döndürmek - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

döndürmek



"döndürmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 61 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
döndürmek spin f.
döndürmek turn f.
döndürmek rotate f.
General
döndürmek crankle i.
döndürmek troll f.
döndürmek swirl f.
döndürmek roll f.
döndürmek twiddle f.
döndürmek wheel f.
döndürmek grind f.
döndürmek veer f.
döndürmek swerve f.
döndürmek convert f.
döndürmek slew f.
döndürmek deflect f.
döndürmek flip over f.
döndürmek manage f.
döndürmek swing f.
döndürmek run f.
döndürmek reverse f.
döndürmek whirl f.
döndürmek rotate f.
döndürmek twist f.
döndürmek turn f.
döndürmek torquer f.
döndürmek wind up f.
döndürmek revolve f.
döndürmek twirl f.
döndürmek reduce f.
döndürmek tirl [scottish] f.
döndürmek trill f.
döndürmek tweedle [dialect] f.
döndürmek twingle [dialect] f.
döndürmek twistify f.
döndürmek bend f.
döndürmek birl f.
döndürmek wrestle f.
döndürmek wry [obsolete] f.
döndürmek deturn [obsolete] f.
döndürmek inflex f.
döndürmek pirl [scotland] f.
döndürmek pheese [scotland] f.
döndürmek screw f.
döndürmek drive f.
döndürmek pay f.
Phrasals
döndürmek turn aside f.
döndürmek turn again f.
Technical
döndürmek thread f.
döndürmek wind f.
döndürmek revolve f.
döndürmek twist f.
döndürmek rotate f.
döndürmek twirl f.
döndürmek turn on f.
döndürmek defect f.
Computer
döndürmek rotate f.
Automotive
döndürmek turn f.
Archaic
döndürmek throse f.
döndürmek thraw f.
döndürmek avert f.
döndürmek crankle f.

"döndürmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 446 sonuç

Türkçe İngilizce
General
avı istenen yöne döndürmek için konumlandırılmış kimse veya nesne blancher [obsolete] i.
tatar yayını esnetmek veya vincin gövdesini döndürmek için kullanılan taşınabilir palanga moulinet i.
öfkeden deliye döndürmek send somebody berserk f.
başını döndürmek inebriate f.
fırıl fırıl döndürmek spin something round f.
hayata döndürmek revivify f.
başını döndürmek turn somebody's head f.
çorbaya döndürmek make a mess of f.
fırıl fırıl döndürmek swirl f.
geriye doğru döndürmek reverse f.
kendi dinine döndürmek proselytize f.
yüzseksen derece döndürmek rotate 180° degrees f.
başını döndürmek turn one's head f.
geri döndürmek turn back f.
birinin başını döndürmek turn someone's head f.
döndürmek (topaç) whip f.
eski haline döndürmek rehabilitate f.
mil etrafında döndürmek traverse f.
döndürmek (etrafında) revolve about f.
döndürmek (etrafında) revolve around f.
ters döndürmek evert f.
yaşama döndürmek resuscitate f.
hayata döndürmek quicken f.
hayata döndürmek revive f.
hızla döndürmek twirl f.
hızla döndürmek whirl f.
yılan hikayesine döndürmek turn into an unresolved mess f.
başını döndürmek go to one's head f.
tersine döndürmek reverse f.
girdap gibi döndürmek swirl f.
başını döndürmek go to somebody's head f.
yaşama döndürmek resurrect f.
etrafında döndürmek wheel around f.
fırıl fırıl döndürmek whirl f.
bir şeyi çalkalayarak döndürmek give something a swirl f.
fırıl fırıl döndürmek twirl f.
ırgat pazarına döndürmek mess up f.
aleyhine döndürmek turn against f.
başını döndürmek dizzy f.
yaşama döndürmek restore somebody to life f.
gemiyi iskeleye döndürmek port f.
hayata döndürmek bring back to life f.
çılgına döndürmek freak f.
helezonlaştırarak döndürmek swirl f.
mil üzerinde döndürmek swivel f.
dininden döndürmek convert f.
yeniden hayata döndürmek revive f.
dengeyi döndürmek swing the balance f.
eski durumuna döndürmek rehabilitate f.
hristiyanlığa döndürmek evangelise f.
yaşama döndürmek bestow hand on somebody f.
curcunaya döndürmek fill (a place) with the clamor of voices f.
curcunaya döndürmek turn a place in a very noisy disordered state f.
cehenneme döndürmek turn to hell f.
kararından döndürmek dissuade f.
yüzünü -e doğru döndürmek face f.
