her türlü - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

her türlü



"her türlü" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 14 sonuç

Türkçe İngilizce
General
her türlü all kinds of s.
her türlü whatever s.
her türlü all manner of s.
her türlü whatsomever [obsolete] s.
her türlü omnigenous s.
her türlü in any case zf.
her türlü first or last zf.
Phrases
her türlü of any nature expr.
Idioms
her türlü forty ways from sunday zf.
her türlü eight ways from sunday expr.
her türlü eight ways to sunday expr.
her türlü forty ways to sunday expr.
her türlü any old expr.
Speaking
her türlü all the way expr.

"her türlü" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 184 sonuç

Türkçe İngilizce
General
alttaki yapı üzerine kurulan her türlü yapı superstructure i.
ulaşım yollarının yayalar ve her türlü taşıt araçları tarafından kullanılması traffic i.
sesten daha hızlı giden her türlü taşıt supersonic transport i.
çalışanlara verilen her türlü uzatmalı izinler sabbatical i.
her türlü sağlık problemini ilaç kullanarak giderme eğilimi medicalisation i.
yolcuların veya malların taşınmasına yönelik tasarlanmış her türlü araç vehicle i.
her türlü şey all sorts of thing i.
her türlü tehlike danger of all sorts i.
her türlü marka bira satan bar free house i.
her türlü hava koşullarında uçabilen uçak all-weather aircraft i.
içinde her türlü eşya satılan büyük alışveriş merkezi hypermarket i.
her türlü önlem all kinds of measures i.
her türlü mal all kinds of goods i.
her türlü risk all kinds of risks i.
her çeşit/türlü hizmet a full range of services i.
her türlü sağlık problemini ilaç kullanarak giderme eğilimi medicalization i.
zamanla biriken ve hoşa gitmeyen her türlü hurda veya süprüntü cruft i.
genel olarak öğrenecek kişinin önünde, öğrenmeye engel olabilecek her türlü psikolojik bariyeri kaldırmayı amaçlayan öğretim yöntemi desuggestopedia i.
kişinin kullandığı veya giydiği, yeni veya farklı olarak kabul edilen ve başkalarının o kişiyi fark etmesi için tasarlanmış her türlü şey fashion statement i.
her türlü kar koşulunda kullanılan snowboard freeride i.
avustralya aborjinleri tarafından besin olarak kullanılan her türlü bitki bush tucker i.
avustralya aborjinleri tarafından besin olarak kullanılan her türlü bitki bushfood i.
her türlü kısıtlama veya koşuldan arınmış şey absolute i.
her türlü forma sahip olma omniformity i.
her türlü şekle sahip olma omniformity i.
her türlü eleştiriyi işverenlerinin avantajına çevirebilen kurnaz sözcü flack catcher i.
her türlü eleştiriyi işverenlerinin avantajına çevirebilen kurnaz sözcü flak catcher i.
her türlü mikrobu taşımak carry all kinds of germs f.
her türlü önlemi almak take all kinds of measures f.
her türlü övgüyü hak etmek deserve all of the credit f.
her türlü imkana sahip olmak have all facilities available f.
her türlü hava şartlarına karşı dayanıklı weatherproof s.
her türlü kötü hava şartlarına maruz kalmış weather-beaten s.
(duygusal açıdan) güçlü ve (her türlü duygusal travmaya karşı) sağlam heartstrong s.
her ne türlü what s.
her türlü cinsel aktivite ile ilgili pansexual s.
her türlü olasılıkta in all probability zf.
her türlü yola başvurarak by any means necessary zf.
her türlü çabaya karşı in spite of the teeth expr.
Phrasals
(birine bir şey) yaptırmak için her türlü çareye başvurmak beguile (someone) into (doing something) f.
(birine bir şey) yaptırmak için her türlü çareye başvurmak beguile someone into something f.
(birinin bir şey) yapmaması için her türlü çareye başvurmak beguile someone out of something f.
için her türlü çareye başvurmak beguile into f.
(birinin) her türlü ihtiyacını karşılamak look after (someone) f.
