Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
karşıt
"karşıt"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 51 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
karşıt
opposed
s.
2
Yaygın Kullanım
karşıt
opponent
s.
3
Yaygın Kullanım
karşıt
contrary
s.
4
Yaygın Kullanım
karşıt
opposite
s.
General
5
Genel
karşıt
objector
i.
6
Genel
karşıt
counterpart
i.
7
Genel
karşıt
encounterer
i.
8
Genel
karşıt
contrast
i.
9
Genel
karşıt
diagonial [obsolete]
i.
10
Genel
karşıt
antithetical
s.
11
Genel
karşıt
adverse
s.
12
Genel
karşıt
antipathetical
s.
13
Genel
karşıt
antipathetic
s.
14
Genel
karşıt
jarring
s.
15
Genel
karşıt
retrograde
s.
16
Genel
karşıt
contradictory
s.
17
Genel
karşıt
anti
s.
18
Genel
karşıt
antithetic
s.
19
Genel
karşıt
converse
s.
20
Genel
karşıt
averse
s.
21
Genel
karşıt
reciprocating
s.
22
Genel
karşıt
inimical
s.
23
Genel
karşıt
opposite
s.
24
Genel
karşıt
reverse
s.
25
Genel
karşıt
contrary
s.
26
Genel
karşıt
cross
s.
27
Genel
karşıt
reciprocal
s.
28
Genel
karşıt
abhorrent
s.
29
Genel
karşıt
adversary
s.
30
Genel
karşıt
alien
s.
31
Genel
karşıt
antipathous
s.
32
Genel
karşıt
retrograde [obsolete]
s.
33
Genel
karşıt
gainful
s.
34
Genel
karşıt
diagonial [obsolete]
s.
35
Genel
karşıt
contrair [scotland]
s.
36
Genel
karşıt
contrariant
s.
37
Genel
karşıt
contrarious [obsolete]
s.
38
Genel
karşıt
contrariwise
s.
39
Genel
karşıt
singular
s.
40
Genel
karşıt
polar
s.
41
Genel
karşıt
athwart
zf.
42
Genel
karşıt
thwart
zf.
43
Genel
karşıt
contra
ed.
Trade/Economic
44
Ticaret/Ekonomi
karşıt
opponent
i.
45
Ticaret/Ekonomi
karşıt
reverse
s.
Technical
46
Teknik
karşıt
contrast
i.
47
Teknik
karşıt
cross
s.
Construction
48
İnşaat
karşıt
reciprocal
i.
Biochemistry
49
Biyokimya
karşıt
antagonist
i.
Marine Biology
50
Deniz Biyolojisi
karşıt
correspondence
i.
Philosophy
51
Felsefe
karşıt
contrary
s.
"karşıt"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 312 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
karşıt duyguların birlikte yaşanması
ambivalence
i.
2
Genel
karşıt tepki oluşturma
reaction formation
i.
3
Genel
karşıt uç
pole
i.
4
Genel
karşıt anlamlı
antonym
i.
5
Genel
karşıt anlamlı kelime
opposite word
i.
6
Genel
karşıt anlamlı sözcük
antonym
i.
7
Genel
iki karşıt gruba bölünme
dichotomy
i.
8
Genel
karşıt şey
counter
i.
9
Genel
karşıt parçacık
antiparticle
i.
10
Genel
karşıt düşüncede olma
dissent
i.
11
Genel
karşıt anlamlı sözcük
converse
i.
12
Genel
karşıt görüşlü kimse
dissenter
i.
13
Genel
karşıt anlamlılar
antonyms
i.
14
Genel
karşıt etkili kas
antagonist
i.
15
Genel
karşıt yönlü arabağ
contradirectional interface
i.
16
Genel
karşıt karakterler
opposite characters
i.
17
Genel
karşıt karakterler
opposing characters
i.
18
Genel
karşıt görüş
opposing view
i.
