| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Genel | ||||
| Genel | go ahead f. | devam etmek | ||
|
Enlargement can go ahead without the Nice Treaty. Genişleme Nice Antlaşması olmadan da devam edebilir. More Sentences |
||||
| Genel | go ahead f. | ilerlemek | ||
|
I believe that the only way to stop the Americans going ahead unilaterally is by means of such a united approach. Amerikalıların tek taraflı olarak ilerlemesini durdurmanın tek yolunun böyle bir birleşik yaklaşım olduğuna inanıyorum. More Sentences |
||||
| Genel | go ahead f. | başlamak | ||
|
Why don't we go ahead and start the meeting? Neden toplantıya başlamıyoruz? More Sentences |
||||
| Genel | go ahead f. | sürmek | ||
|
It'll take longer to tell you how to do it than to just go ahead and do it myself. Size nasıl yapacağınızı anlatmak, gidip kendim yapmaktan daha uzun sürecektir. More Sentences |
||||
| Genel | go ahead ünl. | devam et | ||
|
If you need to sleep, go ahead. Eğer uyuman gerekiyorsa, devam et. More Sentences |
||||
| Öbek Fiiller | ||||
| Öbek Fiiller | go ahead f. | önden gitmek | ||
|
I'll go ahead, and we can fix things up at once. Ben önden gideceğim ve bir an önce işleri yoluna koyabiliriz. More Sentences |
||||
| Öbek Fiiller | go ahead f. | başlamak | ||
|
Go ahead and start. Hadi başlayın. More Sentences |
||||
| Öbek Fiiller | go ahead f. | devam etmek | ||
|
Unless there are agreed common minimum standards for procedural law, this should not go ahead. Usul hukukuna ilişkin ortak asgari standartlar üzerinde mutabakata varılmadıkça bu uygulamaya devam edilmemelidir. More Sentences |
||||
| Deyim | ||||
| Deyim | go ahead f. | ilerlemek | ||
|
Progress in medicine is going ahead by leaps and bounds. Tıpta İlerleme büyük bir hızla gidiyor. More Sentences |
||||
| Genel | ||||
| Genel | go ahead f. | gelişmek | ||
| Genel | go ahead f. | önde gitmek | ||
| Genel | go ahead ünl. | ilerleyen | ||
| Öbek Fiiller | ||||
| Öbek Fiiller | go ahead f. | ileriye doğru gitmek | ||
| Öbek Fiiller | go ahead f. | bir işe girişmek | ||
| Öbek Fiiller | go ahead f. | bir üst aşamaya geçmek | ||
| Öbek Fiiller | go ahead f. | ilk adımı atmak | ||
| Öbek Fiiller | go ahead f. | işe koyulmak | ||
| Öbek Fiiller | go ahead f. | yola çıkmak | ||
| Konuşma Dili | ||||
| Konuşma Dili | go ahead f. | işi ilerletmek | ||
| Konuşma Dili | go ahead expr. | buyurun | ||
| Deyim | ||||
| Deyim | go ahead f. | ileri gitmek | ||
| Konuşma | ||||
| Konuşma | go ahead expr. | buyurun! | ||
| Konuşma | go ahead expr. | direkt geç | ||
| Havacılık | ||||
| Havacılık | go ahead expr. | devam edin | ||