-den döndürmek dissuade someone from f.
-e döndürmek reduce to f.
yılan hikayesine döndürmek turn into a long-winded story f.
(birini/bir şeyi) yerine döndürmek get back f.
doğuya döndürmek orient f.
180 derece döndürmek rotate something by 180 degrees f.
180 derece döndürmek rotate 180 degrees f.
küçültüp gerçek boyutlarına döndürmek cut down to size f.
inancından döndürmek bring around f.
inancından döndürmek bring round f.
geriye döndürmek turn around f.
yaşama döndürmek bring to f.
yaşama döndürmek bring back f.
hayata döndürmek bring around f.
hayata döndürmek bring back f.
yaşama döndürmek restore someone to life f.
hayata döndürmek resuscitate f.
hayata döndürmek recover or restore from apparent death f.
yaşama döndürmek recover or restore from apparent death f.
yaşama döndürmek return someone to consciousness f.
yaşama döndürmek bring round f.
hayata döndürmek bring to f.
yaşama döndürmek revivify f.
yaşama döndürmek revive a person f.
hayata döndürmek resurrect f.
yaşama döndürmek revive f.
hayata döndürmek bring round f.
hayata döndürmek return someone to consciousness f.
hayata döndürmek restore someone to life f.
yaşama döndürmek bring around f.
hayata döndürmek revive a person f.
ölüleri hayata döndürmek bring the dead back to life f.
zamanı geri döndürmek turn back time f.
bir şeyi döndürmek turn something f.
bir şeyi döndürmek whirl something around f.
hristiyanlığa döndürmek evangelize f.
kendi dinine döndürmek proselytise f.
serseme döndürmek bumfuzzle f.
çarkı döndürmek spin the wheel f.
geri döndürmek reverse f.
eski haline döndürmek restore to a previous state f.
eski haline döndürmek rebuild f.
(bir yere/birine) döndürmek present f.
barbar dönemlere geri döndürmek rebarbarize f.
yanlıştan döndürmek reclaim f.
eski haline döndürmek reconstruct f.
eski haline döndürmek reconvert f.
normale döndürmek rectify f.
hayata döndürmek reduce [obsolete] f.
eski haline döndürmek remit f.
yaşama döndürmek bring one round f.
tersine döndürmek turn round f.
ters döndürmek tump over f.
tersine döndürmek turn f.
girdap gibi döndürmek eddy f.
tersine döndürmek underturn f.
iskelete döndürmek unflesh f.
(karakterini) dışa döndürmek exteriorize f.
(karakterini) dışa döndürmek exteriorise f.
çöplüğe döndürmek litter f.
(yüzen bir kütüğü) ayağıyla ittirerek hızla döndürmek birl f.
(yüzen kütüğü) ayağıyla ittirerek döndürmek birle f.
(malzemeleri) karıştırmak veya döndürmek whiz f.
(hızla) döndürmek whiz f.
(malzemeleri) karıştırmak veya döndürmek whizz f.
(hızla) döndürmek whizz f.
hızla döndürmek querl [dialect] f.
(atı) sola döndürmek wind f.
zorla döndürmek wreathe [obsolete] f.
geri döndürmek renverse f.
geri döndürmek revert [obsolete] f.
hayata döndürmek revivificate f.
geri döndürmek revolt [obsolete] f.
(atı) sağa döndürmek hup [dialect] f.
gözlerini döndürmek goggle f.
(eyerdeki) ipi döndürmek dally f.
başını döndürmek giddy f.
kalçaları striptiz yaparmış gibi döndürmek grind f.
geri döndürmek round file f.
kızıl kahverengiye döndürmek rust f.
ters döndürmek overtilt f.
gerçekliğe döndürmek disillusionize f.
gerçekliğe döndürmek disillusionise f.
kararından döndürmek dispurpose f.
yaşama döndürmek inspirit f.
hızla yukarı döndürmek upwhirl f.
deliye döndürmek distract f.
