karşı gelmek - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

karşı gelmek



"karşı gelmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 38 sonuç

Türkçe İngilizce
General
karşı gelmek recalcitrate f.
karşı gelmek beard f.
karşı gelmek breach f.
karşı gelmek controvert f.
karşı gelmek counter f.
karşı gelmek argue f.
karşı gelmek thwart f.
karşı gelmek oppose f.
karşı gelmek rebel f.
karşı gelmek transgress f.
karşı gelmek defy f.
karşı gelmek buck f.
karşı gelmek contravene f.
karşı gelmek object to f.
karşı gelmek talk back to f.
karşı gelmek go against f.
karşı gelmek cut across f.
karşı gelmek bridle f.
karşı gelmek revolt f.
karşı gelmek cry out against f.
karşı gelmek disobey f.
karşı gelmek dispute f.
karşı gelmek react f.
karşı gelmek affront [obsolete] f.
karşı gelmek bid defiance f.
karşı gelmek brag [scotland] f.
karşı gelmek deprecate f.
karşı gelmek contrair [scotland] f.
karşı gelmek cross f.
Phrasals
karşı gelmek stand against f.
karşı gelmek buck against f.
Idioms
karşı gelmek fly in the teeth of f.
karşı gelmek fly in the face of someone f.
karşı gelmek kick against the pricks f.
karşı gelmek fly in the teeth of someone f.
karşı gelmek fly in the face of f.
Trade/Economic
karşı gelmek infringe f.
Politics
karşı gelmek object f.

