|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
çatı katı |
attic i.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
katı cisim |
solid s.
|
|
3 |
Yaygın Kullanım |
katı bir biçimde |
strictly zf.
|
|
General |
|
4 |
Genel |
katı tutum |
obdurate stance i.
|
|
5 |
Genel |
manastırdan olan kimse katı ve kurallı |
cistercian i.
|
|
6 |
Genel |
katı söz |
harsh word i.
|
|
7 |
Genel |
apartman katı |
flat i.
|
|
8 |
Genel |
reçine (katı) |
rosin i.
|
|
9 |
Genel |
katı madde |
solid i.
|
|
10 |
Genel |
çatı katı |
penthouse i.
|
|
11 |
Genel |
katı hal fiziği |
solid state physics i.
|
|
12 |
Genel |
evsel katı atık |
domestic solid waste i.
|
|
13 |
Genel |
beş düzlem yüzü olan katı bir şekil |
pentahedron i.
|
|
14 |
Genel |
katı kalplilik |
coldheartedness i.
|
|
15 |
Genel |
seçici katı besiyeri |
selective agar i.
|
|
16 |
Genel |
ana nakliyat katı |
main haulage level i.
|
|
17 |
Genel |
merdiven (iki katı birbirine bağlayan) |
staircase i.
|
|
18 |
Genel |
bina katı |
storey i.
|
|
19 |
Genel |
merdiven (iki katı birbirine bağlayan) |
stairway i.
|
|
20 |
Genel |
çatı katı |
garret i.
|
|
21 |
Genel |
katı yoğunluğu |
solid density i.
|
|
22 |
Genel |
katı balçık |
clunch i.
|
|
23 |
Genel |
menfur şekilde katı kuralcı |
wowser i.
|
|
24 |
Genel |
katı sönümleme |
critical damping i.
|
|
25 |
Genel |
katı yağ (hamur yapımında kullanılan) |
shortening i.
|
|
26 |
Genel |
zemin katı |
first floor i.
|
|
27 |
Genel |
katı geometri |
solid geometry i.
|
|
28 |
Genel |
katı tortu |
solid residue i.
|
|
29 |
Genel |
sallama (katı maddeyi) |
shake i.
|
|
30 |
Genel |
zemin katı |
ground floor i.
|
|
31 |
Genel |
katı kalplilik |
obdurateness i.
|
|
32 |
Genel |
katı yüreklilik |
ironness i.
|
|
33 |
Genel |
katı yüreklilik |
hardness i.
|
|
34 |
Genel |
katı hal fiziği |
solids state physics i.
|
|
35 |
Genel |
katı parçacık |
particulate i.
|
|
36 |
Genel |
teras katı |
penthouse i.
|
|
37 |
Genel |
apartman katı |
apartment i.
|
|
38 |
Genel |
katı yakıtlı güdümsüz roket |
zuni i.
|
|
39 |
Genel |
katı meteor |
lithometeor i.
|
|
40 |
Genel |
havadaki su buharının yoğunlaşma sonunda sıvı veya katı durumda yere düşmesi |
precipitation i.
|
|
41 |
Genel |
katı maddeler |
solids i.
|
|
42 |
Genel |
alçak frekans katı |
low frequency stage i.
|
|
43 |
Genel |
katı yakıt |
solid propellant i.
|
|
44 |
Genel |
katı yakıt |
solid fuel i.
|
|
45 |
Genel |
katı roket yakıtı |
solid rocket fuel i.
|
|
46 |
Genel |
katı diyet |
strict diet i.
|
|
47 |
Genel |
bahçe katı apartman dairesi |
garden floor flat i.
|
|
48 |
Genel |
bahçe katı |
garden floor i.
|
|
49 |
Genel |
apartman katı |
storey i.
|
|
50 |
Genel |
çatı katı |
cockloft i.
|
|
51 |
Genel |
bodrum katı |
basement story i.
|
|
52 |
Genel |
çatıarası katı |
attic floor i.
|
|
53 |
Genel |
bodrum katı |
basement floor i.
|
|
54 |
Genel |
yatak odaları katı |
bedroom story i.
|
|
55 |
Genel |
boya katı |
coat i.
|
|
56 |
Genel |
ilk boya katı |
first coat i.
|
|
57 |
Genel |
bina katı |
story i.
|
|
58 |
Genel |
apartman katı |
story i.
|
|
59 |
Genel |
tavanarası katı |
garret story i.
|
|
60 |
Genel |
çatı katı |
garret story i.
|
|
61 |
Genel |
katı tutum |
hard-line i.
|
|
62 |
Genel |
katı yumurta |
hard-boiled egg i.
|
|
63 |
Genel |
kısmen zeminin altında bulunan bina katı |
semi-basement i.
|
|
64 |
Genel |
katı kural |
strict rule i.
|
|
65 |
Genel |
bodrum katı |
basement i.
|
|
66 |
Genel |
mutfak katı |
kitchen story i.
|
|
67 |
Genel |
ince püskürtme boya katı |
mist coat i.
|
|
68 |
Genel |
dört katı |
quadruple i.
|
|
69 |
Genel |
katı asıltı (donanımı) |
suspension i.
|
|
70 |
Genel |
tipik katı öğretmen |
typical stiff teacher i.
|
|
71 |
Genel |
asansör katı |
lift lobby i.
|
|
72 |
Genel |
katı disiplin |
strict discipline i.
|
|
73 |
Genel |
katı yiyecek |
solid food i.
|
|
74 |
Genel |
binanın ikinci katı |
the second floor of the building i.
|
|
75 |
Genel |
bir sayının çarpımı/katı |
product of a number i.
|
|
76 |
Genel |
sıkı/katı kanun |
strict law i.
