karşılığında - Türkçe İngilizce Sözlük

karşılığında

"karşılığında" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 16 sonuç

Türkçe İngilizce
Genel
karşılığında in return zf.
Rather than just tabling proposals, it needs to make a studied demand for something in return.
Sadece öneriler sunmak yerine, karşılığında bir şeyler talep etmek için çalışılmalıdır.

More Sentences
karşılığında for ed.
Since then, farmers have been forced to produce more and more for ever decreasing rewards.
O zamandan beri çiftçiler, giderek azalan ödüller karşılığında daha fazla üretim yapmaya zorlanmaktadır.

More Sentences
karşılığında in exchange for ed.
They sent me a set in exchange for a fair and honest review.
Adil ve dürüst bir inceleme karşılığında bana bir set gönderdiler.

More Sentences
Ticaret/Ekonomi
karşılığında in return for expr.
The European Union is, however, still guilty of dumping in return for export subsidies.
Ancak Avrupa Birliği, ihracat teşvikleri karşılığında damping yapmaktan hala suçludur.

More Sentences
karşılığında in exchange expr.
In exchange it obtained provisional budgetary unity.
Karşılığında geçici bütçe birliğini elde etti.

More Sentences
Genel
karşılığında instead zf.
karşılığında reciprocally zf.
karşılığında at the countretaille [obsolete] zf.
karşılığında against ed.
karşılığında on condition that bağ.
İfadeler
karşılığında at the price of ed.
karşılığında in reply to expr.
karşılığında in recognition of expr.
Konuşma Dili
karşılığında as/so long as expr.
Ticaret/Ekonomi
karşılığında upon surrender of expr.
karşılığında in consideration of expr.

"karşılığında" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 297 sonuç

Türkçe İngilizce
Genel
ücret (hizmet karşılığında ödenen) charge i.
A service charge of 20% is more than enough.
Yüzde 20'lik bir servis ücreti fazlasıyla yeterli olacaktır.

More Sentences
ücret karşılığında at bakımı livery i.
Her grandfather had a livery stable.
Büyükbabasının ücret karşılığında at bakımı yaptığı bir ahırı vardı.

More Sentences
ücret karşılığında for a fee zf.
For a fee, the organisation Trees for Travel plants trees after each plane trip you make.
Trees for Travel adlı kuruluş, belli bir ücret karşılığında yaptığınız her uçak yolculuğundan sonra ağaç dikiyor.

More Sentences
İfadeler
ücreti karşılığında for ed.
Airport transfers for up to 10 people can be arranged for an extra cost.
Ek ücret karşılığında en fazla 10 kişi için havaalanı transferi ayarlanabilir.

More Sentences
Konuşma Dili
bunun karşılığında in return expr.
In return, we send them just 1 300.
Bunun karşılığında onlara sadece 1 300 gönderiyoruz.

