gelişigüzel - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

gelişigüzel



"gelişigüzel" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 82 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
gelişigüzel random s.
gelişigüzel indiscriminate s.
gelişigüzel by chance zf.
General
gelişigüzel haphazard s.
gelişigüzel superficial s.
gelişigüzel desultory s.
gelişigüzel scratch s.
gelişigüzel casual s.
gelişigüzel slack s.
gelişigüzel excursive s.
gelişigüzel cursory s.
gelişigüzel promiscuous s.
gelişigüzel hit or miss s.
gelişigüzel scratchy s.
gelişigüzel at haphazard s.
gelişigüzel arbitrary s.
gelişigüzel hit-or-miss s.
gelişigüzel giddy-paced s.
gelişigüzel hit-and-miss s.
gelişigüzel chancy s.
gelişigüzel chancey s.
gelişigüzel namby-pamby s.
gelişigüzel tumultuary s.
gelişigüzel undiscriminating s.
gelişigüzel unrespective s.
gelişigüzel unselected s.
gelişigüzel unselective s.
gelişigüzel kitchen-sink s.
gelişigüzel willy-nilly s.
gelişigüzel happy-go-lucky s.
gelişigüzel off-hand s.
gelişigüzel rough-and-tumble s.
gelişigüzel roughwrought s.
gelişigüzel devil-may-care s.
gelişigüzel pickup s.
gelişigüzel phantastic s.
gelişigüzel phantastical s.
gelişigüzel loose s.
gelişigüzel offhand s.
gelişigüzel in a slapdash manner zf.
gelişigüzel by chance zf.
gelişigüzel casually zf.
gelişigüzel helterskelter zf.
gelişigüzel at random zf.
gelişigüzel any old how zf.
gelişigüzel spasmodically zf.
gelişigüzel irregularly zf.
gelişigüzel fitfully zf.
gelişigüzel sporadically zf.
gelişigüzel for no reason zf.
gelişigüzel illogically zf.
gelişigüzel irrelevantly zf.
gelişigüzel arbitrarily zf.
gelişigüzel helter-skelter zf.
gelişigüzel procrastinatingly zf.
gelişigüzel negligently zf.
gelişigüzel dilatorily zf.
gelişigüzel randomwise zf.
gelişigüzel at rovers zf.
gelişigüzel unselectively zf.
gelişigüzel every which way zf.
gelişigüzel habnab zf.
gelişigüzel sloppily zf.
gelişigüzel on the volley zf.
gelişigüzel parcase [obsolete] zf.
gelişigüzel apropos of nothing ed.
Idioms
gelişigüzel go-as-you-please s.
gelişigüzel after a sort zf.
gelişigüzel on a toss of the coin expr.
gelişigüzel on the toss of a coin expr.
gelişigüzel on the toss of the coin expr.
gelişigüzel hit or miss expr.
gelişigüzel by fits and starts expr.
gelişigüzel hit and miss expr.
gelişigüzel in fits and starts expr.
Informatics
gelişigüzel arbitrary s.
Food Engineering
gelişigüzel random i.
Marine Biology
gelişigüzel arbitratory s.
Archaic
gelişigüzel randon s.
gelişigüzel chanceably zf.
gelişigüzel happily zf.
gelişigüzel spontaneous zf.

"gelişigüzel" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 172 sonuç

Türkçe İngilizce
General
gelişigüzel örnekleme accidental sampling i.
kademeli gelişigüzel örnekleme stratified random sampling i.
kümeden gelişigüzel örnekleme clustered random sampling i.
gelişigüzel yayılma sprawl i.
kuralları umursamadan gelişigüzel giyim casualwear i.
basit gelişigüzel örnekleme simple random sampling i.
gelişigüzel işlev arbitrary function i.
gelişigüzel desen crazy quilt i.
ulusal gelişigüzel desen çalışmaları sergisi national crazy quilt exhibition i.
gelişigüzel desen patchwork quilt i.
gelişigüzel desen yapan sanatçıların eserlerinin sergilendiği sergi national crazy quilt exhibition i.
gelişigüzel soru random question i.
(topluluk) üyeleri arasında gelişigüzel cinsel ilişkiye izin verme cenogamy i.
rastgele ve gelişigüzel eylem chance-medley i.
ingiltere'nin doğusunda kullanılan, üstü gelişigüzel biçimde kapatılmış araç veya koltuk booby hutch i.
gelişigüzel olma obvention [obsolete] i.
gelişigüzel çizim rough i.
gelişigüzel satın alınan şey impulse buy i.
gelişigüzel dövüşme infighting i.
gelişigüzel ortaya çıkan önemsiz şey dribble i.