Phrases
her türlü engeli/zorluğu aşarak by hell or high water expr.
her türlü engeli/zorluğu aşarak hell or high water expr.
her türlü engeli/zorluğu aşarak (come) hell or high water expr.
her türlü ön yargıdan uzak free of any sort of prejudice expr.
Proverb
sezar'ın karısı her türlü şüphenin üstünde olmalıdır caesar's wife must be above suspicion
hayatta edinilen her türlü tecrübe işe yarar all is grist that comes to the mill
hayatta edinilen her türlü tecrübe işe yarar all is grist that comes to the mill
Colloquial
her türlü kötü örneğin bulunduğu bölge rogues' gallery i.
her türlü saçmalık any fool thing i.
her türlü saçma şey any fool thing i.
her türlü iddiasına girerim I bet you a pound to a penny expr.
her türlü yola başvurarak by any means necessary expr.
her türlü yola başvurarak by all available means expr.
her türlü ben kazanırım heads I win, tails you lose expr.
her türlü hava şartında in all weathers expr.
her türlü (insan/şey) all kinds of (people or things) expr.
her türlü insan/şey all manner of someone or something expr.
her türlü insan/şey all manner of somebody/something expr.
her türlü (insan/şey) all kinds of (people or things) expr.
her türlü insan/şey all manner of someone or something expr.
her türlü insan/şey all manner of somebody/something expr.
her türlü mesele any other business expr.
her türlü mesele aob (any other business) expr.
Idioms
zorunlu olarak gerçekleştirilen her türlü görev ya da faaliyet command performance i.
iki taraf arasında üçüncü tarafın lehine olacak şekilde yapılan her türlü çıkar anlaşması sweetheart contract i.
her türlü kolay downhill all the way i.
kendini tanıtma amaçlı katılınan küçük büyük her türlü organizasyon the opening of an envelope i.
kendi reklamını yapma amaçlı katılınan küçük büyük her türlü organizasyon the opening of an envelope i.
kendini gösterme amaçlı katılınan küçük büyük her türlü organizasyon the opening of an envelope i.
her türlü girişiminde başarılı olan kimse an admirable crichton i.
her türlü girişiminden iyi sonuçlar elde eden kimse an admirable crichton i.
(birinin) her türlü numarası (one's) whole bag of tricks i.
(birinin) her türlü taktiği/yöntemi (one's) whole bag of tricks i.
(birinin) her türlü tekniği (one's) whole bag of tricks i.
her türlü şüpheden uzak kimse caesar's wife i.
her türlü hinlik every trick in the book i.
her türlü hile every trick in the book i.
her türlü şeytanlık every trick in the book i.
her türlü dalavere every trick in the book i.
her türlü kurnazlık every trick in the book i.
olabilecek her türlü olaya ya da krize hazırlıklı olmak screw oneself up to concert pitch f.
olabilecek her türlü olaya ya da krize hazırlıklı olmak screw one up to concert pitch f.
her türlü sorundan şansıyla kurtulmak bear a charmed life f.
her türlü şüpheden uzak olmak be above suspicion f.
her türlü riski almak go through fire and water f.
her türlü yola başvurmak leave no avenue unexplored f.
her türlü ayrıntı üzerinde düşünüp karara varmak hammer out f.
(sonu ne olursa olsun) her türlü riski alarak sonuna kadar götürmek go to the wall on something f.
her türlü kurnazlığı bilmek know every trick in the book f.
her türlü dalavereyi bilmek know every trick in the book f.
her türlü hileyi/üçkağıdı bilmek know every trick in the book f.
her türlü dümeni bilmek know every trick in the book f.
her türlü cinliği/şeytanlığı bilmek know every trick in the book f.
her türlü dalavereden/üçkağıttan haberi olmak know every trick in the book f.
her türlü şeytanlıktan haberi olmak know every trick in the book f.
her türlü dalavereyi/üçkağıdı denemek try every trick in the book f.
her türlü kurnazlığa başvurmak try every trick in the book f.
her türlü bahse girmek bet bottom dollar f.
her türlü sonuca hazırlıklı olmak cover all bases f.
her türlü sonuca karşı baştan önlem almak cover all bases f.
her türlü riski almak go through fire f.
her türlü sıkıntıya karşı hazırlıklı loaded for bear s.
reklam her türlü karlıdır it pays to advertise expr.
her türlü masrafı yapma/çabayı gösterme no half measures expr.
her türlü bahse/iddiaya girerim ki wager (someone) a pound to a penny expr.
sezar'ın karısı her türlü şüphenin üstünde olmalıdır caesar's wife expr.