More Sentences
Genel
bir başkası hesabına ücret karşılığında çalışan kimse employe i.
bağışı yapanlara ve onların ailelerine öldükten sonra ruhları icin duacı olunması karşılığında hibe edilen arazi frankalmoigne i.
bağışı yapanlara ve onların ailelerine öldükten sonra ruhları icin duacı olunması karşılığında hibe edilen arazi tenure by free alms i.
bir başkası hesabına ücret karşılığında çalışan kimse employee i.
birine bir şey karşılığında yapılan iyilik backscratch i.
karşılığında benzer bir hizmet veya ödül almak için başka birine hizmet, şirket veya kamu parası sağlayan kişi backscratcher i.
bir lorda tebaasını, kölesini veya kiracısını öldürmenin karşılığında parasal tazminat olarak ödenen meblağ manbote i.
ücret karşılığında profesyonel hizmet veren kimse hack i.
ücret karşılığında kalitesiz ısmarlama yazılar yazan kimse hack writer i.
barınma karşılığında hizmet veren düşük statülü kimse bordar i.
içki karşılığında barda veya meyhanede ufak tefek işler yapan kimse mopstick [us] i.
britanya guayanası madeni parası karşılığında alınabilecek miktar groatsworth i.
bir veya daha fazla oyuncunun diğer oyuncuları öldürmekle görevli olduğu ve karşılığında geri kalan oyuncuların katilleri bulmaya çalıştığı oyun murder mystery i.
gündelik ücret karşılığında kimse odd-man [uk] i.
(irlanda ve iskoçya'da) verdiği hizmet karşılığında küçük bir çiftlik kiralayan köylü cottar [scotland] i.
(irlanda ve iskoçya'da) verdiği hizmet karşılığında küçük bir çiftlik kiralayan köylü cotter [scotland] i.
bir şey karşılığında seks yapma favor i.
bir şey karşılığında seks yapma favors i.
bir şey karşılığında seks yapma favour i.
bir şey karşılığında seks yapma favours i.
öpücük karşılığında sembolik mektupların alınıp verildiği bir çocuk oyunu postman's knock i.
arazi kullanımı karşılığında ödenen para service i.
arazi kullanımı karşılığında sunulan iş gücü service i.
bir şeyden pay alma karşılığında çalışan kimse sharesman i.
(eskiden ingiltere'de) küçük bir bahşiş karşılığında merhumun göğsünden ekmek parçası yiyerek o kişinin günahlarını üzerine aldığı düşünülen kimse sin eater i.
(eskiden ingiltere'de) küçük bir bahşiş karşılığında merhumun göğsünden ekmek parçası yiyerek o kişinin günahlarını üzerine aldığı düşünülen kimse sin-eater i.
para karşılığında pis işler yapan kimse slugger i.
ikmal subayı tarafından nakit para karşılığında donanma personeline satılan yönetmelik giysileri small stores i.
ingiliz askerleri ve denizcilerine yaralanma ve sakatlanmaları karşılığında tazminat olarak verilen para smart money i.
araziyi belirli bir hizmet karşılığında kullanan kiracı socager i.
vasalın hizmet karşılığında feodal toprak bahşetmesi subinfeudation i.
(bedelini ödemesi karşılığında) özel ulaşım aracında taşınan kimse passenger i.
borç karşılığında kefil olarak tutulan köle pawn i.
iyilik karşılığında verilen hediye propine [scotland] i.
özellikle faiz karşılığında ödünç para vermek loan f.
para karşılığında seks teklif etmek accost f.
karşılığında hiçbir şey almamak receive nothing in return f.
karşılığında bir şey almamak get nothing in return f.
karşılığında hiçbir şey almamak get nothing in return f.
karşılığında birşey almamak take nothing in return f.
karşılığında hiçbir şey almamak take nothing in return f.
karşılığında bir şey almamak take nothing in return f.
karşılığında birşey almamak get nothing in return f.
karşılığında birşey almamak receive nothing in return f.
karşılığında bir şey almamak receive nothing in return f.
karşılığında almak get in exchange f.
para karşılığında seks teklif etmek accoast [obsolete] f.
birine bir şey karşılığında iyilik yapmak backscratch f.
bir şey karşılığında elde etmek buy f.
(birini) para karşılığında sekse ikna etmek solicit f.
para karşılığında seks teklif etmek solicit f.