çabucak ve gelişigüzel giymek toss on f.
bir şeyi sonradan gelişigüzel bir şekilde başka birşeye eklemek tack something on to f.
gelişigüzel uzanıp gitmek trail f.
gelişigüzel yapmak make random f.
gelişigüzel atılmış şeyler ile darmadağınık olmak be littered with f.
gelişigüzel yayılıp büyümek (bitki) ramble f.
gelişigüzel kesmek cut irregularly f.
gelişigüzel boya vurmak slap paint on f.
koyuvermek (gelişigüzel) slap f.
gelişigüzel yapmak (binayı) throw up f.
gelişigüzel seçmek choose randomly f.
gelişigüzel yapmak jerry-build f.
gelişigüzel yapmak throw together f.
gelişigüzel davranmak toy f.
gelişigüzel ateş etmek bang f.
gelişigüzel geçmek ripple f.
gelişigüzel hareket etmek hither and thither f.
gelişigüzel biçimlendirmek roughhew f.
gelişigüzel çalışmak roughwork f.
gelişigüzel hedef almak rove [obsolete] f.
gelişigüzel söylemek drop f.
gelişigüzel ateş etmek plink f.
gelişigüzel yayılmak scramble f.
gelişigüzel dağıtmak seed f.
gelişigüzel süpürmek slorm [dialect] f.
gelişigüzel yapmak slubber f.
(kurşunu) gelişigüzel atmak snap f.
(bacak veya kollarını) gelişigüzel ayırmak sprawl f.
gelişigüzel söylemek squib f.
gelişigüzel dikmek stagger f.
gelişigüzel yapılmış shoddy s.
gelişigüzel/rastgele tasarlanmamış scattershot s.
gelişigüzel olmayan unarbitrary s.
gelişigüzel olmayan nonarbitrary s.
gelişigüzel ve basit bir şekilde yapılan homemade s.
gelişigüzel hayal edilmiş mythic s.
gelişigüzel açık ringent s.
gelişigüzel yapılmış off-hand s.
gelişigüzel davranan offhand s.
gelişigüzel konuşan offhand s.
gelişigüzel bir şekilde offhanded s.
gelişigüzel kenara atılmış scattered [obsolete] s.
gelişigüzel giyilmiş sloppy s.
gelişigüzel vakaları ele alan spot s.
gelişigüzel bir biçimde anyhow zf.
gelişigüzel bir şekilde excursively zf.
gelişigüzel bir biçimde casually zf.
gelişigüzel biçimde casually zf.
gelişigüzel bir şekilde cursorily zf.
gelişigüzel bir biçimde scratchily zf.
gelişigüzel bir şekilde willy zf.
gelişigüzel bir şekilde willy zf.
gelişigüzel bir şekilde haphazardly zf.
gelişigüzel şekilde desultorily zf.
gelişigüzel bir şekilde roughly zf.
gelişigüzel şekilde pell-mell zf.
Phrasals
gelişigüzel yapmak fudge together f.
yanlışlığı gelişigüzel şekilde telafi etmek shuffle up f.
gelişigüzel üreme sonucu ayırt edici cins özelliklerini kaybetmek run out f.
gelişigüzel denemeler yapmak muddle about f.
gelişigüzel denemeler yapmak muddle around f.
gelişigüzel takip etmek dip into (something) f.
gelişigüzel takip etmek dip in (something) f.
bir şeyi gelişigüzel yapmak gallop through something f.
gelişigüzel koymak stick in f.
(bir şeye/yere) gelişigüzel koymak stick into (something) f.
gelişigüzel sıralamak string together f.
öylesine/gelişigüzel bir araya getirmek string together f.
gelişigüzel sıralayıp oluşturmak string together f.
öylesine/gelişigüzel bir araya getirip oluşturmak string together f.
gelişigüzel koymak/tıkmak jam together f.
bir şeyleri gelişigüzel koymak/tıkmak jam something together f.
bir şeyleri gelişigüzel bir araya toplamak jam something together f.
(bir şeyden) ahenksiz/gelişigüzel sesler çıkarmak jangle on (something) f.
bir şeyleri gelişigüzel bir araya toplamak jumble something together f.
gelişigüzel koyulmak lay about f.
gelişigüzel alıvermek pick up f.
gelişigüzel etrafta bırakılmak lay about f.
gelişigüzel sürdürmek/devam etmek/hareket etmek bumble along f.
gelişigüzel sürdürmek/devam etmek/hareket etmek bumble through f.
gelişigüzel yapmak gallop through f.
(bir şeyi) gelişigüzel bırakmak leave (something) about f.
rastgele/gelişigüzel seçmek pick out of f.
yalapşap/gelişigüzel bir araya getirmek toss together f.
yalapşap/derme çatma/gelişigüzel yapmak/birleştirmek toss together f.
gelişigüzel ele almak skimp over f.
