içine almak - Türkçe İngilizce Sözlük

içine almak

"içine almak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 38 sonuç

Türkçe İngilizce
Yaygın Kullanım
içine almak involve f.
It would involve the Language Centre in Luxembourg and a greater focus on teleworking.
Bu da Lüksemburg'daki Dil Merkezini ve evden çalışma üzerine daha fazla odaklanmayı içine alır.

More Sentences
Genel
içine almak absorb f.
The question is, does the Agenda remain constant or does it absorb new factors over the course of time?
Asıl soru şu: Gündem sabit mi kalıyor yoksa zaman içerisinde yeni faktörleri de içine alıyor mu?

More Sentences
içine almak surround f.
Issues surrounding drug usage under 18 are sensitive but also require immediate action.
On sekiz yaş altı uyuşturucu kullanımını içine alan konular hassas ama aynı zamanda acil eylem gerektiriyor.

More Sentences
içine almak environ f.
içine almak hold f.
içine almak comprehend f.
içine almak be inclusive of f.
içine almak include f.
içine almak hem about f.
içine almak comprise f.
içine almak contain f.
içine almak embrace f.
içine almak implicate f.
içine almak hem in f.
içine almak take in f.
içine almak count f.
içine almak embody f.
içine almak admit f.
içine almak catch f.
içine almak cavern f.
içine almak subsume f.
içine almak underfong [obsolete] f.
içine almak kernel f.
içine almak gulp (down) f.
içine almak circumvolve [obsolete] f.
içine almak inclip f.
içine almak ingulf f.
içine almak ingurgitate f.
içine almak inhaust f.
içine almak interreceive f.
içine almak sip f.
içine almak sup [obsolete] f.
Öbek Fiiller
içine almak lock in f.
içine almak include in f.
Deyim
içine almak engulf in f.
Ticaret/Ekonomi
içine almak take under f.
Teknik
içine almak enclose f.
Eski Kullanım
içine almak conclude f.

"içine almak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 105 sonuç

Türkçe İngilizce
Genel
yuvarlak içine almak ring f.
Tony ringed the ad for the studio apartment.
Tony stüdyo dairenin ilanını yuvarlak içine aldı.

More Sentences
parantez içine almak bracket f.
References should be bracketed along with the page information.
Referanslar sayfa bilgileriyle birlikte parantez içine alınmalıdır.

More Sentences
(araç vb. içine kişi) almak take f.
This tent has two rooms and takes a maximum of six people.
Bu çadırın iki odası var ve en fazla altı kişi alabiliyor.

More Sentences
daire içine almak circle f.
Circle the correct form of the verb.
Fiilin doğru formunu daire içine alın.

