gibi gibi - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

gibi gibi



"gibi gibi" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
Idioms
gibi gibi continued (on) page 94 expr.
Slang
gibi gibi blah, blah, blah expr.
gibi gibi blah-blah expr.

"gibi gibi" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kral, padişah gibi taht sahibi devlet başkanı sovereign i.
sarkaç gibi sallanmak oscillate f.
atmak (çıkarmak gibi) discard f.
yapar gibi görünmek pretend f.
köle gibi çalışmak slave f.
solucan gibi kıvrılarak ilerlemek worm f.
gaz gibi gaseous s.
canavar gibi monstrous s.
cin gibi quick-witted s.
cin gibi sharp-witted s.
bebek gibi baby-like s.
kedi gibi catty s.
gibi as ed.
gibi like ed.
General
vuracak gibi yapma feint i.
karınca gibi kaynaşan bir kalabalık a seething crowd i.
nabız gibi atış pulsing i.
burun gibi çıkıntı nose i.
tipik olarak kuzey amerika'nın batısında görülen toz gibi çok ince yağan kar champagne powder i.
saman gibi gıdası az yiyecek roughage i.
baykuş gibi olma owlishness i.
yapar gibi görünme pretending i.
tahıldan yapılmış kahvaltılık yiyecek (mısır gevreği gibi) cereal i.
voleybol ve basketbol gibi bazı sporlarda takımların oyun arasında aldıkları kısa dinlenme süreleri stopover i.
kuzu gibi masum ve zayıf kimse lamb i.
uzayıp giden şeylerin kesiştikleri veya birleştikleri yer (akarsu, yol gibi) crossroad i.
köle gibi çalıştıran patron sweater i.
mırıldanır gibi duygusal şarkılar söyleyen şarkıcı crooner i.
dev gibi olma enormousness i.
milyoner gibi bir şey a kind of millionaire i.
taşkın sevgi gibi hisleri açığa vuran emoter i.
çalı gibi gür saç shock i.
köle gibi çalıştırılan kimse drudger i.
sünger gibi olma sponginess i.
kuru ve çabuk tutuşan madde (kav gibi) tinder i.
ağ gibi sarma enmeshment i.
kara kehribar gibi parlak siyah jet black i.
portre gibi etkileyicilik picturesqueness i.
küçük bir gemi gibi kullanılabilen tek direkli büyük sandal sloop i.
sallanma (sarkaç gibi) swing i.
solucan gibi çıkıntı vermiform appendix i.
domuz ağılı gibi pis ev (oda) pigsty i.
kız gibi erkek girlie man i.
canfes gibi yaprak thin and smooth leaf i.
halat gibi dolaştırma kinking i.
fırça gibi sakal stubble i.
peynir gibi olma cheesiness i.
ağır silahlar (top gibi) artillery i.
insana alay gibi gelen bir tesadüf irony i.
soğuğa karşı dış giysi (palto/ceket/şal gibi) wrap i.
ulaşım yolu trafiğinin yavaşlatılması amacıyla yapılan tümsek gibi engeller traffic calming i.
köle gibi çalıştırılan kimse dogsbody i.
çilek, kiraz gibi meyveler berry i.
dipsiz gibi görünen yer abyss i.
kol ve bacak gibi vücuda eklemle bağlı organ limb i.
yün gibi saç wool i.
çifte merdiven (çit gibi bir bölmenin üstünden geçmek için yapılmış) stile i.
ıslık gibi keskin bir ses swish i.
hayvan gibi tip yahoo i.
savaş gibi nedenlerle vatanını terk etmek zorunda bırakılmış kimse displaced person i.
buz gibi olma durumu frigidness i.
karşı cins gibi giyinen ve davranan kimse transvestite i.
adam gibi adam an upright man i.
düşme vb gibi nedenlerle özellikle kafada oluşan sakatlıklar concussions i.
kaya gibi kuvvetli şey rock i.