(biri) karşısındakine her türlü hakareti/eleştiriyi yapar, fakat kendisine yapılınca hoşuna gitmez (one) can dish it out, but (one) can't take it expr.
olabilecek her türlü şey the whole works expr.
Trade/Economic
şirket kasasında her türlü harcama için bulunan nakit para (maaş, masraf, temettü vb.) cash flow i.
her türlü mal every kind of good i.
her türlü yasal para ile ödenebilen tahvil legal tender bond i.
her türlü iş alanını kapsayan faaliyet vertical business i.
her türlü senet satın alan ve bunların satışını yapan mali kuruluş general management trust i.
hizmet karşılığı ödenen her türlü resmi olmayan ücret ve ek ödemeler emolument i.
her türlü ıskonto ve indirimler çıkartıldıktan sonra kalan fiyat net price i.
işletmede kullanılan her türlü defter ve belgeler proof i.
içinde her türlü ürünün satıldığı amerika'nın en büyük marketler zinciri wal-mart i.
maaş ve ücretle ilgili her türlü belge ve kayıtlar payroll records i.
Law
tanığı her türlü kovuşturmadan koruyan dokunulmazlık transactional immunity i.
her türlü beyannameleri ile bildirgelerini tanzim ve imzaya prepare and undersign all statements and declarations i.
kanun veya anlaşma hükmüyle önceden belirlenmiş olmayıp olaya göre ikamesi mümkün olan her türlü yasal delil casual evidence i.
şirketimizce imzalanmış her türlü akitleri feshetmeye tadil ve tashih etmeye cancel, amend, alter or otherwise modified the contracts signed by our company i.
senedin ödenmemesi durumunda oluşacak her türlü zararın sorumluluğunu taraflara yazılı olarak bildirmek protest a bill f.
her türlü temyiz talebini almaya take appeals of any kind expr.
her türlü takyidattan ari olarak free of all incumbrances expr.
Politics
her türlü dini inanç ve ibadetin özgürce yaşanmasını savunan kimse tolerationist i.
birleşmiş milletler kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması sözleşmesi the un convention on the elimination of all forms of discrimination against women i.
birleşmiş milletler kadına karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesi convention on the elimination of all forms of discrimination against women (cedaw) i.
birleşmiş milletler kadına karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesi the un convention on the elimination of all forms of discrimination against women i.
birleşmiş milletler kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması sözleşmesi convention on the elimination of all forms of discrimination against women (cedaw) i.
her türlü ırk ayrımcılığı all forms of racial discrimination i.
her türlü devlet yönetim şekline karşı olma antarchism [rare] i.
her türlü devlet yönetim şekline karşı olan kimse antarchist i.
politik eleştiriciliği veya kişisel muhalefeti vatansever olmamakla veya komünizmi savunmakla suçlayarak bastırmaya yönelik her türlü girişim mccarthyism i.
(özellikle dezavantajlı gruplar olmak üzere) tüm birey ve grupların her türlü faaliyete dahil edilmesi inclusion i.
her türlü tedbirden kaçınmak abstain from any measure f.
her türlü devlet yönetim şekline karşı olan antarchistic s.
Institutes
her türlü ırk ayrımcılığının tasfiyesine ilişkin uluslararası sözleşme convention on the elimination of all forms of racial discrimination i.
kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesi convention on the elimination of all forms of discrimination against women i.
Insurance
önceden bildirim gerekmeksizin her türlü gönderiyi kapsayan sigorta poliçesi transit floater i.
her türlü yükümlülüğün ilgili tüm sigortacılar tarafından paylaşılması ilkesi contribution i.
her türlü avaryalar hariç free of all average expr.