Colloquial
gelişigüzel konuşan/hareket eden kimse hip-shooter i.
gelişigüzel çizilen harita mud map [australia] i.
yüksek teknoloji terimlerini gündelik hayatta fazla ve gelişigüzel kullanma csl (computerese as a second language) i.
gelişigüzel kurcalamak klutz around f.
(bir şeyi/bir yeri) gelişigüzel aramak toss (something) f.
gelişigüzel uygulamak slapdash f.
gelişigüzel bir şekilde nilly zf.
Idioms
gelişigüzel varılan yargı a horseback opinion i.
(birini/bir şeyi) rastgele/gelişigüzel seçmek pick (someone or something) out of a hat f.
bir şeyi rastgele/gelişigüzel seçmek pick something out of a hat f.
(bir şeyi) gelişigüzel söylemek pluck (something) from the air f.
(bir şeyi) gelişigüzel söylemek pluck something from the air f.
(bir şeyi) gelişigüzel bırakmak leave (something) around f.
gelişigüzel yapılan catch as catch can s.
gelişigüzel bir şekilde off the cuff zf.
Technical
gelişigüzel numune alma random sampling i.
gelişigüzel örnek random sample i.
gelişigüzel karma alfabe random mixed alphabet i.
gelişigüzel veri işleme in-line processing i.
gelişigüzel örnek alma random sampling i.
gelişigüzel numune random sample i.
kaplama malzemesini gelişigüzel sürmek slush f.
Computer
gelişigüzel sıralı bilgisayar arbitrary sequence computer i.
gelişigüzel işlev arbitrary function i.
gelişigüzel bir şekilde çeşitli internet sitelerine bakmak websurf f.
Informatics
gelişigüzel işlem sıralı bilgisayar arbitrary sequence computer i.
Construction
gelişigüzel yığılmış taşlardan yapılan temel veya duvar riprap i.
Marine
çok yönlü gelişigüzel dalgalar multi directional random waves i.
çok yönlü gelişigüzel dalga kuvveti multi directional random wave force i.
gelişigüzel salınımın incelenmesi random oscillation analysis i.
gelişigüzel dalgalar random waves i.
gelişigüzel yerleşim pellmell placing i.
gelişigüzel dalga gücü random wave force i.
tek yönlü gelişigüzel dalgalar uni-directional random waves i.
Pharmaceutics
jenerik ilaç isimlerinde kullanılan ve gelişigüzel biçimlendirilen ön ek fantasy prefix i.
jenerik ilaç isimlerinde kullanılan ve gelişigüzel biçimlendirilen son ek fantasy suffix i.
Geometry
gelişigüzel şekil arbitrary shape i.
Statistics
gelişigüzel örnekleme accidental sampling i.
sınırlı gelişigüzel örnekleme restricted random sampling i.
Biology
gelişigüzel koloniler oluşturan rough s.
Fishery
olta ile gelişigüzel balık tutan kimse plunker [us] i.
Social Sciences
soydan gelen veya gelişigüzel şekilde oluşan sınıf ayrımlarının olmayışı democracy i.
soydan gelen veya gelişigüzel şekilde oluşan sınıf ayrımlarını veya ayrıcalıkları tanımama democracy i.
Linguistics
gelişigüzel örneklem random sampling i.
Geology
gelişigüzel manyetiklenmiş fay randomly magnetized fault i.
Military
düşmanı şaşırtmak, ilerleyişini geciktirmek için farklı yerlere gelişigüzel döşenen mayın nuisance minefield i.
gelişigüzel mayınlama random mine laying i.
Hunting
gelişigüzel atış potshot i.
nişan alınmadan yapılan gelişigüzel atış snap shot i.
Sport
yeterli ekipman veya yetkili olmadan gelişigüzel oynanan buz hokeyi shinney i.
yeterli ekipman veya yetkili olmadan gelişigüzel oynanan buz hokeyi shinny i.
(golf topuna) gelişigüzel vurmak stab f.
Painting
resim yüzeyindeki konturların gelişigüzel dizilimi ve birbiri ile ilişkisi cubism i.
resim yüzeyindeki gelişigüzel dizilmiş çizgiler cubism i.
Archaic
gelişigüzel yapılan şey schediasm i.
gelişigüzel gitmek randon f.
gelişigüzel dolaşmak randon f.
gelişigüzel hayat yaşamak corinthianize f.
gelişigüzel hayat yaşamak corinthianise f.
gelişigüzel bir şekilde fantastically zf.
gelişigüzel bir şekilde fantastically zf.
Slang
gelişigüzel herkesle yatıp kalkma round heels [dated] i.
gelişigüzel herkesle yatıp kalkan round heels s.
British Slang
gelişigüzel/kötü yapılmış iş bodge job i.
gelişigüzel yapmak/tamir etmek bodge f.
Modern Slang
harflerin belli bir düzende veya gelişigüzel olarak büyüklü küçüklü kullanıldığı yazım şekli alternating caps i.