çil yavrusu gibi dağılma stampede i.
yeryüzüyle gökyüzünün birleşmiş gibi göründüğü yer horizon i.
bahama adaları, büyük antiller, küçük antiller gibi karayip denizini çevreleyen adalar west indies i.
kuş gibi şakıma warbling i.
cehennem gibi yer inferno i.
köpek gibi davranış doggery i.
odun gibi görünmesini sağlama engraining i.
oyuncak bebek gibi olma dollishness i.
emeklilik sigortası gibi işçiye ücreti dışında sağlanan herhangi bir şey fringe benefit i.
yay gibi olma whippiness i.
müşterilerinin bar gibi bir tezgahın önünde oturduğu ufak lokanta snack bar i.
ev gibi olan hominess i.
pizza gibi hazır yiyecekler fast food i.
artist gibi kız cracker i.
tesisat işlerinde kullanılan parça (rakor/manşon gibi) fitting i.
dev gibi kadın giantess i.
gök gürlemesi gibi ses peal i.
ç, ş harflerindeki gibi çengel cedilla i.
sırık gibi kimse beanpole i.
ruh gibi olma etherealness i.
saçak gibi tüyler frill i.
domuz gibi olma hoggishness i.
köle gibi çalıştırılan kimse peon i.
bir dağın zirvesi vb gibi harita üzerinde belirlenmiş bir yükseklik spot height i.
aynı rota üzerinde yol alan gemi tren gibi taşıtların seferleri arasındaki zaman headway i.
kıta gibi tek parçadan oluşan kara parçası land mass i.
çatal bıçak gibi eşya tableware i.
şeytan gibi tip devil i.
tımarhane gibi bir yer bedlam i.
köle gibi sadık uşak man friday i.
hızır gibi yetişen devlet kuşu godsend i.
gazete vb gibi hediye giveaway i.
prens gibi olma princeliness i.
peri gibi fairy i.
deli kızın çeyisi gibi scattered all over i.
torba gibi olma bagginess i.
ahır gibi ev pigsty i.
arı kovanı gibi yer hive i.
çalı gibi olma bushiness i.
kurt gibi saldırarak yeme wolfing i.
(ark/kanal gibi üstü açık) suyolu watercourse i.
karavan gibi kullanılan minibüs camper i.
bıçak gibi saplanma stab i.
yaratık gibi olma durumu creatureliness i.
olgunlaşmış karahindiba tohumlarının çiçek sapından kopmadan önceki beyaz ve tüy gibi top hali puffball i.
lapa gibi şey mush i.
kemer gibi sarma engirding i.
caz gibi olma jazziness i.
girdap gibi dönme swirl i.
çocuk gibi ağlayan kimse cry baby i.
çatlak gibi görünen desen crackle i.
içine krem, ilaç gibi maddeler konulan plastik boru cylinder i.
su veya hava gibi bir ortamda taşıma wafting i.
gaga gibi çıkıntı rostrum i.
normalden daha büyük penisi varmış gibi davranan delow i.
ilaçmış gibi verilen fonksiyonsuz madde placebo i.
dikenli bitki (böğürtlen gibi) bramble i.
ayakta meze gibi yiyeceklerin atıştırıldığı lokanta snack bar i.
taşkın sevgi gibi hisleri açığa vurma emoting i.
roman gibi yaşayan kimse gypsy i.
başkasının istediği gibi kullandığı kimse tool i.
para ve bunun gibi menfaatler sağlayarak ya da hile ile jüriyi etkileme embracery i.
cehennem gibi hellishness i.
hamam gibi yer furnace i.
ayı gibi kaba ve sert bearishness i.
molekül vb gibi şeylerin yakınlık sırası the affinity order of i.
bir emir gibi yapılan istek demand i.
alt sınıf öğrencilerini uşak gibi kullanma fagging i.
domuz gibi strong i.
erkek gibi kız tomboy i.
ceviz gibi kabuklu yemiş nut i.
arı gibi çalışan kimse grub i.
kabus gibi şey incubus i.
tüy gibi saç fuzz i.
deve gibi huge person i.
canlı gibi görünen lifelikeness i.
yeşim gibi yeşil jade i.
haber (mektup/not/telgraf gibi iletilen) communication i.
jöle gibi olma gelatinousness i.
sakız gibi gumminess i.
