|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
gömülü yapı |
buried structure i.
|
|
2 |
Genel |
gömülü kablo |
buried cable i.
|
|
3 |
Genel |
kısmen yere gömülü sera |
pit i.
|
|
4 |
Genel |
masaya gömülü hokka |
inkwell i.
|
|
5 |
Genel |
gömülü sistem |
embedded system i.
|
|
6 |
Genel |
gömülü sistem |
built-in system i.
|
|
7 |
Genel |
gömülü teori |
grounded theory i.
|
|
8 |
Genel |
gömülü enerji |
embodied energy i.
|
|
9 |
Genel |
gömülü mayın |
buried mine i.
|
|
10 |
Genel |
toprak altına gömülü mayın |
buried mine i.
|
|
11 |
Genel |
toprağa gömülü kablo |
buried cable i.
|
|
12 |
Genel |
gömülü hazine |
buried treasure i.
|
|
13 |
Genel |
gömülü tasarım |
embedded design i.
|
|
14 |
Genel |
birbiriyle karışık ve şeffaf cama gömülü renkli camdan yapılma ince çubuk ve tüpler |
millefiore glass i.
|
|
15 |
Genel |
gömülü bir şeyi açığa çıkarma |
deterration i.
|
|
16 |
Genel |
genellikle farklı türde kayanın içine gömülü küçük ve yuvarlak kaya kütlesi |
rognon i.
|
|
17 |
Genel |
(kollodyon filmine gömülü) ince organik malzeme tabakası |
peel i.
|
|
18 |
Genel |
(bitki veya hayvan gövdesinde) kabarık ve gömülü lekeler |
sculpture i.
|
|
|
19 |
Genel |
(bitki veya hayvan gövdesinde) kabarık ve gömülü lekeler |
sculpturing i.
|
|
20 |
Genel |
gömülü olmak |
rest f.
|
|
21 |
Genel |
gömülü olduğu yerden çıkarmak |
ungrave f.
|
|
22 |
Genel |
yarıya kadar gömülü |
half-buried s.
|
|
23 |
Genel |
yarı gömülü |
half-buried s.
|
|
24 |
Genel |
(toprağa) yarısına kadar gömülü |
half-buried s.
|
|
25 |
Genel |
sırayla gömülü olacak şekilde kakmalı (mücevher) |
channel-set s.
|
|
26 |
Genel |
gömülü biçimde mücevher dizili (yüzük vb.) |
channel-set s.
|
|
27 |
Genel |
gömülü olmayan |
unsepulchred s.
|
|
28 |
Genel |
gömülü olmayan |
unset s.
|
|
29 |
Genel |
(göz) hafif içe gömülü |
hooded s.
|
|
30 |
Genel |
yere gömülü |
inground s.
|
|
31 |
Genel |
zemine gömülü |
inground s.
|
|
32 |
Genel |
burada gömülü |
hse (here is buried) kısalt.
|
|
33 |
Genel |
burada gömülü |
hjs (hic jacet sepultus) kısalt.
|
|
Colloquial |
|
34 |
Konuşma Dili |
uzun süre gömülü kalmak |
stay buried for long f.
|
|
35 |
Konuşma Dili |
derine gömülü |
ground-in s.
|
|
Idioms |
|
36 |
Deyim |
gömülü olduğu yerden çıkmak |
come out of f.
|
|
37 |
Deyim |
içinde gömülü olmak |
lie in f.
|
|
38 |
Deyim |
boğazına kadar (işlerle) gömülü |
up to (one's) armpits (in something) s.
|
|
39 |
Deyim |
boğazına kadar gömülü/batmış |
neck-deep s.
|
|
40 |
Deyim |
boğazına kadar gömülü/batmış |
up to one's neck expr.
|
|
41 |
Deyim |
boğazına kadar gömülü/batmış |
up to one's eyeballs in something expr.
|
|
42 |
Deyim |
boğazına kadar gömülü/batmış |
up to one's neck in something expr.
|
|
43 |
Deyim |
boğazına kadar (işlere) gömülü |
up to (one's) elbows (in something) expr.
