|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
muhafaza etmek |
preserve f.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
muhafaza etmek |
conserve f.
|
|
General |
|
3 |
Genel |
satılacak veya kesilecek hayvanların geçici olarak muhafaza edildiği yer |
stockyard i.
|
|
4 |
Genel |
yangın makinelerinin muhafaza edildiği yer |
fire station i.
|
|
5 |
Genel |
yiyeceklerin muhafaza edildiği parmaklıklı raf |
flake i.
|
|
6 |
Genel |
tapınakta muhafaza etme |
enshrining i.
|
|
7 |
Genel |
muhafaza borusunun indirilmesi |
running casing i.
|
|
8 |
Genel |
başıboş hayvanların muhafaza edildiği yer |
pound i.
|
|
9 |
Genel |
muhafaza etme |
embowering i.
|
|
10 |
Genel |
tapınakta muhafaza etme |
enshrinement i.
|
|
11 |
Genel |
muhafaza eden |
savoir i.
|
|
12 |
Genel |
muhafaza edilebilirlik |
preservability i.
|
|
13 |
Genel |
muhafaza yeri |
storage bin i.
|
|
14 |
Genel |
muhafaza edilebilirlik |
savingness i.
|
|
15 |
Genel |
tuz muhafaza etmek için olan bir kutu |
saltbox i.
|
|
16 |
Genel |
et ve balığın odun dumanına maruz bırakılarak muhafaza edildiği yer |
smokehouse i.
|
|
17 |
Genel |
muhafaza etme |
keeping i.
|
|
18 |
Genel |
sahil muhafaza |
coast guards i.
|
|
19 |
Genel |
gümrük muhafaza gemisi |
revenue cutter i.
|
|
20 |
Genel |
(evrak vb) muhafaza etme |
keeping i.
|
|
21 |
Genel |
muhafaza eden |
keeper i.
|
|
22 |
Genel |
mülkiyeti muhafaza |
arrestment i.
|
|
23 |
Genel |
su geçirmez muhafaza |
waterproof housing i.
|
|
24 |
Genel |
siloda muhafaza edilen yem |
ensilage i.
|
|
25 |
Genel |
muhafaza etme |
keep i.
|
|
26 |
Genel |
muhafaza yeri |
safe i.
|
|
27 |
Genel |
eskiden sürahilerin muhafaza edildiği yer |
ewery i.
|
|
28 |
Genel |
muhafaza etme |
retaining i.
|
|
29 |
Genel |
et ve balığın odun dumanına maruz bırakılarak muhafaza edildiği yer |
meat house i.
|
|
30 |
Genel |
muhafaza edilme |
mothball i.
|
|
31 |
Genel |
ilerde kullanılmak üzere uzun süreliğine muhafaza etme |
mothballs i.
|
|
32 |
Genel |
depoda muhafaza edilen şey |
repertory i.
|
|
33 |
Genel |
depodaymışçasına muhafaza edilen şey |
repertory i.
|
|
34 |
Genel |
iyi durumu muhafaza edememe |
reverting i.
|
|
35 |
Genel |
sağlık muhafaza bilgisi |
hygiastics [rare] i.
|
|
36 |
Genel |
sağlık muhafaza alanı |
hygiastics [rare] i.
|
|
37 |
Genel |
sağlık muhafaza alanı |
hygieology [rare] i.
|
|
38 |
Genel |
sağlık muhafaza alanı |
hygiology [rare] i.
|
|
|
39 |
Genel |
büyük bir tür dosya muhafaza gereci |
lever-arch file i.
|
|
40 |
Genel |
ölenleri araştırma, geri kazanma, kimliklerini tespit etme, tahliye etme veya geçici olarak muhafaza etme gibi hizmetler sunan program |
graves registration program i.
|
|
41 |
Genel |
muhafaza altına alma |
hedging i.
|
|
42 |
Genel |
muhtelif nesnelerden oluşan koleksiyonun muhafaza edildiği yer |
omnium gatherum i.
|
|
43 |
Genel |
muhtelif nesnelerden oluşan koleksiyonun muhafaza edildiği yer |
omnium-gatherum i.
|
|
44 |
Genel |
aşırı muhafaza |
overshielding i.