19
Genel
karşıt görüş
counter-view
i.
20
Genel
karşıt/muhalif görüş
an opposing view
i.
21
Genel
karşıt fikirliler
naysayers
i.
22
Genel
karşıt duyguların birlikte yaşanması
ambivalency
i.
23
Genel
karşıt görüşlü kimse
dissident
i.
24
Genel
karşıt görüşlü öğrenciler
rival student groups
i.
25
Genel
karşıt görüşlü öğrenciler
students with opposing views
i.
26
Genel
karşıt boya
counterstain
i.
27
Genel
münazarada karşıt görüşü temsil eden taraf
negative
i.
28
Genel
gerçek dışı veya mantıksız özellikteki karşıt durum
alternative
i.
29
Genel
karşıt tip
antitype
i.
30
Genel
tek tip görüşün hakim olduğu, karşıt görüşlerin desteklenmeyip aşağılandığı kurum veya ortam
echo chamber
i.
31
Genel
karşıt grup, fikir veya faaliyetlerin dikkatle dengelenmesini gerektiren durum
balancing act
i.
32
Genel
karşıt görüşlü olma
unpeaceableness [obsolete]
i.
33
Genel
karşıt görüşe tahammülsüzlük
zealotry
i.
34
Genel
karşıt kültürü benimseyen zengin ve başarılı kimse
bobo
i.
35
Genel
bütünün iki karşıt parça ile ifade edildiği kapsamlama
merism
i.
36
Genel
iki karşıt gücün veya niteliğin birleştiği unsur
hermaphrodite
i.
37
Genel
bohem karşıt kültürünün bir üyesi
hipster
i.
38
Genel
karşıt görüşte olma
hostility
i.
39
Genel
karşıt olan şey
opposite
i.
40
Genel
karşıt oluşumlar arasındaki ilişki
oppositeness
i.
41
Genel
karşıt veya çelişen düşünceleri yan yana getirip bunların arasındaki çelişkiyi çözmeye çalışan sistematik akıl yürütme
dialectic
i.
42
Genel
karşıt veya çelişen düşünceleri yan yana getirip bunların arasındaki çelişkiyi çözmeye çalışan sistematik açıklama
dialectic
i.
43
Genel
karşıt veya çelişen düşünceleri yan yana getirip bunların arasındaki çelişkiyi çözmeye çalışan sistematik tartışma
dialectic
i.
44
Genel
karşıt kimse
dissentient
i.
45
Genel
karşıt görüşlü kimseler
dissidents
i.
46
Genel
karşıt kişilik
doppelganger
i.
47
Genel
karşıt görüş
pole
i.
48
Genel
karşıt tutum
pole
i.
49
Genel
karşıt etki yapan şey
counter
i.
50
Genel
karşıt yönde öneri
counter project
i.
51
Genel
karşıt yönde öneri
counterproject
i.
52
Genel
karşıt ajan
counteractive
i.
53
Genel
karşıt hareket eden kimse
counteragent
i.
54
Genel
karşıt sav
counterargument
i.
55
Genel
(başka bir gösterime) karşıt gösterim yapan kimse
counterdemonstrator
i.
56
Genel
karşıt görüntü
counterimage
i.
57
Genel
karşıt önlem
counterstep
i.
58
Genel
karşıt tarz
counterstyle
i.
59
Genel
karşıt sözcük
counterterm
i.
60
Genel
karşıt durum, güç veya görüşlerin çatışması
crossfire
i.
61
Genel
karşıt şey
inverse
i.
62
Genel
karşıt önerme
contrary
i.
63
Genel
karşıt görüşlü kimse
disassenter
i.
64
Genel
müzakere grubunda karşıt görüşlü üye sayısının oylama yoluyla belirlenmesi
division
i.
65
Genel
karşıt görüşte olmak
disagree
f.
66
Genel
kendi görüşlerinin doğruluğunu ölçmek için karşıt görüşlerin savunmasını yapmak
play the devil's advocate
f.