(keşiflerden pay sözü vermesi karşılığında bir madenciye) ödenek sunmak stake f.
(vasal) hizmet karşılığında toprak bahşetmek subinfeud f.
(vasal) hizmet karşılığında toprak bahşetmek subinfeudate f.
ev işi yapma karşılığında aile yanında kalan au pair [french] s.
hizmet karşılığında feodal toprak bahşetme uygulamasına ait veya ilgili subinfeudatory s.
imza karşılığında by signing zf.
imza karşılığında by signature zf.
belge karşılığında against document zf.
fatura karşılığında against invoice zf.
rüşvet karşılığında in exchange for a bribe zf.
cüzi/çok az bir ücret karşılığında for a nominal fee zf.
bunun karşılığında instead zf.
-e karşılığında in exchange for ed.
karşılığında anlamına gelen bir ön ek wither- [uk/scotland] ök.
Öbek Fiiller
bedel karşılığında feda etmek trade off f.
karşılığında (bir şey) yapmak repay (one) by (doing something) f.
karşılığında (bir şey) yapmak/(birine bir şeyi) layık görmek repay (one) by (doing something) f.
karşılığında (bir şey yaparak) gününü göstermek repay (one) by (doing something) f.
karşılığında (bir şey) yapmak repay someone by something f.
(bir şeyi bir şey karşılığında) kabul etmek accept (something) as (something) f.
(bir şeyi bir şey karşılığında) razı gelmek accept (something) as (something) f.
(bir şeyi bir şey karşılığında) kabul etmek accept something as something f.
(bir şeyi bir şey karşılığında) razı gelmek accept something as something f.
karşılığında ödemek pay for f.
(sigortacı için) belli bir ücret karşılığında bir şeye ya da birisine koruma sağlamak cover someone or something for something f.
(bir şeyi) başka bir şey karşılığında almak barter for f.
(bir şeyi) başka bir şey karşılığında almak barter for something f.
(bir şeyi) başka bir şey karşılığında almak barter over something f.
(bir şeyi) başka bir şey karşılığında almak barter (something) for (something else) f.
karşılığında (bir şey yaparak) öcünü almak repay (one) by (doing something) f.
karşılığında (bir şey yaparak) intikam almak repay (one) by (doing something) f.
karşılığında (bir şey yaparak) cezalandırmak/cezasını vermek repay (one) by (doing something) f.
bir şeyi bir şey karşılığında geri vermek return something for something f.
bir şey karşılığında bir şey vermek return something for something f.
para karşılığında (bir şeye) erişim sağlamak buy (one's) way in (something) f.
para karşılığında erişim sağlamak buy way in f.
para karşılığında yapmak hire out f.
(bir şey) karşılığında (bir şey) vermek give (something) for (something) f.
karşılığında vermek give for f.
(bir şey) karşılığında (bir şey/bir miktar para) vermeyi teklif etmek offer (something) for (something) f.
karşılığında (bir şey) teklif etmek offer for f.
(birine bir şey) karşılığında hakkını vermek remunerate (one) for (something) f.
(birine bir şey) için/karşılığında ödeme yapmak repay (one) for (something) f.
karşılığında (bir şey) yapmak repay by f.
için/karşılığında ödeme yapmak repay for f.
karşılığında geri vermek return for f.
karşılığında vermek return for f.
karşılığında iyilik bekleyerek bir iyilik yapmak scratch back f.
(bir şey/belirli bir ücret veya maaş) karşılığında çalışmak work for (something) f.
İfadeler
bedeli karşılığında for ed.
dolar karşılığında for...dollars expr.
ceza indirimi karşılığında for a reduced sentence expr.
hizmet karşılığında for the exchange of services expr.
serbest bırakılma karşılığında in exchange for the release expr.
serbest bırakılması karşılığında in exchange for the release of expr.
yapılan iyiliğin karşılığında in return of the favor expr.
yeterliliği ve de alınmış olduğu burada ikrar edilen diğer uygun ve geçerli bedeller karşılığında other good and valuable consideration the receipt and sufficiency of which is hereby acknowledged expr.
verilen söz karşılığında in profile expr.
