kaygılı - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kaygılı



"kaygılı" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 44 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kaygılı worried s.
kaygılı anxious s.
General
kaygılı uneasy s.
kaygılı nervous s.
kaygılı anxious s.
kaygılı concerned s.
kaygılı preoccupied s.
kaygılı fearful s.
kaygılı perturbed s.
kaygılı apprehensive s.
kaygılı disconcerting s.
kaygılı worried s.
kaygılı angsty s.
kaygılı afraid s.
kaygılı agitated s.
kaygılı agitated s.
kaygılı rattled s.
kaygılı thoughted [scottish] s.
kaygılı toey [australia] s.
kaygılı trepidatious s.
kaygılı trepidacious s.
kaygılı all-overish s.
kaygılı unease s.
kaygılı ungratified s.
kaygılı untranquil s.
kaygılı queasy s.
kaygılı haunted s.
kaygılı disquieted s.
kaygılı disquietful s.
kaygılı disturbed s.
kaygılı fazed s.
kaygılı feart s.
kaygılı fiddle-footed s.
kaygılı skittish s.
kaygılı soyned s.
kaygılı squeasy s.
Colloquial
kaygılı kacking s.
kaygılı kakking s.
kaygılı on the hop expr.
Idioms
kaygılı (all) het up s.
kaygılı on pins and needles expr.
Archaic
kaygılı careful i.
kaygılı upwrought s.
kaygılı disquiet s.

"kaygılı" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 33 sonuç

Türkçe İngilizce
General
kaygılı olma unease i.
kaygılı olma disquietment i.
kaygılı olma disquietness i.
kaygılı olma disquiettude i.
kaygılı olma inquietness [obsolete] i.
kaygılı düşünce inquietude i.
kaygılı düşünceler inquietudes i.
kaygılı olma preoccupancy i.
kaygılı olma stewing i.
kaygılı olmak have anxiety for f.
kaygılı olmak have worry for f.
aşırı kaygılı overanxious s.
kaygılı olmayan unanxious s.
kaygılı olarak worriedly zf.
kaygılı olarak disconcertingly zf.
kaygılı bir şekilde apprehensively zf.
Phrasals
(endişeli/kaygılı) bir hale sokmak wind up into (something) f.
(bir şeye) kaygılı yaklaşmak worry through (something) f.
(bir süreci) kaygılı geçirmek worry through (something) f.
Idioms
(biri veya bir şey hakkında) tedirgin/huzursuz/kaygılı olmak have (some/any) qualms about (something or someone) f.
kaygılı/üzgün olmak be in a bit of a state f.
kaygılı bir şekilde bir şeyin olmasını/gelmesini/geçmesini beklemek marinate f.
çok endişeli/kaygılı/tedirgin all wound up s.
çok kaygılı rip-snorting mad s.
kaygılı/tedirgin durumda all of a doodah expr.
gergin/kaygılı bir bekleyiş içinde olan on the anxious seat expr.
Psychology
kaygılı bağlanma tarzı anxious attachment style i.
kaygılı bağlanma anxious attachment i.
kaygılı uzaklaşma anxiety-withdrawal i.
Archaic
fazla kaygılı overcarking s.
etik gerekçeler nedeniyle kaygılı scrupulous s.
Slang
endişeli/kaygılı olmak be kacking it f.
endişeli/kaygılı olmak be kakking it f.