|
|
77 |
Genel |
otoparkın ikinci katı |
second floor of the parking garage i.
|
|
78 |
Genel |
otoparkın beşinci katı |
fifth floor of the parking garage i.
|
|
79 |
Genel |
otoparkın dördüncü katı |
fourth floor of the parking garage i.
|
|
80 |
Genel |
otoparkın üçüncü katı |
third floor of the parking garage i.
|
|
81 |
Genel |
katı yasalar |
strict laws i.
|
|
82 |
Genel |
çatı katı süiti |
penthouse suite i.
|
|
83 |
Genel |
çatı katı dairesi |
penthouse apartment i.
|
|
84 |
Genel |
katı kalplilik |
cold-heartedness i.
|
|
85 |
Genel |
katı şeyler |
solids i.
|
|
86 |
Genel |
(alışveriş merkezinde) yemek katı |
food court i.
|
|
87 |
Genel |
katı sabun |
solid soap i.
|
|
88 |
Genel |
katı tutum |
firm position i.
|
|
89 |
Genel |
katı duruş |
firm position i.
|
|
90 |
Genel |
kat (apartmanın katı) |
flights up i.
|
|
91 |
Genel |
törelere ve geleneklere katı bir şekilde bağlılık |
babbittism i.
|
|
92 |
Genel |
katı disiplin kuran kimse |
ramrod i.
|
|
93 |
Genel |
bir sayının dokuz katı olan sayı |
nonuple i.
|
|
94 |
Genel |
katı vejetaryen |
strict vegetarian i.
|
|
95 |
Genel |
giriş katı |
the downstairs i.
|
|
96 |
Genel |
zemin katı |
the downstairs i.
|
|
97 |
Genel |
üç katı olma |
threefoldness i.
|
|
98 |
Genel |
üç katı olma |
trebleness i.
|
|
99 |
Genel |
üç katı olan şey |
triality i.
|
|
100 |
Genel |
9 katlı binanın 4. katı |
4th floor of 9-story building i.
|
|
101 |
Genel |
9 katlı binanın 4. katı |
4th storey of 9-storey building i.
|
|
102 |
Genel |
9 katlı binanın 4. katı |
4th story of 9-story building i.
|
|
103 |
Genel |
katı olmama |
unsolidity i.
|
|
104 |
Genel |
dantelin katı olan kısmı |
mat i.
|
|
105 |
Genel |
kumaş katı |
lay i.
|
|
106 |
Genel |
katı duruş |
hard line i.
|
|
107 |
Genel |
katı yumurta |
hard-cooked egg i.
|
|
108 |
Genel |
rus petrolünün damıtılmasından arta kalan ve genellikle akaryakıt olarak kullanılan katı kıvamlı bir sıvı |
mazut i.
|
|
109 |
Genel |
rus petrolünün damıtılmasından arta kalan ve genellikle akaryakıt olarak kullanılan katı kıvamlı bir sıvı |
mazout i.
|
|
110 |
Genel |
rus petrolünün damıtılmasından arta kalan ve genellikle akaryakıt olarak kullanılan katı kıvamlı bir sıvı |
masut i.
|
|
111 |
Genel |
havanın zemine bitişik olmayıp altında katı veya sıvı yüzey bulunmayan herhangi bir bölgesi |
midair i.
|
|
112 |
Genel |
havanın zemine bitişik olmayan veya altında katı veya sıvı yüzey bulunmayan herhangi bir noktası veya bölgesi |
mid-air i.
|
|
113 |
Genel |
viyola veya ud telinin üç katı inceliğinde bağırsak |
minikin [obsolete] i.
|
|
114 |
Genel |
normal kartpostalın iki katı büyüklüğünde olup iki parçadan oluşan, parçalardan birinin yırtılarak göndericiye cevap olarak ücretsiz gönderilebildiği bir kartpostal |
reply card i.
|
|
115 |
Genel |
normal kartpostalın iki katı büyüklüğünde olup iki parçadan oluşan, parçalardan birinin yırtılarak göndericiye cevap olarak ücretsiz gönderilebildiği bir kartpostal |
reply postal card i.
|
|
116 |
Genel |
(koloni döneminde) üst katı alt katına göre öne doğru çıkık olan ev |
garrison house i.
|
|
117 |
Genel |
gök cisminin katı maddesini inceleyen bilim dalı |
geology i.
|
|
118 |
Genel |
sabun kalıplarının kesildiği katı sabun kütlesi |
loaf i.
|
|
119 |
Genel |
katı eş zamanlılık |
lockstep i.
|
|
120 |
Genel |
katı bir adam |
grimsir [obsolete] i.
|
|
121 |
Genel |
sekiz katı |
octuple i.
|
|
122 |
Genel |
emdirme sonucu oluşan katı-sıvı karışımı |
imbibition [obsolete] i.
|
|
123 |
Genel |
katı planlama |
clock i.
|
|
124 |
Genel |
katı kütlenin kalınlığı |
crassitude [obsolete] i.
|
|
125 |
Genel |
katı ve otoriter bir şekilde |
dragonism i.
|
|
126 |
Genel |
katı kurallar koyan eğitmen |
drillmaster i.
|
|
127 |
Genel |
katı ve sağlam olmama |
insubstantiality i.
|
|
128 |
Genel |
çatı katı |
penhouse [obsolete] i.
|
|
129 |
Genel |
bütün bir katı kaplayan daire |
floor-through i.
|
|
130 |
Genel |
tiyatronun ana katı |
orchestra i.
|
|
131 |
Genel |
katı disiplin |
scleragogy i.
|
|
132 |
Genel |
(katı veya jelatinli nesne yüzeyindeki) sümüksü tabaka |
scum i.
