Geçmiş

fazla olmak

"fazla olmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 8 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	fazla olmak	go too far f.
2	Genel	fazla olmak	brim over f.
3	Genel	fazla olmak	be in excess of f.
4	Genel	fazla olmak	(for someone) to go too far f.
5	Genel	fazla olmak	overstep the limit f.
6	Genel	fazla olmak	exceed f.
Idioms
7	Deyim	fazla olmak	be going begging f.
8	Deyim	fazla olmak	be going spare f.

"fazla olmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 109 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	daha fazla silahlanmış olmak	outgun f.
2	Genel	çok fazla işi olmak	have a lot on one's plate f.
3	Genel	birine fazla bağlı olmak	be tied to someone's apron strings f.
4	Genel	vücut ısısı fazla olmak	run a temperature f.
5	Genel	hesabından fazla para çekmiş olmak	be overdrawn f.
6	Genel	fazla yük olmak (bir yapıdaki eleman)	put too much stress on f.
7	Genel	fazla meşgul olmak	have one's hands full f.
8	Genel	için fazla büyümüş olmak	outgrow f.
9	Genel	fazla para çekilmiş olmak (hesaptan)	be overdrawn f.
10	Genel	biriyle daha fazla ortak yönleri olmak	have more in common with someone f.
11	Genel	haddinden fazla içip sarhoş olmak	get pissed out of one's mind f.
12	Genel	-den fazla olmak	top f.
13	Genel	-e fazla yük olmak	overburden f.
14	Genel	fazla hırslı olmak	be overambitious f.
15	Genel	payına düşenden daha fazla acıya şahit olmak	see more than its share of suffering f.
16	Genel	çok fazla ilaç alıyor olmak	be on a load of medication f.
17	Genel	çok fazla vakti olmak	have a lot of time f.
18	Genel	çok fazla şikayet etmek/şikayetçi olmak/mızmızlanmak	whine/complain a lot f.
19	Genel	-dan fazla olmak	be turned of f.
20	Genel	çok fazla enflasyona sebep olmak	overinflate f.
21	Genel	fazla organize olmak	overorganize f.
22	Genel	fazla organize olmak	overorganise f.
23	Genel	fazla inancı olmak	overtrust f.
24	Genel	sayı, miktar, güç veya önemce daha fazla olmak	rule f.
25	Genel	gereğinden fazla şekerli olmak	cloy f.
26	Genel	'-den daha fazla adı çıkmış olmak	outname f.
27	Genel	daha fazla metrese sahip olmak	outparamour f.
Phrasals
28	Öbek Fiiller	(iki veya daha fazla kişinin) arasında olmak	come between (two or more people) f.
29	Öbek Fiiller	(bitkiye) fazla su vererek büyüyememesine neden olmak	dampen off f.
30	Öbek Fiiller	ile fazla meşgul olmak	fuss with f.
Colloquial
31	Konuşma Dili	bir şeyi karşısındakine göre çok daha fazla yapmış olmak	have [done/seen/had] more something than somebody has had hot dinners f.
32	Konuşma Dili	içkiyi fazla kaçırmış olmak	have had one too many f.
33	Konuşma Dili	bir şeyi eskisi gibi yapmak için çok/fazla yaşlı olmak	be past it f.
34	Konuşma Dili	bir şeyi eskisi gibi yapmak için çok/fazla yaşlı olmak	look past it f.
35	Konuşma Dili	çok fazla bilgisi olmak	know too much f.
36	Konuşma Dili	çok fazla önemli bilgiye sahip olmak	know too much f.
37	Konuşma Dili	biraz fazla olmak	be a bit much f.
38	Konuşma Dili	haddinden fazla olmak	be a bit much f.
39	Konuşma Dili	için çok fazla olmak	be too many for f.
40	Konuşma Dili	(biri) için çok fazla olmak	be too many for (someone) f.
41	Konuşma Dili	(biri için) fazla olmak	be too much (for somebody) f.
42	Konuşma Dili	bir şeyi eskisi gibi yapmak için fazla yaşlı olmak	be past it [uk] f.
43	Konuşma Dili	bir şeyi eskisi gibi yapmak için fazla yaşlı olmak	be past it [uk] f.
Idioms
44	Deyim	seçimde başarılı olmak için saflarını birleştiren iki veya daha fazla siyasetçi	dream ticket i.
45	Deyim	gereğinden fazla dindar olmak	be more catholic than the pope f.
46	Deyim	İsviçre peynirinden daha fazla deliği olmak	have more holes than swiss cheese [us] f.
47	Deyim	en fazla zarar gören olmak	come by the worst f.
48	Deyim	en fazla zarar gören olmak	come off worst f.
49	Deyim	çok fazla şikayet etmek/şikayetçi olmak/mızmızlanmak	protest too much f.
50	Deyim	çok fazla/bin/kırk/her tarakta bezi olmak	have one's finger in too many pies f.
51	Deyim	çok fazla deneyimi olmak	have been around the block f.
52	Deyim	aynı anda birden fazla rolde/görevde olmak	wear another hat f.
53	Deyim	(gemi) tam genişliği fazla olmak	be broad in the beam f.
54	Deyim	katolikliğin kurallarına gerekenden daha fazla bağlı olmak	be more catholic than the pope (himself) f.