|
|
45 |
Genel |
belirli bir kaliteyi veya durumu muhafaza eden şey |
bastion i.
|
|
46 |
Genel |
siyasi veya dini meselelerde toplumun sergilediği en iyileri muhafaza edip köklü değişikliklere karşı çıkma yönelimi |
conservativism i.
|
|
47 |
Genel |
muhafaza eden kimse |
conserver i.
|
|
48 |
Genel |
(dövüştürme, muhafaza amacıyla) hayvan deliği |
pit i.
|
|
49 |
Genel |
kurumun dosyalarını muhafaza etmekle yükümlü çalışan |
filer i.
|
|
50 |
Genel |
orman muhafaza memuru |
fireguard i.
|
|
51 |
Genel |
kolay bozulan yiyeceklerin muhafaza edildiği oda |
preservatory [obsolete] i.
|
|
52 |
Genel |
(makinede) koruyucu muhafaza |
skirt i.
|
|
53 |
Genel |
kraliyet sarayının baharat muhafaza edilen bölümü |
spicery [obsolete] i.
|
|
54 |
Genel |
muhafaza edilen dil bilimsel özellik |
survival i.
|
|
55 |
Genel |
muhafaza altına almak |
guard f.
|
|
56 |
Genel |
gemiyi kullanımdan çıkarıp tekrar kullanılıncaya kadar muhafaza altına almak |
mothball f.
|
|
57 |
Genel |
itidalini muhafaza etmek |
keep one's temper f.
|
|
58 |
Genel |
muhafaza etmemek |
unkeep f.
|
|
59 |
Genel |
muhafaza etmek |
save f.
|
|
60 |
Genel |
uzun süreliğine muhafaza altında tutmak |
mothball f.
|
|
61 |
Genel |
muhafaza altına almak |
bulwark f.
|
|
62 |
Genel |
muhafaza etmek |
hold f.
|
|
63 |
Genel |
muhafaza etmek |
protect f.
|
|
64 |
Genel |
muhafaza altına almak |
protect f.
|
|
65 |
Genel |
muhafaza etmek |
retain f.
|
|
66 |
Genel |
garajda muhafaza etmek |
garage f.
|
|
67 |
Genel |
muhafaza etmek |
store f.
|
|
68 |
Genel |
muhafaza etmek |
uphold f.
|
|
69 |
Genel |
tuz ile muhafaza etmek |
salta f.
|
|
70 |
Genel |
muhafaza etmek |
conserve f.
|
|
71 |
Genel |
muhafaza etmek |
take care of f.
|
|
72 |
Genel |
standartı muhafaza etmek |
maintain the standard f.
|
|
73 |
Genel |
soğukkanlılığını muhafaza etmek |
keep one's shirt f.
|
|
74 |
Genel |
soğukkanlılığını muhafaza etmek |
keep one's hair f.
|
|
75 |
Genel |
muhafaza etmek |
maintain f.
|
|
76 |
Genel |
buzdolabında muhafaza etmek |
store in a refrigerator f.
|
|
77 |
Genel |
yerini muhafaza etmek |
maintain f.
|
|
78 |
Genel |
muhafaza etmek |
observe f.
|
|
79 |
Genel |
muhafaza etmek |
cherish f.
|
|
80 |
Genel |
muhafaza etmek |
insure f.
|
|
81 |
Genel |
muhafaza etmek |
wite f.
|
|
82 |
Genel |
(yiyeceği) kurutarak muhafaza etmek |
desiccate f.
|
|
83 |
Genel |
güzelce muhafaza etmek |
desk f.
|
|
84 |
Genel |
muhafaza etmek |
hod [dialect] f.
|
|
85 |
Genel |
buz üstünde muhafaza etmek |
ice f.
|
|
86 |
Genel |
(zamanı geçmiş bir fikri, kurumu) işlevsiz olduğu halde muhafaza etmek |
mummify f.
|
|
87 |
Genel |
kış boyu muhafaza etmek |
overwinter f.
|
|
88 |
Genel |
muhafaza etmeye çalışmak |
rush [canada] [us] f.
|
|
89 |
Genel |
muhafaza etmek üzere ayırmak |
commit f.
|
|
90 |
Genel |
muhafaza etmek |
inshrine f.
