küçük olmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

küçük olmak



"küçük olmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
General
küçük olmak be under age f.

"küçük olmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 43 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yaşı küçük olmak be under age f.
küçük şeylerle mutlu olmak be happy with small things f.
(filmde/dizide) küçük bir rolü olmak cameo f.
Phrasals
(bir şeyin) altından/arkasından küçük bir kısmı belli olmak peek out (from something) f.
saklandığı yerden küçük bir kısmı belli olmak peek out f.
bir şeyin altından küçük bir kısmı belli olmak peek out f.
bir şeyin altından küçük bir kısmı belli olmak peek out of something f.
bir şeyin içinden küçük bir kısmı görünmek/belli olmak peek out of something f.
bir şeyin içinde küçük bir kısmı görünmek/belli olmak peek out of something f.
(bir şeyden) küçük parçaların kopmasına neden olmak chip something away (from something) f.
'-in altından küçük bir kısmı belli olmak peek out of f.
'-in içinden küçük bir kısmı görünmek/belli olmak peek out of f.
'-in içinde küçük bir kısmı görünmek/belli olmak peek out of f.
Colloquial
ünlü olmak için ne kadar aşağılayıcı veya küçük düşürücü olduğuna bakılmaksızın, bir şeyi yapmaya istekli olan kişi fame whore i.
(biraz) soğuk, küçük olmak be (a bit, a little) on the cold, small f.
küçük şeylerle mutlu olmak be thankful for small mercies f.
Idioms
büyük kazanç sağlayacak küçük bir girişim/çaba (olmak) (be) a sprat to catch a mackerel i.
büyük bir kazanç sağlayacak küçük bir risk (olmak) (be) a sprat to catch a mackerel i.
küçük dağları ben yarattım havasında olmak be the cock of the walk f.
küçük denizde büyük balık olmak be big fish in a small pond f.
küçük bir rolü olmak play a bit part f.
küçük/hatırı sayılır bir servete mal olmak cost a small fortune f.
bir şeyle küçük bir bağlantısı olmak have a brush with something f.
(bir şeyde) küçük bir rolü olmak play a bit role (in something) f.
(bir şeyde) küçük bir etkisi olmak play a bit role (in something) f.
(bir şeyde) küçük bir rolü olmak play a small part (in something) f.
(bir şeyde) küçük bir etkisi olmak play a small part (in something) f.
(belli bir yaştan) daha küçük olmak be (on) the right side of (an age) f.
50 yaşından küçük olmak be on the right side of 50 f.
50 yaşından küçük olmak be on the right side of 50 f.
küçük bir ihtimal olmak be a long shot f.
çok genç/küçük olmak be knee-high to a grasshopper f.
(biraz) küçük olmak be (a bit) on the small side f.
(biraz) küçük olmak be ( a little) on the small side f.
küçük şeylerle mutlu olmak be thankful for small favors f.
küçük şeylerle mutlu olmak be thankful for small mercies f.
küçük şeylerle mutlu olmak be grateful for small mercies f.
(bir şeyde) küçük bir rolü olmak play a bit part (in something) f.
(bir şeyde) küçük bir etkisi olmak play a bit part (in something) f.
(bir şeyde) küçük bir rolü olmak play a small role (in something) f.
(bir şeyde) küçük bir etkisi olmak play a small role (in something) f.
Military
atlı askerlerin yürüyüş sırasında rehberlik etmek ve düzen oluştururken referans hattı olmak için taşıdıkları küçük bayrak veya flama guidon i.
birliğe rehberlik etmek ve düzen oluştururken referans hattı olmak için küçük bayrak veya flama taşıyan asker guidon i.