55	Deyim	fazla merhametli olmak	go soft f.
56	Deyim	birden fazla şansı/seçeneği olmak	have more than one string to (one's) bow f.
57	Deyim	(bir şey) çok fazla olmak	have (something) up the yin-yang f.
58	Deyim	birden fazla görevi/rolü olmak	wear several hats f.
59	Deyim	çok fazla (bir şeyi) olmak	have (something) up the wazoo f.
60	Deyim	yedekte bir/birden fazla şeyi olmak	have another string/more strings to your bow f.
61	Deyim	kullandığı veya yaptığı şey başarısız olursa alternatif bir/birden fazla yolu olmak	have another string/more strings to your bow f.
62	Deyim	elinde alternatif bir/birden fazla şeyi olmak	have another string/more strings to your bow f.
63	Deyim	birden fazla alternatifi olmak	have more strings to your bow f.
64	Deyim	birden fazla seçeneği/yolu olmak	have more strings to your bow f.
65	Deyim	elinden geleden fazla olmak	be a huckleberry above (one's) persimmon [dated] f.
66	Deyim	fiyatı biraz yüksek/fazla olmak	be a bit steep f.
67	Deyim	çok fazla parası olmak	be not short of a penny (or two) f.
68	Deyim	biraz fazla soğuk olmak	be (a bit, a little) on the cold side f.
69	Deyim	çok fazla (bir şeyi) olmak	be up to (one's) chin in (something) f.
70	Deyim	çok fazla bir şeyi olmak	be up to your ears in something f.
71	Deyim	ilgilenecek çok fazla şeyi olmak	be up to your ears in something f.
72	Deyim	(bölge/şehir) çok fazla suç olmak	be wide open f.
73	Deyim	bir şeyi karşısındakine göre çok daha fazla yapmış olmak	(have done) more (something) than (one) has had hot dinners f.
74	Deyim	(kendinden) fazla emin olmak	be cocksure of (oneself) f.
75	Deyim	haddinden fazla olmak	be knee-deep in f.
76	Deyim	parçalarının toplamından büyük/fazla olmak	be more/bigger/greater than the sum of its parts f.
77	Deyim	fazla yaşamayacak olmak	be not long for this world f.
78	Deyim	çok fazla olmak	be over the top f.
79	Deyim	çok fazla (bir şeyi) olmak	be up to (one's) eyes in (something) f.
80	Deyim	çok fazla (bir şeyi) olmak	be up to (one's) neck in (something) f.
81	Deyim	çok fazla bir şeyi olmak	be up to your neck in something f.
82	Deyim	çok fazla bir şeyi olmak	be in something up to your neck f.
83	Deyim	çok fazla bir şeyi olmak	be up to your eyes in something f.
84	Deyim	çok fazla bir şeyi olmak	be up to your eyeballs in something f.
85	Deyim	başkalarına çok fazla bağımlı olmak	can't call one's soul one's own f.
86	Deyim	başkalarına çok fazla bağımlı olmak	can't call soul own f.
87	Deyim	daha fazla dahil olmak	get in deeper f.
88	Deyim	(bir şeyden) en fazla zarar gören olmak	get the worst of (something) f.
89	Deyim	en fazla zarar gören olmak	get the worst of it f.
90	Deyim	(biriyle/bir şeyle) fazla meşgul olmak	have one's hands full (with someone or something) f.
91	Deyim	çok fazla/bin/kırk/her tarakta bezi olmak	have finger in too many pies f.
92	Deyim	gereğinden fazla olmak	have had a basinful f.
93	Deyim	fazla meşgul olmak	have hands full f.
94	Deyim	fazla meşgul olmak	have your hands full f.
95	Deyim	vücut ısısı fazla olmak	have/run a temperature f.
96	Deyim	gereğinden fazla dindar olmak	outpope the pope f.
Speaking
97	Konuşma	size daha fazla yardımcı olmak isterdim	I wish I could be of more help to you expr.
Trade/Economic
98	Ticaret/Ekonomi	(mülke) fazla değer biçip daha fazla vergi konmasına sebep olmak	overassess f.
Politics
99	Siyasal	ön seçimlerde birden fazla partiden aday olmak	cross-file f.
Industry
100	Sanayi	birden fazla alanda beceri sahibi olmak	multiskill f.
Technical
101	Teknik	sayıca daha fazla olmak	outnumber f.
Math
102	Matematik	bir veya daha fazla elemanı ortak olmak (küme)	overlap f.
Astronomy
103	Gökbilim	samanyolu da dahil olmak üzere 24'ten fazla galaksiyi kapsayan bir gökadalar grubu	local group of galaxies i.
Religious
104	Dini	aynı anda birden fazla arpalığa sahip olmak	pluralize f.
105	Dini	aynı anda birden fazla arpalığa sahip olmak	pluralise f.
Archaic
106	Eski Kullanım	'-e fazla yük olmak	overburthen f.
Slang
107	Argo	çok fazla sayıda olmak	(have something) coming out the wazoo f.
108	Argo	fazla iyimser olmak	be whistling dixie f.
Modern Slang
109	Modern Argo	(bir şey için) fazla yaşlı/yaşı büyük olmak	be aging out f.