hold to - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

hold to

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"hold to" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 9 sonuç

İngilizce Türkçe
General
hold to f. bağlı kalmak
hold to f. tutunmak
hold to f. sadık kalmak
hold to f. caymamak
hold to f. vazgeçmemek
hold to f. korumak
hold to f. izlemek
hold to f. sürdürmek
Phrasals
hold to f. taraf tutmak

"hold to" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 212 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
hold on to f. tutunmak
General
hold a candle to f. mukayese etmek
cause to hold f. tutturmak
hold on to f. tutmak
hold a candle to f. karşılaştırmak
hold on to f. bırakmamak
be unable to hold one's tongue f. dilini tutamamak
hold a candle to f. kıyaslamak
hold out a carrot to somebody f. yemlemek
(one's luck) to hold f. şansı devam etmek
hold on to one's hand f. elini tutmak
be unable to hold a job f. dikiş tutturamamak
not hold a candle to someone f. yanına bile yaklaşamamak
not hold a candle to someone f. eline su dökememek
hold on to f. -e tutunmak
hold on to life f. hayata tutunmak
hold to account f. sorumlu tutmak
hold on to the life f. hayata bağlanmak/tutunmak
hold a gun to somebody's head f. birinin kafasına tabanca dayamak
unable to hold one's urine f. çişini tutamamak
unable to hold one's urine f. idrarını tutamamak
Phrasals
hold someone up to something f. birini bir yere (pencereye vb) kaldırmak
not to get hold of f. telefonu düşürememek
hold up to (something) f. incelemeyi/denetlemeyi (sorunsuz) geçmek
hold up to (something) f. bir zorluk karşısında direnmek/tutunmak
hold something out (to someone) f. (birine) bir şey sunmak
hold something out (to someone) f. (birine) bir şey önermek/teklif etmek
hold something out (to someone) f. (birine) bir şey uzatmak
hold something out (to someone) f. (birine) bir şey vermek
hold someone to something f. birinin bir anlaşmaya sadık kalmasını sağlamak
hold someone to something f. birine verdiği sözü tutturmak
hold someone to something f. birini sözünü tutmak zorunda bırakmak
hold someone to something f. birinin sözünü tutmasını/anlaşmaya uymasını ummak/beklemek
hold to (something) f. (sözünü tutmasını) beklemek/ummak
hold to (something) f. (bir şeye sadık kalmasını, sözünde durmasını) beklemek/ummak
hold to (something) f. (bir şeye) tutunmak/sadık kalmak
hold to (something) f. (bir şeyi) değiştirmemek/muhafaza etmek
hold to (something) f. (bir şeyi) sürdürmek/savunmak
hold up to f. karşısında direnmek/tutunmak
hold up to f. hizasına/seviyesine kaldırmak
hold up to (something) f. (bir şeyin) hizasına/seviyesine kaldırmak
hold on to f. tutunmak
Colloquial
too hot to hold (someone) expr. (birisi) için tehlikeli bir yer
too hot to hold (someone) expr. polis kaynayan yer
too hot to hold (someone) expr. (bir kaçağın/suçlunun) barınamayacağı yer
too hot to hold (someone) expr. (bir kaçağın/suçlunun) fark edilmeden yaşamasının mümkün olmadığı yer
too hot to hold (someone) expr. (birinin) barındırılmayacağı yer
too hot to hold you expr. senin için tehlikeli bir yer
too hot to hold you expr. polis kaynayan yer
too hot to hold you expr. bir kaçak/suçlu olarak barınamayacağın yer
too hot to hold you expr. bir kaçağın/suçlu olarak fark edilmeden yaşamanın mümkün olmadığı yer
too hot to hold you expr. barındırılmayacağın yer
Idioms
hold one's nose to the grindstone f. köle etmek
hold one's nose to the grindstone f. birini ezmek
not able to hold it (in) f. az daha altına kaçırmak
not able to hold it (in) f. çişini tutamamak
hold up to scorn f. alay konusu etmek
hold up to ridicule f. alay konusu etmek
hold on (to) like grim death f. asılmak
hold a candle to f. aşık atmak
give you the baby to hold f. başın beladayken birinin seni bırakıp kaçması
hold a gun to someone's head f. birini bir şey yapmaya zorlamak
hold a gun to someone's head f. birine baskı yaptırmak
hold somebody's feet to the fire f. baskı altına almak
hold a candle to the devil f. dümen suyunda gitmek
hold to ransom f. haraca kesmek
not hold a stick to someone f. eline su dökememek
not hold a candle to f. eline su dökememek
not to be fit to hold a candle to f. eline su dökememek
hold to ransom f. haraca bağlamak
hold on to (the hem of) a saint's robe f. etek tutmak
hold the key to the truth f. gerçeğin anahtarını elinde tutmak
hold one's cards close to one's chest f. gizli tutmak
not hold a candle to someone f. eline su dökememek
not fit to hold a candle to somebody f. eline su dökememek
can't hold a candle to someone f. eline su dökememek
hold one's cards close to one's chest f. kapalı oynamak
hold a candle to the devil f. köprüyü geçene kadar ayıya dayı demek
hold one's cards close to one's chest f. ne planladığını anlatmamak
