|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
alttaki yapı üzerine kurulan her türlü yapı |
superstructure i.
|
|
2 |
Genel |
ulaşım yollarının yayalar ve her türlü taşıt araçları tarafından kullanılması |
traffic i.
|
|
3 |
Genel |
sesten daha hızlı giden her türlü taşıt |
supersonic transport i.
|
|
4 |
Genel |
çalışanlara verilen her türlü uzatmalı izinler |
sabbatical i.
|
|
5 |
Genel |
her türlü sağlık problemini ilaç kullanarak giderme eğilimi |
medicalisation i.
|
|
6 |
Genel |
yolcuların veya malların taşınmasına yönelik tasarlanmış her türlü araç |
vehicle i.
|
|
|
7 |
Genel |
her türlü şey |
all sorts of thing i.
|
|
8 |
Genel |
her türlü tehlike |
danger of all sorts i.
|
|
9 |
Genel |
her türlü marka bira satan bar |
free house i.
|
|
10 |
Genel |
her türlü hava koşullarında uçabilen uçak |
all-weather aircraft i.
|
|
11 |
Genel |
içinde her türlü eşya satılan büyük alışveriş merkezi |
hypermarket i.
|
|
12 |
Genel |
her türlü önlem |
all kinds of measures i.
|
|
13 |
Genel |
her türlü mal |
all kinds of goods i.
|
|
14 |
Genel |
her türlü risk |
all kinds of risks i.
|
|
15 |
Genel |
her çeşit/türlü hizmet |
a full range of services i.
|
|
16 |
Genel |
her türlü sağlık problemini ilaç kullanarak giderme eğilimi |
medicalization i.
|
|
17 |
Genel |
zamanla biriken ve hoşa gitmeyen her türlü hurda veya süprüntü |
cruft i.
|
|
18 |
Genel |
genel olarak öğrenecek kişinin önünde, öğrenmeye engel olabilecek her türlü psikolojik bariyeri kaldırmayı amaçlayan öğretim yöntemi |
desuggestopedia i.
|
|
19 |
Genel |
kişinin kullandığı veya giydiği, yeni veya farklı olarak kabul edilen ve başkalarının o kişiyi fark etmesi için tasarlanmış her türlü şey |
fashion statement i.
|
|
20 |
Genel |
her türlü kar koşulunda kullanılan snowboard |
freeride i.
|
|
21 |
Genel |
avustralya aborjinleri tarafından besin olarak kullanılan her türlü bitki |
bush tucker i.
|
|
22 |
Genel |
avustralya aborjinleri tarafından besin olarak kullanılan her türlü bitki |
bushfood i.
|
|
23 |
Genel |
her türlü kısıtlama veya koşuldan arınmış şey |
absolute i.
|
|
24 |
Genel |
her türlü forma sahip olma |
omniformity i.
|
|
25 |
Genel |
her türlü şekle sahip olma |
omniformity i.
|
|
26 |
Genel |
her türlü eleştiriyi işverenlerinin avantajına çevirebilen kurnaz sözcü |
flack catcher i.
|
|
|
27 |
Genel |
her türlü eleştiriyi işverenlerinin avantajına çevirebilen kurnaz sözcü |
flak catcher i.
|
|
28 |
Genel |
her türlü mikrobu taşımak |
carry all kinds of germs f.
|
|
29 |
Genel |
her türlü önlemi almak |
take all kinds of measures f.
|
|
30 |
Genel |
her türlü övgüyü hak etmek |
deserve all of the credit f.
|
|
31 |
Genel |
her türlü imkana sahip olmak |
have all facilities available f.
|
|
32 |
Genel |
her türlü hava şartlarına karşı dayanıklı |
weatherproof s.
|
|
33 |
Genel |
her türlü kötü hava şartlarına maruz kalmış |
weather-beaten s.
|
|
34 |
Genel |
(duygusal açıdan) güçlü ve (her türlü duygusal travmaya karşı) sağlam |
heartstrong s.
