in (one's) eye - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

in (one's) eye



"in (one's) eye" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 6 sonuç

İngilizce Türkçe
Phrases
in (one's) eye expr. (birinin) gözünde
in (one's) eye expr. (birinin) nazarında
in (one's) eye expr. (birinin) görüşüne/fikrine göre
in (one's) eye expr. (birinin) kanısına göre
in (one's) eye expr. (birinin) düşüncesine göre
in (one's) eye expr. (birinin) değerlendirmesine göre

"in (one's) eye" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 49 sonuç

İngilizce Türkçe
General
in one's mind's eye zf. hayalinde
Phrases
beam in (one's) eye expr. iğneyi kendine çuvaldızı başkasına batır
beam in (one's) eye expr. önce iğneyi kendine batır sonra çuvaldızı ele
beam in (one's) eye expr. kazan kazana kara demiş
beam in (one's) eye expr. yılan kendi eğriliğine bakmaz da devenin boynu eğri der
beam in (one's) eye expr. kendi gözündeki sopayı (değneği) görmez başkasının gözündeki çöpü görür
Idioms
beam in (one's) eye i. başka birinde bulduğun hatanın, kendi hatan yanında devede kulak kalması
gleam in (one's) eye i. gözlerindeki parıltı/ışıltı
twinkle in (one's) eye i. gözlerindeki parıltı/ışıltı
beam in (one's) eye i. elin gözündeki çöpü görüp kendi gözündeki merteği görmemek
gleam in (one's) eye i. aklının ucundan geçmeyen plan/beklenti
twinkle in (one's) eye i. aklının ucundan geçmeyen plan/beklenti
beam in (one's) eye i. iğneyi kendine batırmadan çuvaldızı başkasına batırma
gleam in (one's) eye i. (birinin) gözündeki mutluluk ışığı/parıltısı
gleam in (one's) eye i. (birinin) gözündeki keyif ışığı/parıltısı
gleam in (one's) eye i. (birinin) gözündeki umut ışığı/parıltısı
gleam in (one's) eye i. (birinin) gözündeki sırrı veya bir bilgiyi bildiğine dair parıltı/ışık
gleam in (one's) eye i. henüz planlanmamış şey
gleam in (one's) eye i. henüz beklenmeyen şey
gleam in (one's) eye i. henüz ortada olmayan şey
gleam in (one's) eye i. henüz kimsenin aklında bile olmayan şey
gleam in (one's) eye i. henüz var olmayan şey
glint in (one's) eye(s) i. (birinin) gözündeki parlama
glint in (one's) eye(s) i. (birinin) gözündeki kıvılcım
glint in (one's) eye(s) i. (birinin) gözündeki ışıltı
glint in (one's) eye(s) i. henüz gerçekleşmemiş bir şey
glint in (one's) eye(s) i. düşünce/planlama aşamasında olan şey
glint in (one's) eye(s) i. doğmamış çocuk
glint in (one's) eye(s) i. portakalda vitamin
glint in (one's) eye(s) i. daha çok başında/ hazırlık aşamasında olan şey
the beam in one's own eye i. apaçık hata
a twinkle in (one's) daddy's eye i. portakalda vitamin
a twinkle in (one's) daddy's eye i. (biri) dünyaya gelmeden önce
a twinkle in (one's) daddy's eye i. (biri) daha doğmadan önce
get a twinkle in (one's) eye f. gözlerinin içi gülmek
get a twinkle in (one's) eye f. gözleri ışıldamak/parlamak
get one's eye in f. (alıştırma/egzersiz yaparak) bir şeyde iyi olmak
spit in (one's) eye f. (birinin) haince yüzüne vurmak
spit in (one's) eye f. (birinin) yüzüne tokat gibi indirmek
spit in (one's) eye f. (birine) bilerek hakaret etmek
twinkle in (one's) father's eye f. portakalda vitamin
twinkle in (one's) father's eye f. henüz doğmamış
in one's mind's eye expr. hayalinde
in one's mind's eye expr. gözünde
in one's mind's eye expr. kafasında
when (one) was a twinkle in (one's) daddy's eye expr. (biri) daha babasının yemediği portakalda vitaminken
when (one) was a twinkle in (one's) daddy's eye expr. (biri) daha portakalda vitaminken
when (one) was a twinkle in (one's) father's eye expr. (biri) daha babasının yemediği portakalda vitaminken
when (one) was a twinkle in (one's) father's eye expr. (biri) daha portakalda vitaminken