şaka gibi görünen iğneleyici söz snide i.
dalga gibi yükselip alçalan konuşma sesi a ripple of conversation i.
halat gibi dolaşma kinking i.
genç kız gibi olma maidenliness i.
nur topu gibi çocuk cherub i.
yılan gibi kıvrılan şey serpent i.
bomba gibi şey dynamite i.
mantar gibi büyüme mushroom growth i.
ağaçlık veya kameriye gibi gölgeli bir yere koyma embowering i.
süt gibi olma milkiness i.
çalı gibi oluş bushiness i.
ata biner gibi oturma straddle i.
gülle gibi a dead weight i.
diş gibi çıkıntı dentation i.
top gümbürtüsü gibi ses peal i.
kalbi deli gibi attıran erkek heartthrob i.
kabak gibi ortada olma flagrancy i.
tüy gibi hafif kimse featherweight i.
bir hastane gibi kurumun başkanı olan kadın matron i.
engel (çit/duvar/korkuluk gibi) barrier i.
çocuk gibi olma childlikeness i.
ahır gibi ev hovel i.
leş gibi kokan kimse stinker i.
yılan gibi hain kimse viper i.
konser vb gibi bir etkinlikte sanatçıların sahne alma sırası lineup i.
gömme dolap (gardırop işlevi gören sandık odası gibi) closet i.
deri gibi leatheriness i.
fırın gibi yer furnace i.
ölü gibi olma effeteness i.
batak gibi koy slough i.
hükümet tarafından okul binası yapımı gibi işler için verilen toprak land grant i.
hayvanın ısırmasına veya zararlı bir şey yemesine engel olmak için ağzına takılan tel, deri gibi kaf mouthpiece i.
kutu gibi olma boxiness i.
matem çanı gibi ağır ağır çalma knelling i.
kum tanesi gibi taş parçacığı grit i.
dağ gibi olma mountainousness i.
havaalanı/otobüs garı gibi yerlerde gelen ve giden yolcuların ilgili işlemlerinin yapıldığı bina terminal i.
misk gibi kokma durumu muskiness i.
konuşur gibi okuma recitative i.
hamur gibi olma pastiness i.
arı gibi çalışan kimse bee i.
gemi, uçak gibi bir araçta çalışanlar crew i.
ot gibi yaşama vegetation i.
şeftali gibi etli meyvelerin çekirdeği pit i.
kağıt gibi olma paperiness i.
iz (ciltte kalan çiçek izi gibi) pit i.
tekne (gemi/vapur/sandal/yat gibi) boat i.
cin gibi çocuk elf i.
bank (park vb gibi yerlerdeki) park bench i.
kemer gibi sarma engirdling i.
ceviz gibi yemişlerin kabuğu nutshell i.
kabuk gibi husky i.
çığ gibi büyüme snowballing i.
tuvalet malzemeleri (sabun/diş macunu/kolonya gibi) toiletries i.
saray gibi olma palatialness i.
kısa şiir (tekerleme gibi) jingle i.
otobüs gibi kamunun ihtiyaçlarına yönelik işletilen araç public service vehicle i.
taşıt gibi nesnelerin varlığını ve mesafesini saptama sistemi radar i.
rüya gibi şey dream i.
yerlisi gibi olma endenization i.
şeytan gibi gösterme demonisation i.
adam gibi adam a gentleman i.
kerestenin içindeki toz gibi çürüklük dry rot i.
özellikle güney afrika'da yuvarlak kulübe vb gibi basit yapı rondavel i.
alev gibi parlama flamboyance i.
rüya gibi durum idyll i.
telefon vb gibi teknolojik gelişmelerin insanların arasındaki mesafeyi ortadan kaldırması glocalization i.
vadi gibi çukurluk bir alan üzerinden kara veya demiryolunu geçiren ayaklı köprü viaduct i.
hücre gibi ve kapısız ufak oda alcove i.
ahır gibi ev sty i.
liman gibi kıyıya yakın veya kıyıda bulunan bölge waterfront i.
mavi gibi olma bluishness i.
ağ gibi olma reticulation i.
sülük gibi yapışma leeching i.
in gibi dark and narrow place i.
inci gibi (diş) pearly i.
tavşan kuyruğu gibi küçük kuyruk scut i.