|
|
44 |
Deyim |
boğazına kadar (işlere) gömülü |
up to (one's) eyes (in something) expr.
|
|
45 |
Deyim |
boğazına kadar (işlere) gömülü |
up to (one's) oxters (in something) [ireland/scotland] expr.
|
|
46 |
Deyim |
boğazına kadar (bi şeye) gömülü |
up to the eyeballs (in something) expr.
|
|
47 |
Deyim |
boğazına kadar (bi şeye) gömülü |
up to the eyes (in something) expr.
|
|
Trade/Economic |
|
48 |
Ticaret/Ekonomi |
gömülü ürünler |
embedded products i.
|
|
Law |
|
49 |
Hukuk |
gömülü olduğu yerden çıkartmak |
disinter f.
|
|
Politics |
|
50 |
Siyasal |
gömülü liberalizm |
embedded liberalism i.
|
|
Technical |
|
51 |
Teknik |
gerçek zamanlı gömülü sistemlerin testinde kullanılan simülasyon tekniği |
hardware in the loop (hil) i.
|
|
52 |
Teknik |
betona gömülü |
encased in concrete i.
|
|
53 |
Teknik |
doğrudan yer altına gömülü sıcak su şebekesi |
directly buried hot water network i.
|
|
54 |
Teknik |
doğrudan gömülü optik haberleşme kabloları |
directly buried optical telecommunication cables i.
|
|
55 |
Teknik |
esnek gömülü boru |
flexible buried pipe i.
|
|
56 |
Teknik |
gömülü zemin |
underlying soil i.
|
|
57 |
Teknik |
gömülü uç |
anchored end i.
|
|
58 |
Teknik |
gömülü ısıl koruma |
built-in thermal protection i.
|
|
|
59 |
Teknik |
gömülü borular ve kablolar için elektromanyetik yer bulucular |
electromagnetic locators for buried pipes and cables i.
|
|
60 |
Teknik |
gömülü malzemeler |
embedded materials i.
|
|
61 |
Teknik |
gömülü kapak |
inner cap i.
|
|
62 |
Teknik |
gömülü atom yöntemi |
embedded atom method i.
|
|
63 |
Teknik |
gömülü havalandırma borusu |
embedded ventilation duct i.
|
|
64 |
Teknik |
gömülü numune |
mounted specimen i.
|
|
65 |
Teknik |
gömülü veya suya daldırılmış metalik yapılar |
buried or immersed metallic structures i.
|
|
66 |
Teknik |
gömülü aşındırıcı |
embedded abrasive i.
|
|
67 |
Teknik |
gömülü enerji |
emergy i.
|
|
68 |
Teknik |
gömülü boy |
embedded length of bar i.
|
|
69 |
Teknik |
gömülü nesne |
embedded object i.
|
|
70 |
Teknik |
kanal/doğrudan gömülü tesisat |
duct/direct-buried installation i.
|
|
71 |
Teknik |
kazığın gömülü boyu |
penetration depth of the pile i.
|
|
72 |
Teknik |
kazığın gömülü boyu |
embedded length of the pile i.
|
|
73 |
Teknik |
sıva altına gömülü panel |
embedded panel i.
|
|
74 |
Teknik |
toprağa gömülü depo |
underground tank i.
|
|
75 |
Teknik |
toprağa gömülü tank |
underground tank i.
|
|
76 |
Teknik |
zemine gömülü türbin |
encased turbine i.
|
|
77 |
Teknik |
(metal işlemede) kalıbın parçaları arasındaki ayrım yüzeylerine şekil vermek amacıyla kalıp çıkarılırken şablonun kısmen gömülü olduğu oluklu levha, sıva kalıbı, sertleşmiş kum gibi malzeme |
match i.
|
|
78 |
Teknik |
iletim hattını yıldırıma karşı koruyan gömülü toprak iletkeni |
counterpoise i.
|
|
79 |
Teknik |
kendisinden farklı türdeki bir ana kütlenin içine gömülü kitle |
plum i.
|
|
80 |
Teknik |
plaka üzerindeki gömülü bağlantı noktası |
slug i.