(bir şeyi) ekseni etrafında döndürmek circumduce f.
(bir şeyi) ekseni etrafında döndürmek circumduct f.
(bacağı) döndürmek circumduct f.
bir eksen veya merkez etrafında döndürmek circumvolve f.
arap saçına döndürmek fangle [obsolete] f.
yan çark ile döndürmek paddle f.
kanatlı çark ile döndürmek paddle f.
mutluluktan başını döndürmek paradise f.
ters döndürmek inverse f.
başını döndürmek dizz f.
(krepi) havaya atıp döndürmek flap f.
(haritayı) herhangi iki nokta arasındaki yön çizgisi doğadaki konumuna karşılık gelene kadar döndürmek orient f.
(ipliği) tamamen döndürmek outspin f.
(ipliği) sonuna kadar döndürmek outspin f.
spiral şeklinde döndürmek screw f.
(dahili prizi) erkek vida çevresinde döndürmek screw f.
(gözlerini) gizlice döndürmek slink f.
(gemi direğini) sabit bir noktaya döndürmek slue f.
(ipin) ucunu direk etrafında döndürmek snub f.
eski haline döndürmek sort f.
(eli veya ön kolu) avuç içleri görünecek şekilde döndürmek supinate f.
(ayağı) ağırlığı taban kenarına verecek şekilde döndürmek supinate f.
elini dışa doğru döndürmek supinate f.
döndürmek veya çevirmek gibi fiilleri pekiştirir about zf.
Phrasals
eski haline döndürmek throw back f.
geri döndürmek draw back f.
başka yöne döndürmek put about f.
yavaş yavaş eski haline dönmek/döndürmek pull around f.
hızla geriye döndürmek spin around f.
kendi etrafında döndürmek/tur attırmak spin around f.
tersine/arkaya/geriye döndürmek swing around f.
birden geriye/kendi etrafında döndürmek spin around f.
başını döndürmek carry away f.
eksi haline döndürmek change something back f.
hızla döndürmek whip someone around f.
(birini başka birine, eski sevgilisine) geri döndürmek drive (one) back to (someone) f.
birini başka birine (eski sevgilisi, annesi, babası) geri döndürmek drive someone back to someone f.
birini/bir şeyi (bir şeye) bakacak şekilde döndürmek face into (something) f.
(birini/bir şeyi) bir şeye bakacak şekilde döndürmek face (someone or something) into something f.
birini/bir şeyi bir yere geri döndürmek force back f.
bir şeye geri döndürmek force back f.
birini/bir şeyi geri döndürmek force back f.
(bir şeyi bir durumdan) yaşama döndürmek resurrect (something) from (something) f.
(birini veya bir şeyi) eski haline döndürmek switch back f.
(birini veya bir şeyi) önceki markaya/firmaya/tarifeye döndürmek switch back f.
normale döndürmek bring down f.
birini normale döndürmek bring someone down f.
(birini/bir şeyi/kendini bir şeyle) hayata döndürmek refresh (someone, something, or oneself) with (something) f.
-e döndürmek swap over f.
hızla (bir duruma) geri döndürmek sweep back into (something) f.
kesin olarak (bir konuma) geri döndürmek sweep back into (something) f.
hızla (bir duruma) geri döndürmek sweep back to (something) f.
kesin olarak (bir konuma) geri döndürmek sweep back to (something) f.
(bir şeye, görüşe, inanca, duyguya) döndürmek swing to (something) f.
hemen geriye döndürmek wheel around f.
hızlıca ters yöne döndürmek wheel around f.
'-e döndürmek turn to f.
'-e doğru döndürmek turn to f.
yüzünü bir şeye döndürmek turn to f.
birini/bir şeyi bir şeye döndürmek/çevirmek turn someone or something to something f.
birinin/bir şeyin yüzünü bir şeye döndürmek/çevirmek turn someone or something to something f.
birini/bir şeyi bir şeye doğru döndürmek/çevirmek turn someone or something to something f.
yüzü (birine/bir şeye) döndürmek point toward (someone or something) f.
önü (bir yere/bir şeye) döndürmek point toward (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) hayata döndürmek bring (someone or something) back to life f.
