kararsız - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kararsız



"kararsız" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 138 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kararsız irresolute s.
kararsız hesitant s.
kararsız indecisive s.
kararsız unstable s.
General
kararsız shillyshally i.
kararsız fluke i.
kararsız shilly-shally i.
kararsız unresolvedness i.
kararsız dubious s.
kararsız faltering s.
kararsız doubtful s.
kararsız undecided s.
kararsız flukey s.
kararsız inconstant s.
kararsız wobbly s.
kararsız wayward s.
kararsız precarious s.
kararsız lightminded s.
kararsız astable s.
kararsız dillydallied s.
kararsız uncertain s.
kararsız halting s.
kararsız fickle s.
kararsız unsteady s.
kararsız vacillating s.
kararsız light s.
kararsız vagabond s.
kararsız inconsistent s.
kararsız infirm of purpose s.
kararsız undetermined s.
kararsız unresolved s.
kararsız double minded s.
kararsız changeable s.
kararsız astatic s.
kararsız fluxional s.
kararsız baffling s.
kararsız in two minds s.
kararsız fluky s.
kararsız light minded s.
kararsız excursive s.
kararsız flighty s.
kararsız ambivalent s.
kararsız infirm s.
kararsız unsettled s.
kararsız hazy s.
kararsız vague s.
kararsız variable s.
kararsız uncommitted s.
kararsız changeful s.
kararsız changeable s.
kararsız fluctuating s.
kararsız restless s.
kararsız mutable s.
kararsız erratic s.
kararsız rocky s.
kararsız hesitative s.
kararsız indetermined s.
kararsız undecisive s.
kararsız unstable s.
kararsız double-minded s.
kararsız self-centered s.
kararsız namby-pamby s.
kararsız indeterminate s.
kararsız instable s.
kararsız labile s.
kararsız uneven s.
kararsız self-centred s.
kararsız vagarious s.
kararsız adrift s.
kararsız casual s.
kararsız temperamental s.
kararsız labile s.
kararsız ticklish s.
kararsız tipsy s.
kararsız undecidable s.
kararsız errabund s.
kararsız erratical s.
kararsız unsad s.
kararsız unstaged s.
kararsız unstaid s.
kararsız unsteadfast s.
kararsız unsure s.
kararsız wabbly s.
kararsız light s.
kararsız vacillant s.
kararsız vacillant s.
kararsız various [obsolete] s.
kararsız volage s.
kararsız weak-willed s.
kararsız light-minded s.
kararsız wifty s.
kararsız willsome s.
kararsız lubricious s.
kararsız lubricous s.
kararsız hanging s.
kararsız harlot s.
kararsız helter-skelter s.
kararsız hit-or-miss s.
kararsız on-again, off-again [us] s.
kararsız opinative s.
kararsız illegitimate s.
kararsız distraught s.
kararsız comical [dialect] [uk] s.
kararsız feeble s.
kararsız feebleminded [obsolete] s.
kararsız feeble-minded [obsolete] s.
kararsız planetary s.
kararsız doddered s.
kararsız flooky s.
kararsız fluxionary s.
kararsız fluxionary s.
kararsız shillyshally s.
kararsız soft s.
kararsız unsteadily zf.
Colloquial
kararsız temperamental s.
kararsız on the fence s.
kararsız in two minds expr.
Idioms
kararsız torn about s.
kararsız undecided s.
kararsız of two minds s.
kararsız on the knees of the gods expr.
kararsız on again, off again expr.
kararsız off again, on again expr.
kararsız on the borderline expr.
Trade/Economic
kararsız floating s.
kararsız inconstant s.
kararsız instable s.
kararsız variable s.
kararsız flexible s.
kararsız changeant (fr) s.
Technical
kararsız instable s.
kararsız unstable s.
Medical
kararsız labile s.
Chemistry
kararsız labile i.
Meteorology
kararsız unstable s.