|
|
35 |
Genel |
her ne türlü |
what s.
|
|
36 |
Genel |
her türlü cinsel aktivite ile ilgili |
pansexual s.
|
|
37 |
Genel |
her türlü olasılıkta |
in all probability zf.
|
|
38 |
Genel |
her türlü yola başvurarak |
by any means necessary zf.
|
|
39 |
Genel |
her türlü çabaya karşı |
in spite of the teeth expr.
|
|
Phrasals |
|
40 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey) yaptırmak için her türlü çareye başvurmak |
beguile (someone) into (doing something) f.
|
|
41 |
Öbek Fiiller |
(birine bir şey) yaptırmak için her türlü çareye başvurmak |
beguile someone into something f.
|
|
42 |
Öbek Fiiller |
(birinin bir şey) yapmaması için her türlü çareye başvurmak |
beguile someone out of something f.
|
|
43 |
Öbek Fiiller |
için her türlü çareye başvurmak |
beguile into f.
|
|
44 |
Öbek Fiiller |
(birinin) her türlü ihtiyacını karşılamak |
look after (someone) f.
|
|
Phrases |
|
45 |
İfadeler |
her türlü engeli/zorluğu aşarak |
by hell or high water expr.
|
|
46 |
İfadeler |
her türlü engeli/zorluğu aşarak |
hell or high water expr.
|
|
47 |
İfadeler |
her türlü engeli/zorluğu aşarak |
(come) hell or high water expr.
|
|
48 |
İfadeler |
her türlü ön yargıdan uzak |
free of any sort of prejudice expr.
|
|
Proverb |
|
49 |
Atasözü |
sezar'ın karısı her türlü şüphenin üstünde olmalıdır |
caesar's wife must be above suspicion
|
|
50 |
Atasözü |
hayatta edinilen her türlü tecrübe işe yarar |
all is grist that comes to the mill
|
|
51 |
Atasözü |
hayatta edinilen her türlü tecrübe işe yarar |
all is grist that comes to the mill
|
|
Colloquial |
|
52 |
Konuşma Dili |
her türlü kötü örneğin bulunduğu bölge |
rogues' gallery i.
|
|
53 |
Konuşma Dili |
her türlü saçmalık |
any fool thing i.
|
|
54 |
Konuşma Dili |
her türlü saçma şey |
any fool thing i.
|
|
55 |
Konuşma Dili |
her türlü iddiasına girerim |
I bet you a pound to a penny expr.
|
|
56 |
Konuşma Dili |
her türlü yola başvurarak |
by any means necessary expr.
|
|
57 |
Konuşma Dili |
her türlü yola başvurarak |
by all available means expr.
|
|
58 |
Konuşma Dili |
her türlü ben kazanırım |
heads I win, tails you lose expr.
|
|
59 |
Konuşma Dili |
her türlü hava şartında |
in all weathers expr.
|
|
60 |
Konuşma Dili |
her türlü (insan/şey) |
all kinds of (people or things) expr.
|
|
61 |
Konuşma Dili |
her türlü insan/şey |
all manner of someone or something expr.
|
|
62 |
Konuşma Dili |
her türlü insan/şey |
all manner of somebody/something expr.
|
|
63 |
Konuşma Dili |
her türlü (insan/şey) |
all kinds of (people or things) expr.
|
|
64 |
Konuşma Dili |
her türlü insan/şey |
all manner of someone or something expr.
|
|
65 |
Konuşma Dili |
her türlü insan/şey |
all manner of somebody/something expr.
|
|
66 |
Konuşma Dili |
her türlü mesele |
any other business expr.
|
|
|
67 |
Konuşma Dili |
her türlü mesele |
aob (any other business) expr.
|
|
Idioms |
|
68 |
Deyim |
zorunlu olarak gerçekleştirilen her türlü görev ya da faaliyet |
command performance i.
|
|
69 |
Deyim |
iki taraf arasında üçüncü tarafın lehine olacak şekilde yapılan her türlü çıkar anlaşması |
sweetheart contract i.