"karşı gelmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 107 sonuç

Türkçe İngilizce
General
karşı karşıya gelmek (bir tehlike veya zorlukla) encounter f.
karşı karşıya gelmek come across f.
karşı karşıya gelmek come face to face f.
karşı karşıya gelmek face f.
kanuna karşı gelmek break the law f.
karşı gelmek (birine) stand up to f.
karşı karşıya gelmek meet f.
karşı yönden gelmek come in the opposite direction f.
yasağa karşı gelmek defy the ban f.
-e karşı gelmek go against f.
-e karşı gelmek cross f.
saygısızca karşı gelmek flout f.
karara karşı gelmek object to verdict f.
kanuna karşı gelmek contravene the law f.
kanuna karşı gelmek oppose the law f.
kanuna karşı gelmek violate the law f.
yasaya karşı gelmek go against the law f.
yasaya karşı gelmek oppose the law f.
yasaya karşı gelmek violate the law f.
kanuna karşı gelmek infringe the law f.
kanuna karşı gelmek go against the law f.
yasaya karşı gelmek infringe the law f.
yasaya karşı gelmek break the law f.
emre karşı gelmek defy order f.
emirlere karşı gelmek defy orders f.
karşı karşıya gelmek pit against f.
yeniden karşı gelmek redefy f.
karşı karşıya gelmek head f.
olumsuz şartlar sebebiyle karşı karşıya gelmek rencontre f.
düşmanca sebeplerden karşı karşıya gelmek rencounter [obsolete] f.
göreve karşı gelmek offend [obsolete] f.
şiddetli itirazlarla karşı karşıya gelmek oppose [obsolete] f.
karşı çıkası gelmek disrelish f.
komutasına karşı gelmek countermand f.
Phrasals
(bir yarışmada) karşı karşıya gelmek take on f.
karşı karşıya gelmek meet with [obsolete] f.
bir şeye karşı bir araya gelmek combine (something) against (someone or something) f.
bir şeye karşı bir araya gelmek combine something against someone or something f.
(birine ya da bir şeye) karşı bir araya gelmek converge in upon (someone or something) f.
karşı karşıya gelmek pitch against f.
-e karşı galip gelmek/yenmek win out over someone f.
karşı karşıya gelmek face off f.
biriyle karşı karşıya gelmek face off f.
cesurca karşı karşıya gelmek face out f.
(biriyle) karşı karşıya gelmek square up with (someone) f.
tesadüfen (biriyle) yüz yüze/karşı karşıya gelmek stumble into (someone) f.
karşı karşıya gelmek square up against (someone) f.
birine/bir şeye karşı gelmek transgress against someone or something f.
(birine/bir şeye karşı) bir araya gelmek band together (against someone or something) f.
birine/bir şeye karşı galip gelmek beat someone or something out f.
birine karşı galip gelmek beat someone out f.
(bir şeye) karşı gelmek cut across (something) f.
(birine/bir şeye) karşı gelmek object to (someone or something) f.
(birine/bir şeye) karşı gelmek rebel against (someone or something) f.
(birine/bir şeye) karşı gelmek rebel at (someone or something) f.
(birine/bir şeye) karşı gelmek stand against (someone or something) f.
(birine/bir şeye) karşı gelmek stand up to (someone or something) f.
olumsuz/kötü (birine/bir şeye) karşı güçlü hale gelmek/getirmek steel (someone or oneself) against (someone or something) f.
-e karşı güçlü hale gelmek/getirmek steel against f.
(birine) karşı gelmek talk back (to one) f.
'-e karşı gelmek transgress against f.
'-e karşı üstün gelmek triumph over f.
(birine/bir şeye) karşı gelmek turn against (someone or something) f.
Colloquial
karşı gelmek/koymak buck f.
Idioms
inatla karşı gelmek put one's back up f.
düello için karşı karşıya gelmek look in the face f.
kendine nazaran çok güçlü olan biriyle karşı karşıya gelmek catch a tartar f.
birine karşı üstün gelmek triumph over someone f.
egemen olan görüşe karşı gelmek swim against the tide f.
kanuna karşı gelmek break the law f.
karşı karşıya gelmek face someone down f.
kanuna karşı gelmek break a law f.
karşı karşıya gelmek face it out f.
karşı karşıya gelmek face off against f.
otoriteye karşı gelmek kick against the pricks f.
yasaya karşı gelmek break the law f.
-e karşı bir araya gelmek line up against f.
yasaya karşı gelmek break a law f.
(yasaya vb) karşı gelmek go against f.
(biriyle) karşı karşıya gelmek try a fall with (someone) f.
çoğunluğa uymak/karşı gelmek go with/against the stream f.
çoğunluğa uymak/karşı gelmek swim with/against the stream f.
bir şeyle karşı karşıya gelmek have a brush with something f.
(bir şeyle) karşı karşıya olmak/gelmek be staring (something) in the face f.
bir şeyle karşı karşıya olmak/gelmek be staring something in the face f.
sisteme karşı gelmek beat the system f.
karşı karşıya gelmek break a lance f.
(biriyle/bir şeyle) karşı karşıya kalmak/gelmek come face to face with (someone or something) f.
birine/bir şeye karşı gelmek fly in the face of someone or something f.
birine/bir şeye karşı gelmek fly in the teeth of someone or something f.
(bir şeye) karşı gelmek fly in the face of (something) f.
bir şeye karşı gelmek fly in the face of something f.
(bir şeye) karşı duyarlı hale gelmek get in touch with (something) f.
(birine/bir şeye karşı) galip gelmek get the upper hand on (someone or something) f.
(birine karşı) avantajlı durumda olmak/duruma gelmek get/have/gain the upper hand (over somebody) f.
çoğunluğa karşı gelmek go against the flow f.
çoğunluğa karşı gelmek go against the stream f.
Law
görevli memura karşı gelmek deforce f.
kanunlara karşı gelmek flout the laws f.
kanunlara karşı gelmek oppose the laws f.
kanunlara karşı gelmek violate the laws f.
kanuna karşı gelmek deforce f.
kanuna karşı gelmek contravene the law f.
kanunlara karşı gelmek break the laws f.
Archaic
karşı karşıya gelmek envisage f.
Slang
karşı karşıya gelmek front f.
birine karşı üstün gelmek drink someone's milkshake f.