kesintisiz - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

kesintisiz



"kesintisiz" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 32 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
kesintisiz uninterrupted s.
kesintisiz continuous s.
General
kesintisiz through s.
kesintisiz without interruption s.
kesintisiz net s.
kesintisiz thro s.
kesintisiz gross s.
kesintisiz without deduction s.
kesintisiz solid s.
kesintisiz non-stop s.
kesintisiz nonstop s.
kesintisiz sustained s.
kesintisiz entire s.
kesintisiz unfalcated s.
kesintisiz unresisted s.
kesintisiz eternal s.
kesintisiz seamless s.
kesintisiz contiguous s.
kesintisiz continent [obsolete] s.
kesintisiz continuate [obsolete] s.
kesintisiz in-service s.
kesintisiz smooth s.
kesintisiz fluidly zf.
Trade/Economic
kesintisiz gross s.
Technical
kesintisiz incessant s.
kesintisiz continuous s.
kesintisiz alday zf.
kesintisiz continually zf.
Computer
kesintisiz non-intrusive s.
kesintisiz no break expr.
Archaic
kesintisiz uncessant [obsolete] s.
Modern Slang
kesintisiz all day every day expr.

"kesintisiz" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 187 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çevrenin kesintisiz manzarası panorama i.
kesintisiz haberleşme kanalı uninterrupted correspondence channel i.
bağlı adaları hariç olmak üzere kesintisiz büyük kara parçası mainland i.
kesintisiz ateş eden silah repeater i.
kesintisiz hizmet uninterrupted service i.
kesintisiz enerji uninterruptible energy i.
kesintisiz enerji continuous energy i.
kesintisiz eğitim continuous education i.
kesintisiz yöntem continuous process i.
kesintisiz ortam stream media i.
kesintisiz iletişim uninterrupted communication i.
kesintisiz eğlence uninterrupted fun i.
kolay ve kesintisiz ilerleme easy going i.
kesintisiz manzara eyeful i.
kesintisiz görünüm eyeful i.
hacim, yoğunluk veya katılık barındırmayan bir şeyin kesintisiz yayılımı mass i.
tekerleklerin toprak yolda bıraktıkları izlerinin arasında yer alan kesintisiz tümsek middelmannetjie [south africa] i.
20 veya daha fazla yıl boyunca kesintisiz kullanıldığından yasalarla korunan pencere light i.
kesintisiz ve tek eylem oner i.
hızlı ve kesintisiz konuşma onslaught i.
kesintisiz devriye round-the-clock patrol i.
kesintisiz vurma sesi drumming i.
kesintisiz sıra contiguity [obsolete] i.
sıvıya daldırılarak üretilen kesintisiz yapay lif filament i.
kesintisiz hareket düzeni flow i.
kesintisiz akış rope [dated] i.
tekrar içermeyen kesintisiz tek sahneyi tasvir eden duvar kağıdı scenic i.
elbisenin boyun hattını kesintisiz şekilde ve daralarak gövdeye doğru takip eden takma yaka shawl collar i.
kesintisiz düz alan sight [dialect] i.
(bir şeyi) kesintisiz kullanım hakkına sahip olmak enjoy f.
kesintisiz devam etmek ride f.
kesintisiz sürdürmek continue f.
kesintisiz görülmek shut f.
tek ve kesintisiz bir parça halinde saran wrapround s.
kesintisiz süren ongoing s.
kesintisiz devam run-on s.
kesintisiz meydana gelen sequential s.
kesintisiz olarak uninterruptedly zf.
kesintisiz bir şekilde unremittedly zf.
kesintisiz ilerleyerek flowingly zf.
kesintisiz olarak solid zf.
Phrasals
kesintisiz takip etmek run into f.
birini/bir şeyi kesintisiz bir uğraşla bir seviyeye getirmek work to f.
kesintisiz bir uğraşla bir seviyeye gelmek work to f.
kesintisiz bir paragraf olarak devam ettirmek rule in f.
kesintisiz bir paragraf yapmak run in f.
kesintisiz bir paragraf run in f.
kesintisiz bir paragraf yapmak run on f.
kesintisiz bir paragraf run on f.
Colloquial
kesintisiz olarak all day and every day expr.
kesintisiz olarak all day and every day expr.
Idioms
trafiğin kesintisiz aktığı yol şeridi queen's highway i.
kesintisiz yoluna devam etmek never look back f.
Trade/Economic
kesintisiz pazarlama non-interrupted marketing i.
kesintisiz pazarlama non-interruptive marketing i.
kesintisiz hizmet non-stop service i.
kesintisiz işlem straight through processing i.
kesintisiz gelir gross income i.
sabit fiyatlı kesintisiz alım sözleşmesi streaming agreement i.
Law
açık denizlerde kesintisiz takip hot pursuit at the high seas i.