bir bedel karşılığında at a price expr.
karşılığında bir bedel ödeyerek at a price expr.
bir şey karşılığında in consideration of something expr.
(biri/bir şey) karşılığında in exchange (for someone or something) expr.
(bir şey) karşılığında in return for (something) expr.
(belli) bir ödeme karşılığında/ ücreti mukabilinde in consideration of a payment expr.
Atasözü
kibar davranırsan karşılığında da kibarlık görürsün kindness begets kindness
Konuşma Dili
kayak merkezinde kayak yapma karşılığında ücretsiz çalışan kimse ski bum i.
sahayı bedava kullanma karşılığında buz hokeyi sahasında çalışan genç rink rat [canada] i.
salt makamında bulunması karşılığında ödeme alan göstermelik yönetici guinea-pig director [dated] i.
zenginlik ve güç karşılığında ruhunu satma pact with the devil i.
karşılığında para alınmasına rağmen samimiymiş gibi görünüp bir ürünü destekleyerek ve tanıtarak ürün hakkında ses getirmeye çalışma shilling i.
halka açık forumlarda samimiymiş gibi görünüp bir ürünü destekleyerek ve tanıtarak ürün hakkında ses getirmeye çalışan, ama aslında hizmetleri karşılığında para alan gizli reklamcı shill i.
birine bir şey karşılığında para ödemek cash out f.
(bir şey karşılığında belli bir miktar para) almak get (an amount of money) for (something) f.
bir şey karşılığında belli bir miktar para almak get an amount of money for something f.
bunun karşılığında over against expr.
bunun karşılığında in contrast with expr.
karşılığında ben ne alacağım? so what do I get in return? expr.
Deyim
bir peni karşılığında satın alınabilen şey pennyworth i.
(para karşılığında seks için) bedenini satmak sell (one's) body f.
bir ödül karşılığında kandırmaya çalışmak dangle a carrot in front of (one) f.
bir ödül karşılığında kandırmaya çalışmak dangle a carrot in front of someone f.
bir ödül karşılığında kandırmaya çalışmak offer someone a carrot f.
bir bilgi karşılığında yemek ısmarlatmak dine out on f.
karşılığında kötülük yapmak do evil in return f.
para karşılığında (bir şeye) erişim sağlamak buy (one's) way into (something) f.
karşılığında belli bir miktar para almak get an amount of money for f.
(bir şeyi) değersiz bir şey karşılığında satmak sell (something) for a mess of pottage f.
bir işin bedeli karşılığında para yerine mal veya hizmet olarak ödeme almak/kabul etmek take out in trade f.
yüksek bir ödeme/ücret karşılığında for a price expr.
emeklerinin karşılığında for your pains [uk] expr.
Konuşma
ödediğin para karşılığında sana iyi mal verir he gives you good value for your money expr.
orada ödediğin para karşılığında iyi mal alırsın you get good value for your money there expr.
karşılığında ne istiyorsun? what do you want in return? expr.
karşılığında ne istiyorsunuz? what do you want in return? expr.
Ticaret/Ekonomi
borç karşılığında para teklifi tender i.
belirli ücret karşılığında mal ve hizmet sağlanması treatment i.
alacakların rehnedilerek karşılığında kısa süreli kredi alınması pledging of accounts receivable i.
abd'de çiftçilere ürettikleri tahıl karşılığında ipotekli kredi veren resmi kurum commodity credit corporation i.
alınan kısa dönemli kredi karşılığında güvence olarak stok mülkiyetinin finansman kuruluşuna devri floor-planning i.
ayni teminat karşılığında verilen borç collateral loan i.
belli bir ödeme karşılığında başka bir üreticinin ürünlerini satmasına markasını kullanmasına izin verilen ufak ölçekli işletme franchisee i.
bankanın bir hizmeti karşılığında müşterinin ödediği ücret bank charge i.
belgelerin teslimi karşılığında yapılacak ödeme payment against documents i.
bir borç karşılığında kişisel malların teminat olarak yatırılması pledge i.
bir şirketin bir kısım aktifinin başka bir şirketin hisse senetleri karşılığında devredilmesi split-of i.
bir komisyon karşılığında başkasının adına satış yapan representative i.
