iç karartıcı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

iç karartıcı



"iç karartıcı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 52 sonuç

Türkçe İngilizce
General
iç karartıcı gloomy s.
iç karartıcı sad s.
iç karartıcı dreary s.
iç karartıcı sullen s.
iç karartıcı dismal s.
iç karartıcı cheerless s.
iç karartıcı wintry s.
iç karartıcı mopy s.
iç karartıcı mopey s.
iç karartıcı bleak s.
iç karartıcı saddening s.
iç karartıcı depressing s.
iç karartıcı dispiriting s.
iç karartıcı daunting s.
iç karartıcı disheartening s.
iç karartıcı sobering s.
iç karartıcı discouraging s.
iç karartıcı acheronian s.
iç karartıcı acherontic s.
iç karartıcı adust s.
iç karartıcı rayless s.
iç karartıcı thrawn [scottish] s.
iç karartıcı uncheerful s.
iç karartıcı unhappy s.
iç karartıcı unmerry s.
iç karartıcı black s.
iç karartıcı gloomy s.
iç karartıcı blue s.
iç karartıcı morne s.
iç karartıcı glummy [obsolete] s.
iç karartıcı dampy [obsolete] s.
iç karartıcı depressant s.
iç karartıcı dern s.
iç karartıcı murksome s.
iç karartıcı oorie [scotland] s.
iç karartıcı infernal s.
iç karartıcı droopy s.
iç karartıcı sloomy s.
iç karartıcı sodden-witted s.
iç karartıcı solemn s.
iç karartıcı surly s.
Colloquial
iç karartıcı humpy [uk] s.
Idioms
iç karartıcı dull as dishwater s.
iç karartıcı dull as ditch water s.
iç karartıcı as dead as mutton expr.
iç karartıcı as dull as dishwater expr.
iç karartıcı as dull as ditch water expr.
Archaic
iç karartıcı dernful s.
iç karartıcı desolatory s.
Slang
iç karartıcı downer i.
iç karartıcı downie i.
iç karartıcı sad-ass s.

"iç karartıcı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 18 sonuç

Türkçe İngilizce
General
iç karartıcı durum rattrap i.
iç karartıcı olma uncheerfulness i.
iç karartıcı özellik horror i.
iç karartıcı ortam glumness i.
iç karartıcı duygular glums i.
iç karartıcı vaka dismality i.
iç karartıcı his dismality i.
görünüşünü iç karartıcı hale getirmek overcloud f.
iç karartıcı tonlara/renklere sahip sad-coloured s.
iç karartıcı tonlara/renklere sahip sad-colored s.
iç karartıcı bir halde depressingly zf.
iç karartıcı bir şekilde blackly zf.
Idioms
iç karartıcı düşünce/fikir a sobering thought i.
ölümün an meselesi olduğu iç karartıcı yer valley of death i.
ölümün an meselesi olduğu iç karartıcı yer valley of the shadow of death i.
iç karartıcı görünmek look bleak f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) korkunç, iç karartıcı bir tablo çizmek paint a terrible, depressing, picture (of somebody/something) f.
(birini/bir şeyi) korkunç, iç karartıcı bir şekilde tasvir etmek/betimlemek paint a terrible, depressing, picture (of somebody/something) f.