Geçmiş

elinden geleni yapmak

"elinden geleni yapmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 92 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	elinden geleni yapmak	strain every nerve f.
2	Genel	elinden geleni yapmak	do one's damnedest f.
3	Genel	elinden geleni yapmak	pull out all the stops f.
4	Genel	elinden geleni yapmak	do one's best f.
5	Genel	elinden geleni yapmak	do one's utmost f.
6	Genel	elinden geleni yapmak	step up to the plate f.
7	Genel	elinden geleni yapmak	give it one's best shot f.
8	Genel	elinden geleni yapmak	do the best one can do f.
9	Genel	elinden geleni yapmak	do one's level best f.
10	Genel	elinden geleni yapmak	do all one can do f.
11	Genel	elinden geleni yapmak	exert oneself to the utmost f.
12	Genel	elinden geleni yapmak	try one's best f.
13	Genel	elinden geleni yapmak	do one's utmost effort f.
14	Genel	elinden geleni yapmak	do best f.
15	Genel	elinden geleni yapmak	mismake f.
Phrases
16	İfadeler	elinden geleni yapmak	be as much as somebody can/could do (not) to do something f.
Colloquial
17	Konuşma Dili	elinden geleni yapmak	do (one's) dash f.
18	Konuşma Dili	elinden geleni yapmak	be hard pushed f.
19	Konuşma Dili	elinden geleni yapmak	do bit f.
Idioms
20	Deyim	elinden geleni yapmak	give (something) the (old) college try f.
21	Deyim	elinden geleni yapmak	give something the old college try [old-fashioned] [us] f.
22	Deyim	elinden geleni yapmak	give it the old college try f.
23	Deyim	elinden geleni yapmak	be all (one) could do (not) to (do something) f.
24	Deyim	elinden geleni yapmak	be all somebody can/could do (not) to do something f.
25	Deyim	elinden geleni yapmak	do all one can f.
26	Deyim	elinden geleni yapmak	give a hundred percent f.
27	Deyim	elinden geleni yapmak	give full measure f.
28	Deyim	elinden geleni yapmak	make every effort to do f.
29	Deyim	elinden geleni yapmak	move heaven and earth f.
30	Deyim	elinden geleni yapmak	go to any lengths f.
31	Deyim	elinden geleni yapmak	go to any extreme f.
32	Deyim	elinden geleni yapmak	do one's best f.
33	Deyim	elinden geleni yapmak	go all out (for) f.
34	Deyim	elinden geleni yapmak	give of one's best f.
35	Deyim	elinden geleni yapmak	do one's damnedest f.
36	Deyim	elinden geleni yapmak	fall over backwards f.
37	Deyim	elinden geleni yapmak	pull out all the stops f.
38	Deyim	elinden geleni yapmak	do absolutely anything f.
39	Deyim	elinden geleni yapmak	give your all f.
40	Deyim	elinden geleni yapmak	bend over backwards f.
41	Deyim	elinden geleni yapmak	go all out f.
42	Deyim	elinden geleni yapmak	go to great lengths f.
43	Deyim	elinden geleni yapmak	strain every nerve f.
44	Deyim	elinden geleni yapmak	make every effort f.
45	Deyim	elinden geleni yapmak	make the best of f.
46	Deyim	elinden geleni yapmak	put one's best foot forward f.
47	Deyim	elinden geleni yapmak	put one's heart and soul into f.
48	Deyim	elinden geleni yapmak	do one's bit f.
49	Deyim	elinden geleni yapmak	give one's all f.
50	Deyim	elinden geleni yapmak	do one's level best f.
51	Deyim	elinden geleni yapmak	lean over backwards f.
52	Deyim	elinden geleni yapmak	shoot one's bolt f.
53	Deyim	elinden geleni yapmak	spare no effort f.
54	Deyim	elinden geleni yapmak	try one's hardest f.
55	Deyim	elinden geleni yapmak	shoot one's wad f.
56	Deyim	elinden geleni yapmak	put oneself out f.
57	Deyim	elinden geleni yapmak	go the whole hog f.
58	Deyim	elinden geleni yapmak	make an all-out effort f.
59	Deyim	elinden geleni yapmak	work hard f.
60	Deyim	elinden geleni yapmak	do one's utmost f.
61	Deyim	elinden geleni yapmak	break one's neck f.
62	Deyim	elinden geleni yapmak	bust a gut f.
63	Deyim	elinden geleni yapmak	give one's best f.
64	Deyim	elinden geleni yapmak	put one's back into f.
65	Deyim	elinden geleni yapmak	run the good race f.
66	Deyim	elinden geleni yapmak	stand and deliver f.
67	Deyim	elinden geleni yapmak	do (one's) darndest f.
68	Deyim	elinden geleni yapmak	do the hard yards f.
69	Deyim	elinden geleni yapmak	bend over backward f.
70	Deyim	elinden geleni yapmak	lean over backward f.
71	Deyim	elinden geleni yapmak	do (one's) darnedest f.
72	Deyim	elinden geleni yapmak	do yourself justice f.
73	Deyim	elinden geleni yapmak	do your damnedest f.
74	Deyim	elinden geleni yapmak	go whole hog f.
75	Deyim	elinden geleni yapmak	pull all the stops out f.
76	Deyim	elinden geleni yapmak	pull all the stops out f.
77	Deyim	elinden geleni yapmak	put heart into f.
78	Deyim	elinden geleni yapmak	put one's back into it f.
79	Deyim	elinden geleni yapmak	put your back into f.
80	Deyim	elinden geleni yapmak	shoot bolt f.
81	Deyim	elinden geleni yapmak	shoot wad f.
82	Deyim	elinden geleni yapmak	shoot your bolt [uk] f.
83	Deyim	elinden geleni yapmak	shoot your wad f.
84	Deyim	elinden geleni yapmak	strain every nerve and muscle f.
85	Deyim	elinden geleni yapmak	try (one's) damnedest f.
86	Deyim	elinden geleni yapmak	try (one's) damndest f.
87	Deyim	elinden geleni yapmak	wait on hand and foot f.
88	Deyim	elinden geleni yapmak	cut the buck f.
Speaking
89	Konuşma	elinden geleni yapmak	do the best that one could f.
Slang
90	Argo	elinden geleni yapmak	do your damnedest f.
91	Argo	elinden geleni yapmak	try your damnedest f.
92	Argo	elinden geleni yapmak	go ham f.