|
|
133 |
Genel |
(antik dönem yapılarında) çatı katı |
solarium i.
|
|
134 |
Genel |
çatı katı |
soler i.
|
|
135 |
Genel |
vücudun katı bölümleri |
solid body substance i.
|
|
136 |
Genel |
katı şey |
solidity i.
|
|
137 |
Genel |
katı cisim |
solidity i.
|
|
138 |
Genel |
katı halde olma |
solidness i.
|
|
139 |
Genel |
katı ast-üst ilişkisi |
protocol i.
|
|
140 |
Genel |
çamaşır yıkarken kullanılan küçük katı sabun veya deterjan parçaları |
soapflakes i.
|
|
141 |
Genel |
katı şey |
solidity i.
|
|
142 |
Genel |
katı cisim |
solidity i.
|
|
143 |
Genel |
katı açının büyüklüğü |
spherical opening i.
|
|
144 |
Genel |
katı yönetim |
strict hand i.
|
|
145 |
Genel |
katı cisimlere yönelik bir hacim ölçüm birimi |
strike [dialect] i.
|
|
146 |
Genel |
katı (madde) |
solid i.
|
|
147 |
Genel |
sallamak (katı maddeleri) |
shake f.
|
|
148 |
Genel |
on katı yapmak |
decuple f.
|
|
149 |
Genel |
çökelmek (sıvının içindeki katı maddeler) |
settle f.
|
|
150 |
Genel |
çökeltmek (sıvının içindeki katı maddeleri) |
settle f.
|
|
151 |
Genel |
katı hale getirmek |
solidify f.
|
|
152 |
Genel |
katı durumdan gaz durumuna geçirmek |
sublimate f.
|
|
153 |
Genel |
katı olmak |
harden f.
|
|
154 |
Genel |
katı maddeyi sallamak |
shake something up f.
|
|
155 |
Genel |
bebeğe katı mama vermeye başlamak |
start a baby on solid food f.
|
|
156 |
Genel |
katı bir şekilde yönetmek |
rule with an iron fist f.
|
|
157 |
Genel |
katı bir şekilde yönetmek |
rule with an iron hand f.
|
|
158 |
Genel |
katı bir şekilde yönetmek |
rule with a rod of iron f.
|
|
159 |
Genel |
katı bir tedbir almak |
take a firm action f.
|
|
160 |
Genel |
katı bir şekilde karşı olmak |
be strictly against f.
|
|
161 |
Genel |
katı otorite kurmak |
tyrant f.
|
|
162 |
Genel |
(yumuşak taneciklerin) bir araya gelmesini ve yumuşak bir yarı katı kütle oluşturacak şekilde birbirlerine yapışmasını sağlamak |
mat f.
|
|
163 |
Genel |
katı hale dönüştürmek |
harden f.
|
|
164 |
Genel |
çatı katı inşa etmek |
loft [obsolete] f.
|
|
165 |
Genel |
çatı katı eklemek |
loft [obsolete] f.
|
|
166 |
Genel |
katı hale gelmek |
rigidify f.
|
|
167 |
Genel |
katı hale gelmek |
rigidize f.
|
|
168 |
Genel |
katı hale gelmek |
rigidise f.
|
|
169 |
Genel |
katı bir şekilde tutmak |
overkeep f.
|
|
170 |
Genel |
(blastuladan gastrula oluşumunda) önceden katı olan yapının içinde boşluk oluşacak şekilde katlanmak |
invaginate f.
|
|
171 |
Genel |
katı muamele etmek |
fight f.
|
|
172 |
Genel |
katı bir cisme nüfuz etmek |
phase f.
|
|
173 |
Genel |
katı bir cisme girmek |
phase f.
|
|
174 |
Genel |
(katı maddeyi) topaklara dönüştürmek |
prill f.
|
|
175 |
Genel |
(saflaştırılmış katı kokaini) tüttürerek içmek |
freebase f.
|
|
176 |
Genel |
(saflaştırılmış katı kokaini) tüttürerek içmek |
free-base f.
|
|
177 |
Genel |
katı ve bükülmez hale gelmek |
freeze f.
|
|
178 |
Genel |
katı ve değişmez bir forma getirmek |
freeze f.
|
|
179 |
Genel |
katı yürekli |
obdurate s.
|
|
180 |
Genel |
daha katı |
stricter s.
|
|
181 |
Genel |
katı yürekli |
callous s.
|
|
182 |
Genel |
iki katı |
dbl s.
|
|
183 |
Genel |
yüreği katı |
obstinate s.
|
|
184 |
Genel |
bodrum katı barındırmayan |
basementless s.
|
|
185 |
Genel |
beş katı |
fivefold s.
|
|
186 |
Genel |
katı yürekli |
uncharitable s.
|
|
187 |
Genel |
daha katı |
stiffer s.
|
|
188 |
Genel |
katı yürekli |
insensitive s.
|
|
189 |
Genel |
yüreği katı |
obdurate s.
|
|
190 |
Genel |
en katı |
stiffest s.
|
|
191 |
Genel |
katı cisim |
solid s.
|
|
192 |
Genel |
en katı |
strictest s.
|
|
193 |
Genel |
katı yürekli |
heartless s.
|
|
194 |
Genel |
katı kalpli |
unfeeling s.
|
|
195 |
Genel |
katı kalpli |
coldhearted s.
|
|
196 |
Genel |
beş katı |
quintuple s.
|
|
197 |
Genel |
katı yürekli |
coldhearted s.
|
|
198 |
Genel |
katı yürekli |
hardhearted s.
|
|
199 |
Genel |
katı yürekli |
unrelenting s.
|
|
200 |
Genel |
katı (ifade) |
strident s.