şeytan gibi gösterme demonization i.
papağan gibi tekrarlama parroting i.
su ve hava gibi bir ortamda taşıma waftage i.
yerlisi gibi olma endenisation i.
kompliman gibi gözüken eleştiri backhanded compliment i.
otobüs gibi taşıtlarda bulunan ve yapılan hızı, duraklamaların süresini ve sürücünün ne kadar direks tachograph i.
ev gibi olan homeyness i.
saman alevi gibi bir şey flash in the pan i.
hoverkraft gibi taşıtların havasını içeren esnek kuşak skirt i.
bomba gibi haber shattering piece of news i.
kümes gibi bina rookery i.
bal gibi tatlı olma mellifluousness i.
koyun gibi tip sheep i.
altın gümüş gibi kıymetli madenler precious metals i.
hayvan yemi (saman/ot gibi) fodder i.
gereği gibi kullanmama abuse i.
baba gibi davranış paternalism i.
kedi yavrusu gibi oynak olma kittenishness i.
ev şekline sokulmuş veya ev gibi kullanılan tekne houseboat i.
hızır gibi yetişen şey godsend i.
böcek ve yılan gibi hayvanların dökülmüş kabuk veya derileri exuviae i.
nabız gibi atma pulsing i.
meyve gibi fruitiness i.
başkasıymış gibi davranma feigning i.
deniz nehir göl gibi su adları bilimi hydronomy i.
zincirlerden kurtulma şovu (houdini gibi) escapology i.
zincirlerden kurtulma şovu sunan sanatçı (houdini gibi) escapologist i.
kalkan gibi organ scutellum i.
köle gibi çalışma slaving i.
sağanak gibi showeriness i.
çocuk gibi oynayan skylarker i.
ıslık gibi ses çıkarma sibilating i.
etek gibi tasarlanmış elbise shirtdress i.
melek gibi insan angel i.
bıçak gibi saplanan acı stitch i.
nurtopu gibi çocuk cherub i.
kendi malı gibi kullanma conversion to one's own use i.
vücudun hareket etmesiyle oluşan durum (deniz tutması gibi) kinetosis i.
iş günü gibi tatil busman's holiday i.
köle gibi çalışan trimer i.
kiraz, şeftali gibi meyvelerin çekirdeği nutlet i.
girdap gibi kaynama gurgitation i.
buz mavisi gibi gridelin i.
atkı kaşkol veya fular gibi boyna sarılan aksesuar neckwear i.
atkı kaşkol veya fular gibi boyna sarılan aksesuar neckpiece i.
topluluk gibi olmayan noncommunity i.
mutfak eşyası gibi markette satılan ama yiyecek olmayan her bir şey nonfood i.
miyavlar gibi inleme mewling i.
hiç bitmeyecekmiş gibi konuşma blue streak i.
(devletin/hükümetin/bir kuruluşun/patronun) kendine bağlı bireylere karşı babanın çocuğuna davrandığı gibi davranması paternalism i.
köle gibi çalışan kimse hard worker i.
mantar gibi çoğalma mushrooming i.
çalıntı eseri kendininmiş gibi yayımlama plagiarizing i.
çalıntı eseri kendininmiş gibi yayımlama plagiarising i.
hızır gibi yetişen yardım deus ex machina i.
hızır gibi yetişen biri ya da bir yardım deus ex machina i.
melek gibi kimse angel i.
halı gibi yumuşak ev eşyaları soft furnishing i.
gibi gelme feeling i.
ayna gibi full gloss i.
süpermarketteki gibi alınan malların hesabının yapılıp ödendiği tezgah check-out counter i.
yangından mal kaçırır gibi hurry-scurry i.
gümrükten mal kaçırır gibi hurry-scurry i.
ünlü insanları tanıyormuş gibi hava atan name-dropper i.
ünlü insanları tanıyormuş gibi yaparak çevresinde prim yapmaya çalışan kimse name-dropper i.
artık eskisi gibi etki uyandırmayan bir sanat eseri (sık sık/fazlasıyla icra edildiği için) war-horse i.
çöplük gibi yer cesspool i.
lok (panama kanalı gibi) lock i.