"elinden geleni yapmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 29 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	iyi bir tesir bırakmak için elinden geleni yapmak	put one's best foot forward f.
Phrasals
2	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) engellemek/önlemek için elinden geleni yapmak	come down on (someone or something) f.
3	Öbek Fiiller	(bir şey) için elinden geleni yapmak	put (one's) back into (something) f.
4	Öbek Fiiller	(bir şey) için elinden geleni yapmak	put (one's) back to (something) f.
Colloquial
5	Konuşma Dili	bir şeyi yapmak/yapmamak için elinden geleni yapmak	as much as somebody can/could do (not) to do something f.
6	Konuşma Dili	bir şeyi yapmak için elinden geleni yapmak	as much as somebody can/could do to do something f.
7	Konuşma Dili	bir şey için elinden geleni yapmak	go all out for something f.
Idioms
8	Deyim	biri için elinden geleni yapmak	go to the wall (for somebody/something) f.
9	Deyim	yardımcı olmak için elinden geleni yapmak	lean over backwards f.
10	Deyim	(bir konuda) elinden geleni yapmak	spare no effort to do something f.
11	Deyim	yardımcı olmak için elinden geleni yapmak	bend over backwards f.
12	Deyim	(bir şeyi yapmak ya da yapmamak) için elinden geleni yapmak	as much as (one) could do (not) (to do something) f.
13	Deyim	(bir şeyi yapmak ya da yapmamak) için elinden geleni yapmak	be all (one) could do (not) to (do something) f.
14	Deyim	bir şeyi yapmak (ya da yapmamak) için elinden geleni yapmak	be all somebody can/could do (not) to do something f.
15	Deyim	hedeflerine ulaşmak için elinden geleni yapmak	go for the fences f.
16	Deyim	(bir şeyi yapmak için) elinden geleni yapmak	go to great lengths (to do something) f.
17	Deyim	bir şey yapmak için elinden geleni yapmak	lean over backwards to do something f.
18	Deyim	bir şey yapmak için elinden geleni yapmak	bend over backwards to do something f.
19	Deyim	(bir şey için) elinden geleni yapmak	give (something) (one's) all f.
20	Deyim	bir şey için elinden geleni yapmak	give something the old college try [old-fashioned] [us] f.
21	Deyim	(bir şey yapmak için) elinden geleni yapmak	go to any lengths to (do something) f.
22	Deyim	(bir şey yapmak için) elinden geleni yapmak	go to any length to (do something) f.
23	Deyim	(bir şey yapmak için) elinden geleni yapmak	go to any greats to (do something) f.
24	Deyim	(bir şey yapmak için) elinden geleni yapmak	go to any great to (do something) f.
25	Deyim	(bir şey yapmak için) elinden geleni yapmak	make every effort (to do something) f.
26	Deyim	başarılı olmak için elinden geleni yapmak	make the most of (oneself) f.
27	Deyim	(bir şey) için elinden geleni yapmak	put (one's) heart (and soul) into (something) f.
28	Deyim	iyi bir tesir bırakmak için elinden geleni yapmak	put best foot forward f.
29	Deyim	bir şeyi yapmak için elinden geleni yapmak	put your back into something f.