hold a gun to somebody's head f. kafasına silah dayamak
hold a gun to someone's head f. silah zoruyla yaptırmak
hold on (to) like grim death f. sıkıca elinden tutmak
hold up to ridicule f. taşlamak
hold up to scorn f. taşlamak
hold somebody's feet to the fire f. üzerinde baskı kurmak
hold up to scorn f. yermek
hold somebody to ransom f. (bir şeyin yapılacağı) tehdidi altında tutmak
hold up to ridicule f. yermek
hold a pistol to (one's) head f. (birinin) kafasına silah dayamak
hold a pistol to (one's) head f. (birine) silah zoruyla bir şey yaptırmaya çalışmak
hold a pistol to (one's) head f. (birini) bir şey yapmaya zorlamak
hold a pistol to (one's) head f. (birine) bir şey yapması için baskı yapmak
relinquish (one's) hold on (something) (to someone or something) f. (bir şeyin) kontrolünü (birine/bir şeye) kaptırmak
relinquish (one's) hold on (something) (to someone or something) f. (bir şeyin) kontrolünü (birine/bir şeye) kaybetmek
relinquish (one's) hold on (something) (to someone or something) f. (bir şeyin) kontrolünü (birine/bir şeye) devretmek
relinquish (one's) hold on (something) (to someone or something) f. (bir şeyin) kontrolünü (birine/bir şeye) bırakmak
relinquish (one's) hold over (something) (to someone or something) f. (bir şeyin) kontrolünü (birine/bir şeye) kaptırmak
relinquish (one's) hold over (something) (to someone or something) f. (bir şeyin) kontrolünü (birine/bir şeye) kaybetmek
relinquish (one's) hold over (something) (to someone or something) f. (bir şeyin) kontrolünü (birine/bir şeye) devretmek
relinquish (one's) hold over (something) (to someone or something) f. (bir şeyin) kontrolünü (birine/bir şeye) bırakmak
hold to service f. (evcil hayvan) gebe kalmak
cannot hold a candle to f. eline su dökememek
cannot hold a candle to f. yanına bile yaklaşamamak
cannot hold a candle to f. mukayese bile edilememek
can't hold a candle to f. eline su dökememek
can't hold a candle to f. yanına bile yaklaşamamak
can't hold a candle to f. mukayese bile edilememek
can't hold a candle to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) eline su dökemez
can't hold a candle to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yanına bile yaklaşamaz
can't hold a candle to (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) mukayese bile edilemez
can't hold a candle to someone/something f. birinin/bir şeyin eline su dökemez
can't hold a candle to someone/something f. birinin/bir şeyin yanına bile yaklaşamaz
can't hold a candle to someone/something f. biriyle/bir şeyle mukayese bile edilemez
hold (one) to ransom f. (birine) tehditle bir şey yaptırmak
hold (one) to ransom f. (birinden) tehditle bir şey istemek
hold (one's) feet to the fire f. (birini) baskı altına almak/altında tutmak
hold (one's) feet to the fire f. (biri) üzerinde baskı kurmak
hold (someone or something) up to ridicule f. (birini/bir şeyi) alay konusu etmek
hold (someone or something) up to ridicule f. (birini/bir şeyi) taşlamak
hold (someone or something) up to ridicule f. (birini/bir şeyi) yermek
hold (someone or something) up to ridicule f. (biriyle/bir şeyle) alay etmek
hold (someone or something) up to scorn f. (birini/bir şeyi) alay konusu etmek
hold (someone or something) up to scorn f. (birini/bir şeyi) taşlamak
hold (someone or something) up to scorn f. (birini/bir şeyi) yermek
hold (someone or something) up to scorn f. (biriyle/bir şeyle) alay etmek
hold (someone or something) up to scorn f. (birini/bir şeyi) yadsımak
hold (someone or something) up to scorn f. (birini/bir şeyi) geri çevirmek/istememek
hold (something) close to (one's) vest f. (bir şeyi) sır olarak tutmak
hold (something) close to (one's) vest f. (bir şeyi) gizli tutmak
hold (something) close to the vest f. sır olarak tutmak
hold (something) close to the vest f. gizli tutmak
hold a gun to (one's) head f. (birini) bir şey yapmaya zorlamak
hold a gun to (one's) head f. silah zoruyla yaptırmak
hold a gun to (one's) head f. metazori yaptırmak
hold a gun to head f. (birini) bir şey yapmaya zorlamak
hold a gun to head f. silah zoruyla yaptırmak
hold a gun to head f. metazori yaptırmak
hold fast to something f. bir şeye tutunmak/sarılmak
hold fast to something f. bir teoriye, prensibe, dine bağlı kalmak
hold fast to something f. bir şeye sıkı sıkı bağlı olmak
hold feet to the fire f. baskı altına almak
hold feet to the fire f. üzerinde baskı kurmak
hold firm (to something) f. (bir şeye) tutunmak/sarılmak
hold firm (to something) f. (bir teoriye, prensibe, dine) bağlı kalmak
hold firm (to something) f. (bir şeye) sıkı sıkı bağlı olmak
hold on to (someone or something) like grim death f. (birine/bir şeye) sıkıca tutunmak
hold on to (someone or something) like grim death f. (birine/bir şeye) yapışmak