ıslık gibi ses çıkarma wooshing i.
bir işlemin tarafların birbirleriyle ilişkisi yokmuş gibi yürütülmesi deal at arm's length with someone i.
kiler gibi küçük oda still room i.
kiler gibi küçük oda stillroom i.
rüyada olduğu gibi bir dizi tutarsız hayal phantasmagoria i.
bitki gibi büyüme vegetation i.
domuz gibi homurdanma grunting i.
dağ gibi bulaşık a mountain of washing up i.
(elektrik/doğalgaz vb) gibi hizmet faturası utility bill i.
dağ gibi dalgalar mountainous waves i.
ayı gibi sarılma bear hug i.
cehennem gibi yer hellhole i.
(mecmua gibi süreli yayınlar için) sayı issue number i.
köle gibi çalışan hard worker i.
köle gibi çalışan striver i.
sigara dumanı gibi yükselen bulutlar billowing clouds i.
film gibi hikaye a movie-like story i.
yengeç gibi crabwise i.
evlilik, nikah, vaftiz gibi törenleri yöneten din görevlisi officiant i.
tel gibi olma stringiness i.
imkansız gibi görünen bir görev a seemingly impossible task i.
bilmece gibi konuşan riddler i.
olması gerektiği gibi olma durumu oughtness i.
(balıkçılık/avcılık gibi) dışarıda vakit geçiren kimse outdoorsman i.
tren gibi araçlarda koltuklara özellikle başın konduğu bölümlere konulan örtü seat sock i.
kılıç gibi azı dişleri scimitar-like tusks i.
kişinin marka tercihleriyle (tarzı vb gibi) fiziksel görünümle ayırt edilen kimliği external personality i.
taş gibi ifadesiz yüz a stony face i.
(dalga geçmek veya karşıdakine katılmama gibi durumları ifade etmek veya konuşmanın bir yerine dikkat çekmek için) ellerle havada yapılan tırnak işareti air quote i.
konuşur gibi okunan beste recitative i.
konuşur gibi okuma (şarkı) recitative i.
restoranlarda müşterilerin girmesine izin verilmeyen mutfak gibi kısımlar back-of-the-house i.
bir şeyi antika gibi gösterme archaisation i.
eski bir şeyin taklidini yapma/eski gibi gösterme antiquing i.
antika gibi görünmesini sağlama archaisation i.
bir şeyi antika gibi gösterme antiquing i.
antika gibi görünmesini sağlama antiquing i.
malikane vb gibi göz alıcı ev des res i.
köpek gibi yüzme doggie-paddle i.
köpek gibi yüzme doggy paddle i.
köpek gibi yüzme dog paddle i.
tesis/garaj vb gibi mahallerde kullanılan otomatik demir bariyer boom barrier i.
tesis/garaj vb gibi mahallerde kullanılan otomatik demir bariyer boom gates i.
özellikle düğün vb. gibi davetlerde giyilen resmi kıyafet morning suit i.
(özellikle düğün vb. gibi davetlerde giyilen) resmi elbise/smokin/takım elbise morning suit i.
kızılderili saçı gibi kenarları kazınmış sadece ortada bırakılmış saç modeli mohawk i.
(temizlik vs gibi) ev işleri household chores i.
(disneyland vb gibi) park/oyun alanı gibi insanların boş zaman etkinliklerine cevap veren alanların ticarileşmesi commercialization of leisure i.
gerçeklerin bire bir/olduğu gibi /aynen nakledilmesi recitation of facts i.
zift gibi çay builder's tea i.
olunan zaman veya mekandan farklı bir zamanı ve mekanı işleyen bir eser karşısında anlatılan yerde veya zamanda olunmadığının bilinmesine rağmen okurun istemli bir şekilde kendisini orada ve o anda imiş gibi hissederek eseri anlamaya çalışması the willing suspension of disbelief i.
çalı gibi kirpikler bushy eyelashes i.
güvercin/kumru gibi columbine i.
koşu bandı vb gibi aletler üzerinde yapılan koşu run in place i.
koşu bandı vb gibi aletler üzerinde yapılan yürüyüş jog in place i.
cam gibi olma vitrescence i.
hamilelik vb. gibi nedenlerle yapılan mecburi evlilik forced wedding i.
buz gibi suya dalış/atlayış etkinliği polar plunge i.
buz gibi suya dalış/atlayış etkinliği polar bear plunge i.
olduğu gibi bare fact i.