(birini) hayata döndürmek bring (someone) back to life f.
birini (bir hayvanı) hayata döndürmek bring someone (or an animal) back to life f.
birini (bir hayvanı) hayata döndürmek bring someone (or an animal) back f.
birini/bir şeyi hayata döndürmek bring someone or something back f.
birinin başını döndürmek carry someone away f.
bir şeyi birinin/bir şeyin/bir konunun çevresinde döndürmek center something on someone or something f.
çevresinde döndürmek center around f.
bir şeyi ırgat pazarına döndürmek clutter something up f.
(bir dine) döndürmek convert into (something) f.
(bir dine) döndürmek convert to (something) f.
(bir dinden başka bir dine) döndürmek convert from (something) into (something) f.
(bir dinden başka bir dine) döndürmek convert from (something) to (something) f.
-e geri döndürmek drive back to f.
-e bakacak şekilde döndürmek face into f.
birini/bir şeyi eski haline döndürmek fix someone or something up f.
birini/bir şeyi paldır küldür döndürmek flop someone or something over f.
paldır küldür döndürmek flop over f.
bir şeyi doğru yöne döndürmek/çevirmek head something up f.
paldır küldür etrafında döndürmek jockey around f.
geri (bir yere) götürmek/döndürmek lead back f.
geri döndürmek lead back f.
başladığı yere geri döndürmek lead back f.
kamerayı (birine) çevirmek/döndürmek pan across to f.
kamerayı (birine/bir şeye) çevirmek/döndürmek pan across to (someone or something) f.
kamerayı çevirmek/döndürmek pan over f.
kamerayı (birine/bir şeye) çevirmek/döndürmek pan over to (someone or something) f.
ile hayata döndürmek refresh with f.
(birini/bir şeyi) eski haline döndürmek restore to (someone or something) f.
-den yaşama döndürmek resurrect from f.
(bir şeyin) etrafında/üzerinde döndürmek rotate on (something) f.
(iflastan) kurtarmak/döndürmek save from (something) f.
(bir duruma) döndürmek/bağlamak switch to (something) f.
(birini/bir şeyi) ters döndürmek turn (someone or something) upside down f.
(bir şeyi) tersine döndürmek/çevirmek turn (something) upside down f.
(bir şeyi) geri döndürmek turn around (something) f.
(bir şeyi) geriye döndürmek turn around (something) f.
(bir şeyi) ters/tersine döndürmek turn around (something) f.
(bir şeyi) ters yöne döndürmek turn around (something) f.
(bir yere) döndürmek turn into (something) f.
(bir şeye) döndürmek turn into (something) f.
(birine/bir şeye) doğru döndürmek turn toward (someone or something) f.
Colloquial
(birinin) başını döndürmek knock somebody dead f.
(birini) gerçeğe döndürmek burst f.
Idioms
şaşkına döndürmek knock someone off stride [usa] f.
şaşkına döndürmek throw someone off stride [usa] f.
şaşkına döndürmek throw off stride [usa] f.
şaşkına döndürmek knock off stride [usa] f.
şaşkına döndürmek knock someone off his/her stride [usa] f.
şaşkına döndürmek throw someone off his/her stride [usa] f.
geminin burnunu rüzgara döndürmek luff round f.
her şeyin başladığı yere döndürmek/getirmek bring (something) full circle f.
başlangıç noktasına döndürmek bring (something) full circle f.
dönüp dolaşıp her şeyin başladığı yere döndürmek bring (something) full circle f.
başa döndürmek bring (something) full circle f.
dönüp dolaşıp başa döndürmek bring (something) full circle f.
dönüp dolaşıp aynı noktaya geri döndürmek bring (something) full circle f.
eski haline geri döndürmek bring (something) full circle f.
başını döndürmek rock (one) to (one's) core f.
birinin başını döndürmek make someone's head swim f.
bir şeyi hızla çevirmek/döndürmek flip something over f.
birini eşekten düşmüş karpuza döndürmek throw someone for a loop f.
birini gerçeğe döndürmek bring someone back to reality f.
birinin başını döndürmek make someone's head spin f.
birini eşekten düşmüş karpuza döndürmek knock someone for a loop f.
birini beyninden vurulmuşa döndürmek set one back on one's heels f.
birinin başını döndürmek space someone out f.
hayata döndürmek give someody spirit f.
hayata döndürmek bring back to life f.
korkudan deliye döndürmek make someone's hair stand on end f.
muma döndürmek make somebody putty in one´s hands f.
kısa yoldan köşeyi döndürmek be a licence to print money (brit) f.
mezarında ters döndürmek make turn over in his grave f.
mezarında ters döndürmek make turn in his grave f.
kısa yoldan köşeyi döndürmek be a license to print money (us) f.
mezarında ters döndürmek make someone turn in his grave f.