67
Genel
karşıt olmak
jar
f.
68
Genel
karşıt gerekçe sunmak
deprecate
f.
69
Genel
karşıt fikir ileri sürmek
deprecate
f.
70
Genel
karşıt görüşlü olmak
dissonate
f.
71
Genel
(hanedan armalarında) karşıt bölümdeki renkle tasvir etmek
counterchange
f.
72
Genel
(hanedan armalarında) bölme çizgisinin karşıt taraflarındaki renkleri tersine çevirmek
counterchange
f.
73
Genel
karşıt hareket etmek
countermove
f.
74
Genel
karşıt hareket etmek
counter-move
f.
75
Genel
karşıt taraflara ayırmak
divide
f.
76
Genel
karşıt fikir belirten
adversative
s.
77
Genel
karşıt olan
opposite
s.
78
Genel
karşıt olan
antithetical
s.
79
Genel
karşıt anlamlı
antonymous
s.
80
Genel
karşıt görüşlü
dissident
s.
81
Genel
karşıt görüşlü
dissentient
s.
82
Genel
iki karşıt anlamlı
left-handed
s.
83
Genel
tamamen karşıt
diametrical
s.
84
Genel
karşıt görüşlü
unpeaceable
s.
85
Genel
birbirine karşıt iki farklı fikirde olan
bipolar
s.
86
Genel
karşıt iki nitelikte olan
bipolar
s.
87
Genel
tamamen karşıt
diametral [obsolete]
s.
88
Genel
tamamen karşıt
diametric
s.
89
Genel
karşıt görüşlü
dissonant
s.
90
Genel
karşıt kutupla ilgili
contrapuntal
s.
91
Genel
alanın karşıt bölümünün rengindeki (arma figürü parçası)
counterchanged
s.
92
Genel
(hanedan armalarında) bölme çizgisinin karşıt taraflarında ters çevrilmiş renkleri olan
counterchanged
s.
93
Genel
karşıt olarak
antipathetically
zf.
94
Genel
karşıt bir şekilde
aversely
zf.
95
Genel
karşıt olarak
antithetically
zf.
96
Genel
karşıt bir görüşte olma
disagreeingly
zf.
97
Genel
karşıt bir şekilde
opposedly
zf.
98
Genel
karşıt evreli
in opposition
zf.
99
Genel
karşıt pozisyonda
opposite
zf.
100
Genel
karşıt etki oluşturacak şekilde
counteractively
zf.
101
Genel
-e karşıt
inimical to
ed.
102
Genel
-e karşıt
repugnant to
ed.
103
Genel
karşıt, zıt anlamı veren ön ek
enantio-
ök.
104
Genel
karşıt anlamına gelen bir ön ek
wither- [uk/scotland]
ök.
105
Genel
karşıt anlamı veren ön ek
counter-
ök.
106
Genel
karşıt anlamı veren ön ek
dis-
ök.
107
Genel
karşıt görüşte
at square [obsolete]
expr.
108
Genel
karşıt bir şekilde
overthwartly [obsolete]
zf.
Phrasals
109
Öbek Fiiller
aynı anda iki karşıt tarafı desteklemek
run with
f.
110
Öbek Fiiller
iki karşıt görüşü aynı anda desteklemek
run with
f.
111
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) karşıt tutum sergilemek
slant against (someone or something)
f.
112
Öbek Fiiller
bir şeyi (birine/bir şeye) karşıt tutum yaratacak şekilde yazmak/göstermek
slant against (someone or something)
f.
113
Öbek Fiiller
(biriyle biri/bir şey hakkında) karşıt görüşlere sahip olmak
disagree (with someone) (about someone or something)
f.
114
Öbek Fiiller
(biriyle biri/bir şey hakkında) karşıt görüşlere sahip olmak
disagree (with someone) (on someone or something)
f.