bir bedel karşılığında edinilen firma değeri goodwill i.
bir işin karşılığında hakkaniyet gereği bir meblağ ödenmesi gerekliliği quantum meruit i.
çalışması karşılığında işçiye ödenen para wage i.
değişken faiz karşılığında sabit faiz elde etme hakkı veren opsiyon türü swaption i.
depo makbuzu karşılığında finansman field warehouse financing i.
faydası birden çok birey tarafından paylaşılabilen ve belli bir maliyet karşılığında faydası bir gruba tahsis edilebilen mallar club goods i.
hisse senetlerinin satışı karşılığında elde edilen gelirin devri transfer of proceeds i.
hizmet karşılığında ödenen ücret recompense i.
işletmenin alacak hesapları karşılığında örneğin bankalardan kısa süreli finansman elde etmesi accounts receivable financing i.
insanlara çalışmaları karşılığında yapılması gereken ödemeler compensation i.
işçi ve memurlara çalışmaları karşılığında yapılan ödemeler compensation to employees i.
işletmenin mülkiyetine ortaklık hakkı sağlayan ve karşılığında temettü elde edilen kıymetli evrak equity i.
karşılığında verme accord i.
karşılığında satınalma sözleşmesi counter purchase contract i.
karşılığında verilen preferanslar reverse preferences i.
karşılığında borç senedi verilen temettü liability dividend i.
komisyon karşılığında büyük mağazalar için ürün satın alan komisyoncu resident buyer i.
kredi karşılığında bloke mevduat compensatory balance i.
konsolide edilmiş borçlar karşılığında çıkartılan tahviller consolidated bond i.
malın teslimi karşılığında ödeme cash on delivery i.
ortakların ödemiş oldukları itibari sermaye karşılığında işletme üzerinde elde ettikleri sermaye paid-up surplus i.
sabit faiz karşılığında değişken faiz elde etme hakkı veren opsiyon türü swaption i.
transfer edilen finansal araç karşılığında teminata bağlanmış borç collaterised borrowing i.
tahsilatı yapan bankanın takdiri karşılığında vesaik documents against discretion of collecting bank i.
teslim alma makbuzu karşılığında ödeme pay on delivery i.
toplam işletme varlıklarının piyasa değerinin belirli payları karşılığında çıkartılan borç araçları annuity fund i.
vadesi gelmiş borcun ödenememesi karşılığında verilen ileri tarihli çek memorandum check i.
verilen hizmet karşılığında ücretlendirme fee for service i.
ünlü kişiye bir etkinliğe katılması karşılığında organizatörün ödediği para appearance money i.
yardım karşılığında alınan ödül ücreti reward i.
kişisel eşyaların rehin alınması karşılığında borç veren dükkan loan office i.
kişisel eşyaların rehin alınması karşılığında borç veren dükkan pawnbroker's shop i.
erken emeklilik karşılığında çalışana sunulan mali teşvik buyout i.
gönüllü istifa karşılığında çalışana sunulan mali teşvik buyout i.
erken emeklilik veya gönüllü istifa karşılığında sunulan mali teşvik buy-out i.
satıcının ürün reklamı karşılığında üreticiden aldığı ödeme slotting fee i.
satıcının ürün reklamı karşılığında üreticiden aldığı ödeme slotting allowance i.
hak, hizmet veya ayrıcalık karşılığında ödeme yapma sistemi pay-to-play i.
belirli meblağ karşılığında hizmet veren kimse farmer i.
işsizlik parası karşılığında çalışmak work for the dole f.
karşılığında ödemek pay in return f.
karşılığında vermek give in exchange f.
karşılığında almak receive in exchange f.
ücret karşılığında (hizmet) vermek hire f.
vadesi geçmiş bir yükümlülüğü karşılığında aynı türden yeni bir yükümlülük sunarak yeniden finanse etmek roll over f.
tehir primi karşılığında hisse senetlerinin satın alma bedellerinin ödenmesinin ertelenmesini kabul etmek contango f.
(meslek, iş) sabit meblağ karşılığında tahsil etmek farm f.
ücret karşılığında olmaksızın honorary s.
ücret karşılığında borç verilebilir loanable s.
yenilemeye yönelik onarımı üstlenmeleri karşılığında kişilere uygun fiyatlı ev sunan bir tür kentsel dönüşüm metodunu içeren sweat equity s.