Tourism
tüm yolcuların her türlü hizmetten faydalanıp halka açık alanlara serbestçe girebildikleri ulaşım aracı one-class i.
Technical
her türlü donanımı mevcut well-found s.
Textile
boyun bölgesine giyilen veya takılan her türlü giyim eşyası neckgear i.
Construction
arazi üzerinde paletli ya da yığın halde her türlü yükün taşınması ve yüklenmesi gibi çeşitli işlerde kullanılan çok işlevli iş makinesi telehandler i.
arazi üzerinde paletli ya da yığın halde her türlü yükün taşınması ve yüklenmesi gibi çeşitli işlerde kullanılan çok işlevli iş makinesi telescopic handler i.
Dyeing
her türlü uygulamada yalnızca tek bir rengi veya tonu veren (boya) monogenetic s.
Aeronautic
her türlü hava koşullarında uçabilen uçak all weather aircraft i.
uçabilen her türlü makine aircraft i.
Marine
dalıcının kullandığı her türlü dalış gerecinin ortak adı configuration i.
genelde havayolculukları için kullanılsa da her türlü ulaşım için de geçerli bir terim higher rate intermediate points i.
Medical
her türlü sağlık problemini ilaç kullanarak giderme eğilimi medicalisation i.
her türlü sağlık problemini ilaç kullanarak giderme eğilimi medicalization i.
Food Engineering
denetleme amaçlı her türlü kontrol controlling i.
Biology
her türlü gıda tüketimi pantophagy i.
insan yaşam alanı çevresinde veya içerisinde yaşayan (canlılar ve yapay her türlü ürün) synanthropic s.
Zoology
her türlü kuyruksuz ikiyaşayışlı anuran i.
her türlü kuyruksuz amfibi anuran i.
Social Sciences
her türlü fiziksel, ahlaki veya düşünsel kuvveti veya bu kuvvetlerle ilişkili yasaları harekete geçirme dynamic i.
her türlü fiziksel, ahlaki veya düşünsel kuvveti veya bu kuvvetlerle ilişkili yasaları harekete geçirme dynamics i.
History
(eskiden) derebeyine ödenen ve her türlü görevden muaf tutan kira quitrent i.
abraham lincoln'e ilişkin her türlü obje, yazı veya anekdot lincolniana i.
Religious
(vika inancında) kişinin dışarı verdiği her türlü enerjinin üç kere kendisine döneceği ilkesi rule of three i.
Geology
nefelin, plajiyoklaz, ojit ve olivin içeren her türlü volkanik kayaç theralite [obsolete] i.
Military
çatışmada kullanılan her türlü savaş malzemesi ammunition i.
turbo motorlu sesten hızlı her türlü havada kullanılan bir avcı uçağı raven i.
askeri yardım programı kapsamında alıcı ülkeye gönderilmesi gereken her türlü malzeme common item [us] i.
askeri yerleşimle ilgili gerçekleştirilen her türlü inşaat, değişiklik, geliştirme, dönüştürme veya genişletme milcon kısalt.
Sport
neredeyse her türlü kavga tekniğinin serbest olduğu bir dövüş sporu total fighting i.
Music
geleneksel olmayan her türlü müzik antimusic i.
Slang
her türlü uyuşturucuyu kullanan uyuşturucu bağımlısı garbage freak i.
her türlü uyuşturucuyu kullanan uyuşturucu bağımlısı garbagehead i.
her türlü uyuşturucuyu kullanan uyuşturucu bağımlısı garbagehead i.
her türlü gideri olan boinkable s.
birinin hayatında her türlü musibetten kanada'yı sorumlu tutması blame canada expr.
Modern Slang
reşit olmadan katılmanın mümkün olmadığı her türlü eğlence adult entertainment i.
her türlü arazide gidebilen tren all terrain train i.
bireyin devletten veya her türlü grup veya sınıftan üstün olduğunu savunan ideoloji anarcho-individualism i.
kadına rızası/isteği dışında yapılan her türlü cinsel davranış yasa dışıdır against her will is against the law expr.