|
|
70 |
Deyim |
her türlü kolay |
downhill all the way i.
|
|
71 |
Deyim |
kendini tanıtma amaçlı katılınan küçük büyük her türlü organizasyon |
the opening of an envelope i.
|
|
72 |
Deyim |
kendi reklamını yapma amaçlı katılınan küçük büyük her türlü organizasyon |
the opening of an envelope i.
|
|
73 |
Deyim |
kendini gösterme amaçlı katılınan küçük büyük her türlü organizasyon |
the opening of an envelope i.
|
|
74 |
Deyim |
her türlü girişiminde başarılı olan kimse |
an admirable crichton i.
|
|
75 |
Deyim |
her türlü girişiminden iyi sonuçlar elde eden kimse |
an admirable crichton i.
|
|
76 |
Deyim |
(birinin) her türlü numarası |
(one's) whole bag of tricks i.
|
|
77 |
Deyim |
(birinin) her türlü taktiği/yöntemi |
(one's) whole bag of tricks i.
|
|
78 |
Deyim |
(birinin) her türlü tekniği |
(one's) whole bag of tricks i.
|
|
79 |
Deyim |
her türlü şüpheden uzak kimse |
caesar's wife i.
|
|
80 |
Deyim |
her türlü hinlik |
every trick in the book i.
|
|
81 |
Deyim |
her türlü hile |
every trick in the book i.
|
|
82 |
Deyim |
her türlü şeytanlık |
every trick in the book i.
|
|
83 |
Deyim |
her türlü dalavere |
every trick in the book i.
|
|
84 |
Deyim |
her türlü kurnazlık |
every trick in the book i.
|
|
85 |
Deyim |
olabilecek her türlü olaya ya da krize hazırlıklı olmak |
screw oneself up to concert pitch f.
|
|
86 |
Deyim |
olabilecek her türlü olaya ya da krize hazırlıklı olmak |
screw one up to concert pitch f.
|
|
87 |
Deyim |
her türlü sorundan şansıyla kurtulmak |
bear a charmed life f.
|
|
88 |
Deyim |
her türlü şüpheden uzak olmak |
be above suspicion f.
|
|
89 |
Deyim |
her türlü riski almak |
go through fire and water f.
|
|
90 |
Deyim |
her türlü yola başvurmak |
leave no avenue unexplored f.
|
|
91 |
Deyim |
her türlü ayrıntı üzerinde düşünüp karara varmak |
hammer out f.
|
|
92 |
Deyim |
(sonu ne olursa olsun) her türlü riski alarak sonuna kadar götürmek |
go to the wall on something f.
|
|
93 |
Deyim |
her türlü kurnazlığı bilmek |
know every trick in the book f.
|
|
94 |
Deyim |
her türlü dalavereyi bilmek |
know every trick in the book f.
|
|
95 |
Deyim |
her türlü hileyi/üçkağıdı bilmek |
know every trick in the book f.
|
|
96 |
Deyim |
her türlü dümeni bilmek |
know every trick in the book f.
|
|
97 |
Deyim |
her türlü cinliği/şeytanlığı bilmek |
know every trick in the book f.
|
|
98 |
Deyim |
her türlü dalavereden/üçkağıttan haberi olmak |
know every trick in the book f.
|
|
99 |
Deyim |
her türlü şeytanlıktan haberi olmak |
know every trick in the book f.
|
|
100 |
Deyim |
her türlü dalavereyi/üçkağıdı denemek |
try every trick in the book f.
|
|
101 |
Deyim |
her türlü kurnazlığa başvurmak |
try every trick in the book f.
|
|
102 |
Deyim |
her türlü bahse girmek |
bet bottom dollar f.
|
|
103 |
Deyim |
her türlü sonuca hazırlıklı olmak |
cover all bases f.
|
|
104 |
Deyim |
her türlü sonuca karşı baştan önlem almak |
cover all bases f.
|
|
105 |
Deyim |
her türlü riski almak |
go through fire f.