115
Öbek Fiiller
(biriyle bir şey hakkında/bir konuda) karşıt görüşlere sahip olmak
disagree with (one) on (something)
f.
116
Öbek Fiiller
(biriyle/bir şeyle) karşıt görüşlere sahip olmak
disagree with (someone or something)
f.
117
Öbek Fiiller
(bir grubu) iki karşıt gruba bölmek
polarize (one group of people) into (two groups of people)
f.
118
Öbek Fiiller
karşıt gruplara bölmek
polarize into
f.
119
Öbek Fiiller
'-e karşıt tutum sergilemek
slant against
f.
Phrases
120
İfadeler
sırf zıtlaşmak için karşıt görüşü savunan kimse
devils advocate
i.
121
İfadeler
aksi/ters/zıt/karşıt yönde
by contraries [obsolete]
zf.
Colloquial
122
Konuşma Dili
karşıt görüşte
at odds
expr.
123
Konuşma Dili
karşıt/ayrı gruplar
us and them
expr.
Idioms
124
Deyim
karşıt taraflar arası çekişme
a straight fight
i.
125
Deyim
kendi iç ilişkileri bozulduğu için karşıt gruptan daha fazla zarar gören müttefikler
circular firing squad
i.
126
Deyim
bir şeyin iki karşıt yönü
two sides of the same shield
i.
127
Deyim
bir şeyin iki karşıt yönü
two sides of a shield
i.
128
Deyim
aynı meselenin iki farlı/karşıt yönü
two sides of a shield
i.
129
Deyim
iki karşıt gruba ayrılmak/bölünmek
split something down the middle
f.
130
Deyim
iki karşıt görüşü aynı anda desteklemek
run with the hare, hunt with the hounds
f.
131
Deyim
(biriyle/bir şeyle) karşıt görüşte olmak
run foul of (someone or something)
f.
132
Deyim
ile karşıt görüşte olmak
run foul of
f.
133
Deyim
iki karşıt grubu birbirine düşürüp çıkar sağlamak
play both sides against the middle
f.
134
Deyim
kendi görüşlerinin doğruluğunu/gücünü ölçmek için karşıt görüşlerin savunmasını yapmak
be (the) devil's advocate
f.
135
Deyim
karşıt olunan birini temsil eden bir şeyi yakmak
burn (one) in effigy
f.
136
Deyim
iki karşıt taraf içinde
in the line of fire
expr.
137
Deyim
iki karşıt tarafta
on opposite sides of the barricade
expr.
138
Deyim
iki karşıt tarafta
on opposite sides of the barricades
expr.
139
Deyim
farklı/karşıt amaçlar güderek
at cross-purposes
expr.
140
Deyim
karşıt görüşlerle
at cross-purposes
expr.
141
Deyim
(biriyle/bir şeyle) karşıt görüşte
at odds with (someone or something)
expr.
142
Deyim
biriyle karşıt görüşte
at odds with someone
expr.
Trade/Economic
143
Ticaret/Ekonomi
karşıt iddia
adverse claim
i.
144
Ticaret/Ekonomi
karşıt hesap
per contra item
i.
145
Ticaret/Ekonomi
karşıt görüş prosedürü
contradictory procedure
i.
146
Ticaret/Ekonomi
karşıt tez
anti-thesis
i.
147
Ticaret/Ekonomi
karşıt inceleme
cross audit
i.
148
Ticaret/Ekonomi
karşıt birim
quote currency
i.
149
Ticaret/Ekonomi
karşıt görüş
anti-thesis
i.
150
Ticaret/Ekonomi
kutupsal karşıt
polar opposite
i.
151
Ticaret/Ekonomi
ticarete karşıt yönlü büyüme
anti-trade-biased growth
i.
Law
152
Hukuk
karşıt suçlama
recrimination
i.
153
Hukuk
karşıt inceleme
counter verification
i.
154
Hukuk
karşıt iddia
countercharge
i.