|
|
91 |
Genel |
belirli bir koşulda muhafaza etmek |
possess f.
|
|
92 |
Genel |
durumunu muhafaza etmek |
sit f.
|
|
93 |
Genel |
muhafaza etmek |
fossilise f.
|
|
94 |
Genel |
muhafaza etmek |
fossilize f.
|
|
95 |
Genel |
(yiyecekleri) dondurarak muhafaza etmek |
freeze f.
|
|
96 |
Genel |
nispeten kalıcı ve değişmez formda muhafaza etmek |
freeze f.
|
|
97 |
Genel |
muhafaza etmek |
sklere f.
|
|
98 |
Genel |
muhafaza etmek |
sport f.
|
|
99 |
Genel |
garajda muhafaza edilen |
garaged s.
|
|
100 |
Genel |
muhafaza edilebilir |
savable s.
|
|
101 |
Genel |
muhafaza edilebilir |
saveable s.
|
|
102 |
Genel |
tapınak içinde muhafaza edilen |
templed s.
|
|
103 |
Genel |
muhafaza edilmiş |
embowered s.
|
|
104 |
Genel |
iyi muhafaza edilmiş |
well-preserved s.
|
|
105 |
Genel |
muhafaza eden |
conservant s.
|
|
106 |
Genel |
muhafaza edilmeyen |
unkept s.
|
|
107 |
Genel |
muhafaza edilen |
retained s.
|
|
108 |
Genel |
muhafaza edilen |
mothball s.
|
|
109 |
Genel |
kolayca kapatılıp muhafaza edilebilen |
hideaway s.
|
|
110 |
Genel |
muhafaza edilebilir |
guardable s.
|
|
111 |
Genel |
bir yıl boyunca muhafaza edilen |
overyear s.
|
|
112 |
Genel |
muhafaza eden |
conservational s.
|
|
113 |
Genel |
kapalı kutuda muhafaza edilen |
potted s.
|
|
114 |
Genel |
kendini muhafaza eden |
self-protective s.
|
|
115 |
Genel |
muhafaza edilebilir |
servable s.
|
|
116 |
Genel |
(özellikle meyve) şeker kaplanarak muhafaza edilen |
crystalized [us] s.
|
|
117 |
Genel |
(özellikle meyve) şeker kaplanarak muhafaza edilen |
crystalised [uk] s.
|
|
118 |
Genel |
(su) depoda muhafaza edilen |
static s.
|
|
119 |
Genel |
güneş ışığı altında muhafaza edilmiş |
sun-cured s.
|
|
120 |
Genel |
muhafaza edilebilir |
supportable s.
|
|
121 |
Genel |
muhafaza ederek |
unthreateningly zf.
|
|
122 |
Genel |
allah muhafaza |
god forbid ünl.
|
|
123 |
Genel |
allah muhafaza |
god forbid! ünl.
|
|
124 |
Genel |
allah muhafaza |
heavens no! ünl.
|
|
125 |
Genel |
muhafaza anlamına gelen bir son ek |
-stasis snk.
|
|
126 |
Genel |
belirli bir durumu muhafaza eden cihaz anlamına gelen bir son ek |
-stat snk.
|
|
Phrasals |
|
127 |
Öbek Fiiller |
muhafaza etmek |
hold out [obsolete] f.
|
|
128 |
Öbek Fiiller |
muhafaza etmek |
put up f.
|
|
129 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) korunaklı bir şeyin içinde muhafaza etmek |
enclose (something) (with)in (something) f.
|
|
130 |
Öbek Fiiller |
bir yerde tutulmak/muhafaza edilmek |
go in f.
|
|
131 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi bir şeyde/yerde) muhafaza etmek |
store (something) in (something or some place) f.
|
|
132 |
Öbek Fiiller |
biri için birini/bir şeyi muhafaza etmek |
keep someone or something for someone f.
|
|
133 |
Öbek Fiiller |
birini/bir şeyi bir şeyin altında muhafaza etmek |
keep someone or something under something f.
|
|
134 |
Öbek Fiiller |
(belli bir zamana) kadar muhafaza etmek |
keep until (some point in time) f.
|
|
135 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyin/yerin) içinde muhafaza etmek |
keep within (something or some place) f.