(makine vb.) kendini döndürmek pay its way f.
(birisini) dışa döndürmek lead out f.
ölümün eşiğinden döndürmek raise (someone or something) from the dead f.
birini sinirden deliye döndürmek/sinir küpüne çevirmek annoy the hell out of somebody f.
(birini) normale döndürmek get (one) on one's feet f.
(birini) normal hayatına döndürmek get (one) on one's feet f.
(birini) normale döndürmek put one on one's feet f.
(birini) normal hayatına döndürmek put one on one's feet f.
(birini) beyninden vurulmuşa döndürmek put (one) back on (one's) heels f.
(birini) şaşkına döndürmek put (one) back on (one's) heels f.
tersine döndürmek/çevirmek put something into reverse f.
birinin başını döndürmek turn someone's head f.
birini dışa döndürmek take somebody out of himself, herself f.
(birini/bir şeyi) hayata döndürmek juice (someone or something) back to life f.
(birini/bir şeyi) hayata döndürmek juice (someone or something) back up f.
(birini) şaşkına çevirmek/döndürmek knock (one) on the ground f.
kuralları/parametreleri kendi tarafına/lehine döndürmek move the yardsticks f.
durumu (birinin/bir şeyin) aleyhine döndürmek flip the script on (someone or something) f.
birini normale döndürmek bring one to oneself f.
askeri güçleri, teknolojileri, fikirleri barışçıl amaçlarla döndürmek beat swords into plowshares f.
(birini) hayata döndürmek breathe (new) life into (someone) f.
(birini) gerçek dünyaya döndürmek bring (one) back (down) to earth f.
gerçek dünyaya dönmek (birini gerçek dünyaya döndürmek) come back (down) to earth (or bring someone back (down) to earth) f.
(birini) gerçeğe döndürmek bring (one) back to reality f.
(birini) gerçek dünyaya döndürmek bring (one) down to earth f.
(birini/bir şeyi) hayata döndürmek bring (someone or something) to life f.
birini eşekten düşmüşe döndürmek bring somebody down to earth (with a bang, bump) f.
birini (bir anda) gerçeğe döndürmek bring somebody down to earth (with a bang, bump) f.
(birini) gerçeğe döndürmek burst the bubble of (someone) f.
birini dünyaya geri döndürmek bring someone back (down) to earth f.
birini hayal dünyasından çıkarıp gerçek dünyaya geri döndürmek bring someone back (down) to earth f.
başını döndürmek go to head f.
başını döndürmek go to your head f.
tersine döndürmek put something into reverse f.
beyninden vurulmuşa dönmek/döndürmek hit (one) (right) between the eyes f.
(birini) beyninden vurulmuşa döndürmek hit (one) for six [uk] f.
(birini) beyninden vurulmuşa döndürmek hit (one) like a brick wall f.
(birini) beyninden vurulmuşa döndürmek hit (one) like a ton of bricks f.
birini beyninden vurulmuşa döndürmek hit someone for six f.
birini beyninden vurulmuşa döndürmek knock someone for six f.
birini beyninden vurulmuşa döndürmek hit/knock somebody for six f.
hayata döndürmek juice back f.
(birinin) başını döndürmek knock (one) dead f.
(birini) eşekten düşmüş karpuza döndürmek knock (one) for a loop f.
(birini) eşekten düşmüş karpuza döndürmek knock (one) for six [uk/australia] f.
(birini) şaşkına çevirmek/döndürmek knock (one) on the floor f.
(birini) eşekten düşmüş karpuza döndürmek knock (one) sideways f.
eşekten düşmüş karpuza döndürmek knock down with a feather f.
eşekten düşmüş karpuza döndürmek knock for a loop f.
eşekten düşmüş karpuza döndürmek knock over with a feather f.
eşekten düşmüş karpuza döndürmek knock sideways f.
birinin başını döndürmek knock someone dead f.
birini eşekten düşmüş karpuza döndürmek knock someone sideways [uk] f.
