Geçmiş

kayda değer

"kayda değer" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 20 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	kayda değer	significant s.
General
2	Genel	kayda değer	worthy of note s.
3	Genel	kayda değer	remarkable s.
4	Genel	kayda değer	noteworthy s.
5	Genel	kayda değer	respectable s.
6	Genel	kayda değer	fair s.
7	Genel	kayda değer	handsome s.
8	Genel	kayda değer	appreciable s.
9	Genel	kayda değer	considerable s.
10	Genel	kayda değer	nimious s.
11	Genel	kayda değer	considerable s.
12	Genel	kayda değer	main [obsolete] s.
13	Genel	kayda değer	wonder s.
14	Genel	kayda değer	smart s.
15	Genel	kayda değer	some s.
Phrases
16	İfadeler	kayda değer	to shout about expr.
Colloquial
17	Konuşma Dili	kayda değer	stand-out s.
Idioms
18	Deyim	kayda değer	of consequence s.
Archaic
19	Eski Kullanım	kayda değer	observable s.
Slang
20	Argo	kayda değer	out of sight s.

"kayda değer" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 72 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	kayda değer/hatırı sayılır/önemli gelişme	considerable development i.
2	Genel	kayda değer bir büyüme	a considerable growth i.
3	Genel	kayda değer artış	considerable increase i.
4	Genel	kayda değer artış	substantial increase i.
5	Genel	gençlerin eylemleri ya da etkilerinden doğan, kayda değer kültürel, politik ya da sosyal değişim	youthquake i.
6	Genel	kayda değer etki	appreciable effect i.
7	Genel	kayda değer olmayan hikaye	nonstory i.
8	Genel	kayda değer olmama	notelessness i.
9	Genel	kayda değer başarı	piece of work i.
10	Genel	kayda değer kapsam	considerable i.
11	Genel	kayda değer olay	page i.
12	Genel	kayda değer olmayan	nonsignificant s.
13	Genel	kayda değer bir şekilde edebi	writerly s.
14	Genel	yeterli ancak kayda değer olmayan	okay s.
15	Genel	kayda değer (miktar)	gay [scotland] s.
16	Genel	kayda değer bir şekilde	markedly zf.
17	Genel	kayda değer olmayan	not a circumstance zf.
18	Genel	kayda değer derecede	smartly zf.
Phrasals
19	Öbek Fiiller	kayda değer bir başarı kazanmak	clock something up f.
20	Öbek Fiiller	(birinin/bir grubun) üzerinde pek kayda değer bir etki bırakmadan geçip gitmek	wash over (someone or something) f.
Phrases
21	İfadeler	kayda değer olmayan	of little/no account s.
22	İfadeler	kayda değer başka bir nokta şudur ki	another point worth mentioning is that expr.
23	İfadeler	bize kayda değer bir şey kazandırmadı	it has not gained us anything of substance expr.
Colloquial
24	Konuşma Dili	kayda değer biri	a piece of work [us] i.
25	Konuşma Dili	kayda değer bir şeyler yapan sıradan biri	a regular guy doing something remarkable i.
26	Konuşma Dili	bir şeyin en kayda değer olanı	honey of a something i.
27	Konuşma Dili	kayda değer şey	lollapalooza i.
28	Konuşma Dili	kayda değer avantajı bulunan kimse	overdog i.
29	Konuşma Dili	(gerçekten) kayda değer olmak	be (really) something f.
30	Konuşma Dili	kayda değer bir fark yaratmamak	amount to nothing f.
31	Konuşma Dili	kayda değer biri/bir şey olmak	be no mean... f.
32	Konuşma Dili	kayda değer bir özelliği olmamak	be nothing special f.
33	Konuşma Dili	kayda değer bir şey olmak	be something to shout about f.
34	Konuşma Dili	önemsenecek/kayda değer bir şey yok	nothing in it expr.
35	Konuşma Dili	gözle görülür/kayda değer bir fark yok	nothing in it expr.
36	Konuşma Dili	gözle görülür/kayda değer bir fark yok	(there's) nothing in it expr.
37	Konuşma Dili	(bir söylentide, raporda, hikayede) önemsenecek/kayda değer bir şey yok	(there's) nothing in it expr.
38	Konuşma Dili	kayda değer bir şey (değil/yok)	nothing much expr.
39	Konuşma Dili	kayda değer bir şey yok	not a (whole) lot expr.
40	Konuşma Dili	kayda değer (bir şey)	quite a (something) expr.
41	Konuşma Dili	kayda değer bir şey	quite something expr.
42	Konuşma Dili	kayda değer bir önemi yok	there is no there there expr.
Idioms
43	Deyim	olağanüstü/fevkalade/kayda değer bir şey	something to shout about i.
44	Deyim	kayda değer (biri/bir şey)	(someone or something) to shout about i.
45	Deyim	kayda değer bulmak	write home about f.
46	Deyim	kayda değer olmak	ring the bell f.
47	Deyim	kayda değer (bir şey) olmak	be no mean (something) f.
48	Deyim	(pek) kayda değer olmamak	be nothing (much) to write home about f.
49	Deyim	kayda değer olmamak	be nothing to shout about f.
50	Deyim	pek kayda değer olmamak	be nothing to write home about f.
51	Deyim	pek kayda değer olmamak	be not much to write home about f.
52	Deyim	kayda değer olmamak	be of no account f.
53	Deyim	kayda değer bir şey yapmak	move the needle f.
54	Deyim	kayda değer olmayan	of little consequence s.
55	Deyim	pek etkileyici/kayda değer olmayan/değil	not much to boast about s.
56	Deyim	pek etkileyici/kayda değer bir şey değil	not much to boast about s.
57	Deyim	kayda değer herhangi bir şey (yok)	not anything to boast about expr.
58	Deyim	kayda değer bir şey değil	nothing to shout about expr.
59	Deyim	kayda değer bir çatışma yaşamadan	without a shot being fired expr.
Speaking
60	Konuşma	kayda değer bir şey var mı?	anything to report? expr.
61	Konuşma	kayda değer birşey olmadı	nothing important happened expr.
Trade/Economic
62	Ticaret/Ekonomi	kayda değer meblağ	significant amount i.
63	Ticaret/Ekonomi	kayda değer tutar	significant amount i.
64	Ticaret/Ekonomi	risk priminde kayda değer artış	pronounced increase in the risk premium i.
65	Ticaret/Ekonomi	ülkenin kişi başına düşen gelirinin kayda değer bir artış göstermemesi durumu	zero economic growth i.
Mining
66	Maden	kayda değer miktarda kuvars içeren diyorit	tonalite i.
67	Maden	kayda değer miktarda kuvars içeren diyorit	quartz-diorite i.
Medical
68	Medikal	kayda değer miktarda prostat dokusunun vücuttan çıkarılması	turp (transurethral resection of the prostate) i.
Psychology
69	Psikoloji	evrensel kuramlar kullanılarak kayda değer hususlar hakkında hükümlere varılan muhakeme yöntemleriyle ilgili olmayan	nondeductive s.
Meteorology
70	Meteoroloji	yıllık kar yağışı miktarı kayda değer olan bölge	snowbelt i.
Archaic
71	Eski Kullanım	kayda değer şey	observable i.
Modern Slang
72	Modern Argo	kayda değer bir özelliği yok	aint bout nuttin exclam.