|
|
136 |
Öbek Fiiller |
-in içinde muhafaza etmek |
enclose in f.
|
|
137 |
Öbek Fiiller |
(birini/bir şeyi) muhafaza etmek |
hang onto (someone or something) f.
|
|
138 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi) değiştirmemek/muhafaza etmek |
hold to (something) f.
|
|
139 |
Öbek Fiiller |
(bir şeydeki) yerini/hayatını muhafaza etmek |
maintain (oneself or someone) in (something) f.
|
|
140 |
Öbek Fiiller |
(bir şeyi biri/bir şey) için muhafaza etmek |
preserve (something) for (someone or something) f.
|
|
141 |
Öbek Fiiller |
için muhafaza etmek |
preserve for f.
|
|
142 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) üzerindeki (kontrolünü, etkisini, gücünü) muhafaza etmek |
retain (something) over (someone or something) f.
|
|
143 |
Öbek Fiiller |
üzerindeki (kontrolünü, etkisini, gücünü) muhafaza etmek |
retain over f.
|
|
Phrases |
|
144 |
İfadeler |
birinci vazifen, türk istiklalini, türk cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir |
your first duty is forever to preserve and to defend the turkish independence and the turkish republic expr.
|
|
145 |
İfadeler |
buzdolabında muhafaza edin |
keep refrigerated expr.
|
|
146 |
İfadeler |
soğuk muhafaza edin |
keep refrigerated expr.
|
|
147 |
İfadeler |
soğuk ve kuru bir yerde muhafaza edin |
keep in a cool and dry place expr.
|
|
Colloquial |
|
148 |
Konuşma Dili |
muhafaza etmek |
hang onto f.
|
|
149 |
Konuşma Dili |
soğukkanlılığını muhafaza etmek |
keep a level head f.
|
|
150 |
Konuşma Dili |
muhafaza edilmemiş |
scody [new zealand] s.
|
|
151 |
Konuşma Dili |
allah muhafaza |
god forfend expr.
|
|
Idioms |
|
152 |
Deyim |
itidalini muhafaza etmek |
hold one's temper f.
|
|
153 |
Deyim |
soğukkanlılığını muhafaza etmek |
have a level head f.
|
|
154 |
Deyim |
bir şeyi muhafaza etmek |
lay something up in lavender f.
|
|
155 |
Deyim |
soğukta tutulmak/muhafaza edilmek |
be on ice f.
|
|
156 |
Deyim |
buzda tutulmak/muhafaza edilmek |
be on ice f.
|
|
157 |
Deyim |
muhafaza etmek |
hang on f.
|
|
158 |
Deyim |
soğukkanlılığını muhafaza etmek |
keep (one's) hair on [uk] f.
|
|
159 |
Deyim |
itidalini muhafaza etmek |
keep temper f.
|
|
160 |
Deyim |
bir zamana kadar tutmak/muhafaza etmek |
keep until some time f.
|
|
Formal |
|
161 |
Resmi |
muhafaza edilemez |
unmaintainable s.
|
|
162 |
Resmi |
muhafaza edilmemiş |
unmaintained s.
|
|
Trade/Economic |
|
163 |
Ticaret/Ekonomi |
bir malı sadece temlik amacıyla muhafaza eden yediemin |
bare trustee i.
|
|
164 |
Ticaret/Ekonomi |
esham muhafaza hesabı |
custody account i.
|
|
165 |
Ticaret/Ekonomi |
esham muhafaza hesabı |
custodian account i.
|
|
166 |
Ticaret/Ekonomi |
fiyatları muhafaza |
price maintenance i.
|
|
167 |
Ticaret/Ekonomi |
gümrük muhafaza memuru |
customshouse guard i.
|
|
168 |
Ticaret/Ekonomi |
gümrük muhafaza memuru |
customs enforcement officer i.
|
|
169 |
Ticaret/Ekonomi |
gümrük ve muhafaza memuru |
customs and enforcement officer i.
|
|
170 |
Ticaret/Ekonomi |
gümrük muhafaza |
customs enforcement i.
|
|
171 |
Ticaret/Ekonomi |
kasa muhafaza ücreti |
safe custody charges i.
|
|
172 |
Ticaret/Ekonomi |
muhafaza süresi |
retention period i.