|
|
106 |
Deyim |
her türlü sıkıntıya karşı hazırlıklı |
loaded for bear s.
|
|
107 |
Deyim |
reklam her türlü karlıdır |
it pays to advertise expr.
|
|
108 |
Deyim |
her türlü masrafı yapma/çabayı gösterme |
no half measures expr.
|
|
109 |
Deyim |
her türlü bahse/iddiaya girerim ki |
wager (someone) a pound to a penny expr.
|
|
110 |
Deyim |
sezar'ın karısı her türlü şüphenin üstünde olmalıdır |
caesar's wife expr.
|
|
111 |
Deyim |
(biri) karşısındakine her türlü hakareti/eleştiriyi yapar, fakat kendisine yapılınca hoşuna gitmez |
(one) can dish it out, but (one) can't take it expr.
|
|
112 |
Deyim |
olabilecek her türlü şey |
the whole works expr.
|
|
Trade/Economic |
|
113 |
Ticaret/Ekonomi |
şirket kasasında her türlü harcama için bulunan nakit para (maaş, masraf, temettü vb.) |
cash flow i.
|
|
114 |
Ticaret/Ekonomi |
her türlü mal |
every kind of good i.
|
|
115 |
Ticaret/Ekonomi |
her türlü yasal para ile ödenebilen tahvil |
legal tender bond i.
|
|
116 |
Ticaret/Ekonomi |
her türlü iş alanını kapsayan faaliyet |
vertical business i.
|
|
117 |
Ticaret/Ekonomi |
her türlü senet satın alan ve bunların satışını yapan mali kuruluş |
general management trust i.
|
|
118 |
Ticaret/Ekonomi |
hizmet karşılığı ödenen her türlü resmi olmayan ücret ve ek ödemeler |
emolument i.
|
|
119 |
Ticaret/Ekonomi |
her türlü ıskonto ve indirimler çıkartıldıktan sonra kalan fiyat |
net price i.
|
|
120 |
Ticaret/Ekonomi |
işletmede kullanılan her türlü defter ve belgeler |
proof i.
|
|
121 |
Ticaret/Ekonomi |
içinde her türlü ürünün satıldığı amerika'nın en büyük marketler zinciri |
wal-mart i.
|
|
122 |
Ticaret/Ekonomi |
maaş ve ücretle ilgili her türlü belge ve kayıtlar |
payroll records i.
|
|
Law |
|
123 |
Hukuk |
tanığı her türlü kovuşturmadan koruyan dokunulmazlık |
transactional immunity i.
|
|
124 |
Hukuk |
her türlü beyannameleri ile bildirgelerini tanzim ve imzaya |
prepare and undersign all statements and declarations i.
|
|
125 |
Hukuk |
kanun veya anlaşma hükmüyle önceden belirlenmiş olmayıp olaya göre ikamesi mümkün olan her türlü yasal delil |
casual evidence i.
|
|
126 |
Hukuk |
şirketimizce imzalanmış her türlü akitleri feshetmeye tadil ve tashih etmeye |
cancel, amend, alter or otherwise modified the contracts signed by our company i.
|
|
127 |
Hukuk |
senedin ödenmemesi durumunda oluşacak her türlü zararın sorumluluğunu taraflara yazılı olarak bildirmek |
protest a bill f.
|
|
128 |
Hukuk |
her türlü temyiz talebini almaya |
take appeals of any kind expr.
|
|
129 |
Hukuk |
her türlü takyidattan ari olarak |
free of all incumbrances expr.
|
|
Politics |
|
130 |
Siyasal |
her türlü dini inanç ve ibadetin özgürce yaşanmasını savunan kimse |
tolerationist i.
|
|
131 |
Siyasal |
birleşmiş milletler kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması sözleşmesi |
the un convention on the elimination of all forms of discrimination against women i.
|
|
132 |
Siyasal |
birleşmiş milletler kadına karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesi |
convention on the elimination of all forms of discrimination against women (cedaw) i.