Geology
kararsız erratic s.
Archaic
kararsız fluxible s.
kararsız fluxile s.

"kararsız" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 205 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kararsız olmak dither f.
kararsız olmak be undecided f.
General
kararsız olan kimse waverer i.
kararsız olma excursiveness i.
kararsız durum unstable state i.
kararsız kimse totterer i.
kararsız olma vacillancy i.
kararsız durum vague i.
kararsız kimse vane i.
arpacı kumrusu gibi düşünen kararsız kimse hamlet i.
kararsız kimse mugwump i.
kararsız kimse ditherer i.
kararsız veya kaçamaklı tavır go-round i.
(anket yanıtlarında) kararsız don't-know i.
kararsız kimse don't-know i.
(anket yanıtlarında) kararsız don't-know i.
kararsız kimse don't-know i.
bir konuda kararsız olan kimse doubtful i.
kararsız kimse feeble [obsolete] i.
kararsız kimse fencesitter i.
kararsız kimse fence-sitter i.
kararsız kimse invertebrate i.
kararsız kalan kimse shilly-shally i.
kararsız olmak doubt f.
kararsız olmak back and fill f.
kararsız olmak pendulate f.
kararsız olmak seesaw f.
kararsız olmak be hazy about f.
kararsız olmak oscillate f.
kararsız olmak vacillate f.
kararsız olmak be uncertain f.
kararsız olmak sit on the fence f.
hakkında kararsız olmak be unsettled about f.
kararsız olmak fluctuate f.
kararsız olmak waver f.
kararsız olmak wobble f.
kararsız kalmak be undecided (between different opinions) f.
kararsız kalmak waver f.
kararsız kalmak be irresolute (between different opinions) f.
kararsız kalmak vacillate f.
kararsız kalmak be doubtful about f.
kararsız olmak be doubtful about f.
kararsız kalmak vibrate f.
kararsız kalmak be undecided about something f.
kararsız kalmak be undecided f.
bir şey hakkında kararsız kalmak be undecided about something f.
bir konuda (henüz) karar vermemiş/kararsız olmak reserve one's judgment f.
kararsız kalmak vacillate f.
kararsız kalmak remain unsettled f.
kararsız olmak teeter f.
kararsız olmak tiddle [dialect] f.
kararsız kalmak totter [obsolete] f.
kararsız olmak hang f.
kararsız davranmak zig f.
kararsız davranmak zag f.
kararsız olmak wabble f.
kararsız olmak whiffle f.
kararsız olmak wibble f.
kararsız olmak haver [uk] f.
kararsız olmak chop f.
kararsız kalmak chop f.
kararsız olmak stand f.
en kararsız wobbliest s.
kararsız (bir hareket) tentative s.
daha kararsız wobblier s.
kararsız veya uyumuz öğeler içeren mixed s.
kararsız veya uyumuz öğeler bulunduran mixed s.
aşı olmakta kararsız vaccine-hesitant s.
kararsız bir şekilde ambivalently zf.
kararsız bir biçimde flightily zf.
kararsız bir şekilde irresolutely zf.
kararsız bir şekilde unsteadfastly zf.
kararsız bir şekilde mutably zf.
kararsız bir şekilde shillyshally zf.
Phrasals
(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında kararsız olmak hover between (something) and (something else) f.
(bir şeyle diğeri/iki şey) kararsız kalmak hover between (something) and (something else) f.
(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında kararsız olmak hover between something (and something else) f.
(bir şeyle diğeri/iki şey) kararsız kalmak hover between something (and something else) f.
arasında kararsız bırakmak tear between f.
iki kişi arasında kararsız kalmak waver between someone and someone else f.
iki seçenek arasında kararsız kalmak oscillate between someone and someone f.
kararsız olmak waffle on/over something f.
kararsız olmak waffle around f.
kararsız olmak waffle about f.
...arasında kararsız kalmak vacillate between f.
