kuşatmak - Türkçe İngilizce Sözlük

kuşatmak

"kuşatmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 102 sonuç

Türkçe İngilizce
Yaygın Kullanım
kuşatmak surround f.
The soldiers surrounded the house of the dictator.
Askerler diktatörün evini kuşattı.

More Sentences
kuşatmak encircle f.
The building was encircled by the protesters.
Bina protestocular tarafından kuşatılmıştı.

More Sentences
Genel
kuşatmak enclose f.
The darkness of the evil one encloses those who neglect to pray.
Kötülüğün karanlığı, dua etmeyi ihmal edenleri kuşatır.

More Sentences
kuşatmak beset f.
The adventure was beset with many dangers.
Bu macera pek çok tehlikeyle kuşatılmıştı.

More Sentences
kuşatmak besiege f.
The castle was besieged by enemy forces.
Kale düşman kuvvetleri tarafından kuşatılmıştı.

More Sentences
kuşatmak assail f.
I was assailed by emotional insecurity.
Duygusal açıdan güvensizlik hissiyle kuşatılmıştım.

More Sentences
Teknik
kuşatmak encircle f.
However, it would be a huge mistake to extend eastwards, as Russia would interpret this as an effort to encircle it.
Ancak doğuya doğru genişlemek büyük bir hata olacaktır zira Rusya bunu kendisini kuşatma çabası olarak yorumlayacaktır.

More Sentences
Askeri
kuşatmak surround f.
Fine, the Americans and the English are surrounding Iraq, so Iraq cannot move.
Pekala, Amerikalılar ve İngilizler Irak'ı kuşatıyor, bu yüzden Irak harekete geçemiyor.

More Sentences
Genel
kuşatmak hem in f.
kuşatmak limit f.
kuşatmak begird f.
kuşatmak bower f.
kuşatmak blockade f.
kuşatmak girth f.
kuşatmak embrace f.
kuşatmak belt f.
kuşatmak close in f.
kuşatmak engird f.
kuşatmak cincture f.
kuşatmak involve f.
kuşatmak corral f.
kuşatmak hedge in f.
kuşatmak lay siege to f.
kuşatmak bottle up f.
kuşatmak close in on f.
kuşatmak embosom f.
kuşatmak environ f.
kuşatmak engirdle f.
kuşatmak gird f.
kuşatmak hem around f.
kuşatmak encompass f.
kuşatmak lap f.
kuşatmak girdle f.
kuşatmak shut in f.
kuşatmak hedge f.
kuşatmak bound f.
kuşatmak ring f.
kuşatmak beleaguer f.
kuşatmak hedge round f.
kuşatmak hem about f.
kuşatmak cordon off f.
kuşatmak girt f.
kuşatmak compass f.
kuşatmak orb f.
kuşatmak zone f.
kuşatmak inclose f.
kuşatmak envelop f.
kuşatmak circumvent f.
kuşatmak instore f.
kuşatmak ceinture f.
kuşatmak assiege f.
kuşatmak embay f.
kuşatmak emboss [obsolete] f.
kuşatmak embound f.
kuşatmak embowel [obsolete] f.
kuşatmak embrace f.
kuşatmak engirt [obsolete] f.
kuşatmak enlock f.
kuşatmak enring f.
kuşatmak enround [obsolete] f.
kuşatmak entrench f.
kuşatmak envolup f.
kuşatmak enwall f.
kuşatmak begirt [obsolete] f.
kuşatmak begulf f.
kuşatmak hem f.
kuşatmak hum f.
kuşatmak obsess [obsolete] f.
kuşatmak guard f.
kuşatmak overtake f.
kuşatmak imbound [obsolete] f.
kuşatmak in [dialect] [uk] f.
kuşatmak include f.
kuşatmak ingirt [obsolete] f.
kuşatmak inbind f.
kuşatmak inleaguer f.
kuşatmak inorb f.
kuşatmak inrail f.
kuşatmak insheath f.
kuşatmak invest f.
kuşatmak pew f.
kuşatmak press f.
kuşatmak siege f.
kuşatmak soss [dialect] [uk] f.
kuşatmak spit f.
kuşatmak sper f.
Öbek Fiiller
kuşatmak circle in f.
kuşatmak lock in f.
kuşatmak hold in f.
Teknik
kuşatmak envelop f.
kuşatmak confine f.
kuşatmak circle f.
Askeri
kuşatmak invest f.
kuşatmak encircle f.
kuşatmak lay siege f.
kuşatmak encompass f.
kuşatmak envelop f.
Eski Kullanım
kuşatmak enwomb f.
kuşatmak block f.
kuşatmak imbay f.
kuşatmak impale f.
kuşatmak stead f.

"kuşatmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 76 sonuç

Türkçe İngilizce
Genel
giydirip kuşatmak dress f.
kale hendeği ile kuşatmak moat f.
giydirip kuşatmak array f.
giydirip kuşatmak prank up f.
etrafını kuşatmak circle f.
giydirip kuşatmak fig out f.
giydirip kuşatmak prank f.
giydirip kuşatmak prank out f.
yandan kuşatmak flank f.
engellerle kuşatmak hurdle f.
giydirip kuşatmak doll somebody up f.
siperlerle kuşatmak entrench f.
siper ile kuşatmak entrench f.
çember ile kuşatmak hoop f.
dalgalarla kuşatmak break over f.
etrafını kuşatmak encircle f.
etrafını kuşatmak surround f.
ışık halkası ile kuşatmak halo f.
ile kuşatmak enguard [obsolete] f.
(bir yeri) kuşatmak enzone f.
rahim gibi kuşatmak womb f.
her taraftan kuşatmak hedge f.
duvarla kuşatmak mure [obsolete] f.
dört bir yanını kuşatmak overrun f.
(ahşap, ağaçlık ile) bahçeyi kuşatmak impark [obsolete] f.
giydirip kuşatmak curry f.
etrafını kuşatmak scoog f.
eyer kolanı ile kuşatmak sinch f.
Öbek Fiiller
(toplarla) sarmak/kuşatmak besiege someone or something with something f.
(toplarla) sarmak/kuşatmak besiege with (something) f.
etrafını kuşatmak circle in f.
(birini ya da kendini) giydirip kuşatmak clothe (someone/oneself) in (something) f.
giydirip kuşatmak clothe someone in something f.
etrafını kuşatmak collect around someone or something f.
etrafını kuşatmak collect around (someone or something) f.
birini/bir şeyi biriyle veya bir şeyle kuşatmak surround someone or something with someone or something f.
birinin/bir şeyin etrafını bir şeyle kuşatmak wreathe someone or something in something f.
birini/bir şeyi bir şeyle kuşatmak wreathe someone or something in something f.
bir şeyi kuşatmak bottle something up f.
(birinin/bir şeyin) etrafını kuşatmak close around (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) etrafını kuşatmak close in around (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) etrafını kuşatmak close in on (someone or something) f.
giydirip kuşatmak clothe in f.
etrafını kuşatmak collect around f.
(birini) kuşatmak crowd (one) f.
birini/bir şeyi (bir şeyle) giydirip kuşatmak deck someone or something out (in something) f.
birini/bir şeyi (bir şeyle) giydirip kuşatmak deck someone or something out (with something) f.
birini/bir şeyi giydirip kuşatmak dress someone or something up f.
birini/bir şeyi bir şeyle kuşatmak encompass someone or something (with)in something f.
ile kuşatmak envelop in f.
birini/bir şeyi giydirip kuşatmak gussy someone or something up f.
birini/bir şeyi kuşatmak hedge someone or something in f.
birini/bir şeyi kuşatmak hem someone or something in f.
(birini/bir şeyi) kuşatmak steal over (someone or something) f.
ile kuşatmak surround with f.
etrafını çevirmek/kuşatmak wall in f.
ile kuşatmak wreathe in f.
etrafını bir şeyle kuşatmak wreathe in f.
etrafını kuşatmak close round f.
Deyim
çevresini kuşatmak cordon off f.
çevresini kuşatmak rope in f.
çevresini kuşatmak rope off f.
bir şeyi/binayı kuşatmak lay siege to something f.
İnşaat
infilak anında enkazı kuşatmak için kullanılan ağır zincir örgü, kablo veya halat mat i.
(araziyi) duvarla kuşatmak dyke f.
Biyoloji
keseyle kuşatmak encyst f.
kalın bir zarla kuşatmak encyst f.
Askeri
kenardan kuşatmak envelop a flank f.
iki ateşle kuşatmak double upon f.
etrafını kuşatmak hang upon f.
hendekle kuşatmak entrench f.
(bölgeyi) kuşatmak hose f.
Spor
(bir yarışta) yarışmacıyı kuşatmak pocket f.
Eski Kullanım
giydirip kuşatmak dight f.
siperlerle kuşatmak intrench f.
etrafını kuşatmak close f.