Geçmiş

kanaat

"kanaat" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 20 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	kanaat	opinion i.
General
2	Genel	kanaat	persuasion i.
3	Genel	kanaat	belief i.
4	Genel	kanaat	satisfaction i.
5	Genel	kanaat	conviction i.
6	Genel	kanaat	modesty i.
7	Genel	kanaat	knowledge i.
8	Genel	kanaat	reading i.
9	Genel	kanaat	thought i.
10	Genel	kanaat	surmise i.
11	Genel	kanaat	contentment i.
12	Genel	kanaat	view i.
13	Genel	kanaat	verdict i.
14	Genel	kanaat	fancy i.
Colloquial
15	Konuşma Dili	kanaat	vardy [dialect] i.
Law
16	Hukuk	kanaat	obiter dictum i.
17	Hukuk	kanaat	comment i.
18	Hukuk	kanaat	conviction i.
19	Hukuk	kanaat	belief i.
20	Hukuk	kanaat	dictum i.

"kanaat" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 79 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	birini kıt kanaat geçindiren şey	subsistence i.
2	Genel	kıt kanaat geçinme	bare living i.
3	Genel	olumlu kanaat	good opinion i.
4	Genel	kanaat önderleri	opinion leaders i.
5	Genel	kanaat dönemi	final grade period i.
6	Genel	kanaat önderi	opinion leader i.
7	Genel	kanaat lideri	opinion leader i.
8	Genel	kuvvetli kanaat	article of faith i.
9	Genel	görevin kötüye kullanıldığına ilişkin kanaat	impeachment i.
10	Genel	kıt kanaat geçinme	crust i.
11	Genel	kıt kanaat geçinmek	live from hand to mouth f.
12	Genel	kanaat getirmek	be convinced f.
13	Genel	kanaat uyandırmak	give somebody a certain idea f.
14	Genel	kıt kanaat geçinmek	make both ends meet f.
15	Genel	kıt kanaat geçinmek	eke out a living f.
16	Genel	kanaat getirmek	satisfy oneself f.
17	Genel	kıt kanaat geçinmek	live off f.
18	Genel	aza kanaat etmek	content oneself with f.
19	Genel	aza kanaat etmek	do with less f.
20	Genel	kanaat uyandırmak	form an opinion f.
21	Genel	kanaat uyandırmak	shape an opinion f.
22	Genel	kıt kanaat geçinmek	live penuriously f.
23	Genel	kanaat oluşturmak	form an opinion f.
24	Genel	kıt kanaat geçinmek	manage one's existence barely f.
25	Genel	kıt kanaat geçinmek	subsist f.
26	Genel	kıt kanaat	hand-to-mouth s.
27	Genel	kanaat sahibi	decided s.
28	Genel	kıt kanaat geçinen	in straitened circumstances s.
29	Genel	kıt kanaat geçinerek	hand to mouth zf.
30	Genel	kıt kanaat	scantly zf.
31	Genel	kıt kanaat	penuriously zf.
32	Genel	kıt kanaat	hand-to-mouth zf.
33	Genel	kıt kanaat	bare [obsolete] zf.
Phrasals
34	Öbek Fiiller	kıt kanaat geçinmek	scratch along f.
35	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) kanaat etmek	content (oneself) with (someone or something) f.
Proverb
36	Atasözü	aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz	enough is as good as a feast
37	Atasözü	(bacon'a atfedilen hikayeye göre) aza kanaat etmeyen çoğu hiç bulamaz	hope is a good breakfast but a bad supper
38	Atasözü	aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz	enough is a feast
Colloquial
39	Konuşma Dili	kıt kanaat geçinmek	scratch out f.
Idioms
40	Deyim	aza kanaat etmeyi bilmek	give thanks for small blessings f.
41	Deyim	aza kanaat etmeyi bilmek	be grateful for small blessings f.
42	Deyim	aza kanaat etmeyi bilmek	thank god for small blessings f.
43	Deyim	kıt kanaat geçinmek	make buckle and tongue meet f.
44	Deyim	kıt kanaat geçinmek	get along (on a shoestring) f.
45	Deyim	kıt kanaat geçinmek	get by (on a shoestring) f.
46	Deyim	kıt kanaat geçinmek	make both ends meet f.
47	Deyim	kıt kanaat geçinmek	keep body and soul together f.
48	Deyim	kıt kanaat geçinmek	live hand to mouth f.
49	Deyim	kıt kanaat geçinmek	keep the wolf from the door f.
50	Deyim	kın kanaat geçinmek	hardly make both ends meet f.
51	Deyim	kıt kanaat geçinmek	barely make both ends meet f.
52	Deyim	kıt kanaat geçinmek	earn a crust f.
53	Deyim	kıt kanaat geçinmek	live from hand to mouth f.
54	Deyim	kıt kanaat geçinmek	keep one's head above water f.
55	Deyim	kıt kanaat geçinmek	live on a shoestring f.
56	Deyim	aza kanaat etmeyi bilmek	thank god for small mercies f.
57	Deyim	bir kanaate varmak/kendi bir kanaat edinmek	form an own opinion f.
58	Deyim	bir kanaate varmak/kendi bir kanaat edinmek	form one's own opinion f.
59	Deyim	kıt kanaat yaşamak	live off smell of an oily rag [australia/new zealand] f.
60	Deyim	kıt kanaat yaşamak	live on the smell of an oil rag [australia/new zealand] f.
61	Deyim	kıt kanaat yaşamak	survive on the smell of an oil rag [australia/new zealand] f.
62	Deyim	kıt kanaat geçinmek	been getting by f.
63	Deyim	kıt kanaat geçinmek	exist (from) hand to mouth f.
64	Deyim	kıt kanaat geçinmek	live hand-to-mouth f.
65	Deyim	(biri/bir şey hakkında) bir kanaat oluşturmak	form an opinion (about someone or something) f.
66	Deyim	aza kanaat etmeyi bilmek	give thanks for small mercies f.
67	Deyim	kıt kanaat geçinmek	keep your head above water f.
68	Deyim	kıt kanaat	(from) hand to mouth expr.
69	Deyim	kıt kanaat	enough to keep body and soul together expr.
Law
70	Hukuk	vicdani kanaat	personal conviction i.
Politics
71	Siyasal	kanaat önderi	opinion leader i.
72	Siyasal	kanaat anketi	opinion survey i.
73	Siyasal	(antik yunan politik düşüncesinde) kanaat	doxa i.
74	Siyasal	kanaat önderi	wing leader i.
Telecom
75	Telekom	ortalama kanaat puanı	mean opinion score i.
Education
76	Eğitim	kanaat notu	final grade i.
77	Eğitim	kanaat notu	classroom performance grade i.
78	Eğitim	kanaat dönemi	final grade period i.
Slang
79	Argo	geçimini kıt kanaat sağlamak	get by f.