hold up - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

hold up

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"hold up" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 87 sonuç

İngilizce Türkçe
General
hold up f. göstermek
hold up f. soymak
hold up f. gecikmek
hold up f. engellemek
hold up f. tutmak
hold up f. çevirmek
hold up f. dayanmak
hold up f. desteklemek
hold up f. direnmek
hold up f. korumak
hold up f. arzetmek
hold up f. kaldırmak
hold up f. yardımda bulunmak
hold up f. yolunu kesip soymak
hold up f. geciktirmek
hold up f. durdurmak
hold up f. geri tutmak
hold up f. yolunu kesmek
hold up f. yükseltmek
hold up f. kaldırmak
hold up f. (birinin) bilincini dışa vurmak
hold up f. (birinin) bilincine çağrıda bulunmak
hold up f. ortaya çıkarmak
hold up f. bir şeye dikkat çekmek
hold up f. dizginlemek
hold up f. kontrol altına almak
hold up f. (kart) oynamayı reddetmek
hold up f. dağılmasını önlemek
hold up f. yerle bir olmasını engellemek
hold up f. doğruluğunu kanıtlamak
hold up f. (saldırı veya talihsizliğe) boyun eğmemek
hold up f. (saldırı veya talihsizlik karşısında) yılmamak
hold up f. etkili olduğunu kanıtlamak
hold up f. uzun bir süre boyunca ilgi veya etkiyi sürdürmek
hold up f. ayak uydurmak
hold up f. geciktirmek
hold up f. engellemek
hold up f. düşmekten alıkoymak
hold up f. dağılmaktan alıkoymak
hold up f. desteklemek
hold up f. (silah kullanarak) soymak için zorla durdurmak
hold up f. (silah kullanarak) soymak için yolunu kesmek
hold up f. sergilemek
hold up f. sunmak
hold up f. hayatta kalmak
hold up f. tutunmak
hold up f. (briç) yüksek kart oynamaktan kaçınmak
hold up f. anlaşmanın üzerine düşen kısmını yerine getirmek
hold up f. anlaşmanın üzerine düşen kısmını gerçekleştirmek
hold up f. yükseltmek
hold up f. kaldırmak
hold up f. (birinin) bilincini dışa vurmak
hold up f. (birinin) bilincine çağrıda bulunmak
hold up f. ortaya çıkarmak
hold up f. bir şeye dikkat çekmek
hold up f. dizginlemek
hold up f. kontrol altına almak
hold up ünl. dur bakalım
Phrasals
hold up f. kendi ayakları üzerinde durmak
hold up f. (yağmur) durmak
hold up f. sağlam durmak
hold up f. devam etmek
hold up f. ayakta kalmak
hold up f. arka çıkmak
hold up f. ortaya koymak
hold up f. dizginlemek
hold up f. idare etmek
hold up f. (tilkiyi) sığınak bulmaktan alıkoyarak kolay avlamayı sağlamak
hold up f. ilerlemesini engellemek
hold up f. (kartı) oynamamak
hold up f. silah zoruyla soymak
hold up f. doğruluğu ispatlanmak
hold up f. üstün gelmek
hold up f. galebe çalmak
hold up f. popülerliğini sürdürmek
hold up f. ilgi toplamaya devam etmek
hold up f. yağmur yağmamaya devam etmek
hold up f. örnek olarak sunmak
hold up f. güç veya etkisini kaybetmeden işlevini sürdürmek
hold up f. başa çıkmak
hold up f. yavaşlatmak
hold up f. geciktirmek
hold up f. direnmek
hold up f. zorluk veya sıkıntıyla yaşamaya devam etmek
hold up f. anlaşmanın üzerine düşen kısmını yerine getirmek
hold up f. beklemek/durmak
Hunting
hold up f. (tilki veya yavrusunun) yuvasından ayrılmasını önleyerek öldürmek