More Sentences
parantez içine almak parenthesize f.
daire içine almak circumscribe f.
küre içine almak ensphere f.
avucunun içine almak get somebody under one's thumb f.
daire içine almak ring f.
hedefi makas içine almak bracket f.
parantez içine almak put in parantheses f.
yuvarlak içine almak circle f.
ayraç içine almak bracket f.
çember içine almak circle f.
kanun kapsamı ve koruması içine almak inlaw f.
çerçeve içine almak take into a frame f.
kese içine almak encyst f.
daire içine almak encircle f.
tırnak içine almak place in inverted commas f.
tırnak içine almak put something in quotes f.
parantez içine almak parenthesise f.
perspektif içine almak put into perspective f.
kapsül içine almak capsulize f.
kapsül içine almak capsule f.
kapsül içine almak capsulise f.
kapsül içine almak capsulate f.
yeniden içine almak reabsorb f.
yeniden içine almak reembrace f.
yeniden içine almak re-embrace f.
yeniden içine almak reinvolve f.
parantez içine almak put in parentheses f.
daire içine almak embail [obsolete] f.
park içine almak empark [obsolete] f.
çekirdeğin içine almak enkernel f.
küre içine almak englobe f.
daire içine almak enwheel [obsolete] f.
daire içine almak belt [rare] f.
çabucak içine almak lap f.
daire içine almak wreath f.
daire içine almak inorb f.
daire içine almak inwreathe f.
yarım daire içine almak semicircle f.
küre içine almak sphere f.
kürenin içine almak sphere f.
kare açı içine almak square f.
kare içine almak square f.
duvar içine almak surround f.
kutu içine almak box f.
Öbek Fiiller
(siyah/kırmızı ile) yuvarlak içine almak circle something in (red/black) f.
(birini bir şey) ile avucunun içine almak beguile someone with something f.
(birini bir şey) ile avucunun içine almak beguile (someone) with (something) f.
çember içine almak circle in f.
halka içine almak circle in f.
çember içine almak circle in f.
çember içine almak close in f.
çember içine almak close in on (one) f.
birini veya bir şeyi içine almak/çekmek suck someone or something down f.
(birini istemediği bir görüşmenin/konuşmanın) içine almak drag (someone) into (something) f.
(birini) tamamıyla (bir şeyin) içine almak suck (someone) into (something) f.
birini/bir şeyi bir çember içine almak wreathe someone or something in something f.
birini bir planın, projenin içine almak/içinde tutmak keep in f.
bir şeyi bir şeyin içine almak admit something into something f.
bir şeyi bir şeyin içine almak admit something into something f.
ile avucunun içine almak beguile with f.
(metni) kutu içine almak box (in) f.
parantez içine almak bracket out f.
(bir şeyi) içine almak engulf in (something) f.
birini/bir şeyi bir şeyin içine almak/dahil etmek encompass someone or something (with)in something f.
(sis/sel/dalga) birini/bir şeyi içine almak engulf someone or something in something f.
içine almak/dahil etmek encompass in f.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine almak/dahil etmek encompass (someone or something) in (something) f.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine/kapsamına almak include (someone or something) among (something) f.
(birini bir şeyin) içine/kapsamına almak include (one) in (something) f.
(birini bir şeyin) içine sokmak/almak introduce (someone) into (something) f.
'-in içine almak suck into f.
(birini/bir şeyi bir şeyin/bir yerin) içine almak take (someone or something) into (something or some place) f.
katlanarak/kayarak dışındaki büyük parçanın içine girip bir şekil almak telescope into f.
bir çember içine almak wreathe in f.
Deyim
birini avucunun içine almak have someone in one's pocket f.
birisini avucunun içine almak have someone in the palm of one's hand f.
birisini avucunun içine almak hold someone in the palm of one's hand f.
avucunun içine almak eat out of someone's hand f.
birisini avucunun içine almak have somebody eating out of the palm of one's hand f.
avucunun içine almak push somebody's buttons f.
avucunun içine almak know what buttons to push f.
(bir iş/şey birini) tümüyle içine almak be absorbed by (something) f.
(birini) avucunun içine almak have (someone) under (one's) thumb f.
birini avucunun içine almak have somebody eating out of your hand f.
(birini) avucunun içine almak have (someone) eating out of (one's) hand f.
(birini) avucunun içine almak get hold of (one) f.
(birini) avucunun içine almak have (someone) eating out of the palm of (one's) hand f.
avucunun içine almak have in pocket f.
birisini avucunun içine almak hold someone in the palm of your hand f.
birisini avucunun içine almak have someone eating out of the palm of your hand f.
birini avucunun içine almak have somebody at your mercy f.
birisini avucunun içine almak have someone eating out of your hand f.
birini avucunun içine almak have somebody in the palm of your hand f.
tırnak içine almak put in quotes f.
Ticaret/Ekonomi
tırnak içine almak quote f.
Teknik
parantez içine almak bracket f.
Meteoroloji
fırtına veya sel gibi içine almak veya alt etmek whelm f.
Askeri
çember içine almak encircle f.
çember içine almak surround f.
Eski Kullanım
daire içine almak emball f.
daire içine almak impale f.