şeytan gibi olma archness i.
boncuk gibi gözler beady eyes i.
duvar gibi sağır deaf as a doorpost i.
diş gibi çıkıntı denticle i.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması carpooling i.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması covoiturage i.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması rideshare i.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması ride-sharing i.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması car-sharing i.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması lift-sharing i.
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması carpool i.
(özellikle bira gibi) evde yapılan içki homebrew i.
(özellikle bira gibi) evde yapılan içki home brew i.
dost gibi görünen düşman frienemy i.
dost gibi görünen düşman frenemy i.
antika gibi görünmesini sağlama archaization i.
bir şeyi antika gibi gösterme archaization i.
rüya gibi durum idyl i.
eski bir şeyin taklidini yapma/eski gibi gösterme archaization i.
konser vb gibi bir etkinlikte sanatçıların sahne alma sırası line-up i.
ruh gibi olma aetherealness i.
rehine kurtarma operasyonları gibi zor durumlarda nihai çare olarak kullanılan askeri kuvvet in-extremis force i.
misafirlere kanape gibi ordövr türü ikramların yapıldığı davet canape reception i.
balyoz gibi bir yumruk haymaker i.
ahır gibi oda barn-like room i.
arabalar, mekanik araçlar ve bilgisayarlar gibi teknolojiler ve bunların tamiri bakımı gibi konularda meraklı ve becerikli kimse gearhead i.
(ördek, kaz gibi) su kuşu avcısı fowler i.
(el çırpma gibi) tekrarlayıcı beden hareketi stimming i.
amatör olarak sınıflandırılan fakat profesyonel sporcular gibi davranan ya da spordan para kazanan sporcu shamateur i.
havaalanı veya otobüs terminali gibi yerlerde bilgi alabildiğiniz dokunmatik ekranlar interactive kiosks i.
hava alanı veya otobüs terminali gibi yerlerde bilgi alabildiğiniz dokunmatik ekran interactive kiosk i.
(elektronik eşyalar gibi hayatı kolaylaştıran) modern kolaylıklar modern conveniences i.
ritmik jimnastik, artistik jimnastik, amigo, dövüş sporları, break dans gibi enerjik ve ritmik tarz tekniklerinin bir arada olduğu sözsüz tiyatro oyunu flying i.
(belge, istatistiksel bilgi, resim, gazete haberi gibi) bir tartışmada tarafların kullandığı inandırıcı veya ikna edici ya da destekleyici noktalar, konular talking point i.
kendini çok önemli biriymiş gibi gören kimse chocolate soldier i.
kapı gibi belge an airtight document i.
kapı gibi belge an undeniable/indisputable document i.
kapı gibi belge an irrefutable document i.
(ayı balığı, fil gibi hayvanların) uzun azı dişleri tusks i.
(tatlım/canım gibi) sevgi sözcüğü term of affection i.
(tatlım/canım gibi) sevgi sözcüğü term of endearment i.
jilet gibi keskin dişler razor sharp teeth i.
bilmiyormuş gibi davranma playing coy i.
sel gibi olma torrentiality i.
üstü mayo altı bikini gibi olan iki parçalı plaj giysisi tankini i.
devretme (loto, ikramiye gibi) rollover i.
(resim/heykel gibi bir sanat eserinin) açılma töreni unveiling ceremony i.
atasözlerinin kökeni, tarihçesi gibi konular üzerine çalışan ilgi alanı paremiology i.
kartal gibi yırtıcı kuşlar avian predators like eagles i.
cennet gibi egzotik yer xanadu i.
