gençler - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

gençler



"gençler" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 11 sonuç

Türkçe İngilizce
General
gençler the young i.
gençler youth i.
gençler the youth i.
gençler youngsters i.
gençler young i.
gençler the young ones i.
gençler youngers i.
gençler youngsters i.
gençler youthhood i.
Idioms
gençler young blood i.
gençler the small fry expr.

"gençler" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 42 sonuç

Türkçe İngilizce
General
gençler için seferberlik mobilization for youth i.
yetenekli gençler gifted teenagers i.
öğrenme özürlü gençler learning disabled youth i.
zihinsel özürlü gençler mentally handicapped youth i.
antik yunan'da 18-20 yaş arası gençler için kullanılan terim ephebe i.
(gezilere katılan gençler için) denetim altında uygun fiyatlı konaklama sunan sistem hostel i.
yaşını çoktan geçmiş ama hala gençler gibi giyinip onlar gibi takılan kimse adultescent s.
müşterileri daha çok gençler olan patronised by teenagers s.
müşterileri genelde gençler olan patronised by teenagers s.
gençler gibi olan youngly s.
gençler gibi youngthly [obsolete] s.
gençler gibi youthly s.
gençler gibi youngly zf.
Proverb
gençler çabuk acıkır growing youth has a wolf in his belly f.
gelişme çağında olan gençler doymak bilmez growing youth has a wolf in his belly f.
gençler çabuk acıkır a growing youth has a wolf in his belly
gençler ölebilir ancak yaşlılar ölümden kaçamazlar young men may die but old men must die
gençler eğlenmeli/yaşamalı youth must be served
gelişme çağında olan gençler doymak bilmez a growing youth has a wolf in his belly
gençler ölebilir ancak yaşlılar ölümden kaçamazlar the young may die, but the old must die
gençler gençliğin kıymetini bilmiyor youth is wasted on the young
Colloquial
şehirli gençler homey i.
gençler büyüklerinin yanında nasıl davranacaklarını/davranmaları gerektiğini bilmeliler teenagers should know how to behave around adults expr.
Idioms
gençler gibi davranmak stay young at heart f.
gençler gibi davranmak be young at heart f.
gençler eğlenmeli/yaşamalı (the) youth must be served expr.
gençler gençliğini yaşamalı (the) youth must be served expr.
gençler/genç nesil dikkate alınmalı (the) youth must be served expr.
Politics
1960'larda gençler arasında siyasi ve kültürel bir hareket youthquake i.
Institutes
engelli çocuklar ve gençler için ulusal bilgi merkezi national information center for children and youth with disabilities i.
Media
gençler tarafından hazırlanan dergiler green magazine i.
Psychology
alkol kullanma sorunu olan gençler adolescents with alcohol use problem expr.
Education
gençler için cinsel eğitim sex instruction for youth i.
öğrenme özürlü gençler learning disabled youth i.
Sport
gençler avrupa şampiyonası youth european championship i.
ulusal gençler kolej spor birliği national junior collegiate athletics assocation (njcaa) i.
zihinsel özürlü gençler için beden eğitimi physical education for mentally handicapped youth i.
gençler takımında oyuncu colt i.
Baseball
beysbol gençler ligi knothole [us] i.
Slang
önce gençler (şaka yollu) age before beauty expr.
Modern Slang
yetişkinlerin gençler üzerinde sahip olduğu güç adultism i.
Wrestling
dünya gençler güreş şampiyonası world cadets wrestling championship i.