(birini) mezarında ters döndürmek make (one) turn over in (one's) grave f.
(birinin) başını döndürmek make (one's) head spin f.
(birinin) başını döndürmek make (one's) head swim f.
(bir şeyi) çorbaya döndürmek make a mess (out) of (something) f.
korkudan deliye döndürmek make hair stand on end f.
başını döndürmek make head swim f.
dünyayı döndürmek make the world go round f.
(birini) zihninde (birine/bir şeye) götürmek/geri döndürmek put (one) in mind of (someone or something) f.
birini beyninden vurulmuşa döndürmek set someone back on their heels f.
birini beyninden vurulmuşa döndürmek rock someone back on their heels f.
beyninden vurulmuşa döndürmek set you back on your heels f.
beyninden vurulmuşa döndürmek rock you back on your heels f.
Trade/Economic
(piyasayı) döndürmek turn f.
kendini döndürmek wash its face f.
Law
(mülkü, metayı vb.) ilk haline döndürmek reconvert f.
Industry
aynada tutulan parçayı delmek veya döndürmek chuck f.
Technical
yuvarlak nesneleri döndürmek için kullanılan bir torna tezgahı desteği ball rest i.
tren vagonlarının tekerleklerini döndürmek için kullanılan torna tezgahı wheel lathe i.
değirmeni döndürmek için kullanılan su miktarı mill head i.
değirmeni döndürmek için kullanılan su yükü mill head i.
sürtünme yoluyla başka tekerleği döndürmek için kullanılan dişsiz tekerlek brushwheel i.
toprağı döndürmek yerine parçalayıp karıştırması için sabanın ucuna takılan sivri uçlu metal levha plow shovel i.
katı ve sıvı maddeleri birbirinden ayırmak için çok hızlı döndürmek centrifugate f.
katı ve sıvı maddeleri birbirinden ayırmak için çok hızlı döndürmek centrifuge out f.
etüt ölçümünde hatayı en aza indirmek için aynı nesneye tekrar bakmak amacıyla ölçme aracını yatay ve dikey olarak 180 derece döndürmek change face f.
başaşağı döndürmek invert f.
başlangıç değerine döndürmek restore f.
çevresinde döndürmek twirl f.
çözmek için zıt yönde döndürmek untwist f.
dönmek döndürmek circulate f.
hızlı bir şekilde dönmek veya döndürmek whirl f.
start dışı sebepler için motoru startelerle döndürmek motoring f.
yanal olarak döndürmek traverse f.
(topu) döndürmek whip f.
baklava desenine döndürmek lozenge f.
aşırı basınca maruz kalan birini normal atmosfer basıncına kademe kademe geri döndürmek decompress f.
(farklı bir magnezyum silikatlı minerali) serpantin mineraline döndürmek serpentinize f.
(farklı bir magnezyum silikatlı minerali) serpantin mineraline döndürmek serpentinise f.
Computer
başlangıç değerine döndürmek restore f.
özgün hale döndürmek reset f.
(sıkıştırılmış verileri) eski haline döndürmek decompress f.
yazılımı eski bir sürüme döndürmek downgrade f.
Informatics
geriye döndürmek restore f.
Automotive
aşağı döndürmek pivot down f.
bir tur döndürmek round f.
Aeronautic
sadece jet motorunun itme gücüne dayanmak yerine pervane döndürmek üzere tasarlanmış jet motoru turboprop i.
hafif hava aracına takılıp yardımcı motoru döndürmek için rüzgarla çalışan pervane windmill i.
aniden yukarıya döndürmek (uçak) hoik f.
aniden yukarıya döndürmek (uçak) hoick f.
uçağı aniden yukarı döndürmek hoick f.
motorun pervane kanatlarını uçuş eksenine paralel olacak şekilde döndürmek feather f.
Marine
çapayı rüzgarın geldiği yöne döndürmek için verilen emir up anchor i.
rotayı tersine döndürmek cast f.