(eski rusya'da) kırsal alanlarda gıda gibi yerel ihtiyaç için gönüllü alınan vergi self-taxation i.
katolik okullarında görev yapan, inançlı fakat rahibeler gibi dini kurumlara ve evlenmeme kuralı gibi kurallara bağlı olmayan kiliseye mensup öğretmen lay teacher i.
formula 1 gibi yarışlarda kaza durumlarında piste girip güvenlik sağlamak amacıyla yarışçıların hızlarını ayarlayan araç safety car i.
formula 1 gibi yarışlarda kaza durumlarında piste girip güvenlik sağlamak amacıyla yarışçıların hızlarını ayarlayan araç pace car i.
ucu çatal ortası kaşık ve kenarı bıçak gibi keskin olan yemek yeme aracı runcible spoon i.
aktör gibi davranış staginess i.
lunaparklardaki gibi eğlence amacıyla kullanılan mekanik araç amusement i.
kız gibi davranan erkek pantywaist i.
kurt gibi davranan wolver i.
heyecan/stres gibi gergin ruh hali state i.
buğday, arpa, çavdar, yulaf, pirinç, mısır gibi taneli ürünlerin genel adı cereal i.
genellikle kütüphane gibi yerlerde kullanılan bölmeli tek kişilik çalışma masası carrel i.
c ile d'nin ilişkisi, a ile b'nin ilişkisi gibi a is to b as c is to d i.
kafeterya çalışanlarına sunulan barınma, tatil, sigorta gibi ek faydalar cafeteria benefit i.
ayva ve armut gibi meyvelerin etli kısımlarındaki sert tanecikler calculary i.
mobilya ayağı gibi ortası ve ucu şişkin, düzgün çubuk baluster i.
yazının sonuna eklenen (imza gibi) süs tag i.
(çek defteri gibi) kopya olarak başka bir şeye karşılık gelen herhangi bir şey tally i.
toprak gibi maddeleri bir yere sıkıştırmak için kullanılan uzun demir çubuk tamping iron i.
kral tantalus'un sonsuz açlık ve susuzluğa mahkum edilmesi gibi ağır ceza tantalism i.
hayvan postu doldurma, hayvan postunu doldurup canlı gibi saklama taxidermy i.
hayvan postu doldurma, hayvan postunu doldurup canlı gibi saklama taxidermy i.
hayvan postu doldurma, hayvan postunu doldurup canlı gibi saklama taxidermy i.
beyazlar gibi yaşayan kimse backra i.
top gibi duvardan sekme cannon i.
ortaçağda, özellikle yılbaşı gibi kutlamalarda, zengin aileleri evlerinde eğlendiren kişi abbot of misrule i.
iskoçya'da, ortaçağda, özellikle yılbaşı gibi kutlamalarda, zengin aileleri evlerinde eğlendiren kişi abbot of unreason i.
okuma, yazma ve heceleme gibi temel beceriler abcs i.
kabadayı gibi kadın randy i.
dans gibi amaçlar için bir araya gelme canticoy [obsolete] i.
belli bir kaynağa erişimin herhangi bir günde nüfusun yarısına kısıtlanması şeklinde uygulanan tayınlama (trafiğe çıkışta tek/çift plaka uygulaması gibi) odd-even rationing i.
belli bir kaynağa erişimin herhangi bir günde nüfusun yarısına kısıtlanması şeklinde uygulanan tayınlama (trafiğe çıkışta tek/çift plaka uygulaması gibi) even odd rationing i.
at arabaları, vagonlar gibi araçların konduğu yapı carriage house i.
balo, karnaval gibi eğlencelerde kullanmak üzere içine konfeti konularak hazırlanmış yumurta kabuğu cascaron i.
yağ veya gaz haznesinin üstünde pompalama, temizleme gibi amaçlara yarayan çıkıntı casinghead i.
soğan gibi koku oniony scent i.
parçaları zincir gibi birbiri ile bağlantılı ilerleyen iş chainwork i.
düzenlemek (ilan, bildiri gibi) redaction i.
tren istasyonu, havaalanı gibi yerlerde çalışan hamal redcap i.
(buz saçağı, saç örgüsü gibi) sallanan veya sarkan şey tangle [scottish] i.
genellikle yemek pişirme ve donyağı yapımında kullanılan sığır ve koyun gibi hayvanların böbreklerinin etrafında bulunan yağlı sert dokular suet i.
kül, kömür veya tuz gibi maddeleri taşımak için kullanılan, fazla derin olmayan kutu backet [scottish] i.
ev gibi kullanılan duba barge i.
ibadet odası (mescit gibi) chapel i.
bir proje için gerçekleştirilen, kamu kurumları ya da çevreciler gibi üçüncü tarafların da dahil edildiği ortak oturum/toplantı charette i.
bir proje için gerçekleştirilen, kamu kurumları ya da çevreciler gibi üçüncü tarafların da dahil edildiği ortak oturum/toplantı charrette i.
süpermarket gibi yerlerde müşterilerin ödeme yaptığı yer check out i.