|
|
201 |
Genel |
içinde katı parçalar bulunmayan (sıvı) |
smooth s.
|
|
202 |
Genel |
ahlak konusunda çok katı davranan |
straitlaced s.
|
|
203 |
Genel |
iki katı |
twofold s.
|
|
204 |
Genel |
üç katı |
threefold s.
|
|
205 |
Genel |
dokuz katı |
ninefold s.
|
|
206 |
Genel |
bin katı |
millifold s.
|
|
207 |
Genel |
bin katı |
thousandfold s.
|
|
208 |
Genel |
katı yürekli |
hard-hearted s.
|
|
209 |
Genel |
sekiz katı |
eight fold s.
|
|
210 |
Genel |
sekiz katı |
eightfold s.
|
|
211 |
Genel |
bir buçuk katı |
one and a half s.
|
|
212 |
Genel |
yüz katı |
centuplicate s.
|
|
213 |
Genel |
katı kalpli |
cold-hearted s.
|
|
214 |
Genel |
katı yürekli |
cold-hearted s.
|
|
215 |
Genel |
katı tutumlu |
hard-line s.
|
|
216 |
Genel |
aşırı katı |
adamantean s.
|
|
217 |
Genel |
çok pişmiş katı (yumurta) |
overboiled s.
|
|
218 |
Genel |
iki katı |
tweyfold [obsolete] s.
|
|
219 |
Genel |
katı yönetim yanlısı |
tyrannic s.
|
|
220 |
Genel |
katı yönetim yanlısı |
tyrannical s.
|
|
221 |
Genel |
katı yürekli |
earthen-hearted s.
|
|
222 |
Genel |
katı halde kalan |
undissolving s.
|
|
223 |
Genel |
katı tutumlu |
unprayable s.
|
|
224 |
Genel |
katı yürekli |
unprayable s.
|
|
225 |
Genel |
katı ve acımasız |
bare-knuckled s.
|
|
226 |
Genel |
katı olmayan |
unsolid s.
|
|
227 |
Genel |
beş katı |
quintuplicate s.
|
|
228 |
Genel |
normal sıcaklıklarda dökülemeyecek kadar katı olan (yağ) |
hard s.
|
|
229 |
Genel |
katı yürekli |
hard-boiled s.
|
|
230 |
Genel |
katı yürekli |
hardened s.
|
|
231 |
Genel |
soğuk, sert ve katı (kimse) |
metallic s.
|
|
232 |
Genel |
ahlaki açıdan katı |
mid-victorian s.
|
|
233 |
Genel |
katı yürekli |
obdure s.
|
|
234 |
Genel |
biraz katı |
rigidulous s.
|
|
235 |
Genel |
katı (davranış, tutum) |
byzantian s.
|
|
236 |
Genel |
katı gramer uygunluğuna ait veya ilgili |
grammatic s.
|
|
237 |
Genel |
bir bilimin veya sanatın ilkelerine katı bir şekilde uygun olan |
grammatic s.
|
|
238 |
Genel |
sıvıdan yarı katı veya katı hale dönüşmüş |
grumose s.
|
|
239 |
Genel |
aşırı katı |
overstrict s.
|
|
240 |
Genel |
katı yürekli |
rocky s.
|
|
241 |
Genel |
katı bir şekilde |
closely s.
|
|
242 |
Genel |
katı bir şekilde korunan |
close s.
|
|
243 |
Genel |
(katı, solüsyon) sabit ve homojen şekilde karıştırılamayan |
incompatible s.
|
|
244 |
Genel |
katı bir şekilde yöneten |
ironhanded s.
|
|
245 |
Genel |
katı bir sınıflandırma sistemine dayanan |
pigeonhole s.
|
|
246 |
Genel |
bütün bir katı kaplayan |
floor-through s.
|
|
247 |
Genel |
katı (düşünce) |
ossified s.
|
|
248 |
Genel |
hafif katı |
semistiff s.
|
|
249 |
Genel |
epey katı |
semistiff s.
|
|
250 |
Genel |
bir diğerinin bir buçuk katı |
sesquialteral s.
|
|
251 |
Genel |
bir buçuk katı olan |
sesquialteral s.
|
|
252 |
Genel |
yirminin dört katı |
fourscore s.
|
|
253 |
Genel |
katı hale getirilebilen |
solidifiable s.
|
|
254 |
Genel |
nispeten katı |
solidish s.
|
|
255 |
Genel |
katı sayılır |
strictish s.
|
|
256 |
Genel |
neredeyse katı |
strictish s.
|
|
257 |
Genel |
dört katı |
subquadruple s.
|
|
258 |
Genel |
beş katı |
subquintuple s.
|
|
259 |
Genel |
dört katı |
four times zf.
|
|
260 |
Genel |
katı bir şekilde |
adamantly zf.
|
|
261 |
Genel |
üç katı |
three times zf.
|
|
262 |
Genel |
iki katı |
two times more zf.
|
|
263 |
Genel |
in dört katı |
four times zf.
|
|
264 |
Genel |
iki katı |
as much again zf.
|
|
265 |
Genel |
yirmi katı |
twenty times (more) zf.
|
|
266 |
Genel |
iki katı |
two times zf.
|
|
267 |
Genel |
üç katı |
three times more zf.
|
|
268 |
Genel |
beş katı |
five times zf.
|
|
269 |
Genel |
yedi katı |
seven times (more) zf.
|
|
270 |
Genel |
10 katı |
ten times zf.
|
|
271 |
Genel |
3 katı |
three times zf.
|
|
272 |
Genel |
on katı |
ten times zf.
|
|
273 |
Genel |
4 katı |
four times zf.
|
|
274 |
Genel |
iki katı |
double zf.
