göz önünde bulundurmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

göz önünde bulundurmak



"göz önünde bulundurmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 25 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
göz önünde bulundurmak consider f.
General
göz önünde bulundurmak take into consideration f.
göz önünde bulundurmak conceive f.
göz önünde bulundurmak bear in mind f.
göz önünde bulundurmak to show regard to f.
göz önünde bulundurmak take in consideration f.
göz önünde bulundurmak show regard to f.
göz önünde bulundurmak pay regard to f.
göz önünde bulundurmak have in contemplation f.
göz önünde bulundurmak see about a thing f.
göz önünde bulundurmak envision f.
göz önünde bulundurmak mark f.
göz önünde bulundurmak revolve f.
göz önünde bulundurmak impute [obsolete] f.
göz önünde bulundurmak fame f.
göz önünde bulundurmak prepend f.
Phrasals
göz önünde bulundurmak reckon with f.
göz önünde bulundurmak take for f.
göz önünde bulundurmak keep in sight f.
göz önünde bulundurmak figure on f.
Idioms
göz önünde bulundurmak take stock f.
göz önünde bulundurmak be blowing in the wind [us] f.
göz önünde bulundurmak take something on board f.
Politics
göz önünde bulundurmak consider f.
Archaic
göz önünde bulundurmak poise f.

"göz önünde bulundurmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 29 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ihtimali göz önünde bulundurmak entertain the possibility f.
sabit bir fiyatla ileride satın alma hakkını göz önünde bulundurmak buy the refusal f.
Phrasals
bir şeyi göz önünde bulundurmak allow something for something f.
önceden göz önünde bulundurmak allow for f.
bir şeyi göz önünde bulundurmak allow something for something f.
önceden göz önünde bulundurmak allow for f.
(birini/bir şeyi) göz önüne almak/göz önünde bulundurmak look at (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) göz önünde bulundurmak reckon with (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) göz önünde bulundurmak think about (someone or something) f.
Colloquial
(bir bilgiyi, tavsiyeyi, talimatı) göz önünde bulundurmak take home f.
… olduğunu göz önünde bulundurmak bear in mind that... expr.
göz önünde bulundurmak gerek ki mark you [old-fashioned] exclam.
Idioms
gelecekte olabilecekleri göz önünde bulundurmak take the longer view f.
gelecekte olabilecekleri göz önünde bulundurmak take the long view f.
bir şeyi göz önünde bulundurmak keep something in sight f.
(birini/bir şeyi) göz önünde bulundurmak bear (someone or something) in mind f.
birini/bir şeyi göz önünde bulundurmak keep somebody/something in mind f.
birini/bir şeyi göz önünde bulundurmak bear somebody/something in mind f.
birini/bir şeyi (biri/bir şey için) göz önünde bulundurmak keep someone or something in mind (for someone or something) f.
tüm olasılıkları göz önünde bulundurmak cover all bases f.
tüm olasılıkları göz önünde bulundurmak/düşünmek/ele almak cover all the bases [us] f.
tüm olasılıkları göz önünde bulundurmak/düşünmek/ele almak cover one's bases [us] f.
(birini/bir şeyi) göz önünde bulundurmak give ear to (someone or something) f.
(bir şeyi) göz önünde bulundurmak keep (something) in sight f.
(birini/bir şeyi) göz önünde bulundurmak take account of (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) göz önünde bulundurmak take into account (someone or something) f.
bir şeyi göz önünde bulundurmak take something into account f.
bir şeyi göz önünde bulundurmak take account of something f.
Slang
ayrıcalıklarını göz önünde bulundurmak check your privilege f.