|
|
173 |
Ticaret/Ekonomi |
muhafaza konşimentosu |
custody bill of lading i.
|
|
174 |
Ticaret/Ekonomi |
muhafaza hizmeti sağlama |
custodianship i.
|
|
175 |
Ticaret/Ekonomi |
muhafaza tedbirleri |
protective measures i.
|
|
176 |
Ticaret/Ekonomi |
mevduat sahipleri ve mallarla değerleri konsinye muhafaza edenler |
depositors and consignors of goods and values i.
|
|
177 |
Ticaret/Ekonomi |
menkul kıymetleri muhafaza eden kuruluş |
custodian i.
|
|
178 |
Ticaret/Ekonomi |
satılan malların teslimi ambalajlama muhafaza ve sevk gibi satış hizmetleri |
handling services i.
|
|
179 |
Ticaret/Ekonomi |
senet muhafaza hesabı |
custody account i.
|
|
180 |
Ticaret/Ekonomi |
senet muhafaza hesabı |
custodian account i.
|
|
181 |
Ticaret/Ekonomi |
sendika üyeliğini muhafaza etme |
maintenance of membership i.
|
|
182 |
Ticaret/Ekonomi |
tahvilat muhafaza hesabı |
custodian account i.
|
|
183 |
Ticaret/Ekonomi |
tahvilat muhafaza hesabı |
custody account i.
|
|
184 |
Ticaret/Ekonomi |
teminat hakkı ile borçludan toplanan miktarın tek bir kişide muhafaza edilmesi |
impound i.
|
|
185 |
Ticaret/Ekonomi |
ihraç edilmek üzere muhafaza etmek |
reserve for issuance f.
|
|
Law |
|
186 |
Hukuk |
borcu muhafaza etmek için başkasının mülkü üzerindeki hak |
lien i.
|
|
187 |
Hukuk |
kayıtların muhafaza edilmesi ve korunması |
maintenance and preservation of records i.
|
|
188 |
Hukuk |
muhafaza hakkı |
right of retention i.
|
|
189 |
Hukuk |
muhafaza amacı güden sözleşme |
contract for conservation i.
|
|
190 |
Hukuk |
mülkiyeti muhafaza sözleşmesi |
reservation of title i.
|
|
191 |
Hukuk |
mülkiyeti muhafaza kaydı |
reservation/retention of title clause i.
|
|
192 |
Hukuk |
mülkiyeti muhafaza kaydı |
retention of title i.
|
|
193 |
Hukuk |
muhafaza tedbirleri |
measures of conservation i.
|
|
194 |
Hukuk |
muhafaza masrafı |
cost of maintenance i.
|
|
195 |
Hukuk |
muhafaza masrafları |
upkeeping expenses i.
|
|
196 |
Hukuk |
mülkiyeti muhafaza mukavelesi |
pact to reserve ownership i.
|
|
197 |
Hukuk |
kraliyet tarafından atanan, bölgesinde barışı muhafaza etmekle yükümlü sivil memur |
justice of the peace [uk] i.
|
|
198 |
Hukuk |
adli muhafaza altına alınmak |
be taken into the custody of the law f.
|
|
199 |
Hukuk |
muhafaza etmek |
retain f.
|
|
200 |
Hukuk |
muhafaza etmek |
keep f.
|
|
201 |
Hukuk |
kanunsuz muhafaza etmek |
detain f.
|
|
Politics |
|
202 |
Siyasal |
abd göçmenlik ve gümrük muhafaza |
u.s. immigration and customs enforcement (i.c.e) i.
|
|
203 |
Siyasal |
abd gümrük ve sınır muhafaza birimi |
us customs and border protection i.
|
|
204 |
Siyasal |
çocukların muhafaza altına alınmasına ilişkin kararların infazı ve tanınmasına ve çocukların muhafaza altına alınmasının telafisine dair avrupa sözleşmesi |
european convention on recognition and enforcement of decisions concerning custody of children and on restoration of custody of children i.
|
|
205 |
Siyasal |
muhafaza etme |
retention i.
|
|
206 |
Siyasal |
gümrük muhafaza görevlisi |
revenuer [us] i.
|
|
207 |
Siyasal |
kayıt muhafaza personeli |
custodian of records i.