(geviş getirir gibi) tekrar tekrar çiğneme remastication i.
kozmetik, mücevher gibi ürünlerin konduğu küçük çanta necessaire i.
kolye gibi birbirine zincirleme bağlanmış bir dizi benzer şey necklace i.
kardeş gibi yakın arkadaş neighbor i.
kardeş gibi yakın arkadaş neighbour i.
edebiyat, film, mimarlık, müzik gibi alanlarda romantik stile dönüşü yansıtan bir akım neoromanticism i.
oyun, yarış gibi etkinliklerde yüksekte duran bilgi panosu telegraph i.
asma filizini andıran saç, kıl gibi uzantı tendril i.
çadır gibi gölgeliği olan yatak tent bed i.
(kokusu, tadı) toprak gibi olma terreity [obsolete] i.
(gamalı haç gibi) tek merkezden çıkıp aynı yönde bükülmüş dört koldan oluşan şekil tetraskele i.
(gamalı haç gibi) tek merkezden çıkıp aynı yönde bükülmüş dört koldan oluşan şekil tetrascele i.
(gamalı haç gibi) tek merkezden çıkıp aynı yönde bükülmüş dört koldan oluşan şekil tetraskelion i.
baskı (iş, okul gibi stres kaynaklı) throng [scottish] i.
(motorların, topçu birliklerinin veya marş eden askerlerin çıkardığı gibi) tekrar eden ses thrump i.
mektup ayırma gibi işlerde parmağı koruyan plastik kılıf thumbstall i.
(sabun ve diş macunu gibi eşyaların konduğu) seyahat çantası toilet bag i.
(sabun ve diş macunu gibi eşyaların konduğu) seyahat çantası sponge bag i.
mezar gibi karanlık yer tomb i.
erkek fatma gibi olma tomboyism i.
giyinme odası veya banyo malzemelerinden (taraklar, fırçalar, aynalar, manikür setleri gibi) oluşan ürünler toiletware i.
deler gibi acıtan şey tooth i.
kule gibi yüksek yığın tower i.
rahvan gider gibi yavaş adımlarla yürüyen at trippler [south african] i.
gök gürültüsü gibi ses trumpet i.
bir yere sıkıştırılan (kumaş gibi) malzeme tuck–in i.
(davul derisi gibi) gergin deri tympan i.
inci toplamak veya avlanmak gibi amaçlarla dalan japon dalgıç ama i.
melek gibi olma angelicalness i.
kocakarı gibi bunama anileness i.
kocakarı gibi bunama anility i.
izbandut gibi adam animal i.
ahır gibi yer augean stable i.
saraylı gibi konuşma aulicism [obsolete] i.
önemli veya gizemli biriymiş gibi davranan kimse autothaumaturgist i.
sakal gibi kısım barb i.
eşarp veya atkı gibi aksesuar barb i.
cüceler, hava perileri ve su perileri gibi ruhani güçler elementals i.
bir şeyi istediği gibi yapabilme way i.
canı istediği gibi hareket etme way i.
takvime gün, ay gibi bilgiler ekleme embolism i.
kabile ve sosyal sınıf gibi belirli bir grup içinde gerçekleşen evlilik endomy i.
(çeşitli nesneleri kaldıraç gibi kullanarak) kaldırmak underspore i.
gaga gibi nesne beak i.
köle gibi davranma enserfment i.
bir kimseyi dolandırmak için kullanılan para gibi bir tuzak sucker bait i.
(kuzey hindistan veya pakistan'da) kadın gibi giyinen erkek zanana i.
(kuzey hindistan veya pakistan'da) kadın gibi giyinen erkek zenana i.
melek gibi cherubimic i.
nur topu gibi cherubimic i.
köle gibi her işe koşulan kimse fag i.
kutu gibi yapı bandbox i.
sak gibi malzemeden yapılmış eşya bass i.