(iki şey arasında) kararsız kalmak/karar verememek hover between (something) and (something else) f.
(iki şey arasında) kararsız kalmak/karar verememek hover between something (and something else) f.
(iki veya daha fazla şey/kişi) arasında kararsız kalmak split between (two or more people or things) f.
(iki kişi/iki şey) arasında kararsız kalmak vacillate between (one person or thing) and (another) f.
tereddütte/kararsız bırakmak twist up f.
(biriyle başka biri) arasında kararsız olmak fluctuate between (someone and someone else) f.
(bir şeyle bir şey) arasında kararsız kalmak fluctuate between (something) and (something) f.
arasında kararsız olmak hover between f.
arasında kararsız kalmak hover between f.
(bir şeyle diğeri/iki şey) arasında kararsız kalmak hover between (something) and (something else) f.
(iki seçenek) arasında kararsız kalmak oscillate between f.
(iki kişi veya şey) arasında kararsız kalmak oscillate between (two people or things) f.
arasında kararsız kalmak split between f.
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında kararsız kalmak waver between (someone or something) and (someone or something else) f.
Colloquial
kararsız, tutarsız kişi wishy-washy person i.
kararsız kalma shilly-shallying i.
kararsız kalan fence hanger i.
kararsız kalmak shilly-shally f.
kararsız olmak yo-yo f.
birini kararsız bırakmak have someone coming and going f.
kararsız kalmak be of two minds f.
kararsız kalmak be in two minds f.
kararsız kalmış on the fence s.
(bir konuda) kararsız on the fence (about something) s.
(bir konuda) kararsız kalmış on the fence (about something) s.
Idioms
kararsız kalma a second thought i.
kararsız kimse limp dishrag i.
kararsız kimse limp rag i.
kararsız kimse wet dishrag i.
kararsız kimse wet rag i.
kararsız kalmak have (someone) coming and going f.
kararsız kalmak um and ah f.
bir konuda kararsız kalmak sit on the fence about something f.
bir konuda kararsız kalmak be on the fence about something f.
kararsız kalmak be in/of two minds f.
kararsız olmak blow hot and cold f.
kararsız kalmak be in two minds about f.
kararsız kalmak sit on the fence f.
kararsız kalmak straddle the fence f.
iki şey arasında kararsız kalmak sway to and fro f.
kararsız olmak back and fill [us] f.
bir şeyle/bir şeyi yapmakla ilgili kararsız kalmak be in two minds about something/about doing something [uk] f.
bir şeyle/bir şeyi yapmakla ilgili kararsız kalmak be of two minds about something/about doing something) [us] f.
(biri) kararsız olmak be scratching (one's) head f.
kararsız olmak be scratching your head f.
kararsız olmak be sitting on the fence f.
kararsız kalmak be sitting on the fence f.
kararsız olmak be wishy-washy f.
kararsız olmak hem and haw f.
kararsız olmak blow hot and cold f.
(bir şey yapmak) konusunda kararsız reluctant to (do something) s.
yapmak konusunda kararsız reluctant to do s.
(iki kişi/şey) arasında kararsız kalmış torn between (people or things) s.
belirsiz/kararsız bir durumda at a stand expr.
kararsız kalmış in a quandary expr.
(biriyle/bir şeyle) ilgili kararsız up in the air about (someone or something) expr.
Trade/Economic
kararsız denge unstable equilibrium i.
kararsız seçmen floating vote i.
Politics
kararsız oy swing vote i.
kararsız seçmenler floating voter i.
kararsız seçmenler swing voter i.
Technical
kararsız denge unstable equilibrium i.
kararsız denge equilibrium unstable i.
kararsız ortam unstable environment i.
kararsız zemin unstable ground i.
kararsız kompleks sülfitler unstable complex sulfides i.
kararsız devre astable circuit i.
kararsız multivibratör astable multivibrator i.
kararsız durum unstable state i.
kararsız kum unstable sand i.
kararsız hal unstable state i.
kararsız sistem unstable system i.
Computer
kararsız durum quasistable state i.
kararsız durum metastable state i.
kararsız dizge unstable system i.
Informatics
kararsız sistem unstable system i.
kararsız durum unstable state i.
Telecom
kararsız devre astable circuit i.
kararsız çoklu devre astable  multivibrator i.
Electric
kararsız devre astable circuit i.
Construction
kararsız zemin unstable soil i.
Automotive
kararsız rölanti poor idling i.
Marine
kararsız rüzgar baffling wind i.
Medical
kararsız angina unstable angina i.
sekonder kararsız angina pektoris secondary unstable angina pectoris i.
Pharmaceutics
derin ven trombozu, kalp krizi ve kararsız anjina tedavisinde kullanılan bir ilaç enoxaparin i.
Food Engineering
kararsız durum unsteady state i.
kararsız koşul unsteady state i.
kararsız hal unsteady state i.
Physics
kararsız denge durumu unstable equilibrium i.
protonun anti maddesi olan kararsız negatif yüklü proton antiproton i.
yüksek enerjili parçacık çarpışması sonucu ortaya çıkan kararsız mezon k particle i.
yüksek enerjili parçacık çarpışması sonucu ortaya çıkan kararsız mezon kappa-meson i.
yüksek enerjili parçacık çarpışması sonucu ortaya çıkan kararsız mezon kaon i.
yüksek enerjili parçacık çarpışması sonucu ortaya çıkan kararsız mezon k-meson i.
kararsız parçacığın foton emisyonu ile bozunması gamma decay i.
kütlesi elektrondan 207 kat daha büyük olan kararsız bir lepton muon i.
kütlesi elektronunkinden 3273 kat daha fazla olup baryon olarak sınıflandırılan kararsız ve negatif yüklü bir temel parçacık omega minus i.
istatiksel olarak kararsız olan hyperstatic s.
Chemistry
sadece çözeltide ve nitrit tuzlarında bulunan kararsız bir inorganik asit nitrous acid i.
tiyosiyanat tuzunun damıtılmasıyla elde edilebilen kararsız bir asit thiocyanic acid i.
halojenlerin tiyosiyanat üzerindeki etkisiyle elde edilen kararsız bir sıvı bileşik thiocyanogen i.
sülfonik asitlerden türetilmiş bir dizi kararsız asitten herhangi biri thiosulfonic acid i.
karbon disülfürün alkali sülfitler ile reaksiyonu sonucu elde edilen kararsız bir asit trithiocarbonic acid i.
kararsız sıvı unstable liquid i.
halojen grubunun en ağır elementi olan kararsız radyoaktif bir element astatine i.
mangan dioksit ve bir bazın tepkimesinden oluşan bir dizi kararsız tuzdan her biri manganite i.
çözeltide ve tuzlarında bulunup ağartıcı ve oksitleyici olarak kullanılan zayıf bir kararsız asit hypochlorous acid i.
osmiyumdan türetilip sülfüröz aside benzeyen ve kararsız tuzlar oluşturan bir asit osmious acid i.
Zoology
(at) engel önünde kararsız kalan sticky s.
Agriculture
kararsız hava changeable weather i.
kararsız hava unstable weather i.
Philosophy
yeni dönem felsefe ile ilişkilendirilen yumuşak veya kararsız dil mellowspeak i.
Environment
akiferdeki kararlı ve kararsız akım steady and unsteady flow in the aquifer i.
kararsız aerodinamik kuvvet unsteady aerodynamic force i.
kararsız değişken akım unsteady varied flow i.
Geology
kararsız akım koşulları transient-flow conditions i.
kararsız fenomen erratic phenomena i.
Latin
kararsız kalabalık mobile vulgus (the fickle crowd) i.
Archaic
kararsız davranmak range f.