20 veya daha fazla yıl boyunca kesintisiz kullanıldığından yasalarla korunan pencere ancient light i.
Advertising
kesintisiz ses ve görüntü yayını streaming i.
Technical
döner kesintisiz güç sistemleri rotary uninterruptible power systems i.
hiç kesintisiz döküm continuous casting i.
hiç kesintisiz döküm conti-conti casting i.
kesintisiz bitim işlemi continuous finishing i.
kesintisiz lif continuous fibre i.
kesintisiz tane sınırı çökeltisi continuous grain bounday precipitate i.
kesintisiz güç kaynağı uninterrupted power supply i.
kesintisiz çözünürlük continuous solubility i.
kesintisiz elyaf güçlendirme continuous fibre reinforcement i.
kesintisiz cam elyaf continuous filament i.
kesintisiz taşıma sistemi continuous conveying system i.
kesintisiz besleme feedthrough i.
kesintisiz karıştırıcı continuous mixer i.
kesintisiz görünge continuous spectrum i.
kesintisiz katı çözünürlüğü continuous solid solubility i.
kesintisiz yöntem continuous process i.
kesintisiz kaynaklı haddeleme endless welding rolling i.
kesintisiz sinyal absolute signal i.
kesintisiz haddeleme endless rolling i.
kesintisiz tane sınırı zarı continuous grain bounday film i.
kesintisiz dönüşüm morfen i.
kesintisiz büzülme deneyi non-interrupted creep test i.
kesintisiz tayf continuous spectrum i.
kesintisiz tane sınırı ağı continuous grain bounday network i.
kesintisiz çalışma uninterrupted duty i.
kesintisiz boyama makinesi continuous dyeing machines i.
kesintisiz süreç continuous process i.
kesintisiz elyaf continuous fibre i.
kesintisiz dönüşüm morphing i.
kesintisiz döküm continuous casting i.
kesintisiz katı çözünürlük çizgesi continuous solid solubility diagram i.
kesintisiz dökümlü haddeleme endless casting rolling i.
kesintisiz katı çözletili çizge continuous solid solubility diagram i.
kesintisiz akım uninterrupted flow i.
kesintisiz güç kaynağı uninterruptable power supply i.
kesintisiz güç kaynağı uninterruptible power supply i.
kesintisiz ağartma continuous bleaching i.
kesintisiz işletme continuous operation i.
kesintisiz boyama continuous dyeing i.
kesintisiz beygirgücü continuous horsepower i.
kesintisiz görev continuous duty i.
kesintisiz çözünürlük türü evre çizgesi continuous solubility type binary phase diagramme i.
kesintisiz elyaf destekli reçineler continuous-fibre-reinforced resins i.
kesintisiz buharlayıcı continuous ager i.
kesintisiz güç sistemleri uninterruptible power systems i.
kesintisiz evre continuous phase i.
kesintisiz götürücü sistemi continuous conveying system i.
kesintisiz çalışan karıştırıcı continuous mixer i.
işleme sırasında silindirlerin taşıdığı kesintisiz bir malzeme şeridi web i.
(kaplama) kesintisiz tabaka oluşturabilme build i.
göndericiden alıcıya doğru kesintisiz yol open pipe i.
kesintisiz çizgi halinde uygulanan sünebilir malzeme bead i.
kesintisiz tayf continous spectrum i.
spektrumun kesintisiz bölümü continuum i.
kesintisiz hareket positive motion i.
(veri) kesintisiz aktarmak stream f.
kesintisiz işletilen continuous s.
Computer
kesintisiz güç kaynağı uninterruptible power supply i.
kesintisiz güç kaynağı ups i.
kesintisiz veri koruma continuous data protection i.
kesintisiz veri akışı stream i.
Informatics
kesintisiz şifreleme stream cipher i.
kolorado'da kullanılan kesintisiz veri koruma tekniği meridian i.
pensilvanya'da kullanılan kesintisiz veri koruma tekniği meridian i.
kaliforniya'da kullanılan kesintisiz veri koruma tekniği mesa i.
sosyal ağlara ve bilgi sistemlerine kesintisiz bağlantı sağlamak için çoklu sistem ve cihazların kullanılması hyperconnectivity i.
Electric
elektronik kesintisiz güç sistemi electronic uninterruptible power system i.
Textile
kesintisiz işlem continuous process i.
kesintisiz boyama makinesi continuous dyeing machine i.
kesintisiz boyama continuous dyeing i.
kesintisiz buharlayıcı continuous ager i.
kesintisiz bitim işlemi continuous finishing i.
kesintisiz ağartma continuous bleaching i.
Architecture
ışık ve gölge oyunları yaratarak dekoratif görüntü elde etmek için kullanılan dar ve kesintisiz yüzey moulding i.
(gotik mimaride) tepe kısmını belli edecek ize sahip olmayıp baştan aşağı kesintisiz sütunla taşınan kemer silmeleri continuous impost i.