bedelinin tahsili karşılığında teslim etmek suretiyle cash on delivery sale expr.
belge karşılığında peşin olarak cash on documents expr.
bedelinin tahsili karşılığında teslim etmek suretiyle collect on delivery sale expr.
geçerli ve uygun bir bedel karşılığında for good and valuable consideration expr.
makbuz karşılığında against receipt expr.
peşin para karşılığında against cash expr.
peşin ödeme karşılığında against prepayment expr.
teslim alma makbuzu karşılığında against receipt expr.
Hukuk
davacıya mahkemenin harcadığı süre karşılığında ödetilen ücret term fee i.
yün tartma karşılığında ücret isteme hakkı tronage i.
atılı suçlamayı kabul etmeyen sanığın suçunu itiraf karşılığında ceza indirimi uygulanması şartıyla suçunu kabul etmesi alford doctrine i.
atılı suçlamayı kabul etmeyen sanığın, suçunu itiraf karşılığında alacağı ceza indirimi şartıyla suçunu kabul etmesi alford plea i.
bağışçılara ve ailelerine öldükten sonra duacı olunması karşılığında hibe edilen arazi almoign i.
bağışçılara ve ailelerine öldükten sonra duacı olunması karşılığında hibe edilen arazi almoin i.
bağışçılara ve ailelerine öldükten sonra duacı olunması karşılığında hibe edilen arazi frankalmoign i.
bir işin karşılığında hakkaniyet gereği bir meblağ ödenmesi gerekliliği quantum meruit i.
davanın kazanılması halinde verilen avukatlık hizmeti karşılığında ödenecek avukatlık ücreti contingency fee i.
davanın kazanılması halinde verilen avukatlık hizmeti karşılığında ödenecek avukatlık ücreti contingency fee i.
davanın kazanılması halinde verilen avukatlık hizmeti karşılığında ödenecek avukatlık ücreti contingent fee i.
ivaz karşılığında vedia alan bailee for hire i.
rehin karşılığında kredi veren kuruluş pawn office i.
şirket çalışanlarının kendi aralarında para karşılığında vardiya alım/satımı yapması internal payoffs i.
kiracının taşıma hizmeti karşılığında ödediği ücret averpenny i.
ödenmemiş kira veya mal zararı karşılığında ev sahibinin mülk üzerindeki ipotek hakkı landlord's lien i.
karşılığında herhangi bir geçer bedel verilmeksizin mülkün devredildiği kimse volunteer i.
ilk önce kaçırılıp el konan mallar karşılığında diğer mallara el koyulması withernam i.
(eski ingiliz hukukunda) tımardaki bir kiracının koyun sürülerini kendi arazisini gübrelemek için kullanma ayrıcalığı karşılığında ödediği ücret veya kira faldfee [obsolete] [uk] i.
barınma karşılığında hizmet veren düşük statülü bir toprak sahibine veya bu toprağı hizmet karşılığı kiralayan lorda ait arazi bordland i.
barınma karşılığında hizmet veren düşük statülü kimse bordman i.
menkul eşyaları borç alarak tüketip karşılığında ödeme yapması beklenen kimse mutuary i.
bir şey karşılığında ne tür bir ödeme veya görevlerin gerçekleştirileceğini belirten kloz reddendo i.
(eskiden) bazı kiracıların büyükbaş hayvanlarını tımarları üzerinden pazar veya panayırlara götürme ayrıcalığı karşılığında krallarına veya derebeylerine ödedikleri yıllık ücret drofland i.
güvenlik sağlama karşılığında alınan haraç protection racket i.
rüşvet karşılığında kovuşturma yapmaktan vazgeçmek compound a felony f.
(araziye) tapu senedi karşılığında para ödemek complete f.
daha ciddi suçlamaların reddedilmesi karşılığında daha az ceza gerektiren bir suçlamayı kabul etmek plea bargain f.
Siyasal
askeri hizmet karşılığında şövalyelere verilen toprak tasarruf hakkı knight service i.
çevreyi koruma sözleri karşılığında gelişmekte olan ülkelerin borçlarının iptali debt-for-nature swap i.
Sanayi
(aylık maaş yerine) ücret karşılığında çalışan kimse wage worker i.
belirli ücret karşılığında işe alınan işçinin günlük ücretini almaya hak kazanması için çalışması gereken saat sayısı work day i.
porno setinde keşfedilme umuduyla etrafı temizleyip az ücret karşılığında ufak işlere bakan işçi mope i.