|
|
133 |
Siyasal |
birleşmiş milletler kadına karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesi |
the un convention on the elimination of all forms of discrimination against women i.
|
|
134 |
Siyasal |
birleşmiş milletler kadına karşı her türlü ayrımcılığın ortadan kaldırılması sözleşmesi |
convention on the elimination of all forms of discrimination against women (cedaw) i.
|
|
135 |
Siyasal |
her türlü ırk ayrımcılığı |
all forms of racial discrimination i.
|
|
136 |
Siyasal |
her türlü devlet yönetim şekline karşı olma |
antarchism [rare] i.
|
|
137 |
Siyasal |
her türlü devlet yönetim şekline karşı olan kimse |
antarchist i.
|
|
138 |
Siyasal |
politik eleştiriciliği veya kişisel muhalefeti vatansever olmamakla veya komünizmi savunmakla suçlayarak bastırmaya yönelik her türlü girişim |
mccarthyism i.
|
|
139 |
Siyasal |
(özellikle dezavantajlı gruplar olmak üzere) tüm birey ve grupların her türlü faaliyete dahil edilmesi |
inclusion i.
|
|
140 |
Siyasal |
her türlü tedbirden kaçınmak |
abstain from any measure f.
|
|
141 |
Siyasal |
her türlü devlet yönetim şekline karşı olan |
antarchistic s.
|
|
Institutes |
|
142 |
Kurum/Kuruluş |
her türlü ırk ayrımcılığının tasfiyesine ilişkin uluslararası sözleşme |
convention on the elimination of all forms of racial discrimination i.
|
|
143 |
Kurum/Kuruluş |
kadınlara karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi sözleşmesi |
convention on the elimination of all forms of discrimination against women i.
|
|
Insurance |
|
144 |
Sigortacılık |
önceden bildirim gerekmeksizin her türlü gönderiyi kapsayan sigorta poliçesi |
transit floater i.
|
|
145 |
Sigortacılık |
her türlü yükümlülüğün ilgili tüm sigortacılar tarafından paylaşılması ilkesi |
contribution i.
|
|
146 |
Sigortacılık |
her türlü avaryalar hariç |
free of all average expr.
|
|
Tourism |
|
147 |
Turizm |
tüm yolcuların her türlü hizmetten faydalanıp halka açık alanlara serbestçe girebildikleri ulaşım aracı |
one-class i.
|
|
Technical |
|
148 |
Teknik |
her türlü donanımı mevcut |
well-found s.
|
|
Textile |
|
149 |
Tekstil |
boyun bölgesine giyilen veya takılan her türlü giyim eşyası |
neckgear i.
|
|
Construction |
|
150 |
İnşaat |
arazi üzerinde paletli ya da yığın halde her türlü yükün taşınması ve yüklenmesi gibi çeşitli işlerde kullanılan çok işlevli iş makinesi |
telehandler i.
|
|
151 |
İnşaat |
arazi üzerinde paletli ya da yığın halde her türlü yükün taşınması ve yüklenmesi gibi çeşitli işlerde kullanılan çok işlevli iş makinesi |
telescopic handler i.
|
|
Dyeing |
|
152 |
Boyacılık |
her türlü uygulamada yalnızca tek bir rengi veya tonu veren (boya) |
monogenetic s.
|
|
Aeronautic |
|
153 |
Havacılık |
her türlü hava koşullarında uçabilen uçak |
all weather aircraft i.
|
|
154 |
Havacılık |
uçabilen her türlü makine |
aircraft i.
|
|
Marine |
|
155 |
Denizcilik |
dalıcının kullandığı her türlü dalış gerecinin ortak adı |
configuration i.
|
|
156 |
Denizcilik |
genelde havayolculukları için kullanılsa da her türlü ulaşım için de geçerli bir terim |
higher rate intermediate points i.
|
|
Medical |
|
157 |
Medikal |
her türlü sağlık problemini ilaç kullanarak giderme eğilimi |
medicalisation i.
