|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
General |
|
1 |
Genel |
göz büyüklüğü 200 olan bir elekten geçecek kadar ince öğütme |
all-sliming i.
|
|
2 |
Genel |
en ince ayrıntısına kadar açıklama |
elementation i.
|
|
3 |
Genel |
en ince ayrıntısına kadar açıklanma |
circumstantiality i.
|
|
4 |
Genel |
en ince ayrıntısına kadar tasarlamak |
planify f.
|
|
5 |
Genel |
ince ayrıntısına kadar irdelemek |
flyspeck f.
|
|
6 |
Genel |
en ince detayına kadar araştıran |
hard s.
|
|
7 |
Genel |
içinden ışık geçecek kadar ince |
cobwebby s.
|
|
8 |
Genel |
ışığı geçirecek kadar ince |
gauze-like s.
|
|
9 |
Genel |
en ince noktasına kadar |
up to the mark zf.
|
|
10 |
Genel |
en ince ayrıntısına kadar |
blow-by-blow zf.
|
|
11 |
Genel |
en ince detayına kadar |
in depth zf.
|
|
12 |
Genel |
en ince ayrıntısına kadar |
to a crumb zf.
|
|
Phrasals |
|
13 |
Öbek Fiiller |
ince ayrıntısına kadar tanımlamak |
touch off f.
|
|
14 |
Öbek Fiiller |
en ince ayrıntısına kadar araştırmak |
comb over f.
|
|
Phrases |
|
15 |
İfadeler |
en ince ayrıntısına kadar |
in minute detail zf.
|
|
16 |
İfadeler |
en ince ayrıntısına kadar |
in and out expr.
|
|
Colloquial |
|
17 |
Konuşma Dili |
en ince ayrıntısına kadar |
hook line and sinker expr.
|
|
Idioms |
|
18 |
Deyim |
en ince ayrıntısına kadar anlatım/betimleme/açıklama |
a blow-by-blow account i.
|
|
|
19 |
Deyim |
bir olayın her anının en ince ayrıntısına kadar anlatımı |
a blow-by-blow account i.
|
|
20 |
Deyim |
en ince ayrıntısına kadar araştırma |
fine-tooth comb i.
|
|
21 |
Deyim |
birinin hikayesine en ince ayrıntısına kadar inanmak |
believe one's story hook line and sinker f.
|
|
22 |
Deyim |
bir belgeyi en ince ayrıntısına kadar incelemek |
read the fine print f.
|
|
23 |
Deyim |
bir belgeyi en ince ayrıntısına kadar incelemek |
read the small print f.
|
|
24 |
Deyim |
en ince ayrıntısına kadar bilmek |
have at one's fingertips f.
|
|
25 |
Deyim |
ince ince ayrıntısına kadar incelemek |
pull apart something f.
|
|
26 |
Deyim |
ince ince ayrıntısına kadar incelemek |
pull something apart f.
|
|
27 |
Deyim |
bir şeyi en ince ayrıntısına kadar doğru yapmak |
have something down to a T f.
|
|
28 |
Deyim |
en ince ayrıntısına kadar dikkat ederek yapmak |
cross (one's) t's and dot (one's) i's f.
|
|
29 |
Deyim |
en ince ayrıntısına kadar dikkat ederek yapmak |
dot (one's) I's f.
|
|
30 |
Deyim |
en ince ayrıntısına kadar doğru yapmak |
have down to a t f.
|
|
31 |
Deyim |
en ince ayrıntısına kadar bilmek/öğrenmek istemek |
want to know the ins-and-outs of a cat's arse [uk] f.
|
|
32 |
Deyim |
kağıt kadar ince |
paper thin s.
|
|
33 |
Deyim |
en ince ayrıntısına kadar |
to perfection zf.
|
|
34 |
Deyim |
en ince ayrıntısına kadar |
to just right zf.
|
|
35 |
Deyim |
en ince ayrıntısına kadar |
down to a gnat 's eyebrow expr.
|
|
36 |
Deyim |
en ince ayrıntısına kadar |
down to the last detail expr.
|
|
37 |
Deyim |
en ince ayrıntısına kadar |
to the letter expr.
|
|
38 |
Deyim |
en ince ayrıntısına kadar |
hook line and sinker expr.