|
|
208 |
Siyasal |
kayıt muhafaza personeli |
records custodian i.
|
|
Institutes |
|
209 |
Kurum/Kuruluş |
gümrükler muhafaza genel müdürlüğü |
directorate general of customs enforcement i.
|
|
210 |
Kurum/Kuruluş |
gümrükler muhafaza genel müdürlüğü |
directorate general of customs enforcement i.
|
|
211 |
Kurum/Kuruluş |
havalimanı gümrük muhafaza kaçakçılık ve istihbarat müdürlüğü |
airport customs enforcement smuggling and intelligence directorate i.
|
|
Industry |
|
212 |
Sanayi |
tabaklama için muhafaza etmek üzere yünü kırkılıp havayla kurutulmuş olan koyun postu |
slat i.
|
|
Technical |
|
213 |
Teknik |
basınçlı suya karşı muhafaza |
protection against water pressure i.
|
|
214 |
Teknik |
dış muhafaza |
outer casing i.
|
|
215 |
Teknik |
dişli muhafaza kutusu |
gear housing i.
|
|
216 |
Teknik |
dişli muhafaza kutusu kiti |
gear housing kit i.
|
|
217 |
Teknik |
dişli muhafaza kutusu boşluğu |
gear housing material i.
|
|
218 |
Teknik |
dolu muhafaza (buhar kazanları için söylenir) |
wet storage i.
|
|
219 |
Teknik |
düz muhafaza |
flat guard i.
|
|
220 |
Teknik |
dişli muhafaza kutusu kapağı |
gear housing cover i.
|
|
221 |
Teknik |
direksiyon muhafaza |
steering panel i.
|
|
222 |
Teknik |
dona karşı muhafaza |
protection against freezing i.
|
|
223 |
Teknik |
erozyona karşı muhafaza |
protection against erosion i.
|
|
224 |
Teknik |
görünümünü muhafaza etme |
appearance retention i.
|
|
225 |
Teknik |
kılavuz muhafaza |
guide casing i.
|
|
226 |
Teknik |
krank mili çevresindeki metal muhafaza |
crankcase i.
|
|
227 |
Teknik |
koruyucu muhafaza kiti |
safety cabinet kit i.
|
|
228 |
Teknik |
koruyucu muhafaza |
protecting casing i.
|
|
229 |
Teknik |
kutu-muhafaza |
housing i.
|
|
230 |
Teknik |
kontrplak muhafaza |
plywood sleeve i.
|
|
231 |
Teknik |
muhafaza kavraması |
mantle grip i.
|
|
232 |
Teknik |
muhafaza kapağı |
bonnet i.
|
|
233 |
Teknik |
muhafaza kutusu |
protection box i.
|
|
234 |
Teknik |
muhafaza parçası |
casing part i.
|
|
235 |
Teknik |
muhafaza/taşıma araçları |
means of containment i.
|
|
236 |
Teknik |
muhafaza plakası |
guard plate i.
|
|
237 |
Teknik |
muhafaza korkuluğu |
guard rail i.
|
|
238 |
Teknik |
muhafaza kilidi |
mantle glass i.
|
|
239 |
Teknik |
muhafaza kapağı |
protection cover i.
|
|
240 |
Teknik |
metal mahfaza/muhafaza |
metal housing i.
|
|
241 |
Teknik |
muhafaza borusu ortalayıcısı |
casing centralizer i.
|
|
242 |
Teknik |
muhafaza etme |
protection i.
|
|
243 |
Teknik |
muhafaza yapısı |
protection structure i.
|
|
244 |
Teknik |
muhafaza borusu |
regulator cover i.
|
|
245 |
Teknik |
muhafaza kutusu |
container i.
|
|
246 |
Teknik |
muhafaza borulu sondaj deliği |
cased bore hole i.
|
|
247 |
Teknik |
muhafaza plakası |
casing plate i.
|
|
248 |
Teknik |
muhafaza takviyesi |
shield plate i.
|
|
249 |
Teknik |
muhafaza ünitesi |
casing unit i.
|
|
250 |
Teknik |
muhafaza pulu |
felt washer i.
|
|
251 |
Teknik |
muhafaza edici |
protector i.
|
|
252 |
Teknik |
muhafaza yapısı |
protective structure i.