155
Hukuk
karşıt itham
counteraccusation
i.
156
Hukuk
karşıt suçlama
countercharge
i.
157
Hukuk
karşıt tanık
adverse witness
i.
158
Hukuk
karşıt suçlama
counteraccusation
i.
159
Hukuk
karşıt iddia
counteraccusation
i.
160
Hukuk
karşıt itham
countercharge
i.
161
Hukuk
(kanunu) eskisini yürürlükten kaldırmak yerine yeni ve karşıt bir kanun çıkararak dolaylı olarak iptal etmek
obrogate
f.
Politics
162
Siyasal
karşıt görüşlerin ifade edilmesini temin etmek üzere atanan kurul
fairness commission
i.
163
Siyasal
(politika veya uluslararası ilişkilerde) karşıt hiziplerin niyetlerini gizli tutarak üstünlük elde etmeye çalışması
guessing game
i.
164
Siyasal
toplumdaki karşıt grupların yönetime katıldığı siyasi örgütlenme
power-sharing
i.
165
Siyasal
karşıt parti ile hareket etmek
crossing the floor
f.
166
Siyasal
karşıt iki gruba ayrılarak oy kullanmak
divide
f.
167
Siyasal
karşıt görüşlü
dissident
s.
Media
168
Medya
haberden ziyade yazarın bir konudaki yorumunu/karşıt görüşünü belirten yazı
op-ed piece
i.
Technical
169
Teknik
karşıt madde
antimatter
i.
170
Teknik
karşıt özdek
antimatter
i.
171
Teknik
karşıt önelcik
antiproton
i.
172
Teknik
karşıt bakışım
antisymmetry
i.
173
Teknik
karşıt katot
anticathode
i.
174
Teknik
karşıt kod sözlüğü
reverse code dictionary
i.
175
Teknik
karşıt levhalı damper
opposed blade damper
i.
176
Teknik
karşıt ağırlık
balance weight
i.
177
Teknik
karşıt-referans programı
cross-reference program
i.
178
Teknik
karşıt yerdeğişimlik
anti commutation
i.
179
Teknik
karşıt eksi uç
anticathode
i.
180
Teknik
karşıt hareketli tablalı taşlama tezgahı
reciprocating table grinding machine
i.
181
Teknik
karşıt ılıncık
antineutron
i.
182
Teknik
karşıt parçacık
antiparticle
i.
183
Teknik
karşıt pistonlu makine
opposed piston engine
i.
184
Teknik
karşıt poligon
reciprocal polygon
i.
185
Teknik
karşıt bileşke poligonu
bow's polygon
i.
186
Teknik
karşıt kanatlı damper
opposite blade damper
i.
187
Teknik
karşıt çekincik
antinucleon
i.
188
Teknik
iki karşıt noktasından birer kablo geçen ve gaz halindeki karışımları elektrik kıvılcımı ile patlatmaya yarayan dayanıklı cam boru
detonating tube
i.
189
Teknik
karşıt uçlar arasında ileri geri değişiklik yapma
oscillation
i.
190
Teknik
karşıt gölgeli
countershaded
s.
191
Teknik
karşıt gölgeli
countershading
s.
Computer
192
Bilgisayar
karşıt yönlü arabağ
contradirectional interface
i.
193
Bilgisayar
karşıt yönlü arayüz
contradirectional interface
i.
194
Bilgisayar
karşıt’-referans programı
cross-reference program
i.
195
Bilgisayar
karşıt referans programı
cross reference program
i.
196
Bilgisayar
karşıt kod sözlüğü
reverse code dictionary
i.
197
Bilgisayar
karşıt sunucu
reverse proxy
i.
198
Bilgisayar
karşıt bir internet forumunun kullanıcıları tarafından başka bir topluluğa koordineli bir şekilde yapılan çevrimiçi saldırı
brigade
i.