|
|
275 |
Genel |
iki katı |
twice zf.
|
|
276 |
Genel |
katı bir biçimde |
rigorously zf.
|
|
277 |
Genel |
katı bir şekilde |
rigorously zf.
|
|
278 |
Genel |
katı yüreklilikle |
coldheartedly zf.
|
|
279 |
Genel |
en katı haliyle |
in its most rigid form zf.
|
|
280 |
Genel |
en katı haliyle |
in its strictest form zf.
|
|
281 |
Genel |
en katı şekliyle |
in its strictest form zf.
|
|
282 |
Genel |
en katı şekliyle |
in its most rigid form zf.
|
|
283 |
Genel |
katı yüreklilikle |
cold-heartedly zf.
|
|
284 |
Genel |
katı bir şekilde |
callously zf.
|
|
285 |
Genel |
katı bir şekilde |
unfeelingly zf.
|
|
286 |
Genel |
30 katı |
thirtyfold zf.
|
|
287 |
Genel |
katı bir şekilde |
unsoft zf.
|
|
288 |
Genel |
katı olmadan |
unsolidly zf.
|
|
289 |
Genel |
dört katı |
quadruply zf.
|
|
290 |
Genel |
yüz katı olarak |
hundredfold zf.
|
|
291 |
Genel |
katı bir halde |
rigidly zf.
|
|
292 |
Genel |
sekiz katı şeklinde |
octuply zf.
|
|
293 |
Genel |
katı bir şekilde |
overstraitly [obsolete] zf.
|
|
294 |
Genel |
katı bir şekilde |
inexorably zf.
|
|
295 |
Genel |
katı bir biçimde |
districtly zf.
|
|
296 |
Genel |
iki katı anlamına gelen ön ek |
diss- ök.
|
|
297 |
Genel |
iki katı anlamına gelen ön ek |
disso- ök.
|
|
298 |
Genel |
(astrolojide) belirli bir açının bir buçuk katı anlamına gelen ön ek |
sesqui- ök.
|
|
299 |
Genel |
… katı anlamını veren bir son ek |
-fold snk.
|
|
Phrasals |
|
300 |
Öbek Fiiller |
katı hale dönüşmek |
precipitate into something f.
|
|
301 |
Öbek Fiiller |
katı bir tutum sergilemek |
dig in f.
|
|
302 |
Öbek Fiiller |
bebeği/çocuğu katı besinlere alıştırmak |
wean on (something) f.
|
|
303 |
Öbek Fiiller |
bebeği/çocuğu katı besinlere alıştırmak |
wean on f.
|
|
304 |
Öbek Fiiller |
sıvıdan katı hale geçmek |
precipitate into (something) f.
|
|
305 |
Öbek Fiiller |
gazdan katı hale geçmek |
precipitate into (something) f.
|
|
306 |
Öbek Fiiller |
katı düzenleme getirmek |
clamp down f.
|
|
307 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) katı düzenleme getirmek |
clamp down on (someone or something) f.
|
|
308 |
Öbek Fiiller |
(biriyle/bir şeyle ilgili) çok katı/sert olmak |
clamp down (on someone or something) f.
|
|
309 |
Öbek Fiiller |
sıvıdan katı hale geçmek |
precipitate into f.
|
|
310 |
Öbek Fiiller |
gazdan katı hale geçmek |
precipitate into f.
|
|
Phrases |
|
311 |
İfadeler |
bir buçuk misli/katı oldu |
half again as many zf.
|
|
312 |
İfadeler |
bir buçuk misli/katı oldu |
half again as much zf.
|
|
313 |
İfadeler |
dört katı |
by a factor of four expr.
|
|
314 |
İfadeler |
iki katı |
double the amount of expr.
|
|
Colloquial |
|
315 |
Konuşma Dili |
cennetin yedinci katı |
abraham's bosom i.
|
|
316 |
Konuşma Dili |
cennetin yedinci katı |
bosom of abraham i.
|
|
317 |
Konuşma Dili |
katı bir karşıtlık |
a stark contrast i.
|
|
318 |
Konuşma Dili |
katı yürekli |
hardboiled s.
|
|
319 |
Konuşma Dili |
katı (yumurta) |
over hard zf.
|
|
320 |
Konuşma Dili |
katı (yumurta) |
over hard [us] zf.
|
|
321 |
Konuşma Dili |
(bahis veya kumarda) ya iki katı ya hiç |
double or nothing [us] expr.
|
|
322 |
Konuşma Dili |
ya iki katı ya hiç (var olan borcun kazanma durumunda silineceği, kaybetme durumunda iki katına çıkacağı bir bahis) |
double or nothing expr.
|
|
323 |
Konuşma Dili |
ya iki katı ya hiç (var olan borcun kazanma durumunda silineceği, kaybetme durumunda iki katına çıkacağı bir bahis) |
double or quits [uk] expr.
|
|
324 |
Konuşma Dili |
bir buçuk misli/katı |
half again as many/much expr.
|
|
Idioms |
|
325 |
Deyim |
katı yandaş |
true believer i.
|
|
326 |
Deyim |
katı destekçi |
true believer i.
|
|
327 |
Deyim |
(bir düşüncenin/amacın/davanın) katı taraftarı |
true believer i.
|
|
328 |
Deyim |
(bir düşüncenin/amacın/davanın) katı yandaşı |
true believer i.
|
|
329 |
Deyim |
katı kalpli, duygusuz kimse |
a cold heart i.
|
|
330 |
Deyim |
ilgisiz, katı yürekli kimse |
a cold heart i.
|
|
331 |
Deyim |
katı, muhafazakar eleştirileriyle mevzunun anlaşılmasını engelleyen tenkitçi |
stop-watch critic i.
