inanmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

inanmak



"inanmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 48 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
inanmak believe f.
General
inanmak attach credence to f.
inanmak believe f.
inanmak accredit f.
inanmak deem f.
inanmak give credence to f.
inanmak hold f.
inanmak stock f.
inanmak swear by f.
inanmak believe in f.
inanmak rely f.
inanmak credit f.
inanmak trust f.
inanmak buy f.
inanmak esteem f.
inanmak be persuaded that f.
inanmak put faith in f.
inanmak swallow f.
inanmak depend on f.
inanmak give credence to something f.
inanmak come to believe f.
inanmak think f.
inanmak rely on f.
inanmak trust in f.
inanmak have faith in f.
inanmak affy f.
inanmak hold the view f.
inanmak trew [scottish] f.
inanmak opine f.
inanmak opinion [dialect] f.
inanmak conclude f.
inanmak dogmatize f.
inanmak feel f.
Phrasals
inanmak credit with f.
inanmak bend towards f.
inanmak bend to f.
inanmak eat up f.
inanmak buy into f.
Colloquial
inanmak eat it up f.
Idioms
inanmak take stock in f.
inanmak give credit for f.
inanmak hold by f.
inanmak take at word f.
Archaic
inanmak trow f.
inanmak faith f.
inanmak repose f.
inanmak opiniate f.
Slang
inanmak buy it f.

"inanmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 167 sonuç

Türkçe İngilizce
General
suçlu olduğuna inanmak believe to be guilty f.
birinin sözüne inanmak take someone's word for it f.
körü körüne inanmak have blind confidence in f.
birine inanmak take someone at her word f.
allah'a inanmak believe in god f.
inanmak (şaşırtıcı bir olaya) get over f.
birine inanmak take someone at his word f.
olduğuna inanmak suppose f.
kanıt olmadan bir şeye inanmak take something on faith f.
inanmak (bir şeye) believe in f.
gerçekten inanmak firmly believe f.
gerçekten inanmak really believe f.
yürekten inanmak believe wholeheartedly f.
sözüne inanmak believe someone's words f.
suçlu olduğuna inanmak believe someone guilty f.
suçlu olduğuna inanmak presume someone guilty f.
hurafelere inanmak believe in superstitions f.
büyüye inanmak believe in magic f.
birine inanmak count on someone’s veracity f.
mucizelere inanmak believe the miracles f.
fala inanmak believe in fortune telling f.
islama inanmak believe in islam f.
mucizelere inanmak believe in miracles f.
dine inanmak believe in religion f.
kendine inanmak believe in yourself f.
samimi olarak inanmak have a good faith belief f.
tanrı'ya inanmak believe in god f.
varlığına inanmak think f.
olduğuna inanmak allow [dialect] f.
bir şeye inanmak için sebep oluşturmak bespeak f.
(bir şeyin) olacağına inanmak judge f.
yanlış şekilde inanmak miscredit f.
yanlış şekilde inanmak misween [obsolete] f.
sorgusuz inanmak gulp (down) f.
aşırı inanmak overtrow f.
aşırı inanmak overtrust f.
kendi uydurduğuna inanmak imagine f.
çok tanrılılığa inanmak polytheize f.
çok tanrılılığa inanmak polytheise f.
kalben inanmak feel f.
temelsizce inanmak feel f.
sağlam gerekçesi olmadan inanmak feel f.
önceden inanmak forehold f.
(düşünce veya teoriye) inanmak subscribe f.
(din) inanmak practice f.
(din) inanmak practise f.
inanmak istemeyen questioning s.
Phrasals
gerçekleştiğine inanmak believe in f.
gerçekleşeceğine inanmak believe in f.
bir fikre/girişime inanmak buy in f.
bütün kalbiyle ve hiç sorgulamaksızın inanmak buy into f.
olduğuna inanmak peg (one) down as (something) f.
olduğuna inanmak peg down f.
olduğuna inanmak set down f.
(bir şeye) inanmak adhere to (something) f.
(biri) hakkında (bir şeye) inanmak believe (something) of (someone) f.
(biriyle) ilgili (bir şeye) inanmak believe (something) of (someone) f.
biriyle ilgili söylenen bir şeye inanmak believe something of someone f.
(birine) inanmak believe in (someone) f.
(bir şeyin) varlığına inanmak believe in (something) f.
(bir şeyin) gerçekliğine inanmak believe in (something) f.
birine/bir şeye inanmak believe in someone or something f.
ile ilgili söylenen bir şeye inanmak believe of f.
(bir şeye) inanmak buy into (something) f.
(birine/bir şeye) inanmak count on (someone or something) f.
(bir şeyin olacağına) inanmak count on (something) f.
(birine/bir şeye) inanmak count upon (someone or something) f.
(bir şeyin olacağına) inanmak count upon (something) f.
'-e inanmak credit for f.
bir şeyi yemek (inanmak) eat something up f.
bir şeyi yutmak (inanmak) eat something up f.
bir şeye inanmak fall for something f.
bir şeye sorgusuz sualsiz inanmak fall for something f.
(bir şeye) inanmak fall for (something) f.
(bir şeye) sorgusuz sualsiz inanmak fall for (something) f.
bir şeye/birinin dediğine inanmak go for something f.
(bir şeyin bir şey) olduğuna inanmak interpret (something) as (something) f.
(birinin) belli özelliklere sahip olduğuna inanmak invest (someone) with (something) f.
(birinin bir şey) olduğuna inanmak peg (one) as (something) f.
(birinin bir şey) olduğuna inanmak peg (one) for (something) f.
olduğuna inanmak peg as f.
(bir şeyin) doğru/gerçek olabileceğine inanmak run away with (something) f.
(birine/bir şeye) çok inanmak swear by (someone or something) f.
(birine/bir şeye) inanmak trust in (someone or something) f.
(birine/bir şeye) inanmak turn toward (someone or something) f.
Proverb
inanmak başarmanın yarısıdır believe you can and you're halfway there
Colloquial
(bir şeyi) yapacağına canı gönülden inanmak be all for something/for doing something f.
bir şeye inanmak buy something f.
inanmak için görmek lazım have to be seen to be believed expr.
inanmak için görmek lazım must be seen to be believed expr.
Idioms
birine/bir şeye inanmak/güvenmek place stock in f.
birine/bir şeye inanmak/güvenmek put stock in f.
(birine/bir şeye) kanmak/inanmak be taken in by (someone) f.
(birine/bir şeye) kanmak/inanmak get taken in (by someone or something) f.
var/doğru olmadığına inanmak set no store by (something or someone) f.
bir şeye inanmak hang one's hat on something f.
bir düşünceye/varsayıma yanlış yere inanmak labour under an assumption f.
bir şeye sorgusuz sualsiz inanmak take something on faith f.
birinin hikayesine tamamen inanmak believe one's story hook line and sinker f.
bir fikre körü körüne inanmak drink the kool-aid f.
bir şeye gözü kapalı inanmak take something on faith f.
bir şeye salak gibi inanmak swallow something hook, line, and sinker f.
birinin hikayesine en ince ayrıntısına kadar inanmak believe one's story hook line and sinker f.
bir düşünceye/varsayıma yanlış yere inanmak labor under an assumption f.
doğruluğuna inanmak take as gospel f.
gözü kapalı inanmak fall for something hook line and sinker f.
körü körüne inanmak pin one's faith on f.
sözüne inanmak give someone the benefit of the doubt f.
sorunları savaşarak çözeceğine inanmak (draw the sword and) throw away the scabbard f.
tamamen inanmak take something as gospel truth f.
tamamen inanmak accept something as gospel truth f.
tamamen inanmak pin one's faith on f.
bir dine inanmak find god f.
(bir şeye) inanmak take (something) through (one's) head f.
çok büyük olasılıkla (bir şeyin) olacağına inanmak lay (someone) a pound to a penny f.
(birine/bir şeye) inanmak lay store in (something or someone) f.
(birine/bir şeye) inanmak/inancı olmak put store in (something or someone) f.
(birine/bir şeye) inanmak set store in (something or someone) f.
(birinin) kötü/ahlaksızca bir şey yapabileceğine inanmak not put (something) past (one) f.
(birinin) rezilce bir şey yapabileceğine inanmak not put (something) past (one) f.
(bir şeye) inanmak take (something) to the bank f.
inanmak istememek be in denial f.
(bir şeye) inanmak be sold on (something) f.
bir şeye inanmak be sold on something f.
öyle olduğuna inanmak be under the impression that f.
… olduğuna inanmak be under the impression that... f.
kulaklarına inanmak believe (one's) ears f.
duyduklarına inanmak believe (one's) ears f.
gözlerine inanmak believe (one's) eyes f.
gördüklerine inanmak believe (one's) eyes f.
kulaklarına inanmak believe ears f.
duyduklarına inanmak believe ears f.
gözlerine inanmak believe eyes f.
gördüklerine inanmak believe eyes f.
birine inanmak have confidence in someone f.
birine/bir şeye inanmak give credence to someone or something f.
(bir şeye) inanmak fall for (something) hook, line, and sinker f.
(bir şeye) sorgusuz sualsiz inanmak fall for (something) hook, line, and sinker f.
(bir şeye) inanmak get (something) into (one's) head f.
(birinin/bir şeyin) sözüne inanmak give (someone or something) the benefit of the doubt f.
(birine/bir şeye) inanmak have faith in (someone or something) f.
(birine/bir şeye) inanmak lay store by (something or someone) f.
(birine/bir şeye) inanmak/güvenmek place trust in (someone or something) f.
(birine/bir şeye) güvenmek/inanmak put store by (something or someone) f.
(birine/bir şeye) inanmak put trust in (someone or something) f.
(birine/bir şeye) çok inanmak set great store by (something or someone) f.
(birinin) sözüne itibar etmek/inanmak take (one's) word f.
(birinin bir konuda) sözüne itibar etmek/inanmak take (one's) word for (something) f.
(birinin bir konuda) sözüne itibar etmek/inanmak take (one's) word on (something) f.
(birinin) sözüne itibar etmek/inanmak take (one's) word on it f.
(bir şeye) tamamen inanmak take (something) as (the) gospel truth f.
(bir şeye) tamamen inanmak take (something) for (the) gospel truth f.
(bir şeye) inanmak take (something) into (one's) head f.
kanıt olmadan inanmak take on faith f.
sorgusuz sualsiz inanmak take on faith f.
gözü kapalı inanmak take on faith f.
birinin sözüne inanmak take someone's word f.
(bir şeye) inanmak take stock in (something) f.
sorunları savaşarak çözeceğine inanmak throw away the scabbard f.
Speaking
buna ben de inanmak istiyorum I'd like to believe that expr.
inanmak yerindedir there is reason to believe that expr.
önceleri inanmak istemedim I didn't want to believe it at first expr.
sana inanmak istiyorum I want to believe you expr.
Religious
hristiyanlığa inanmak experience religion f.
Archaic
yanlış fikre inanmak misbelieve f.
hatalı şekilde inanmak misbelieve f.
British Slang
(cockney) inanmak adam and eve f.