hold on to (someone or something) like grim death f. düşmemek için (birini/bir şeyi) sıkıca tutmak
hold out an olive branch (to someone) f. (birine) zeytin dalı uzatmak
hold out the olive branch (to someone) f. (birine) zeytin dalı uzatmak
hold someone or something to ransom f. fidye için rehin (rehine olarak) tutmak/alıkoymak
hold someone or something to ransom f. (birini/bir şeyi) tehditle alıkoymak
hold someone or something to ransom f. (birine) tehdit ederek bir şey yaptırmak
hold someone to ransom [uk] f. birine tehdit ederek bir şey yaptırmak
hold someone's feet to the fire f. birini baskı altına almak/altında tutmak
hold someone's feet to the fire f. biri üzerinde baskı kurmak
hold/put a gun to somebody's head f. birinin kafasına silah dayamak
hold/put a gun to somebody's head f. birini (bir şey) yapmaya zorlamak
hold/put a gun to somebody's head f. birine (bir şeyi) silah zoruyla yaptırmak
hold/put a gun to somebody's head f. birine (bir şeyi) metazori yaptırmak
keep/hold/play your cards close to your chest f. açık davranmamak
keep/hold/play your cards close to your chest f. gizli tutmak
keep/hold/play your cards close to your chest f. kapalı oynamak
keep/hold/play your cards close to your chest f. ne planladığını anlatmamak
keep/hold/play your cards close to your chest f. saman altından su yürütmek
not fit to hold a candle to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) eline su dökememek
not fit to hold a candle to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) tırnağı bile olamamak
not fit to hold a candle to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yanından bile geçememek
not hold a candle to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) eline su dökememek
not hold a candle to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) tırnağı bile olamamak
not hold a candle to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yanından bile geçememek
not hold a stick to f. -in eline su dökememek
not hold a stick to f. '-in tırnağı bile olamamak
not hold a stick to f. '-in yanından bile geçememek
not hold a stick to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) eline su dökememek
not hold a stick to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) tırnağı bile olamamak
not hold a stick to (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) yanından bile geçememek
keep/hold/play your cards close to your chest f. niyetini gizlemek
keep/hold/play your cards close to your chest f. niyetini belli etmemek
hold a pistol to a person's head f. istediğini yaptırmak için birini tehdit etmek
hold a stick to f. eşit şartlarda mücadele etmek
hold a stick to f. eşit koşullarda yarışmak
hold a stick to f. …'ya kıyasla dayanmak
hold on to your hat! expr. asıl bunu dinle!
I want to hold your hand expr. ellini tutmak istiyorum
can't hold a candle to someone expr. mukayese bile edilememek
hold on to your hat! expr. sen asıl bunu dinle!
cannot hold a candle to somebody/something expr. birinin/bir şeyin eline su dökemez
cannot hold a candle to somebody/something expr. birinin/bir şeyin yanına bile yaklaşamaz
cannot hold a candle to somebody/something expr. biriyle/bir şeyle mukayese bile edilemez
doesn't hold a candle (to someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) eline su dökemez
doesn't hold a candle (to someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) yanına bile yaklaşamaz
doesn't hold a candle (to someone or something) expr. (birinin/bir şeyin) yanından bile geçemez
Speaking
I know what it's like to hold on to someone expr. birisine tutunmanın ne demek olduğunu bilirim
hold on to your hat expr. dikkat edin
I want to hold your hand expr. elini tutmak istiyorum
hold on to your hat expr. kemerlerinizi bağlayın
hold on to your hat expr. sıkı durun
I don't want to hold you expr. seni meşgul etmek istemem
hold on to your hat! expr. sıkı dur! (bak ne anlatacağım)
Trade/Economic
hold to maturity f. vadesi dolana kadar elinde tutmak
Law
permanent disqualification to hold public office i. amme hizmetlerinden müebbet memnuiyet
disqualification to hold public office i. hıdematı ammeden memnuiyet
disqualification to hold public office i. kamu hizmetlerinden yasaklılık
temporary disqualification to hold public office i. muvakkaten hidematı ammeden memnuiyet
Politics
the vote and the right to hold office i. seçme ve seçilme hakkı
decide to hold an early election f. erken seçime karar vermek
decide to hold an early election f. erken seçim kararı almak
Military
hold on to supplies f. ikmallere güvenmek
hold on to supplies f. ikmallere dayanmak
Slang
know when to hold them and when to fold f. neyin ne olduğunu bilmek
know when to hold them and when to fold f. ne zaman uğraşıp ne zaman pes edeceğini bilmek