hoşuna gitmediyse başka bir yere taşın |
| Konuşma | don't move expr. | kımıldama |
| Konuşma | don't move expr. | kıpırdama |
| Konuşma | don't move expr. | bir yere gitme, beni bekle |
| Computer | ||
| Bilgisayar | move but don't size with cells expr. | hücrelerle taşı ancak boyutlandırma |
| Bilgisayar | don't move or size with cells expr. | hücrelerle taşıma ve boyutlandırma |
| Bilgisayar | don't move expr. | yerinde kal |
