| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | en şiddetli | waxiest s. |
| Genel | en şiddetli | sharpest s. |
| Türkçe | İngilizce | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | en şiddetli kısım (saldırı/azarlama/baskı vb'nin) | brunt i. |
| Genel | (bir şeyin) en şiddetli noktası | teeth i. |
| Genel | en şiddetli an | throes i. |
| Genel | hastalığın en şiddetli dönemi | climax i. |
| Genel | baskının en şiddetli kısmını çekmek | bear the brunt of f. |
| Idioms | ||
| Deyim | en ağır/zor/şiddetli kısmına katlanmak | bear the brunt of something f. |
| Deyim | saldırının en şiddetli kısmını yaşamak | take the brunt of something f. |
| Deyim | saldırının en şiddetli kısmını yaşamak | bear the brunt of something f. |
| Deyim | mücadelenin en şiddetli zamanında | in the thick of the fight expr. |
| Deyim | muharebenin en şiddetli yerinde | in the thick of the battle expr. |
| Medical | ||
| Medikal | hastalığın en şiddetli dönemi | fastigium i. |
| Environment | ||
| Çevre | beklenen en şiddetli deprem | maximum credible earthquake i. |
| Geology | ||
| Jeoloji | akarsularda veya yer şekillerinde erozyonun en şiddetli olduğu safha | maturity i. |