Construction
kesintisiz çalışan betoniyer continuous concrete mixer i.
Automotive
kesintisiz güç kaynağı battery backup i.
kesintisiz tek beyaz çizgi single solid white line i.
kesintisiz çift beyaz çizgi solid double white line i.
merkez hattındaki kesintisiz diş center running rib i.
arka kısmı kesintisiz eğimlenerek arka tampona doğru alçalan aerodinamik otomobil formu fastback i.
Transportation
(uçak, otobüs) arasında kesintisiz hizmet sağlayacak şekilde tarifelendirilmek connect f.
Traffic
devamlı (kesintisiz/fasılasız) sarı yol çizgisi solid yellow line i.
kesintisiz trafik through traffic i.
kesintisiz çift sarı çizgi solid double yellow line i.
kesintisiz tek sarı çizgi single solid yellow line i.
Aeronautic
frekans modüllü kesintisiz dalga frequency modulated continuous wave i.
Marine
pruvadan kıça kadar kesintisiz devam eden ve üzerinde hiç yapı bulunmayan tekne güvertesi flush deck i.
Medical
bebeğin kesintisiz bir şekilde ağlaması cri du chat i.
Psychology
kesintisiz epilepsi status epilepticus i.
kesintisiz gelişim teorisi continuous theory of development i.
kesintisiz pekiştirme continuous reinforcement i.
kesintisiz değişken continuous variable i.
Pathology
anormal düzeyde kesintisiz süt akışı galactorrhea i.
Chemistry
tek bir parçada homojen bir sütun halinde bulunan kesintisiz durgun faz monolith i.
(elektrik veya ısı) kesintisiz enerji aktarımı flow i.
(elektrik veya ısı) kesintisiz enerji akışı flow i.
Botanic
uç duvarlarını kaybetmiş bir dizi uzun hücrenin oluşturduğu kesintisiz boru şekilli yapı duct i.
Education
8 yıllık kesintisiz eğitim 8-year compulsory primary education i.
Literature
kesintisiz olarak ezberden okunabilecek antik yunan epik şiiri bölümü rhapsody i.
History
olaylarda gerici güçlere karşı kesintisiz bir ilerleyiş örüntüsü bulan ve bugünü geçmişin kaçınılmaz bir sonucu olarak gören tarihi yoruma ait veya ilgili whig s.
Philosophy
evrendeki her şeyin kesintisiz bir olaylar silsilesinin bir parçası olduğunu savunan bir bilim felsefesi universology i.
Military
kesintisiz gönderme yapan hat pulse link repeater i.
teleskop yerine sinekamera bulunduran ve hareketli hedefin koordinatlarını belirleyip kesintisiz filmini çeken bir tür teodolit kinetheodolite i.
hedefe veya belirlenen alana kesintisiz şekilde aydınlatma sağlamak için belirli zaman aralıklarında aydınlatma atışlarının yapıldığı ateş türü continuous illumination fire i.
Sport
(poloda) genellikle yedi dakika süren kesintisiz oyun süresi chukka i.
Basketball
faulden önce başlayıp tek ve kesintisiz bir hareketle yapıldığı için bazı kurallara göre başarılı sayılan atış continuation i.
Art
balede kesintisiz bir seriyi oluşturan adım sırası enchainement i.
Music
klarnette neredeyse kesintisiz perde değişikliği yapan bir dizi nota glissando i.
bir tondan diğerine geçerken insan veya enstrüman sesiyle yapılan kesintisiz kayma glissando i.
kesintisiz tek bir ses çıkaracak şekilde ayarlanmış gayda üfleme borusu drone pipe i.
birbirini kesintisiz olarak takip eden aynı türden akorlar consecutive chords i.
kesintisiz tonlar üretip klavye aracılığıyla çalınan çeşitli büyük müzik aletlerine verilen ad organ i.
kesintisiz olarak legato zf.
iki parça arasında kesintisiz geçiş yap komutu segue expr.
Printery
kesintisiz kağıt tomarı üzerine baskı yapan bir rotatif baskı makinesi web press i.
matbaanın belirli bir iş için kesintisiz olarak çalışması press run i.
kesintisiz çalıştırılan matbaadan alınan nüsha sayısı press run i.
matbaanın belirli bir iş için kesintisiz çalışması pressrun i.
iş için kesintisiz çalıştırılan matbaadan alınan nüsha sayısı pressrun i.
beyaz alanla çevrili olup kesintisiz ince çizgi ile sınırlandırılmış (harf) rimmed s.
Archaic
kesintisiz bir şekilde still zf.
Engineering
rulman için bir makineyi kesintisiz olarak yağlayan bardak şeklinde bir yağ deposu oilcup i.
rahatça ve kesintisiz hareket eden free-running s.
Slang
odaları arka arkaya kesintisiz bir geçitle birbirine bağlı, koridorsuz ev shotgun hut [us] i.