ilgili olmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

ilgili olmak



"ilgili olmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ilgili olmak concern f.
ilgili olmak be appertaining to f.
ilgili olmak connect f.
ilgili olmak come to f.
ilgili olmak care f.
ilgili olmak be related to f.
ilgili olmak be interested in f.
ilgili olmak regard f.
ilgili olmak be pertinent to f.
ilgili olmak appertain f.
ilgili olmak relate f.
ilgili olmak belong f.
ilgili olmak deal with something f.
ilgili olmak apply f.
ilgili olmak refer f.
ilgili olmak be bound up with f.
ilgili olmak pertain to f.
ilgili olmak pertain f.
ilgili olmak bear on f.
ilgili olmak belong to f.
ilgili olmak be into f.
ilgili olmak be bound up f.
ilgili olmak be concerned with f.
ilgili olmak touch f.
ilgili olmak treat f.
ilgili olmak belong f.
ilgili olmak rine [dialect] [uk] f.
ilgili olmak fantasy [obsolete] f.
Phrasals
ilgili olmak talk of f.
ilgili olmak touch on f.
ilgili olmak enter into f.
Colloquial
ilgili olmak be interested in f.
Technical
ilgili olmak pertain f.
Archaic
ilgili olmak long f.

"ilgili olmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 80 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ile ilgili olmak revolve around f.
ile ilgili olmak regard f.
ile ilgili olmak be pertinent to f.
ile ilgili olmak relate to f.
ile ilgili olmak pertain to f.
yakından ilgili olmak be closely associated with f.
yakından ilgili olmak be closely connected with f.
bir konuda çok ilgili olmak take an eager interest in f.
ile ilgili olmak bear upon f.
ile ilgili bilgi sahibi olmak knowledgeable with f.
yakından ilgili olmak be closely related to f.
hormon tedavisiyle ilgili endişeleri olmak be concerned about one’s hormone therapy f.
aşırı ilgili olmak/uğraşmak be into f.
eşlik eden olaylarla ilgili olmak have f.
kendiyle ilgili yanlış fikre sahip olmak misken [scotland] f.
(kuruluş ile ilgili) bürokratik işlemlerden muaf olmak deinstitutionalize [us] f.
(kuruluş ile ilgili) bürokratik işlemlerden muaf olmak deinstitutionalise [uk] f.
sonuçla ilgili olmak connote f.
neticeyle ilgili olmak connote f.
Phrasals
ile ilgili/ilişkili olmak go for f.
biriyle/bir şeyle ilgili bir sıkıntısı olmak have something against someone or something f.
(bir şey) hakkındaki son gelişmelerle ilgili bilgi sahibi olmak stay up on (something f.
birine biriyle/bir şeyle ilgili yardımcı olmak assist someone with someone or something f.
bir şeyle ilgili olmak bear upon something f.
bir şeyle ilgili olmak bear on something f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok katı/sert olmak clamp down (on someone or something) f.
ile ilgili olmak deal with f.
ile ilgili bir sıkıntısı olmak have against f.
ile ilgili bir sıkıntısı olmak have something against f.
(biriyle bir şeyle) ilgili/alakalı olmak pertain to (someone or something) f.
Colloquial
ilgili/alakalı olmak be really into f.
bayağı ilgili olmak be into f.
biriyle/bir şeyle ilgili olmak be/have to do with somebody/something f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili ters giden şey olmak be the matter (with someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) bir sorun olmak be up (with somebody/something) f.
bir şeyle ilgili olmak have something to do with something f.
bir şeyle ilgili olmak not have anything to do with something f.
ile ilgili işler yolunda olmak/gitmek go well with f.
(biriyle/bir şeyle ilgili) işler yolunda olmak/gitmek go well with (someone or something) f.
bir şeyle ilgili olmak have to do with something f.
Idioms
tamamen kendisiyle ilgili olmak be all about oneself f.
bir şeyle ilgili olmak have a bearing upon f.
bir şeyle ilgili iyi bir bakış açısına/görüşe/anlayışa sahip olmak have a good perspective on something f.
bir şeye çok düşkün/meraklı/ilgili olmak be into something f.
bir şey ile ilgili şikayeti olmak have a beef with something f.
bir şeyle ilgili olmak have a bearing on f.
bir durumla ilgili çok rahat olmak have an easy time of it f.
yakından ilgili olmak be plugged in f.
(biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası bozuk olmak be at odds (with somebody/something) (about/over something) f.
(biriyle/bir şeyle bir şeyle ilgili) arası açık olmak be at odds (with somebody/something) (about/over something) f.
(işlerle ilgili) bilgi sahibi olmak be in the swim (of things) f.
(bir şeyle) ilgili duyarlı olmak be in touch with (something) f.
bir şeyle/bir şeyi yapmakla ilgili ikilemde olmak be in two minds about something/about doing something [uk] f.
bir şeyle/bir şeyi yapmakla ilgili ikilemde olmak be of two minds about something/about doing something) [us] f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok hevesli olmak be keen about (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok hevesli olmak be keen on (someone or something) f.
(bir şeyle) yakından ilgili olmak be plugged into (something) f.
(bir şeyle) ilgili çok hevesli/heyecanlı olmak be potty about (something) [uk] f.
bir şeyle ilgili bilgisi olmak be well aware of something f.
(bir şeyle) ilgili mutsuz olmak feel bad about (something) f.
(bir şeyle) ilgili keyifsiz olmak feel bad about (something) f.
(bir şeyle) ilgili üzgün olmak feel bad about (something) f.
(bir şeyle) ilgili hassas olmak get in touch with (something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili şikayeti olmak have a beef with (someone or something) f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili zorluk yaşamak/zor durumda olmak have a hard time with (someone or something) f.
ile ilgili olmak have bearing on f.
biriyle/bir şeyle ilgili planları olmak have designs on someone or something f.
bir şeyle ilgili planları olmak have designs on something f.
(biriyle/bir şeyle) ilgili olmak take an interest in (someone or something) f.
Law
görevden muaf olmak için ödenen nominal bir vergiyle ilgili blanch [scotland] s.
görevden muaf olmak için ödenen nominal bir verginin geçerli olduğu süreyle ilgili blanch [scotland] s.
görevden muaf olmak için ödenen nominal vergiye ait veya ilgili blench [scotland] s.
görevden muaf olmak için ödenen nominal bir verginin geçerli olduğu süreye ait veya ilgili blench [scotland] s.
Medical
özellikle uzay seyahatiyle ilgili olmak üzere olağandışı stresin insan üzerindeki etkilerini inceleyen tıp disiplini biomedicine i.
Social Sciences
aileci olmak ile ilgili familistic s.
History
batı almanya'nın ingiltere, abd ve fransa olmak üzere üç ülke tarafından kontrol edilmesiyle ilgili trizonal s.
Religious
baba, oğul ve kutsal ruh'un üç ayrı varlık olmak yerine üç farklı şekilde sergilendiğini belirten hristiyan doktriniyle ilgili modalist s.
baba, oğul ve kutsal ruh'un üç ayrı varlık olmak yerine üç farklı şekilde sergilendiğini belirten hristiyan doktriniyle ilgili modalistic s.
(ilahi ve beşeri olmak üzere) isa mesih'in iki iradesi olduğu inancına ait veya ilgili ditheletic s.
(ilahi ve beşeri olmak üzere) isa mesih'in iki iradesi olduğu inancına ait veya ilgili ditheletical s.