|
|
|
39 |
Deyim |
en ince ayrıntısına kadar |
up to the knocker expr.
|
|
40 |
Deyim |
en ince ayrıntısına kadar bildiğin |
at your fingertips expr.
|
|
41 |
Deyim |
en ince ayrıntısına kadar (anlatma) |
blow by blow expr.
|
|
42 |
Deyim |
en ince ayrıntısına kadar |
chapter and verse expr.
|
|
Law |
|
43 |
Hukuk |
yasaları en ince ayrıntısına kadar bilen avukat |
philadelphia lawyer i.
|
|
Textile |
|
44 |
Tekstil |
kasıktan omuzlara kadar v şeklinde uzanan ince bir parçadan meydana gelen erkek mayosu |
mankini i.
|
|
Logic |
|
45 |
Mantık |
araştırmanın veya tartışmanın en ince ayrıntısına kadar yeniden incelenmesi |
retrogradation i.
|
|
Marine Biology |
|
46 |
Deniz Biyolojisi |
ohio vadisindeki akarsularda yaşayan, uzunluğu 18 ince kadar ulaşabilen büyük sucul bir semender |
menopome [obsolete] i.
|
|
47 |
Deniz Biyolojisi |
ohio vadisindeki akarsularda yaşayan, uzunluğu 18 ince kadar ulaşabilen büyük sucul bir semender |
cryptobranchus alleganiensis i.
|
|
Botanic |
|
48 |
Botanik |
güneybatı oregon'dan baja california ve arizona'ya kadar geniş bir alanda yetiştirilen sarı çiçekli, tüylü, ince yapraklı tek yıllık bir bitki |
goldfields (lasthenia chrysostoma) i.
|
|
Meteorology |
|
49 |
Meteoroloji |
(bulut) görülemeyecek kadar ince |
subvisible s.
|
|
Geology |
|
50 |
Jeoloji |
çok sayıda fosil içeren, genellikle ince detaylarına kadar korunmuş ve yumuşak vücut parçalarının göründüğü bir kaya yatağı |
lagerstätte i.
|
|
51 |
Jeoloji |
çıplak gözle görülemeyecek kadar ince bileşenlere sahip yoğun, homojen kaya |
aphanite i.
|
|
52 |
Jeoloji |
kaya dokusunun çıplak gözle görülemeyecek kadar ince olması |
aphanitism i.
|
|
Reptiles |
|
53 |
Sürüngenler |
ohio vadisindeki akarsularda yaşayan, uzunluğu 18 ince kadar ulaşabilen büyük sucul bir semender |
hellbender (cryptobranchus alleganiensis) i.
|
|
Slang |
|
54 |
Argo |
dijital bir görüntüyü en ince ayrıntısına kadar inceleyip düzeltme |
pixel peeping i.
|
|
55 |
Argo |
dijital bir görüntüyü piksel piksel/en ince ayrıntısına kadar inceleyip düzeltme |
pixel peeping i.
|
|
56 |
Argo |
dijital bir görüntünün çözünürlüğünü, netliğini ve kalitesini en ince ayrıntısına kadar işleme |
pixel peeping i.
|
|
57 |
Argo |
dijital bir görüntüyü en ince ayrıntısına kadar inceleyip düzelten kimse |
pixel peeper i.
|
|
58 |
Argo |
dijital bir görüntüyü piksel piksel/en ince ayrıntısına kadar inceleyip düzelten kimse |
pixel peeper i.
|
|
59 |
Argo |
dijital bir görüntünün çözünürlüğünü, netliğini ve kalitesini en ince ayrıntısına kadar işleyen kimse |
pixel peeper i.
|
|
60 |
Argo |
dijital bir görüntüyü en ince ayrıntısına kadar inceleyip düzeltmek |
pixel peep f.
|
|
61 |
Argo |
dijital bir görüntüyü piksel piksel/en ince ayrıntısına kadar inceleyip düzeltmek |
pixel peep f.
|
|
62 |
Argo |
dijital bir görüntünün çözünürlüğünü, netliğini ve kalitesini en ince ayrıntısına kadar işlemek |
pixel peep f.
|
|
British Slang |
|
63 |
İngiliz Argosu |
cinsel organın üstünden göbeğe kadar ince bir çizgi olarak uzanan tüyler |
snail-trail i.
|
|