|
|
332 |
Deyim |
kendini katı/sabit bir cinsiyet kimliğiyle tanımlamama durumu |
gender fluidity i.
|
|
333 |
Deyim |
katı/sabit bir cinsiyet kimliği olmama durumu |
gender fluidity i.
|
|
334 |
Deyim |
herkesle düşüp kalkmakta bir sakınca görmeyen katı ahlak kurallarına uzak yaklaşım |
zipper morals [dated] i.
|
|
335 |
Deyim |
katı kanunlar |
the law of the medes and persians i.
|
|
336 |
Deyim |
katı disiplin |
a firm hand i.
|
|
337 |
Deyim |
sert/katı kimse |
a stuffed shirt i.
|
|
338 |
Deyim |
katı yönetim |
an iron fist i.
|
|
339 |
Deyim |
sert/katı yönetici |
an iron fist i.
|
|
340 |
Deyim |
katı yönetim |
an iron fist i.
|
|
341 |
Deyim |
sert/katı yönetici |
an iron fist i.
|
|
342 |
Deyim |
katı yönetim |
an iron hand i.
|
|
343 |
Deyim |
sert/katı yönetici |
an iron hand i.
|
|
344 |
Deyim |
katı yönetim |
an iron fist i.
|
|
345 |
Deyim |
sert/katı yönetici |
an iron fist i.
|
|
346 |
Deyim |
katı yönetim |
an iron fist i.
|
|
347 |
Deyim |
sert/katı yönetici |
an iron fist i.
|
|
348 |
Deyim |
katı yönetim |
an iron hand i.
|
|
349 |
Deyim |
sert/katı yönetici |
an iron hand i.
|
|
350 |
Deyim |
katı yüreklilik |
cold heart i.
|
|
351 |
Deyim |
katı disiplin |
firm hand i.
|
|
352 |
Deyim |
katı/acımasız patron |
simon legree i.
|
|
353 |
Deyim |
katı/acımasız iş veren |
simon legree i.
|
|
354 |
Deyim |
(bir düşüncenin/amacın/davanın) katı taraftarı olmak |
be a great believer in (something) f.
|
|
355 |
Deyim |
(bir düşüncenin/amacın/davanın) katı yandaşı olmak |
be a great believer in (something) f.
|
|
356 |
Deyim |
(bir düşüncenin/amacın/davanın) katı taraftarı olmak |
be a firm believer in (something) f.
|
|
357 |
Deyim |
(bir düşüncenin/amacın/davanın) katı yandaşı olmak |
be a firm believer in (something) f.
|
|
358 |
Deyim |
birine sert/katı davranmak |
take a hard line with someone f.
|
|
359 |
Deyim |
çok katı olmak |
have a poker up one's ass f.
|
|
360 |
Deyim |
çok katı olmak |
have a corncob up one's ass f.
|
|
361 |
Deyim |
katı bir biçimde yönetmek |
rule somebody with an iron fist/hand f.
|
|
362 |
Deyim |
katı bir biçimde yönetmek |
rule somebody with a rod of iron f.
|
|
363 |
Deyim |
sert/katı bir tavır takınmak |
take a firm stand on something f.
|
|
364 |
Deyim |
(bir şey) hakkında çok katı olmak |
be death on (someone or something) f.
|
|
365 |
Deyim |
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak |
keep to the straight and narrow f.
|
|
366 |
Deyim |
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak |
stay on the straight and narrow f.
|
|
367 |
Deyim |
katı bir şekilde uymak |
walk the chalk line f.
|
|
368 |
Deyim |
katı bir şekilde uymak |
walk the chalk mark f.
|
|
369 |
Deyim |
katı bir şekilde yerine getirmek |
walk the chalk mark f.
|
|
370 |
Deyim |
katı olmak |
have a thick head f.
|
|
371 |
Deyim |
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak |
keep on the straight and narrow f.
|
|
372 |
Deyim |
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak |
keep to straight and narrow f.
|
|
373 |
Deyim |
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak |
stay on the straight and narrow f.
|
|
374 |
Deyim |
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak |
keep on the straight and narrow f.
|
|
375 |
Deyim |
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak |
walk the straight and narrow f.
|
|
376 |
Deyim |
katı/sert olmak |
take no prisoners f.
|
|
377 |
Deyim |
(bir şey) hakkında çok katı olmak |
be death on (something) f.
|
|
378 |
Deyim |
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) sert/katı bir tavır takınmak |
take a firm line (on or against something) f.
|
|
379 |
Deyim |
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) sert/katı bir tavır takınmak |
take a firm line/stand (on/against something) f.
|
|
380 |
Deyim |
katı bir şekilde yönetmek |
rule with an iron rod f.
|
|
381 |
Deyim |
katı bir şekilde yönetmek |
rule with an iron hand f.
|
|
382 |
Deyim |
(birine) çok katı davranmak |
be hard on (one) f.
|
|
383 |
Deyim |
birine çok katı davranmak |
be hard on somebody f.
|
|
384 |
Deyim |
katı yürekli olmak |
have the heart f.
|
|
385 |
Deyim |
(bir şey yapacak kadar) katı yürekli olmak |
have the heart (to do something) f.
|
|
386 |
Deyim |
katı bir şekilde yönetmek |
rule with an iron hand (in a velvet glove) f.
|
|
387 |
Deyim |
katı bir biçimde yönetmek |
rule with an iron hand (in a velvet glove) f.
|
|
388 |
Deyim |
birini/bir şeyi katı bir şekilde yönetmek |
rule someone or something with a rod of iron f.
|
|
389 |
Deyim |
katı ahlaki prensiplere göre yaşamak |
stay to the straight and narrow f.