199
Bilgisayar
karşıt bir internet forumunun kullanıcıları tarafından başka bir topluluğa koordineli bir şekilde yapılan çevrimiçi saldırı
brigading
i.
200
Bilgisayar
karşıt evreli
in opposition
s.
Telecom
201
Telekom
karşıt işaret
anti-sign
i.
Mechanic
202
Mekanik
karşıt silindirli (motor)
opposed
s.
Automotive
203
Otomotiv
karşıt silindirli motor
opposed cylinder engine
i.
204
Otomotiv
karşıt ses
anti-sound
s.
Aeronautic
205
Havacılık
kanatçık karşıt ağırlığı
aileron balance
i.
206
Havacılık
karşıt yönde hareket eden aynı frekanstaki iki dalganın sonucu olarak bir anten veya transmisyon hat
standing waves
i.
207
Havacılık
karşıt frenle basıncı
braking thrust
i.
Marine
208
Denizcilik
rüzgarın karşıt yönünde
in the eye of the wind
expr.
Medical
209
Medikal
savaşılan hastalığın belirtilerine karşıt belirtiler yaratan ilaç tedavileri uygulayan doktor
allopath
i.
210
Medikal
karşıt hareket
opposite movement
i.
211
Medikal
karşıt uyarıcılık
rasorism
i.
212
Medikal
karşıt uyarıcılık
contrastimulism
i.
213
Medikal
karşıt-düzenlenme
counterregulation
i.
214
Medikal
savaşılan hastalığın belirtilerine karşıt belirtiler yaratan ilaç kullanımına ait veya ilgili
allopathic
s.
Psychology
215
Psikoloji
karşıt süreç teorisi
opponent process theory
i.
216
Psikoloji
karşıt olma bozukluğu
oppositional defiant disorder (odd)
i.
217
Psikoloji
karşıt tepki
reaction formation
i.
218
Psikoloji
karşıt tepkiler kurma
reaction-formation
i.
219
Psikoloji
karşıt giysicilik
transvestism
i.
220
Psikoloji
karşıt tutumu savunma
counterattitudinal advocacy
i.
Dentistry
221
Diş Hekimliği
(diş) çene kapandığında karşıt dişin yüzeyiyle temas etmek
occlude
f.
Physiology
222
Fizyoloji
karşıt etkili kas
agonist
i.
223
Fizyoloji
karşıt yan refleks
contralateral reflex
i.
Food Engineering
224
Gıda
karşıt akım
countercurrent flow
i.
225
Gıda
karşıt hareketli pompa
positive-displacement pump
i.
226
Gıda
karşıt boya
counter stain
i.
227
Gıda
karşıt etkileşim
antagonism
i.
Math
228
Matematik
karşıt ters
contrapositive
s.
Geometry
229
Geometri
bir çap boyunca karşıt noktalarda bulunma
antipodal
i.
230
Geometri
bir çap boyunca karşıt noktalarda bulunma
diametrical opposition
i.
231
Geometri
bir çap boyunca karşıt noktalarda bulunma
antipodal opposition
i.
Logic
232
Mantık
karşıt önerme
contradictory
i.
233
Mantık
karşıt terim
contradictory
i.
Statistics
234
İstatistik
faktör karşıt tezi
factor antithesis
i.
235
İstatistik
karşıt hipotez
alternative hypothesis
i.
236
İstatistik
karşıt etkili regresyon fonksiyonu
antitonic regression function
i.
237
İstatistik
karşıt dereceleme
contragraduation
i.
Physics
238
Fizik
karşıt nötrino
antineutrino
i.
239
Fizik
karşıt nötron
antineutron
i.
240
Fizik
karşıt proton
antiproton
i.
241
Fizik
karşıt-kendi-dual kütle çekimi
anti-self-dual gravity
i.
242
Fizik
karşıt özdek
antimatter
i.
243
Fizik
karşıt de sitter uzayı
anti-de sitter space
i.
