in-line - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

in-line

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"in-line" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 14 sonuç

İngilizce Türkçe
General
in-line s. sıralı
in-line s. düz bir çizgide olan
in-line s. düz sıralı
in-line s. düzenli
in-line s. hizalı
Trade/Economic
in-line s. bağlantılı üretim sekansıyla ilgili
in-line s. sıralı üretilen
in-line s. üretim bandıyla ilgili
in-line s. seri üretim süreciyle ilgili
Technical
in-line s. aynı doğruda
in-line s. aynı eksende
in-line s. aynı eksenli
Computer
in-line s. satır içi
Automotive
in-line s. içten yanmalı

"in-line" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 181 sonuç

İngilizce Türkçe
General
troops in line i. alay
in-line processing i. hat içi işlem
in-line-skate i. tek sıra tekerlekli paten
in-line-skates i. tek sıra tekerlekli paten
stand in line f. sıralanmak
be in line with f. ile bir hizada olmak
stand in line f. kuyrukta beklemek
bring in line f. sıraya sokmak
be in line with the rules f. kurallara bağlı kalmak
be in line with f. -e uymak
be in line to the throne f. tahtın varisi olmak
be killed in line of duty f. görevi başında öldürülmek
cut in line f. (kuyruğa) kaynak yapmak
cut in line f. (kuyruktakilerin) önüne geçmek
get in line f. (bankada vb) sıra almak
get back in line f. tekrar sıraya (kuyruğa) girmek/geçmek
wait in line at the atm f. bankamatik sırası beklemek
wait in line at the atm f. atm sırasını beklemek
wait in line at the atm f. atm'de sıra beklemek
wait in line at the atm f. bankamatikde sıra beklemek
wait in line at the atm f. atm'de kuyrukta beklemek
be in line f. sırada olmak
be in line f. sırada beklemek
in line for s. -e aday
in line s. gelecekte belirli bir pozisyonda olacak
in line with zf. uyumlu olarak
in line with the requirements zf. ihtiyaçlar doğrultusunda
in line with the requirements zf. ihtiyaç doğrultusunda
in line with the demands from the sector zf. sektörden gelen talepler doğrultusunda
in line with this purpose zf. bu amaç doğrultusunda
in line with demand zf. talep doğrultusunda
in line with this objective zf. bu hedef doğrultusunda
in line with this objective zf. bu amaç doğrultusunda
in line with this purpose zf. bu hedef doğrultusunda
in line with these developments zf. bu gelişmeler doğrultusunda
in line zf. sıra sıra
in line for ed. için sırada
in line with ed. ile aynı doğrultuda
in line with ed. ile uyarınca
in line with ed. doğrultusunda
in line expr. uyum halinde
in line expr. düzen halinde
in line expr. kontrol altında
Phrases
in line with this target expr. bu amaç doğrultusunda
in line with this target expr. bu hedef doğrultusunda
in line of duty expr. görevi başında
in line with the requirement expr. ihtiyaç doğrultusunda
in line with request expr. talep doğrultusunda
in line with someone's demand expr. -in talebi doğrultusunda
in line with something expr. (bir şey) doğrultusunda
in line with something expr. (bir şeye) uygun/uyumlu olarak
in line for something expr. bir şey için aday
in line for something expr. bir şey için sırada
in line with (someone or something) expr. (birine/bir şeye) göre
in line with (someone or something) expr. (biri/bir şey) gereğince
in line with (someone or something) expr. (biri/bir şey) mucibince
in line with (someone or something) expr. (birine/bir şeye) uygun olarak
in line with (someone or something) expr. (biri/bir şey) uyarınca
in line with somebody/something expr. biriyle/bir şeyle uyumlu
Colloquial
cutting in line i. (kuyruk/sıra) kaynak yapma
next in line s. sıradaki
next in line s. sıradaki kişi
next in line s. bir sonraki
next in line s. takip eden
next in line s. bir sonraki
next in line s. hemen ardından gelen
in line with expr. bağdaşan
in line with expr. uyumlu
Idioms
keep someone in line f. birini yola getirmek
keep someone in line f. birinin uslu durmasını sağlamak
keep someone in line f. birini hizaya getirmek
keep someone in line f. birini dizginlemek
fall in line f. dediklerini yapmak
be in line with f. çoğunluğa uymak
be in line with f. genel kararlara uymak
fall in line f. hizaya gelmek
keep in line f. hizaya sokmak
be in line for the job f. iş için sırada beklemek
be in line for the job f. iş için aday olmak
fall in line with the rules f. kurallara riayet etmek
fall in line with the rules f. kurallara uymak
fall in line f. şartlarına uymak
fall in line f. sıra/kuyruk oluşturmak
be in line with f. takip etmek
be in line with f. (kural vb) izlemek
be in line with f. uymak
be in line f. ilk sırada olmak
be in line f. (ödül alacak/işe girecek) ilk kişi olmak
