kazanç - Türkçe İngilizce Sözlük

kazanç

"kazanç" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 77 sonuç

Türkçe İngilizce
Yaygın Kullanım
kazanç gain i.
They were looking for ways to increase financial gain.
Finansal yönden kazancı artırmanın yollarını arıyorlardı.

More Sentences
kazanç income i.
Tom and Mary save over half of their income each year.
Tom ve Meryem her yıl kazançlarının yarısından fazlasını biriktirir.

More Sentences
kazanç earnings i.
There are neither quantitative restrictions on the inflow of capital, nor on the remittance of capital earnings.
Sermaye girişleri veya sermaye kazançlarının yurt dışına çıkarılması üzerinde miktar kısıtlamaları yoktur.

More Sentences
Genel
kazanç proceeds i.
Proceeds go to charity.
Kazançlar hayır işlerine gidiyor.

More Sentences
kazanç win i.
Those are two huge wins for me.
Bunlar benim için iki büyük kazanç.

More Sentences
kazanç earnings i.
I need only point out that the earnings gap between East and West is around 60%.
Doğu ile Batı arasındaki kazanç farkının %60 civarında olduğunu belirtmem yeterli olacaktır.

More Sentences
kazanç income i.
We should strike a balance between our expenditure and income.
Kazancımız ve giderimiz arasında orta yolu bulmalıyız.

More Sentences
kazanç profit i.
Nobody in Europe can or should hope to profit from this.
Avrupa'da hiç kimse bundan kazanç elde edemez ve etmemelidir.

More Sentences
Ticaret/Ekonomi
kazanç profit i.
Without these profits, they have no motive for continuing their harmful trade.
Bu kazançlar olmadan, zararlı ticaretlerini sürdürmek için hiçbir nedenleri kalmaz.

More Sentences
kazanç gain i.
Even if he is lost to Parliament, he will be our gain as a partner among the experts.
Parlamento'da kaybetse bile, o uzmanlar arasında bir ortak olarak bizim kazancımız olacaktır.

More Sentences
Siyasal
kazanç profit i.
The criminals must be denied their profits if we are to bring these problems under control.
Bu sorunları kontrol altına alabilmemiz için suçluların kazançlarının engellenmesi gerekmektedir.

More Sentences
Telekom
kazanç gain i.
We should all recall that the primary motive of organised crime is financial gain.
Hepimiz, organize suçların başlıca nedeninin mali kazanç olduğunu hatırlamalıyız.

More Sentences
Otomotiv
kazanç gain i.
This is not to be a source of financial gain.
Bu bir maddi kazanç kaynağı olmamalıdır.

More Sentences
Gıda
kazanç profit i.
It is clear and it is vital that blood should not be a source of profit.
Kanın bir kazanç kaynağı olmaması gerektiği açıktır ve hayati önem taşımaktadır.

More Sentences
Yaygın Kullanım
kazanç acquisition i.
Genel
kazanç winnings i.
kazanç booty i.
kazanç capital i.
kazanç benefit i.
kazanç increment i.
kazanç acquisition i.
kazanç convenience i.
kazanç advantage i.
kazanç one's daily bread i.
kazanç acquis (fr) i.
kazanç emolument i.
kazanç acquirement i.
kazanç receipt i.
kazanç avails i.
kazanç asset i.
kazanç spoil i.
kazanç return i.
kazanç margin i.
kazanç grist i.
kazanç gainings i.
kazanç revenue i.
kazanç good i.
kazanç buy i.
kazanç saving i.
kazanç takings i.
kazanç take i.
kazanç acquist [obsolete] i.
kazanç apport [obsolete] i.
kazanç apports [obsolete] i.
kazanç availment i.
kazanç makings i.
kazanç vail [obsolete] i.
kazanç get [dialect] i.
kazanç odds i.
kazanç coming ins i.
kazanç incoming i.
kazanç favor i.
kazanç plunder i.
kazanç plus i.
kazanç prang i.
kazanç gest i.
Deyim
kazanç your daily bread i.
Ticaret/Ekonomi
kazanç returns i.
kazanç earning i.
kazanç yield i.
kazanç income i.
kazanç interest i.
kazanç avail i.
kazanç proceeds i.
kazanç emolument i.
kazanç return i.
kazanç endowment i.
kazanç incomings i.
kazanç pennyfee i.
Hukuk
kazanç earning i.
Teknik
kazanç yield i.
Bilgisayar
kazanç won expr.
Biyokimya
kazanç recovery i.
Kısaltma
kazanç earn i.
Eski Kullanım
kazanç emolument i.
kazanç lucre i.
Argo
kazanç cake i.

"kazanç" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Yaygın Kullanım
kazanç sağlamak yield f.
The investment now yields him 6%.
Yatırım şimdi ona % 6 kazanç sağlıyor.

More Sentences
Genel
kazanç (para olarak) winnings i.
Don't waste time counting your winnings.
Kazancınızı saymak için vakit kaybetmeyin.

More Sentences
kişisel kazanç personal gain i.
Anything can become private property and be used for somebody's personal gain.
Her şey özel mülk haline gelebilir ve birilerinin kişisel kazancı için kullanılabilir.

More Sentences
Konuşma Dili
haksız kazanç ill-gotten gain i.
Ill-gotten gains never benefit anyone.
Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.

More Sentences
Hukuk
kazanç elde etmek gain f.
This is why companies and trade unions do not stand to gain anything from an opt-out.
İşte bu nedenle şirketler ve sendikalar iltica hakkından vazgeçilmesinden herhangi bir kazanç elde edemezler.

More Sentences
Genel
faiz ve vergi öncesi kazanç earnings before interest and tax i.
kazanç kontrolü gaining control i.
ek kazanç extra profit i.
net kazanç net profit i.
kazanç kontrolü gain control i.
kazanç sahibi earner i.
haksız kazanç pelf i.
hidrodinamik kazanç ölçümü hydrodynamic yield measurement i.
ortalama günlük kazanç the average daily earning taken as basic to premium i.
kazanç vergisi income tax i.
ana kazanç kontrolü master gain control i.
kolay kazanç gravy i.
endüstriyel kazanç industrial procurement i.
haksız kazanç haul i.
brüt kazanç gross earning i.
kazanç kaynağı bonanza i.
beklenmedik kazanç bonanza i.
hızlı kazanç growthiness i.
büyük kazanç scoop i.
büyük kazanç handsome profits i.
yolsuz kazanç illicit gain i.
kazanç payı gain margin i.
kazanç hatası gain error i.
kazanç duyarlılığı gain sensitivity i.
ekstra kazanç perquisite i.
tek seferlik kazanç one time profit i.
aylık kazanç monthly income i.
aylık kazanç monthly earning i.
ticari kazanç commercial earning i.
tek seferlik kazanç non-recurring income i.
çok kazanç getiren iş money-spinner i.
haram kazanç ill-gotten gain i.
helal kazanç honest earnings i.
helal kazanç halal earning i.
haksız kazanç unearned gain i.
haram kazanç unearned gain i.
haksız kazanç unearned income i.
haram kazanç unethical profit i.
haram kazanç unethical gain i.
haram kazanç undeserved gain i.
haram kazanç undeserved earning i.
haram kazanç undeserved profit i.
haksız kazanç undeserved gain i.
haksız kazanç ill gotten gains i.
yasadışı kazanç ill-gotten gain i.
kısa vadeli kazanç/kazanım short-term gain i.
hayranların kendilerine ait olmayan orijinal eserler üzerinde herhangi bir kazanç beklentisi olmadan eğlence amaçlı yazdıkları kurgu öyküler fan-fiction i.
hayranların kendilerine ait olmayan orijinal eserler üzerinde herhangi bir kazanç beklentisi olmadan eğlence amaçlı yazdıkları kurgu öyküler fanfiction i.
hayranların kendilerine ait olmayan orijinal eserler üzerinde herhangi bir kazanç beklentisi olmadan eğlence amaçlı yazdıkları kurgu öyküler fanfic i.
çift taraflı kazanç win-win i.
haksız kazanç unfair profit i.
helal kazanç halal/lawful/legitimate/licit profit (earnings/ income) i.
kazanç elde etmek, altın ve maden keşfetmek amacıyla güney amerika'ya giden, köleleştirmek için yerli halkı avlayan portekiz kaşif bandeirante i.
büyük kazanç huge earning i.
kazanç sağlayan yielder i.
haksız kazanç sağlayan kimse bandit i.
beklenenden fazla kazanç velvet i.
görevin haksız kazanç için kötüye kullanılması venality i.
küçük yatırımdan büyük kazanç elde edebilme leverage i.
daha değerli olanı feda ederek elde edilen maddi kazanç mess of pottage i.
maddi kazanç money i.
çiftlikten elde ettiği kazanç sayesinde kas gücüne dayanan işler yapması gerekmeyen erkek gentleman farmer i.
bahşedilen kişiye kazanç getiren kilise mülkü (tarla) glebe land i.
günlük kazanç daily bread i.
kazanç payı cut-in i.
kazanç payı alan kimse cut-in i.
(kumarhanede) çiplerin satışından elde edilen kazanç drop i.
büyük kazanç cleaning i.
alengirli yollardan elde edilen kazanç filthy lucre [obsolete] i.
haram kazanç filthy lucre [obsolete] i.
maddi kazanç pudding i.
seebeck tarafından kişisel kazanç amacıyla basılan yeni baskı pullar seebeck i.
kazanç payı snap [obsolete] i.
aşırı kazanç superlucration [obsolete] i.
kazanç sağlamak gain ground f.
kazanç getirmek bring somebody in something f.
kazanç getirmek net f.
getirmek (kar/kazanç) yield f.
havadan kazanç sağlamak gain unearned income f.
havadan kazanç elde etmek gain unearned income f.
kazanç elde etmek generate income f.
kazanç elde etmek earn income f.
kazanç elde etmek make profit f.
kazanç elde etmek earn f.
kazanç elde etmek gain profit f.
kazanç getirmek bring in f.
kazanç sağlamak cash in f.
kazanç getirmek yield f.
kazanç amacı gütmek seek profit f.
kazanç elde etmek reap a profit f.
kazanç sağlamak derive a profit f.
kazanç elde etmek derive a profit f.
haksız kazanç elde etmek acquire illegally f.
kazanç elde etmek turn a profit f.
haksız kazanç sağlamak derive an improper personal benefit f.
kazanç sağlamak make a gain f.
kazanç sağlamak advantage f.
(at yarışında) başarısız atlardan kazanç elde edecek şekilde bahis koymak make a book f.
(at yarışında) başarısız atlardan kazanç elde edecek şekilde bahis koymak make book f.
kazanç sağlamak avaunce [obsolete] f.
şahsi kazanç elde etmek için resmi işi kötüye kullanmak job f.
(memuriyetten) haksız kazanç sağlamak job f.
haksız kazanç elde etmek lurch f.
özellikle hileli kazanç elde etmek için (hileyle veya korkutarak) bir düşmanlık veya karşıtlığın üsteden gelmek muscle f.
kazanç sağlamak fang [dialect] f.
daha çok brüt kazanç elde etmek outgross f.
kazanç elde etmek için araç olarak kullanmak parlay f.
kazanç sağlayacak bir şey aramak fossick f.
kazanç sağlamak subscribe [obsolete] f.
kazanç getirmez unprofitable s.
çok çalışmaya karşılık az kazanç sağlayan hardscrabble s.
kazanç ile ilgili acquisitional s.
hobi olarak yapıldığı halde kazanç getiren (iş) nonrecreational s.
kar/kazanç getiren commercially viable s.
kazanç sağlayan yielding s.
kazanç elde etmek için risk alan entrepreneurial s.
kazanç getirmeyen unpayable s.
kazanç sağlanmamış unyolden s.
beklenmedik kazanç ile ilgili windfall s.
kazanç yaratan lucrific s.
kazanç sağlamayan disprofitable s.
kazanç sağlamayan infructuose s.
kazanç sağlamayan infructuous s.
kazanç sağlamayan infrugiferous s.
kazanç getiren good s.
mali kazanç için sanatsal nitelikleri feda eden commercial s.
kazanç veya varlıklara göre önceliği olan (menkul kıymet) prior s.
kazanç getirmeyen seck s.
amatör olmasına karşın maddi kazanç sağlayan semiamateur s.
kazanç getirerek yieldingly zf.
kendisine kazanç oluşturacak şekilde in one's way [obsolete] zf.
kazanç amacıyla mercenarily zf.
kazanç sağlamadan infructuously zf.
kendi açısından kazanç içeren in the way [obsolete] expr.
Öbek Fiiller
büyük kazanç sağlamak clean up f.
kazanç olarak birikmek come in f.
kazanç sağlamak win on f.
(bir şey) yaparak kazanç sağlamak gain (something) by (doing something) f.
(bir şey) yaparak kazanç sağlamak gain something by doing something f.
fırsat bilip kazanç sağlamak cash in f.
kazanç/kar olarak içeri sokmak take in f.
kazanç/gelir sağlamak take something in f.
kazanç/gelir sağlamak take in f.
kazanç getirmek pull in f.
kazanç sağlamak pull in f.
(bir şeyin) gelir/veraset/kazanç vergisini ödemek pay on (something) f.
(kazanç, gelir olarak) elde edilmek come in f.
(kazanç, gelir olarak) payına düşmek come in f.
İfadeler
acı yoksa kazanç da yok no pain no gain i.
ne kadar satış o kadar kazanç the more sales the more profits expr.
Konuşma Dili
çift gelir/kazanç double-dipping i.
çifte gelir/kazanç double-dipping i.
vergi indirimi veya yasalardaki açıkları kullanarak kazanç sağlayan şirket/yönetici corporate welfare bum i.
büyük kazanç fat city i.
karşılıksız kazanç loot [us] i.
yaparak kazanç sağlamak gain by doing f.
fırsat varken kazancına kazanç kat go while the going is good expr.
Deyim
haksız kazanç ill-gotten gains i.
iyi kazanç good thing i.
başkasının ölümü ya da talihsizliğinden kazanç sağlayan kimse grave-dancer i.
bedavadan kazanç egg in your beer i.
haksız kazanç the mammon of unrighteousness i.
yasa dışı/kanunsuz kazanç the mammon of unrighteousness i.
yasal iş/kazanç an honest buck [us] i.
kazanç kaynağı a meal ticket i.
büyük gelir/kazanç kapısı a pot of gold [us] i.
hayali kazanç a pot of gold [us] i.
büyük gelir/kazanç kapısı a crock of gold [uk] i.
hayali kazanç a crock of gold [uk] i.
küçük bir girişimle/çabayla büyük kazanç sağlama a sprat to catch a mackerel [old-fashioned] [uk] i.
küçük bir risk alarak büyük bir kazanç sağlama a sprat to catch a mackerel [old-fashioned] [uk] i.
büyük kazanç sağlayacak küçük bir girişim/çaba (olmak) (be) a sprat to catch a mackerel i.
büyük bir kazanç sağlayacak küçük bir risk (olmak) (be) a sprat to catch a mackerel i.
kazanç kapısı (feathered) oof-bird [obsolete] i.
kolay kazanç sağlayan iş gravy train i.
kazanç sağlamak get ground f.
(başkasına karşı birine) haksız kazanç veya avantaj sağlamak stack the cards in the favor of (someone or something) f.
(birine/bir şeye) haksız kazanç sağlatmak stack the odds in (someone's or something's) favor f.
(birine/bir şeye) haksız kazanç sağlatmak stack the odds in the favor of (someone or something) f.
hızlı/kısa süreli kazanç için kendini satmak sell oneself f.
hızlı/kısa süreli kazanç için kendini düşürmek sell oneself f.
hızlı/kısa süreli kazanç için kendini iki paralık etmek sell oneself f.
hızlı/kısa süreli kazanç için prensiplerinden vazgeçmek sell oneself f.
meşru/yasal yollardan kazanç elde etmek earn an honest buck f.
helal para kazanmak/kazanç sağlamak earn an honest buck f.
alın teriyle/alın teri dökerek kazanç sağlamak earn an honest penny f.
meşru/yasal yollardan kazanç elde etmek earn an honest penny f.
helal para kazanmak/kazanç sağlamak earn an honest penny f.
adil kazanç sağlamak earn an honest penny f.
alın teriyle/alın teri dökerek kazanç sağlamak earn (or turn) an honest penny f.
meşru/yasal yollardan kazanç elde etmek earn (or turn) an honest penny f.
helal para kazanmak/kazanç sağlamak earn (or turn) an honest penny f.
adil kazanç sağlamak earn (or turn) an honest penny f.
kazanç olmak be good news f.
(bir şeyden) kazanç sağlamak turn (something) to account f.
kazanç/avantaj getirecek durumda/pozisyonda onto a good thing s.
reklam demek kazanç demektir it pays to advertise expr.
kesin kazanç like money in the bank expr.
kazanç/avantaj getirecek durumda/pozisyonda on to a good thing expr.
Gündelik
kısa zamanda elde edilen büyük kazanç killing i.
büyük kazanç killing i.
Konuşma
risk olmadan, kazanç olmaz nothing ventured, nothing gained expr.
risk olmadan, kazanç olmaz no risk, no gain expr.
Ticaret/Ekonomi
vergi öncesi kazanç earnings before tax i.
risksiz bir yatırımın getirdiği yıllık kazanç basic yield i.
ticari kazanç commercial earning i.
gerçek kazanç real earnings i.
yıllık kazanç annual earnings i.
vergi sonrası kazanç earnings after taxes i.
kazanç vergileri gains taxes i.
örtülü kazanç camouflage of earnings i.
fiyat/kazanç oranı price/earning ratio i.
döviz işlemi kur kazanç veya kaybı transaction exchange gain or loss i.
kazanç geliştirme planı yield improvement plan i.
hisse senetlerinde artış olduğu takdirde hisse başına kazanç diluted earnings per share i.
ortalama kazanç average win i.
kişi başına düşen kazanç individual earnings i.
hisse senedi başına kazanç earnings per share i.
haksız kazanç unlawful profits i.
risk kazanç oranı risk reward ratio i.
olağanüstü kazanç ve kayıplar extraordinary gains and losses i.
kazanç oranı earning ratio i.
vergi öncesi kazanç earnings before taxes i.
belirli bir kazanç için tutulan hesap income account i.
gayrı meşru kazanç illegal income i.
sermaye kazanç vergisi capital gain tax i.
haksız kazanç ve zenginleşmeyi önlemek için yasalarca konulan sorumluluk quasi contract i.
hisse başına kazanç earnings per share i.
aşırı kazanç vergisi excess profit tax i.
şirket hissedarlarının daha az vergilendirmeye yol açan işlemlerle ticari kazanç sağlamaları bailouts i.
kazanç karşılığı earnings cover i.
gayri safi kazanç gross earnings i.
haksız kazanç unjustified benefit i.
maliyet kazanç cost benefit i.
fiyat kazanç analizi cost benefit analysis i.
kazanç değeri earning value i.
en büyük kazanç largest win i.
tahvil gibi değerli kağıtların üzerinde bulunan ve belirli zamanlarda sahibine faiz veya kazanç payı sağlayan kesilmiş parça coupon i.
ortalama kazanç oranı average win ratio i.
fiyat kazanç oranları price earnings ratios i.
birikmiş kazanç accumulated earning i.
yolsuz kazanç rake off i.
vergi öncesi kazanç before tax return i.
brüt kazanç gross earning i.
beklenmedik kazanç windfall i.
aşırı kazanç excessive profit i.
ek kazanç extra profit i.
gayri safi kazanç gross earning i.
gerçekleşmiş kazanç realized revenue i.
gayri meşru kazanç illicit gain i.
hisse başına net kazanç net earnings per share i.
hisse başına kazanç earning per share i.
haksız kazanç unlawful profit i.
kazanç getirişi earnings yield i.
kazanç getirmeyen varlık nonearning asset i.
kazanç sahibi earner i.
kazanç vergisi profit tax i.
kazanç geliri earned income i.
kazanç ve masraf income and expense i.
net kazanç net earnings i.
normal kazanç kapasitesi earning capacity i.
safi kazanç net profit i.
örtülü kazanç hidden income i.
ticari kazanç trading profit i.
kazanç verimi earnings yield i.
kazanç duyarlılığı gain sensitivity i.
kazanç payı gain margin i.
yaşam boyu kazanç grafiği age-earnings profile i.
fiyat-kazanç oranı price-earning ratio i.
fiyat kazanç oranı price-earnings ratio i.
fiyat-kazanç oranı price-earnings ratio i.
fiyat-kazanç oranı price earnings ratio i.
finansal kazanç financial gain i.
mali kazanç financial gain i.
ticari kazanç vergisi tax on business profits i.
toplam kazanç total earnings i.
ortalama kazanç düzeyi level of average earnings i.
kazanç payı dividend share i.
kazanç kaybı sigortası profit insurance i.
kazanç bilançosu statement of earnings i.
zirai kazanç income from agriculture i.
fazla kazanç vergisi excess profits tax i.
olağanüstü kazanç vergisi excess profit duty i.
sermaye kazanç ve zararları capital gain and loss i.
kazanç kapasite değeri earning capacity value i.
hisse başına net kazanç net earning per share i.
kazanç eğrisi earning curve i.
beklenmedik kazanç windfall profit i.
brüt kazanç gross earnings i.
işçiye parça başına yaptığı işe karşılık ödenmesi garanti edilen asgari kazanç guaranteed earnings i.
kazanç kaybı loss of earnings i.
bir yatırımın getirdiği yıllık kazanç basic yield i.
kazanç kaybı loss of earning i.
net kazanç net avails i.
net kazanç net earning i.
fiyat-kazanç oranı price earning ratio i.
topraktan elde edilen kazanç esplees i.
kazanç potansiyeli earning potential i.
yıllık kazanç annual return i.
kazanç oranı earning rate i.
beklenmedik kazanç perquisite i.
kazanç nispeti earning rate i.
yıllık kazanç annual earning i.
ortalama saat başına kazanç average hourly earning i.
satınalma gücü kazanç veya kaybı gain or loss on monetary items i.
fiyat kazanç oranı price earning ratio i.
ticari kazanç business income i.
kazanç paylaşımı gain sharing i.
maddi kazanç financial gain i.
maddi kazanç monetary gain i.
paylaştırılmamış net kazanç surplus earnings i.
mukayeseli kazanç bilançosu comparative statement of earnings i.
kazanç planlaması profit planning i.
kazanç planı profit planning i.
kazanç planlama profit planning i.
aylık kazanç monthly earnings i.
kurumsal kazanç corporate earning i.
anormal kazanç abnormal gain i.
yolsuzluktan elde edilen kazanç corrupt gain i.
milyonu ifade eden kazanç seven-figure income i.
altı haneli kazanç six-figure income i.
çeyrekten çeyreğe kazanç/gelir quarter-over-quarter revenue i.
ara kazanç arbitrage i.
net kazanç net profit i.
fiyat kazanç oranı) price to earning ratio i.
basit usülde ticari kazanç difference between the revenues generated and the expenses incurred and the acquisition costs of the goods sold within an accounting period i.
basit usülde ticari kazanç commercial earnings acquired on simple earnings basis i.
diğer kazanç ve iratlar other income and earnings i.
fiyat-kazanç oranı price/earnings ratio i.
dağıtılmayan kazanç vergisi retained earnings tax i.
kazanç fazlası surplus earnings i.
yüksek kazanç tuzağı fur-lined trap i.
belli bir şeyden elde edilen kazanç proceed i.
vergilendirilebilir kazanç yüzdesinin her yıl düşürülerek satıcının elde ettiği payın artırıldığı vergi indirimi sistemi taper relief i.
sermaye kazanç vergisi değerlendirmesine tabi olan varlık chargeable asset i.
rakip firmalar arasındaki kazanç ve kayıp ilişkisi açısından ortaya çıkmış bir rekabet teorisi theory of games i.
rakip firmalar arasındaki kazanç ve kayıp ilişkisi açısından ortaya çıkmış bir rekabet teorisi game theory i.
yüksek miktarda kazanç/fiyat tidy sum i.
döngüsel duruma göre düzeltilmiş fiyat kazanç oranı cyclically adjusted price earnings ratio (cape ratio) i.
kazanç beklentisiyle riske giren ticari girişim venture i.
aşırı kazanç elde ettiği düşünülen bir kuruluşa uygulanan vergi windfall tax i.
kazanç yumuşatma income smoothing i.
hisse senedinin fiyat-kazanç oranını ifade eden sayı multiple i.
fiyat-kazanç oranı multiple i.
(borsada) büyük kazanç yaratan sanal hisse senetleri fancy stocks i.
net kazanç clearance i.
nakit kazanç pennyfee i.
beklenmedik kazanç dividend i.
kazanç veya kaybın olmadığı, başlangıç haline dönen piyasa flatline i.
fiyat-kazanç oranı price-to-earnings ratio i.
fiyat kazanç oranı price-to-earnings ratio i.
spekülatörün hızlıca yaptığı bir işlemden elde ettiği küçük kazanç scalp i.
prime esas kazanç premium based earning i.
başkalarının çabasından kazanç sağlama free riding i.
prime esas kazanç earning subject to premium i.
zorla kazanç sağlama squeeze i.
yanlış bilgiler yayarak haksız kazanç sağlamak false rumour trading f.
kazanç sağlamak carry interest f.
kazanç getirmek yield a benefit f.
kazanç getirmek yield a profit f.
kazanç getirmek bring a benefit f.
kazanç getirmek bring a profit f.
kazanç getirmek yield benefit f.
kazanç elde etmek make a profit f.
(hisse) piyasanın altında kazanç getirmek underperform f.
(kazanç veya karı) bölüşmek cut f.
(kazanç veya karı) pay etmek cut f.
borsadaki hafif dalgalanmalardan hızlı ve küçük kazanç elde etmek scalp f.
(daha yüksek kazanç sağlamak için) çok sayıda kısa pozisyon açmak squeeze the shorts f.
sermaye ile ilgili olmayan (zarar, kazanç veya maliyet) noncapital s.
kazanç elde etmek için bir proje veya şirkete yatırılmamış uninvested s.
kazanç elde etmemiş unrevenued s.
kazanç ve kaybın birbirine eşit olduğu durumda olan zero-sum s.
yatırım-kazanç dengesiyle ilgili break-even s.
uzun vadeli kazanç getiren long-term s.
kazanç sağlamadan unprofitably zf.
fiyat kazanç oranı p/e ratio kısalt.
fiyat-kazanç oranı p/e ratio (price earnings ratio) kısalt.
çok yüksek kazanç getirebilecek olan riskli yatırım sheep (sky high earnings expectations possibly) kısalt.
Hukuk
örtülü kazanç concealed gain i.
kazanç elde eden earner i.
zirai kazanç vergisi farmer's tax i.
gayrimeşru kazanç illegal interest i.
kazanç vergisi conscience money i.
gayrimeşru kazanç unlawful profit i.
haksız kazanç unlawful profit i.
haksız kazanç unjust enrichment i.
kazanç devri menfaati restitution interest i.
kazanç müsaderesi confiscation of earnings i.
örtülü kazanç aktarımı concealed gain transfer i.
kazanç getirmek yield f.
Siyasal
siyasi kazanç political gain i.
kazanç getirici faaliyet gainful occupation i.
entelektüel kazanç intellectual assets i.
(devlet bünyesinde) kazanç ile ilişkili emeklilik planı serps (state earnings-related pension scheme) kısalt.
Sanayi
kazanç ile ilgili emolumental s.
kazanç sağlamayan unprofiting s.
Sigortacılık
kazanç kaybı loss of earnings i.
Teknik
toplam kazanç overall gain i.
diferansiyel kazanç differential gain i.
anı otomatik kazanç kontrolü instantaneous automatic gain control i.
eşikli otomatik kazanç ayarı biased automatic gain control i.
otomatik kazanç ayarı automatic gain control i.
logaritmik kazanç logarithmic gain i.
oransal kazanç modulating gain i.
eklenen kazanç insertion gain i.
eksi kazanç negative gain i.
negatif kazanç negative gain i.
kazanç bant genişliği gain bandwidth i.
yönlü kazanç directional gain i.
elde edilebilir en büyük kazanç maximum available gain i.
kazanç kuvvetlendiricisi gain amplifier i.
yönsel kazanç işlevi directivity function i.
kazanç oranı front-to-back ratio i.
ana kazanç kontrolü master gain control i.
otomatik kazanç denetimi automatic gain control i.
döngü kazanç işlevi loop gain characteristic i.
servo kazanç servo gain i.
otomatik kazanç kontrolü automatic gain control i.
otomatik kazanç kontrol devreli işitme cihazları hearing aids with automatic gain control circuits i.
kazanç parametreleri gain parameters i.
ısıl kazanç thermal gain i.
kazanç ayarı gain control i.
kazanç katsayısı gain factor i.
kazanç reglajı gain control i.
reglaj kazanç amplifikatörü variable gain amplifier i.
Bilgisayar
analog kazanç analog gain i.
ayrımsal kazanç differential gain i.
yönsel kazanç işlevi directivity function i.
eş kazanç sınırı eq gain limit i.
kazanç bantgenişliği çarpımı gain bandwidth product i.
döngü kazanç işlevi loop gain characteristic i.
enerji kazanç modu power save mode i.
Bilişim
ayrımsal kazanç differential gain i.
Telekom
toplam kazanç overall gain i.
birim kazanç bant genişliği unity gain bandwidth i.
birim kazanç unity gain i.
haksız kazanç unjust enrichment i.
mutlak kazanç absolute gain i.
eşikli otomatik kazanç ayarı biased automatic gain control i.
sesle çalışan kazanç ayarlı devre voice operated gain adjusting device i.
gerçekleşmiş kazanç realized gain i.
farksal kazanç differential gain i.
otomatik kazanç denetimi automatic gain control i.
Elektrik
otomatik kazanç ayarı automatic gain control i.
otomatik kazanç denetimi automatic gain control i.
diferansiyel kazanç differential gain i.
ayrımsal kazanç differential gain i.
yönlü kazanç directional gain i.
gecikmiş otomatik kazanç kontrolü delayed automatic gain control i.
kazanç ayarı gain control i.
kazanç bant genişliği gain bandwidth i.
kazanç kuvvetlendiricisi gain amplifier i.
negatif kazanç negative gain i.
eksi kazanç negative gain i.
eklenen kazanç insertion gain i.
ani otomatik kazanç kontrolü instantaneous automatic gain control i.
elde edilebilir en büyük kazanç maximum available gain i.
otomatik kazanç kontrolü devresi automatic gain control circuit i.
Televizyon
kazanç-gürültü sıcaklık oranı gain to noise temperature ratio i.
Otomotiv
otomatik kazanç kontrolü automatic gain control i.
Demiryolu
tek bir demiryolu vagonunun kat ettiği yolu gösteren, kazanç ve maliyet hesabında kullanılan uzunluk değeri car mile i.
demiryolu vagonlarının kat ettiği yolu gösteren, kazanç ve maliyet hesabında kullanılan uzunluk değerleri car mileage i.
Medikal
terapötik kazanç faktörü therapeutic i.
Psikoloji
birincil kazanç primary gain i.
kazanç puanı gain score i.
narsistik kazanç narcissistic gain i.
ikincil kazanç secondary gain i.
çekimde kazanç-kayıp teorisi gain-loss theory of attraction i.
İstatistik
kazanç fonksiyonu gain function i.
Biyoloji
genetik kazanç genetic gain i.
Deniz Biyolojisi
yem kazanç oranı feed gain ratio i.
Tarım
mahsulden elde edilen kazanç emblement i.
Tarih
beklenmedik kazanç aubaine i.
Dini
bahşedilen kişiye kazanç getiren kilise mülkü (tarla) ecclesiastical benefice i.
(yeni ahit'te) sahte tanrı olarak temsil edilen zenginlik, para hırsı ve dünyevi kazanç mammon i.
papa ödeneği veya dini makama ait kazanç corpse i.
Futbol
(sahada) yeni atış hakkı veren on yardalık kazanç first down i.
Kısaltma
sermaye kazanç vergisi cgt (capital gains tax) i.
Eski Kullanım
finansal kazanç dimes i.
yasadışı kazanç meed i.
finansal kazanç dimes i.
mali kazanç dimes i.
kazanç sağlamak improve f.
kazanç sağlanabilir improvable s.
ne kazanç ne kayıp getiren saving s.
Engineering
enerji veya su kazanç ve kayıp hesabı budget i.
Argo
yolsuz kazanç a rake-off i.
herhangi bir aktivite sonucu elde edilen kazanç haul i.
küçük bir zümrenin içinde bulunduğu, aşırı kazanç getiren avantajlarla dolu durum gravy boat i.
evli olmayan ayrılmış çift arasındaki mal/kazanç paylaşımı palimony i.
yasadışı kazanç elde eden hustling s.
Modern Argo
alternatif kazanç alternative acquisition i.
geleneksel yöntemler dışında elde edilen kazanç alternative acquisition i.
hırsızlık, gasp gibi yöntemlerle elde edilen kazanç alternative acquisition i.