|
|
390 |
Deyim |
(bir şeyle ilgili/bir şeye karşı) sert/katı bir tavır takınmak |
take a firm stand (on or against something) f.
|
|
391 |
Deyim |
katı olmak |
take a hard line f.
|
|
392 |
Deyim |
katı davranmak |
take a hard line f.
|
|
393 |
Deyim |
(bir şey) ile ilgili sert/katı bir tavır takınmak |
take a stand on (something) f.
|
|
394 |
Deyim |
katı yürekli |
hard as nails s.
|
|
395 |
Deyim |
bir şeyi yapma konusunda katı |
religious about doing something s.
|
|
396 |
Deyim |
(biri/bir şey) konusunda çok katı |
death on (someone or something) s.
|
|
397 |
Deyim |
katı yürekli |
hard-as-nails s.
|
|
398 |
Deyim |
(bir şey) konusunda/hakkında katı |
religious about (something) s.
|
|
399 |
Deyim |
(bir şeyi) yapma konusunda katı |
religious about doing s.
|
|
Speaking |
|
400 |
Konuşma |
evimin iki katı var |
my house has two floors expr.
|
|
401 |
Konuşma |
kendine karşı bu kadar katı olma |
don't be too hard on yourself expr.
|
|
Trade/Economic |
|
402 |
Ticaret/Ekonomi |
bodrum katı satış reyonu |
automatic basement i.
|
|
403 |
Ticaret/Ekonomi |
işçi katı |
shop floor i.
|
|
404 |
Ticaret/Ekonomi |
katı rekabet |
stiff competition i.
|
|
405 |
Ticaret/Ekonomi |
katı yakıtlı pişirici |
solid fuel cooker i.
|
|
406 |
Ticaret/Ekonomi |
katı döviz kuru hedeflemesi |
hard exchange-rate peg i.
|
|
407 |
Ticaret/Ekonomi |
katı cisim |
solid i.
|
|
408 |
Ticaret/Ekonomi |
katı politika |
rigid policy i.
|
|
409 |
Ticaret/Ekonomi |
katı disiplin |
strict discipline i.
|
|
410 |
Ticaret/Ekonomi |
katı atıklar |
solid waste i.
|
|
411 |
Ticaret/Ekonomi |
katı uygulamalar |
rigid practices i.
|
|
412 |
Ticaret/Ekonomi |
katı alış |
firm purchase i.
|
|
413 |
Ticaret/Ekonomi |
katı rekabet |
fierce competition i.
|
|
414 |
Ticaret/Ekonomi |
katı atık miktarı |
solid waste amount i.
|
|
415 |
Ticaret/Ekonomi |
katı arbitraj |
hard arbitrage i.
|
|
416 |
Ticaret/Ekonomi |
üç katı |
threefold s.
|
|
417 |
Ticaret/Ekonomi |
bir buçuk katı |
time and a half expr.
|
|
Law |
|
418 |
Hukuk |
mahkemenin yaralı tarafı normaldekinin üç katı haklı bulması |
treble damages i.
|
|
419 |
Hukuk |
katı kurallar |
black letter rules i.
|
|
420 |
Hukuk |
(anglo-sakson hukuku) gerçek veya tahmini değerinin sekiz katı olarak hesaplanan zarar ödemesi |
octogild i.
|
|
421 |
Hukuk |
farklı kişilere ait olan katı veya sıvı haldeki taşınır malların birbirine katılması |
commixture i.
|
|
Politics |
|
422 |
Siyasal |
katı bürokrasi |
strict bureaucracy i.
|
|
423 |
Siyasal |
katı komünist rejim |
strict communist regime i.
|
|
Industry |
|
424 |
Sanayi |
geri kazanılmış katı yakıt |
solid recovered fuel i.
|
|
Tourism |
|
425 |
Turizm |
kumarhane katı |
casino floor i.
|
|
Technical |
|
426 |
Teknik |
gazda bulunan katı veya sıvı partiküller bulutu |
aerosol i.
|
|
427 |
Teknik |
belirlenen mikron boyutundan daha büyük katı parçacıkları elemeye yarayan filtre |
nominal filter i.
|
|
428 |
Teknik |
izometrik sistemde küpün her yüzüne tekabül eden yirmi dört eşit üçgen yüz ile sınırlandırılmış katı nesne |
tetrahexahedron i.
|
|
429 |
Teknik |
izometrik sistemde küpün her yüzüne tekabül eden yirmi dört eşit üçgen yüz ile sınırlandırılmış katı nesne |
tetrakishexahedron i.
|
|
430 |
Teknik |
12 yüzü üçgenlerden oluşan izometrik katı (kristal) |
trigonal tristetrahedron i.
|
|
431 |
Teknik |
12 üçgen yüzü olan izometrik katı (kristal) |
tristetrahedron i.
|
|
432 |
Teknik |
alkolde çözünmeyen katı madde |
alcohol-insoluble solid matter i.
|
|
433 |
Teknik |
amorf katı |
amorphous solid i.
|
|
434 |
Teknik |
apartman katı |
storey i.
|
|
435 |
Teknik |
ara yinelenim katı |
intermediate frequency stage i.
|
|
436 |
Teknik |
alçak frekans katı |
low frequency stage i.
|
|
437 |
Teknik |
amorf katı |
noncrystalline solid i.
|
|
438 |
Teknik |
ara frekans katı |
intermediate frequency stage i.
|
|
439 |
Teknik |
apartman katı |
story i.
|
|
440 |
Teknik |
askıdaki katı madde |
suspended solid i.
|
|
441 |
Teknik |
alev kaynağına maruz kaldığında metalik olmayan katı malzemenin alevlenebilirliği |
flammability of solid non-metallic material when exposed to flame source i.