"hold up" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 90 sonuç

İngilizce Türkçe
General
hold-up i. gecikme
hold-up i. tıkanıklık
hold-up i. engel
hold-up i. durdurma
hold-up i. soygun
hold-up i. silahlı soygun
hold-up [us] i. aşırı ücret
hold-up [us] i. gasp
hold up as f. örnek göstermek
hold one's head up high f. başını dik tutmak
Phrasals
hold someone up to something f. birini bir yere (pencereye vb) kaldırmak
hold up to (something) f. incelemeyi/denetlemeyi (sorunsuz) geçmek
hold up to (something) f. bir zorluk karşısında direnmek/tutunmak
hold up to f. karşısında direnmek/tutunmak
hold up to f. hizasına/seviyesine kaldırmak
hold up to (something) f. (bir şeyin) hizasına/seviyesine kaldırmak
Colloquial
what’s the hold up? expr. ne diye durduk?
Idioms
hold (someone or something) up as an example f. örnek/model olarak göstermek
hold up to scorn f. alay konusu etmek
hold up to ridicule f. alay konusu etmek
hold one's head up f. başını dik tutmak
hold one's head up f. gurur duymak
hold one's head up f. gururlanmak
hold one's head up high f. gurur duymak
hold one's head up f. gururdan gerinmek
hold up as an example f. ibret almak
hold one's end of the bargain up f. kendi üzerine düşeni yapmak
hold up as an example f. örnek almak
hold one's end up f. kendi üzerine düşeni yapmak
hold up to scorn f. taşlamak
hold up to ridicule f. taşlamak
hold one's end up f. üstüne düşeni yapmak
hold up to ridicule f. yermek
hold up to scorn f. yermek
hold one's end of the bargain up f. üstüne düşeni yapmak
hold up one's head f. başını dik tutmak
hold (someone or something) up to ridicule f. (birini/bir şeyi) alay konusu etmek
hold (someone or something) up to ridicule f. (birini/bir şeyi) taşlamak
hold (someone or something) up to ridicule f. (birini/bir şeyi) yermek
hold (someone or something) up to ridicule f. (biriyle/bir şeyle) alay etmek
hold (someone or something) up to scorn f. (birini/bir şeyi) alay konusu etmek
hold (someone or something) up to scorn f. (birini/bir şeyi) taşlamak
hold (someone or something) up to scorn f. (birini/bir şeyi) yermek
hold (someone or something) up to scorn f. (biriyle/bir şeyle) alay etmek
hold (someone or something) up to scorn f. (birini/bir şeyi) yadsımak
hold (someone or something) up to scorn f. (birini/bir şeyi) geri çevirmek/istememek
hold (up) (one's) end of the bargain f. kendi üzerine düşeni yapmak
hold (up) (one's) end of the bargain f. üstüne düşeni yapmak
hold end of the bargain up f. üstüne düşeni yapmak
hold end up f. üstüne düşeni yapmak
hold head up f. başını dik tutmak
hold head up f. gurur duymak
hold head up f. gururlanmak
hold head up f. gururdan gerinmek
hold up (one's) end (of the bargain) f. kendi üzerine düşeni yapmak
hold up (one's) end (of the bargain) f. üstüne düşeni yapmak
hold up as (something) f. (bir şey) olarak düzgün/efektif/etkili çalışmak
hold up as (something) f. (bir şey) olarak düzgün/efektif/etkili işlemek
hold up as (something) f. (bir şey) olarak düzgün/efektif/etkili iş görmek
hold up as (something) f. (bir şeye) olarak örnek/model göstermek
hold up as (something) f. (bir şeye) iyi bir örnek olmaya devam etmek
hold up as (something) f. (bir şeye) iyi bir örnek olmayı sürdürmek
hold up as (something) f. hala (bir şeye) iyi bir örnek olmak
hold up as (something) f. hala iyi (bir şey) örneği olmayı sürdürmek
hold your head (up) high f. başını dik tutmak
hold your head (up) high f. pes etmemek
hold your head (up) high f. boynunu eğmemek
hold your head up f. başını dik tutmak
hold your head up f. pes etmemek
hold your head up f. boynunu eğmemek
hold your end up [uk] f. kendi üzerine düşeni yapmak
hold your end up [uk] f. üzerine düşen görevi yerine getirmek
hold your end up [uk] f. sözünü tutmak
hold your head (up) high expr. başını dik tut
hold your head (up) high expr. pes etme
hold your head (up) high expr. boynunu eğme
hold your head up expr. başını dik tut
hold your head up expr. pes etme
hold your head up expr. boynunu eğme
hold your end up [uk] expr. kendi üzerine düşeni yap
hold your end up [uk] expr. üzerine düşen görevi yerine getir
hold your end up [uk] expr. sözünü tut
Speaking
hold-up expr. kıpırdama bu bir soygundur
Law
hold-up i. silahlı soygun
Textile
hold-up i. jartiyersiz giyilen üstü lastikli çorap
Food Engineering
hold-up i. tutma
hold-up time i. tutma süresi
hold up homofermentative i. tutma homofermentatif
hold-up homofermentative i. tutma homofermentatif
Military
hold up the enemy f. düşmanı oyalamak