244
Fizik
karşıt yerçekimi
anti-gravity
i.
245
Fizik
karşıt kütleçekimi
anti-gravity
i.
246
Fizik
(atomaltı partikül) karşıt parçacığı ile aynı olan
self-conjugate
s.
Chemistry
247
Kimya
iki paralel ve iki karşıt yüzeyden oluşan bir kristal formu
pinacoid
i.
248
Kimya
iki paralel ve iki karşıt yüzeyden oluşan bir kristal formu
pinakoid
i.
Biology
249
Biyoloji
zıt/karşıt etkili etken madde
counteragent
i.
250
Biyoloji
folik aside karşıt olarak çalışan ve hücresel çoğalmayı sınırlayan bir toksik antimetabolit
amethopterin
i.
251
Biyoloji
folik aside karşıt olarak çalışan ve hücresel çoğalmayı sınırlayan bir toksik antimetabolit
methotrexate sodium
i.
252
Biyoloji
folik aside karşıt olarak çalışan ve hücresel çoğalmayı sınırlayan bir toksik antimetabolit
methotrexate
i.
253
Biyoloji
bir organizma ile diğerinin salgıladığı metabolik maddeler arasındaki karşıt ilişki
antibiosis
i.
Biochemistry
254
Biyokimya
karşıt dizgi
anticodon
i.
255
Biyokimya
karşıt dönüş
antiparallel spin
i.
Marine Biology
256
Deniz Biyolojisi
karşıt etkin
antimetabolite
i.
257
Deniz Biyolojisi
karşıt dönü
antiparallel spin
i.
258
Deniz Biyolojisi
karşıt koşut
antiparallel
i.
259
Deniz Biyolojisi
karşıt akım
countercurrent
i.
260
Deniz Biyolojisi
karşıt-akım
counter current
i.
261
Deniz Biyolojisi
karşıt etkinlik
antagonism
i.
262
Deniz Biyolojisi
karşıt özdek
antibody
i.
263
Deniz Biyolojisi
karşıt-akım
countercurrent flow
i.
264
Deniz Biyolojisi
karşıt yükün
counter ion
i.
265
Deniz Biyolojisi
karşıt etkin
antagonist
i.
266
Deniz Biyolojisi
karşıt özdek
anti-matter
i.
Astronomy
267
Gökbilim
güneşin tepe noktasına karşıt yöndeki nokta
antapex
i.
268
Gökbilim
karşıt konumda olan ay veya gezegeni dünya ve güneşle bağlayan düz çizgi
line of syzygies
i.
269
Gökbilim
gökyüzünde karşıt nokta
opposite [obsolete]
i.
270
Gökbilim
karşıt madde fıskiyesi
antimatter fountain
i.
Astrology
271
Astroloji
karşıt burçlar
opposite signs
i.
Social Sciences
272
Sosyal Bilimler
karşıt kültür
counterculture
i.
273
Sosyal Bilimler
karşıt kültür
counter culture
i.
274
Sosyal Bilimler
grup veya toplum üyelerinin birbirine karşıt veya düşmanca yaklaşması
atomism
i.
275
Sosyal Bilimler
cinsiyetin toplumsal bir sistem aracılığıyla erkek ve kadın şeklinde birbirine karşıt olarak konumlandırılan iki cinsiyet ile sınıflandırılması
gender binary
i.
276
Sosyal Bilimler
topluluğu (özellikle karşıt görüşlere sahip) gruplara bölmek
cleave
f.
Literature
277
Edebiyat
(özellikle çağdaş edebiyatta) eseri karşıt veya tamamlayıcı özellikler taşıyacak şekilde düzenleme
irony
i.
Linguistics
278
Dilbilim
aşamalı karşıt anlamlılık
graded antonymy
i.
279
Dilbilim
aşamasız karşıt anlamlılık
ungraded antonymy
i.
280
Dilbilim
karşıt anlamlılık
antonymy
i.