|
|
81 |
Teknik |
atmosferik basınca gömülü geniş çaplı boru biçimli yığın |
pneumatic pile i.
|
|
82 |
Teknik |
toprağa doğrudan gömülü |
buried directly in the ground s.
|
|
Computer |
|
83 |
Bilgisayar |
gömülü yazılım |
embedded software i.
|
|
84 |
Bilgisayar |
gömülü anten |
earth antenna i.
|
|
85 |
Bilgisayar |
gömülü nesne |
embedded object i.
|
|
86 |
Bilgisayar |
gömülü şablon |
embedded template i.
|
|
87 |
Bilgisayar |
gömülü şablon |
built-in template i.
|
|
88 |
Bilgisayar |
işlemci çipine gömülü kodlanmış çok sayıda komut içeren bir tür bilgisayar mimarisi |
complex instruction set computer (cisc) i.
|
|
89 |
Bilgisayar |
işlemci çipine gömülü kodlanmış çok sayıda komut içeren bir tür bilgisayar mimarisi |
complex instruction set computing (cisc) i.
|
|
Informatics |
|
90 |
Bilişim |
donanım gömülü yazılım |
firmware i.
|
|
91 |
Bilişim |
gömülü nesne |
embedded object i.
|
|
92 |
Bilişim |
gömülü kodlanmış |
hard-coded s.
|
|
Telecom |
|
93 |
Telekom |
gömülü çoklu ortam uçbirim bağdaştırıcısı |
embedded multimedia terminal adapter i.
|
|
94 |
Telekom |
gömülü taban teçhizatı |
embedded base equipment i.
|
|
95 |
Telekom |
gömülü kablo |
buried cable i.
|
|
96 |
Telekom |
gömülü kablo modem |
embedded cable modem i.
|
|
97 |
Telekom |
gömülü bilgisayar sistemi |
embedded computer system i.
|
|
98 |
Telekom |
gömülü ana giriş seçeneği |
embedded portal option i.
|
|
99 |
Telekom |
gömülü nesne |
embedded object i.
|
|
100 |
Telekom |
gömülü kanal |
buried channel i.
|
|
101 |
Telekom |
gömülü veri işleme |
embedded computing i.
|
|
102 |
Telekom |
gömülü komut |
embedded command i.
|
|
103 |
Telekom |
gömülü işlemler kanalı |
embedded operations channel i.
|
|
104 |
Telekom |
gömülü veri tabanı dili |
embedded database language i.
|
|
105 |
Telekom |
gömülü sistem |
embedded system i.
|
|
106 |
Telekom |
gömülü sistem programlama |
embedded system programming i.
|
|
107 |
Telekom |
gömülü işaretleşme kanalı |
embedded signaling channel i.
|
|
108 |
Telekom |
gömülü müşteri müştemilatı |
embedded customer-premises equipment i.
|
|
109 |
Telekom |
gömülü set-üstü kutusu |
embedded set-top box i.
|
|
110 |
Telekom |
kalımlı uyarlanabilir lif optik gömülü ağ |
survivable adaptable fiber-optic embedded network i.
|
|
111 |
Telekom |
toprağa gömülü kablo |
burried cable i.
|
|
Electric |
|
112 |
Elektrik |
gömülü anten |
earth antenna i.
|
|
Mechanic |
|
113 |
Mekanik |
tıpası yuvasına gömülü vana |
ground cock i.
|
|
Radio |
|
114 |
Radyo |
yere gömülü anten |
buried antenna i.
|
|
Architecture |
|
115 |
Mimarlık |
gömülü duvar |
burried wall i.
|
|
116 |
Mimarlık |
kenet tuğlası ile desteklenen, duvara gömülü nispeten kısa kalas veya çatı kirişi |
lookout i.
|
|
117 |
Mimarlık |
kenet tuğlası ile desteklenen, duvara gömülü nispeten kısa kalas veya çatı kirişi |
look-out i.
|
|
118 |
Mimarlık |
yarı gömülü |
engaged s.
|
|
119 |
Mimarlık |
yarısı gömülü anlamına gelen ön ek |
semi- ök.
|
|
Construction |
|
120 |
İnşaat |
betona gömülü |
embedded in concrete i.
|
|
121 |
İnşaat |
doğrudan yer altına gömülü sıcak su şebekeleri |
directly buried hot water networks i.
|
|
122 |
İnşaat |
duvara gömülü kolon |
embedded column i.
|
|
123 |
İnşaat |
duvara gömülü |
embedded in masonry i.
|
|
124 |
İnşaat |
gömülü boru tesisatı |
buried piping i.
|
|
125 |
İnşaat |
sıva altına gömülü panel |
embedded panel i.
|
|
126 |
İnşaat |
tavan veya kubbelerdeki gömülü süsleme |
caisson i.
|
|
127 |
İnşaat |
yarı gömülü bodrum |
english basement i.
|
|
128 |
İnşaat |
yer altına gömülü boru sistemleri |
conduit systems buried underground i.
|
|
129 |
İnşaat |
yeraltına gömülü drenaj ve kanalizasyon sistemleri |
buried drainage and sewerage systems i.
|
|
130 |
İnşaat |
(yere/toprağa) gömülü havuz |
in-ground pool i.
|
|
131 |
İnşaat |
yeraltına gömülü drenaj ve kanalizasyon sistemleri |
underground drainage and sewerage systems i.
|
|
132 |
İnşaat |
gömülü oturma odası |
sunken living room i.
|
|
133 |
İnşaat |
gömülü eleman |
embedment i.
|
|
134 |
İnşaat |
gömülü çelik eleman |
embedment i.
|
|
135 |
İnşaat |
ahşaba gömülü emniyetli kilit |
stock lock i.
|
|
136 |
İnşaat |
ahşaba gömülü emniyetli kilit |
stocklock i.
|
|
Lighting |
|
137 |
Aydınlatma |
gömülü tavan ışıklığı |
coffer i.
|
|
138 |
Aydınlatma |
gömülü ışıklık |
recessed luminaire i.
|
|
139 |
Aydınlatma |
gömülü uzun ışıklık |
troffer i.
|
|
Furniture |
|
140 |
Mobilya |
ortası içeri gömülü, kenarları dışa doğru bakan bir çekmeceli dolap tipi |
tub front [brit] i.
|
|
141 |
Mobilya |
ortası içeri gömülü, kenarları dışa doğru bakan bir çekmeceli dolap tipi |
blockfront i.
|
|
Automotive |
|
142 |
Otomotiv |
gömülü buji |
recessed spark plug i.
|
|
143 |
Otomotiv |
yere gömülü hidrolik silindirli lift |
in-ground hydraulic cylinder lift i.
|
|
144 |
Otomotiv |
far camı ve ön odaklamalı reflektörü lamba vakumuna gömülü olan (araba farı) |
sealed-beam s.
|
|
Marine |
|
145 |
Denizcilik |
kazığın gömülü boyu |
embedded length i.
|
|
Petrol |
|
146 |
Petrol |
piroksene gömülü ince ve uzun plajiyoklaz kristallerinin bulunduğu bir diyabaz |
ophite i.
|
|
Mining |
|
147 |
Maden |
içinde fosil, metal, değerli taş, kristal veya çakıl gömülü olan doğal madde |
matrix i.
|
|
148 |
Maden |
ana kaynağı yeni zelanda'ya özgü kauri ağaçları olan fosilleşmiş reçinelerin gömülü olduğu arazi |
gum field [new zealand] i.
|
|
Medical |
|
149 |
Medikal |
gömülü figür |
embedded figure i.
|
|
150 |
Medikal |
virüslerin genetik yapısını analiz etmek için dna dizilemesinde kullanılan virüs dna'sına gömülü bir cam preparat |
virus chip i.
|
|
Anatomy |
|
151 |
Anatomi |
(diş, tırnak, saç) gömülü kısım |
root i.
|
|
Psychology |
|
152 |
Psikoloji |
gömülü figür testi |
embedded figure test i.
|
|
Dentistry |
|
153 |
Diş Hekimliği |
gömülü dişin kemik içerisinde hareket etmesi |
intraosseous movement of impacted tooth i.
|
|
154 |
Diş Hekimliği |
gömülü diş |
impacted tooth i.
|
|
155 |
Diş Hekimliği |
gömülü transmigrant mandibüler kanin diş |
impacted transmigrant mandibular canine tooth i.
|
|
156 |
Diş Hekimliği |
gömülü diş çekimi |
impacted tooth extraction i.
|
|
157 |
Diş Hekimliği |
gömülü üçüncü molar cerrahisi |
impacted third molar surgery i.
|
|
158 |
Diş Hekimliği |
gömülü dişin cerrahi yolla çıkarılması |
odontectomy i.
|
|
159 |
Diş Hekimliği |
dişleri çukurlarına gömülü olan |
thecodont s.
|
|
Chemistry |
|
160 |
Kimya |
gömülü kimyasal silah |
buried chemical weapon i.
|
|
161 |
Kimya |
gömülü süpermakrogözenekli monolitik kompozit kriyojeller |
embedded supermacroporous monolithic composite cryogels i.
|
|
Biology |
|
162 |
Biyoloji |
toprağa gömülü uzun bir sapa ve karnabahara benzer sarı-kahverengi bir şapkaya sahip bir mantar |
wynnea sparassoides i.
|
|
163 |
Biyoloji |
(vücut organı) başka organa tamamen gömülü |
immersed s.
|
|
Astronomy |
|
164 |
Gökbilim |
gömülü yıldız kümesi |
embedded cluster i.
|
|
165 |
Gökbilim |
gömülü yıldız kümesi |
embedded star cluster i.
|
|
166 |
Gökbilim |
gömülü yıldız kümesi |
embedded stellar cluster i.
|
|
Zoology |
|
167 |
Zooloji |
dişleri çukurlarına gömülü olan hayvan |
thecodont i.
|
|
Botanic |
|
168 |
Botanik |
çift çenekli ve tek çenekli bitkilerde damar demetlerinin gömülü olduğu parafinöz zemin dokusu |
cellular tissue i.
|
|
169 |
Botanik |
orta ve güney amerika'ya özgü, palamutları fincan benzeri yapıların içine gömülü orta-büyük boy bir ağaç |
overcup oak (quercus lyrata) i.
|
|
170 |
Botanik |
yumuşak üst bölümü toprağa gömülü bir yertopu mantarı |
scleroderma flavidium i.
|
|
171 |
Botanik |
yumuşak üst bölümü toprağa gömülü bir yertopu mantarı |
star earthball i.
|
|
Education |
|
172 |
Eğitim |
gömülü öğretim |
embedded teaching i.
|
|
Environment |
|
173 |
Çevre |
gömülü çalışmalar |
buried works i.
|
|
174 |
Çevre |
gömülü vadi |
buried valley i.
|
|
Geology |
|
175 |
Jeoloji |
gömülü toprak |
buried soil i.
|
|
176 |
Jeoloji |
gömülü menderes |
entrenched meander i.
|
|
177 |
Jeoloji |
gömülü menderes |
ingrown meander i.
|
|
178 |
Jeoloji |
gömülü blok |
buried block i.
|
|
179 |
Jeoloji |
amorf ana kütleye gömülü kristaller |
hemicrystalline i.
|
|
180 |
Jeoloji |
kısmen çürümüş bitki parçaları içeren ve buzul tabakaları arasında bulunan gömülü toprak |
dirt bed i.
|
|
181 |
Jeoloji |
izlanda lavasına gömülü linyit birikintisi |
surtarbrand i.
|
|
182 |
Jeoloji |
izlanda lavasına gömülü linyit birikintisi |
surturbrand i.
|
|
183 |
Jeoloji |
başka bir maddeye gömülü (mineral) |
embryonated s.
|
|
184 |
Jeoloji |
piroksen kristallerine gömülü çıta gibi uzun ve ince plajioklaz feldispat kristallerinden oluşan |
ophitic s.
|
|
Military |
|
185 |
Askeri |
gömülü kontrol kanalı |
embedded control channel i.
|
|
Engineering |
|
186 |
Engineering |
baskılı devre kartına gömülü aygıt |
smd (surface-mounted device) i.
|
|