(hizmet ya da ayrılan vakit karşılığında) ödeme yapılmamış unrecompensed s.
ücret karşılığında çalışan (beden veya sanayi işçileri) wage-earning s.
ücret karşılığında çalışan (beden veya sanayi işçileri) propertyless s.
ücret karşılığında çalışan (beden veya sanayi işçileri) working-class s.
ücret karşılığında çalışan (beden veya sanayi işçileri) blue-collar s.
Sigortacılık
ek görev olarak sigortacıya iş getiren ve karşılığında komisyon alan acente part-time agent i.
sigorta sözleşmesi karşılığında verilen ücret premium i.
ölümcül hastalığı olan poliçe sahiplerinden nakit para karşılığında sigorta poliçesi satın alma viatication i.
ölümcül hastalığı olan poliçe sahiplerinden nakit para karşılığında sigorta poliçesi satın alma viaticus i.
Medya
komisyon karşılığında reklam alanı satan kimse space broker i.
komisyon karşılığında reklam alanı satan kimse spacebroker i.
Bilgisayar
reklamlara maruz kalma karşılığında verilen ücretsiz elektronik posta gönderim hizmeti freemail i.
ben senin paylaşımını beğendim sen de karşılığında benimkini beğen anlamında bir ifade like back expr.
Bilişim
bir yardım kuruluşuna bağış karşılığında verilen yazılım lisansı careware i.
Denizcilik
geminin kullanıldığı süre karşılığında kira ödenmesini hükmeden gemi kiralama sözleşmesi catch time charter i.
ücret karşılığında yolcu taşıyan motorlu taşıt jitney i.
Psikoloji
istenen davranışın sergilenmesi karşılığında koşullu sunulan şey reward i.
Tarım
bir çiftçiye mahsulleri karşılığında yapılan ön ödeme voorskot [south africa] i.
tahıl öğütmesi karşılığında ödeme yapılan değirmenci mouterer [scotland] i.
Tarih
anglosakson'lar zamanında ingiltere’de askerlik hizmeti karşılığında kral tarafından toprak verilen hür vatandaş thane i.
anglosaksonlar zamanında ingiltere’de askerlik hizmeti karşılığında kral tarafından toprak verilen hür vatandaş thegn i.
amerika yerlilerine topraklarını kullanma karşılığında ödenen pay headright i.
şövalyelik hizmetinin karşılığında toprak parçası ve post şeklinde yapılan ödeme knight's fee i.
ürünün bir kısmı karşılığında toprağı ekip biçen kimse metayer i.
(orta çağ ingilteresi'nde) derebeyinin büyükbaş hayvanlarını gütme karşılığında alınan arazi drofland i.
(orta çağ ingilteresi'nde) derebeyinin büyükbaş hayvanlarını gütme karşılığında alınan arazi dryfland i.
(antik roma'da) kişileri hizmet karşılığında himaye eden kimse patron i.
belirli ödeme karşılığında vergi memuru görevlendirme farm i.
Dini
tanrının isa'nın çektiği çileler ve ölümü karşılığında insanlığın kurtulacağı vaadi covenant i.
Askeri
askerlere hizmetleri karşılığında mükafat olarak devletçe verilen topraklar bounty lands i.
Müzik
sabit ücret karşılığında sınırsız şarkı dinlenebilen eski bir çevrimiçi müzik hizmeti rhapsody i.
Kütüphanecilik
okuyucuların küçük bir günlük ödeme karşılığında kiralayabileceği kitap koleksiyonu rental collection i.
Latince
alınan şey karşılığında verilen şey quid pro quo i.
verilen şey karşılığında alınan şey ya da alınan karşılığında verilen şey quid pro quo i.
verilen şey karşılığında alınan şey quid pro quo i.
bir şey karşılığında bir şey quid pro quo expr.
Eski Kullanım
(istek karşılığında) iyilik bahşetme indulge f.
Argo
ırkçı bir söylem karşılığında zenciler tarafından dile getirilen tepki blacklash i.
kurbanın parası karşılığında seks yapacağı vaadiyle kandırıldığı bir dolandırıcılık türü murphy i.
kendine veya ailesine işlenen bir suç karşılığında alınan tazminat ghetto lottery [offensive] i.
(ortaya konulan bahisten yüzde veya belirli ücret karşılığında) oyunda olmayan krupiye olmak cut f.
karşılığında ne istiyorsun/ne yapmam gerekiyor? what's the catch? expr.
Modern Argo
para karşılığında her şeyi yaparım afm (anything for money) expr.
belirli bir ücret karşılığında her şeyi yaparım afm (anything for money) expr.