281
Dilbilim
karşıt anlamlı
antonym
i.
282
Dilbilim
karşıt-sav
counter-argument
i.
283
Dilbilim
karşıt görüşe her seferinde karşı ithamla yanıt verme
antanagoge
i.
284
Dilbilim
karşıt tarafın söylenenin aksine yaptığı açıklama
anthorism
i.
285
Dilbilim
karşıt anlamlı sözcük
opposite
i.
286
Dilbilim
karşıt anlamlı
opposite
i.
287
Dilbilim
karşıt anlamlı bir sözcük çifti arasındaki ilişki
polar opposition
i.
288
Dilbilim
karşıt anlamlı bir sözcük çifti arasındaki ilişki
polarity
i.
Religious
289
Dini
kral james'in incil çevirmenlerinin yunancanın birleştirici ve karşıt gücünü ifade etme çabası
but and if
i.
290
Dini
milattan önce iznik Konseyi tarafından aryanizme karşıt olarak ilan edilen hristiyan ilkelerine ait veya ilgili
nicaean
s.
Philosophy
291
Felsefe
taraflardan birinin karşıt olan diğer tarafı kuvvetlendirdiği süreç tipi
antiperistasis
i.
292
Felsefe
karşıt doktrin ya da tezatlıkları ileri sürme
antithetics
i.
293
Felsefe
dünyanın bir araya getirildiğinde birbirine karşıt fikir veya kavramlardan oluştuğunu ifade eden öğreti
dialecticism
i.
Geography
294
Coğrafya
karşıt yarımkürelerde yaşayan insanlar
antichthon
i.
Meteorology
295
Meteoroloji
üst atmosferde ticaret rüzgarlarından üstünde ve karşıt yönde esen bir rüzgar
antitrade
i.
296
Meteoroloji
üst atmosferde ticaret rüzgarlarından üstünde ve karşıt yönde esen bir rüzgar
antitrades
i.
297
Meteoroloji
üst atmosferde ticaret rüzgarlarından üstünde ve karşıt yönde esen bir rüzgar
antitrade wind
i.
298
Meteoroloji
üst atmosferde ticaret rüzgarlarından üstünde ve karşıt yönde esen bir rüzgara ait veya ilgili
antitrade
s.
Geology
299
Jeoloji
karşıt kuyu deneyi
cross-hole experiment
i.
Military
300
Askeri
karşıt kuvvetler
opposing forces
i.
301
Askeri
karşıt kuvvetler komutanı
opposing forces commander
i.
302
Askeri
bilinen veya kabul görmüş bir karşıt doktrine dayalı bir model
doctrinal template
i.
303
Askeri
karşıt askeri birlikler arasındaki küçük ölçekli silahlı çatışma
firefight
i.
Art
304
Sanat
sanatsal eserde karşıt unsurların dengesi
tension
i.
Printery
305
Matbaa
karşıt görüşteki veya yasaklanmış edebi eserlerin gizlice basımı ve dağıtımı
underground press
i.
Archaic
306
Eski Kullanım
belirli bir öğretiye karşıt argümanlar sunarak akademik bir tartışmayı sürdürme veya başlatma
opponency
i.
307
Eski Kullanım
karşıt görüşlü kimse
discrepant
i.
308
Eski Kullanım
karşıt görüşlü kimse
stickler
i.
309
Eski Kullanım
karşıt etken madde ile bozmak
distemper
f.
310
Eski Kullanım
karşıt fikri çürüten
anatreptic
s.
Engineering
311
Engineering
çerçeveli yapıda ana desteğin dayandığı karşıt yönlü destek
counter brace
i.
Modern Slang
312
Modern Argo
internet üzerinden yapılan bir tartışmada aynı fikirde olmadığı kişiyi kötülemek için karşıt yorumları gerçek zamanlı olarak beğenme
aggressive liking
i.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of karşıt
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy