keep of something - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

keep of something

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"keep of something" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
General
keep of something f. -den uzak durmak

"keep of something" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 110 sonuç

İngilizce Türkçe
General
keep something in a corner of one's mind f. aklının bir köşesinde bulundurmak
keep something in a corner of one's mind f. aklının bir köşesinde tutmak
keep something out of f. uzak tutmak
keep the spirit of something alive f. ruhunu canlı tutmak
keep on the left-hand side of something f. bir şeyin solundan gitmek
keep on the left side of something f. bir şeyin solunda kalmak/olmak
keep on the left-hand side of something f. bir şeyin solunda kalmak/olmak
keep on the left side of something f. bir şeyin solundan gitmek
Phrasals
keep on top of something f. bir şeyden (gelişmeler vb) haberdar olmak
keep ahead (of someone or something) f. (birinin/bir şeyin) önünde olmak
keep ahead (of someone or something) f. (birinden/bir şeyden) önde olmak
keep ahead (of someone or something) f. (birinin/bir şeyin) önünde tutmak
keep ahead (of something) f. (bir şeyi) zamanında/önden tamamlamak
keep ahead (of something) f. (bir şeyi) vakitlice yapmak
keep ahead (of something) f. (bir şeyi) vaktinden önce/erkenden yapmak
keep off (of) (something) f. (bir şeyden) uzak durmak
keep off (of) (something) f. (bir şeye) yaklaşmamak
keep out (of something) f. (bir şeyin) dışında kalmak
keep out (of something) f. (bir şeyden) uzak durmak
keep out (of something) f. (bir şeye) girmemek/yaklaşmamak
keep out (of something) f. (birini/bir şeyi) uzak tutmak
keep out (of something) f. (birini/bir şeyi) dışarıda tutmak
keep out (of something) f. (birini/bir şeyi) içeri sokmamak
keep out (of something) f. (birini/bir şeyi) karıştırmamak
keep out (of something) f. (birini/bir şeyi) konunun dışında tutmak
keep out (of something) f. (bir şeye) karışmamak
keep out (of something) f. (bir şeye) burnunu sokmamak
keep out (of something) f. (bir şeye) karışmasını engellemek
keep out (of something) f. (bir şeye) dahil olmasını engellemek
keep out (of something) f. (bir şeye) sokmamak
keep out (of something) f. (bir şeyden/yerden) çekilmek
keep out (of something) f. (bir yerde) durmamak
keep out (of something) f. (bir şeyden/yerden) çekmek
keep out (of something) f. (bir şeyden/yerden) uzaklaştırmak/almak
keep out (of something) f. başına bela olmamak
keep out (of something) f. yoluna çıkmamak
keep out (of something) f. ayağına dolanmamak
keep out (of something) f. ayak bağı olmamak
keep out (of something) f. başına bela etmemek
keep out (of something) f. yoluna çıkarmamak
keep out (of something) f. ayak bağı etmemek
keep out (of something) f. (bir şeye) bulaşmamak
keep out (of something) f. (bir şeye) bulaştırmamak
Idioms
keep something in the back of someone's mind f. aklının bir köşesinde bulundurmak
keep something at the back of someone's mind f. aklının bir köşesinde bulundurmak
keep something in the back of someone's mind f. aklının köşesinde bulundurmak
keep something at the back of someone's mind f. aklının köşesinde bulundurmak
keep one's nose out of something f. burnunu sokmamak
keep something inside of oneself f. kendi içinde tutmak
keep one's finger on the pulse of something f. nabzını tutmak
keep something inside of oneself f. (hislerini/duygularını) içinde tutmak
keep sight of (someone or something) f. gözünü (birinin/bir şeyin) üzerinde tutmak
keep sight of (someone or something) f. (birini/bir şeyi) gözden kaçırmamak
keep sight of (someone or something) f. gözünü (birinin/bir şeyin) üzerinden ayırmamak
keep sight of (someone or something) f. (birini/bir şeyi) görebilecek şekilde durmak
keep sight of (something) f. (bir şeyi) aklından çıkarmamak
keep sight of (something) f. (bir şeyi) hatırlamak
keep sight of (something) f. (bir şeyi) kendine hatırlatmak
keep something inside of oneself f. bir şeyi içine atmak
keep something inside of oneself f. bir şeyi dışa vurmamak
keep something inside of oneself f. bir şeyi belli etmemek
keep astride of (something) f. (bir şeyden) haberdar olmak/kalmak
keep astride of (something) f. (bir şeyin) gelişmelerini takip etmek
keep astride of (something) f. (bir şeydeki) gelişmeleri takip etmek
keep astride of (something) f. (bir şeyi) yakından takip etmek
keep astride of (something) f. (bir şey) hakkında yakından/sürekli bilgi sahibi olmak
keep astride of (something) f. (bir şeyden) sürekli haberdar olmak
keep astride of (something) f. (bir şeydeki) gelişmeleri yakından takip etmek
can't keep (one's) eyes off (of) (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) gözlerini alamamak
can't keep (one's) eyes off (of) (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) gözünü alamamak
can't keep (one's) eyes off (of) (someone or something) f. (birine/bir şeye) bakmadan edememek
can't keep (one's) eyes off (of) (someone or something) f. (birine/bir şeye) bakmaktan kendini alamamak
keep (a) count (of someone or something) f. (birinin/bir şeyin) sayısını almak
keep (a) count (of someone or something) f. (birini/bir şeyi) saymak
keep (a) count (of someone or something) f. (birinin/bir şeyin) sayısını tutmak
keep (a) count (of someone or something) f. (birinin/bir şeyin) hesabını tutmak
keep (a) count (of someone or something) f. (birinin/bir şeyin) çetelesini tutmak
keep abreast of something f. bir şeyden haberdar olmak
keep abreast of something f. bir şeyi yakından takip etmek
keep abreast of something f. son gelişmeler hakkında bilgi sahibi olmak
keep abreast of something f. son gelişmelerden haberdar olmak
keep abreast of something f. gelişmeleri takip etmek
keep abreast of something f. gelişmeleri izlemek
keep abreast of something f. bir şey hakkında güncel kalmak
keep on top of (something) f. (bir şeyin) başında durmak/olmak
keep on top of (something) f. (bir şeyi) takip etmek
keep on top of (something) f. (bir şeyi) kontrolü altında tutmak
keep on top of (something) f. (bir şeyi) planlayıp programlamak
keep one step ahead (of someone or something) f. (birinin/bir şeyin sürekli) bir adım ilerisinde/önünde olmak
keep one step ahead (of someone or something) f. (birinden/bir şeyden sürekli) bir adım ileride/önde olmak
keep sight of somebody/something f. birini/bir şeyi gözden kaçırmamak
keep sight of somebody/something f. gözünü birinin/bir şeyin üzerinden ayırmamak
keep sight of somebody/something f. birini/bir şeyi görebilecek şekilde durmak
keep sight of somebody/something f. gözünü birinin/bir şeyin üzerinde tutmak
keep sight of somebody/something f. birini/bir şeyi hatırlamak
keep sight of somebody/something f. birini/bir şeyi kendine hatırlatmak
keep sight of somebody/something f. birini/bir şeyi aklından çıkarmamak
keep somebody posted (on/of/about something) f. birini (bir şeyden/bir şey hakkında) haberdar etmek
keep track of (someone or something) f. (birini/bir şeyi) takip etmek
keep track of (someone or something) f. (birini/bir şeyi) izlemek
keep track of (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) izini kaybetmemek
keep track of (someone or something) f. (birine/bir şeye) dikkat etmek
keep track of (someone or something) f. (birini/bir şeyi) aklında tutmak
keep track of (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) izini tutmak
keep track of something/someone f. bir şeyi/birini takip etmek
keep track of something/someone f. bir şeyi/birini izlemek
keep track of something/someone f. bir şeyin/birinin izini kaybetmemek
keep track of something/someone f. bir şeye/birine dikkat etmek
keep track of something/someone f. bir şeyi/birini aklında tutmak
keep track of something/someone f. bir şeyin/birinin izini tutmak