|
|
158 |
Medikal |
her türlü sağlık problemini ilaç kullanarak giderme eğilimi |
medicalization i.
|
|
Food Engineering |
|
159 |
Gıda |
denetleme amaçlı her türlü kontrol |
controlling i.
|
|
Biology |
|
160 |
Biyoloji |
her türlü gıda tüketimi |
pantophagy i.
|
|
161 |
Biyoloji |
insan yaşam alanı çevresinde veya içerisinde yaşayan (canlılar ve yapay her türlü ürün) |
synanthropic s.
|
|
Zoology |
|
162 |
Zooloji |
her türlü kuyruksuz ikiyaşayışlı |
anuran i.
|
|
163 |
Zooloji |
her türlü kuyruksuz amfibi |
anuran i.
|
|
Social Sciences |
|
164 |
Sosyal Bilimler |
her türlü fiziksel, ahlaki veya düşünsel kuvveti veya bu kuvvetlerle ilişkili yasaları harekete geçirme |
dynamic i.
|
|
165 |
Sosyal Bilimler |
her türlü fiziksel, ahlaki veya düşünsel kuvveti veya bu kuvvetlerle ilişkili yasaları harekete geçirme |
dynamics i.
|
|
History |
|
166 |
Tarih |
(eskiden) derebeyine ödenen ve her türlü görevden muaf tutan kira |
quitrent i.
|
|
167 |
Tarih |
abraham lincoln'e ilişkin her türlü obje, yazı veya anekdot |
lincolniana i.
|
|
Religious |
|
168 |
Dini |
(vika inancında) kişinin dışarı verdiği her türlü enerjinin üç kere kendisine döneceği ilkesi |
rule of three i.
|
|
Geology |
|
169 |
Jeoloji |
nefelin, plajiyoklaz, ojit ve olivin içeren her türlü volkanik kayaç |
theralite [obsolete] i.
|
|
Military |
|
170 |
Askeri |
çatışmada kullanılan her türlü savaş malzemesi |
ammunition i.
|
|
171 |
Askeri |
turbo motorlu sesten hızlı her türlü havada kullanılan bir avcı uçağı |
raven i.
|
|
172 |
Askeri |
askeri yardım programı kapsamında alıcı ülkeye gönderilmesi gereken her türlü malzeme |
common item [us] i.
|
|
173 |
Askeri |
askeri yerleşimle ilgili gerçekleştirilen her türlü inşaat, değişiklik, geliştirme, dönüştürme veya genişletme |
milcon kısalt.
|
|
Sport |
|
174 |
Spor |
neredeyse her türlü kavga tekniğinin serbest olduğu bir dövüş sporu |
total fighting i.
|
|
Music |
|
175 |
Müzik |
geleneksel olmayan her türlü müzik |
antimusic i.
|
|
Slang |
|
176 |
Argo |
her türlü uyuşturucuyu kullanan uyuşturucu bağımlısı |
garbage freak i.
|
|
177 |
Argo |
her türlü uyuşturucuyu kullanan uyuşturucu bağımlısı |
garbagehead i.
|
|
178 |
Argo |
her türlü uyuşturucuyu kullanan uyuşturucu bağımlısı |
garbagehead i.
|
|
179 |
Argo |
her türlü gideri olan |
boinkable s.
|
|
180 |
Argo |
birinin hayatında her türlü musibetten kanada'yı sorumlu tutması |
blame canada expr.
|
|
Modern Slang |
|
181 |
Modern Argo |
reşit olmadan katılmanın mümkün olmadığı her türlü eğlence |
adult entertainment i.
|
|
182 |
Modern Argo |
her türlü arazide gidebilen tren |
all terrain train i.
|
|
183 |
Modern Argo |
bireyin devletten veya her türlü grup veya sınıftan üstün olduğunu savunan ideoloji |
anarcho-individualism i.
|
|
184 |
Modern Argo |
kadına rızası/isteği dışında yapılan her türlü cinsel davranış yasa dışıdır |
against her will is against the law expr.
|
|