be in line f. uyumlu olmak
be in line f. paralel olmak
be in line f. (birine veya kurallara) uygun olmak
be in line f. (biriyle) aynı fikirde/çizgide olmak
be in line f. (birinin) becerileri dahilinde olmak
be in line f. (birinin) ilgisini çekmek
be in line f. aday olmak
be in line for f. için sırada olmak
be in line for f. için aday olmak
be in line for something f. bir şey için sırada olmak
be in line for something f. bir şey için aday olmak
be in line with (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) tutarlı olmak
be in line with (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) uyumlu olmak
be in line with (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) aynı çizgide olmak
be in line with (someone or something) f. (birine/bir şeye) uygun olmak
fall in line f. yoluna girmek
fall in line f. uyum sağlamak
fall in line f. hizaya gelmek/girmek
fall in line f. genel kurallara, inançlara, davranış biçimlerine uymak
fall in line f. genele uymak
fall in line f. beklenenleri yapmak
fall in line f. beklenenlere uymak
fall in line f. genel kuralların dışına çıkmamak
fall in line f. aynı çizgide ilerlemek
fall in line f. izinden gitmek
keep (one) in line f. (birinin) uslu durmasını sağlamak
keep (one) in line f. (birini) hizaya getirmek/sokmak
keep (one) in line f. (birini) yola getirmek
keep (one) in line f. (birini) dizginlemek
in line s. uygun
in line s. münasip
in line s. beklenti, norm, ideal veya kurallara uygun
in line for expr. kazanma şansı yüksek olan
in line for expr. kazanmak üzere olan
Speaking
no talking in line expr. sırada konuşmayın
get in line expr. sıraya gir
get in line expr. sıraya girin
Technical
double in-line coupler i. çift hatlı birleştirici
in-line valve i. düz vana
in-line pumps i. düz sıra pompa
in-line processing i. gelişigüzel veri işleme
in-line splices i. hattaki bağlantılar
in-line variation i. kalınlık oynaması
cradle-mounted in line fuel injection pump i. kızak bağlantılı sıra tipi yakıt enjeksiyon pompası
in line refrigerant dryer i. klima gazı nem gidericisi
in-line routine i. programa doğrudan sokulan altyordam
in-line coding i. programın temel yapısındaki kom grubu
in-line engine i. silindirleri dikey olarak yan yana motor
in-line processing i. seçkisiz işlem
single in-line coupler i. tekli hatlı birleştirici
in-line vacuum bag filter i. üretimde vakumlu torbalı süzgeç
in-line rolling i. üretimde haddeleme
in-line straightening i. üretimde düzleme
in-line bar measurament i. üretimde çubuk ölçümü
in line s. aynı eksenli
dual-in-line s. çift sıra hatlı
dual-in-line s. çift hatlı
in line zf. bir hizada
in line expr. çizgisinde
in line expr. sırada
Computer
dual in-line memory module (dimm) i. çift sıralı bellek modülü
in-line coding i. programın temel yapısındaki komutlar grubu
in-line subroutine i. programa doğrudan sokulan altyordam
in-line coding i. yazı içine kodlama
in-line images i. yazı içi resimler
in line s. hizada
fit in line expr. satıra sığdır
simm (single in-line memory module) kısalt. bellek içeren bir devre kartı türü
Telecom
dual in line package i. çift  sıralı uçlu paket
dual in-line package switch i. çift sıralı paket anahtarı
dual in line integrated circuit i. çift  sıralı uçlu tümleşik devre
single in-line package i. tek sıralı entegre devre paketi
Automotive
in-line engine i. düz sıra silindirli motor
dual in-line parallel switch i. dip anahtarı
engine assemblies ford produced spark ignition in-line i. ford imali kıvılcım ateşlemeli sıralı motor tertibatı
engine assemblies ford produced diesel in-line i. ford imali dizel sıralı motor tertibatı
right-hand and left-hand in-line engine i. sağ ve sol bir sıra motor
in-line engine i. sıra silindirli motor
in-line engine i. sıra tipi motor
cylinder in line i. sıra motor
in-line fuel-injection pump i. sıra tipi yakıt enjeksiyon pompası
in-line engine i. sıra motor
engine assemblies vendor produced diesel in-line i. tedarikçi imali dizel sıralı motor tertibatı
engine assemblies vendor produced spark ignition in-line i. tedarikçi imali kıvılcım ateşlemeli sıralı motor tertibatı
Aeronautic
in line cruciform i. düz hac şeklinde yakıt
lead-in line i. giriş hattı
in line engine i. sıra silindirli motor
Biochemistry
in-line filter i. düz eksenli filtre
Sport
in-line skating i. tek sıra paten
in-line skate i. düz tekerlekli paten
Printery
in line s. (yazı) metnin akışı içine yerleştirilmiş
Engineering
dimm (dual in-line memory module) kısalt. çift sıralı bellek modülü
dimm (dual in-line memory module) kısalt. bellek çiplerini ana karttaki çift sıralı bellek modülü soketine bağlayan baskılı devre kartı