(meltemde yönünü şaşırmış gemiyi) dümenle rotasına geri döndürmek chapel f.
yelkenleri geriye doğru itecek şekilde döndürmek bagpipe the mizzen f.
yelkenli geminin dümen ve rüzgar etkisiyle gittiği yönü tersine döndürmek brace about f.
prasyanın yönünü değiştirerek döndürmek brace in f.
(sereni) gemi donanımının izin verdiği kadar döndürmek brace up sharp f.
geminin burnunu rüzgarın estiği yöne döndürmek haul the wind f.
rıhtım halatlarını çekmekte kullanılan halatı saran çıkrığı döndürmek heave taut f.
seren direğinin ucunu döndürmek trip f.
(rüzgarın diğer tarafına çarpması için) tekneyi veya gemiyi döndürmek wind [uk] f.
(askıdaki çapayı) istenen konuma döndürmek gimblet f.
(askıdaki çapayı) istenen konuma döndürmek gimlet f.
geminin başını rüzgara döndürmek heave to f.
(gemiyi) ön-arka ekseninde döndürmek roll f.
(yelkeni) kıça en yakın tarafa çekerek yelkenliyi döndürmek üzere ayarlamak flatten f.
(gemi direğini) döndürmek slew f.
(gemi direğini) döndürmek slue f.
Petrol
matkabı engelin bir tarafına döndürmek için petrol kuyusuna yerleştirilen uzun takoz whipstock i.
Medical
birini yaşama döndürmek için ağzına nefes vererek ciğerlerini hava ile doldurma prensibine dayalı bir yöntem mouth-to-mouth i.
vücudun bir bölümünü tersine döndürmek evaginate f.
birini yaşama döndürmek için ağzına nefes vererek ciğerlerini hava ile doldurma prensibine dayalı (yöntem) mouth-to-mouth s.
Pathology
(organ veya parçayı) içe döndürmek intussuscept f.
Chemistry
(metali) metalik formuna döndürmek vivificate f.
eski haline döndürmek revert f.
Astronomy
(teodolit teleskobu) düşeyde tersine döndürmek transit f.
Forestry
(yüzen kütüğü) döndürmek logroll f.
Linguistics
(dilin ucunu) yukarı ve geriye döndürmek invert f.
Religious
(birini) eski dinine döndürmek reconvert f.
muhammed'in dinine döndürmek mahometanize [obsolete] f.
muhammed'in dinine döndürmek mahometanise [obsolete] f.
hristiyanlıktan döndürmek dechristianize [us] f.
hristiyanlıktan döndürmek dechristianise [uk] f.
hristiyanlığa döndürmek gospel f.
roma katolik inancına döndürmek papalize f.
roma katolik inancına döndürmek papalise f.
paganizme döndürmek paganiza f.
Military
topu ekseninde yanlamasına döndürmek traverse i.
düşman birliklerini döndürmek veya düşmana yandan saldırmak için düşman konumuna paralel veya dik şekilde yapılan ilerleme flank march i.
zıt yönde döndürmek counterwheel f.
Sport
krikette (topu) döndürmek turn f.
vücut döndürmek trunk turning f.
(kaykayda) zıplarken kaykayın arka kısmına baskı uygulayıp iniş yapmadan önce kaykayı tam tur döndürmek kickflip f.
(ragbide daire şeklindeki) oyuncu barajını etrafında döndürmek screw f.
Football
(amerikan futbolunda oyun kurucu) bir oyuncuyu geçmek veya sona kadar koşmak için topu kalçada saklayıp döndürmek bootleg f.
Baseball
sopayı çevirirken bileklerini döndürmek break one's wrists f.
Archaic
eski sahibine ya da yerine döndürmek reconvey f.
doğru yola döndürmek reduce f.
ters yöne döndürmek unturn f.
kahverengine döndürmek imbrown f.
matkap gibi döndürmek drill f.
roma katolik inancına döndürmek papize f.
roma katolik inancına döndürmek papise f.
dininden döndürmek disciple f.
tüm yönlerde döndürmek sphere f.
Engineering
bir yüzü eksenine dik olarak döndürmek için kullanılan bir torna aleti facer i.
Slang
(birini) dili tutulmuşa döndürmek/çevirmek strike (someone) dumb f.
(birini) şaşkına çevirmek/döndürmek knock (one) on (one's) ass f.
başını döndürmek knock dead f.