|
|
442 |
Teknik |
altı düzlem yüzeyli katı şekil |
hexahedron i.
|
|
443 |
Teknik |
ara katı çözelti |
intermediate solid solution i.
|
|
444 |
Teknik |
arayer atomlu katı çözelti |
interstitial solid solution i.
|
|
445 |
Teknik |
asılı katı maddeler |
suspended solids i.
|
|
446 |
Teknik |
askıdaki katı maddeler |
suspended solids i.
|
|
447 |
Teknik |
aşırı doygun katı çözelti |
supersaturated solid solution i.
|
|
448 |
Teknik |
baskıların yenilebilir katı ve sıvı yağlara dayanıklılığı |
resistance of prints to edible oils and fats i.
|
|
449 |
Teknik |
boya katı |
coat of paint i.
|
|
450 |
Teknik |
biçimsiz katı |
noncrystalline solid i.
|
|
451 |
Teknik |
bodrum katı |
basement i.
|
|
452 |
Teknik |
bodrum katı |
basement floor i.
|
|
453 |
Teknik |
çatı katı |
attic i.
|
|
454 |
Teknik |
çökebilen katı maddeler |
settleable solids i.
|
|
455 |
Teknik |
cam koparma katı |
top floor i.
|
|
456 |
Teknik |
çıkış katı |
output stage i.
|
|
457 |
Teknik |
çıkış katı |
final stage i.
|
|
458 |
Teknik |
dekoratif katı yakıt görünümlü gaz cihazları |
decorative fuel-effect gas appliances i.
|
|
459 |
Teknik |
dağıtıcı katı |
feeder floor i.
|
|
460 |
Teknik |
düzenli katı çözelti |
ordered solid solution i.
|
|
461 |
Teknik |
doymuş katı çözelti |
saturated solid solution i.
|
|
462 |
Teknik |
düzensiz katı çözelti |
disordered solid solution i.
|
|
463 |
Teknik |
ekstrüzyonla çekilmiş katı dielektrik yalıtımlı güç kablosu |
extruded solid dielectric insulated power cable i.
|
|
464 |
Teknik |
esnek katı benzeri durum |
elastic solid-like state i.
|
|
465 |
Teknik |
ektrüzyonla çekilmiş katı yalıtımlı güç kablosu |
power cable with extruded solid insulation i.
|
|
466 |
Teknik |
flotasyon pompa katı |
flotation pump level i.
|
|
467 |
Teknik |
florlu katı kavurma |
fluosolid roasting i.
|
|
468 |
Teknik |
flotasyon katı |
flotation level i.
|
|
469 |
Teknik |
güç katı |
power stage i.
|
|
470 |
Teknik |
güç kuvvetlendirici katı |
power-amplifier stage i.
|
|
471 |
Teknik |
grafitli katı yağ |
graphite grease i.
|
|
472 |
Teknik |
görünür katı yoğunluk |
apparent solid density i.
|
|
473 |
Teknik |
gevrek katı |
brittle solid i.
|
|
474 |
Teknik |
hooke yasasına uyan katı |
hookean solid i.
|
|
475 |
Teknik |
havalandırma katı |
air level i.
|
|
476 |
Teknik |
ideal katı |
ideal solid i.
|
|
477 |
Teknik |
ikiden fazla katı maddenin oluşturduğu homojen karışım |
solid solution i.
|
|
478 |
Teknik |
katı kireçli toprak |
marlite i.
|
|
479 |
Teknik |
kesintisiz katı çözletili çizge |
continuous solid solubility diagram i.
|
|
480 |
Teknik |
katı faz yoğuşması |
solid phase condensation i.
|
|
481 |
Teknik |
katı ve katı olmayan elektrolitli aluminyum elektrolitik kondansatörler |
aluminum electrolytic capacitors with solid and non solid electrolyte i.
|
|
482 |
Teknik |
katı kil |
lithomarge i.
|
|
483 |
Teknik |
katı asıltı |
suspensoid i.
|
|
484 |
Teknik |
katı yalıtım malzemesinin elektrik dayanımı |
electric strength of solid insulating material i.
|
|
485 |
Teknik |
kesintisiz katı çözünürlük çizgesi |
continuous solid solubility diagram i.
|
|
486 |
Teknik |
katı çözelti |
solid solution i.
|
|
487 |
Teknik |
katı gövde |
rigid body i.
|
|
488 |
Teknik |
katı olmayan elektrolitli alüminyum elektrolitik kondansatör |
aluminum electrolytic capacitor with non-solid electrolyte i.
|
|
489 |
Teknik |
katı hal |
solid state i.
|
|
490 |
Teknik |
katı döküm |
case casting i.
|
|
491 |
Teknik |
katı elektrik yalıtım malzemesi |
solid electrical insulating material i.
|
|
492 |
Teknik |
katı taneciklerle kirlenme seviyesinin kodlama metodu |
method for coding level of contamination by solid particles i.
|
|
493 |
Teknik |
katran katı |
coat of tar i.
|
|
494 |
Teknik |
katı durum bileşeni |
solid state component i.
|
|
495 |
Teknik |
katı olmayan elektrolit |
non-solid electrolyte i.
|
|
496 |
Teknik |
katı plastik köpük |
rigid plastic foam i.
|
|
497 |
Teknik |
katı yakıtlı roket |
solid-fuel rocket i.
|
|
498 |
Teknik |
katı dönücü |
rigid rotor i.
|
|
499 |
Teknik |
katı yalıtkan malzemeler |
solid insulating materials i.
|
|
500 |
Teknik |
katı mineral yakıt |
solid mineral fuel i.
|
|