|
|
253 |
Teknik |
muhafaza boruları |
casing tubes i.
|
|
254 |
Teknik |
muhafaza mobilyası |
storage furniture i.
|
|
255 |
Teknik |
muhafaza kazığı |
guard stake i.
|
|
256 |
Teknik |
neme karşı muhafaza |
protection against moisture i.
|
|
257 |
Teknik |
oyulmaya karşı muhafaza |
protection against scour i.
|
|
258 |
Teknik |
otomatik bagaj muhafaza yeri |
automatic baggage locker i.
|
|
259 |
Teknik |
poliüretan ısı izolasyonu ve polietilen dış muhafaza |
polyurethane thermal insulation and outer casing of polyethylene i.
|
|
260 |
Teknik |
polietilen dış muhafaza |
outer casing of polyethylene i.
|
|
261 |
Teknik |
rafta muhafaza |
in rack storage i.
|
|
262 |
Teknik |
sahil muhafaza |
coast guard i.
|
|
263 |
Teknik |
soğuk muhafaza |
cold storage i.
|
|
264 |
Teknik |
soğuk havada muhafaza edilen yük |
refrigerated cargo i.
|
|
265 |
Teknik |
sürgülü muhafaza |
slide casing i.
|
|
266 |
Teknik |
telleri muhafaza eden boru |
conduit i.
|
|
267 |
Teknik |
veri muhafaza odası |
data room i.
|
|
268 |
Teknik |
volant muhafaza |
bell housing i.
|
|
269 |
Teknik |
yarım muhafaza |
casing half i.
|
|
270 |
Teknik |
yangın güvenliği muhafaza kabini |
fire safety storage cabinet i.
|
|
271 |
Teknik |
istiridye yumurtasını yakalayıp muhafaza etmek için kullanılan bir tür kutu benzeri yapı |
ruche i.
|
|
272 |
Teknik |
muhafaza etmek |
conserve f.
|
|
273 |
Teknik |
muhafaza etmek |
preserve f.
|
|
274 |
Teknik |
muhafaza etmek |
keep f.
|
|
275 |
Teknik |
muhafaza etmek |
secure f.
|
|
276 |
Teknik |
mevcut durumu muhafaza etmek |
hold f.
|
|
277 |
Teknik |
mevcut durumu muhafaza etmek |
maintain f.
|
|
278 |
Teknik |
kaynama noktasının altında muhafaza etmek |
simmer f.
|
|
279 |
Teknik |
muhafaza edilmiş |
protected s.
|
|
280 |
Teknik |
muhafaza edici |
protective s.
|
|
Computer |
|
281 |
Bilgisayar |
dosya içindeki verileri silerek dosya yapısını muhafaza eden bir komut |
zap i.
|
|
282 |
Bilgisayar |
özel muhafaza prosedürü |
scp (special containment procedure) i.
|
|
Telecom |
|
283 |
Telekom |
kablo muhafaza borusu |
cable protection pipe i.
|
|
Mechanic |
|
284 |
Mekanik |
torna tezgahında kurşun vida dişlilerini koruyan muhafaza |
apron i.
|
|
285 |
Mekanik |
helikopter rotor hızının otomatik olarak muhafaza edildiği kontrol modu |
rotor governing mode i.
|
|
Construction |
|
286 |
İnşaat |
polietilen dış muhafaza |
outer casing of polyethylene i.
|
|
287 |
İnşaat |
muhafaza edilen suyun derinliğini artırmak için baraj tepesinde bulunan levha |
flashboard i.
|
|
288 |
İnşaat |
muhafaza edilen suyun derinliğini artırmak için baraj tepesinde bulunan levha |
flashboarding i.
|
|
Woodworking |
|
289 |
Ağaç İşleri |
muhafaza ormanı |
protection forest i.
|
|
Furniture |
|
290 |
Mobilya |
büro muhafaza mobilyası |
office storage furniture i.
|
|
291 |
Mobilya |
muhafaza mobilyası |
storage furniture i.
|
|
Automotive |
|
292 |
Otomotiv |
ara muhafaza |
intermediate housing i.
|
|
293 |
Otomotiv |
ayna muhafaza trimi |
mirror cover trim i.
|
|
294 |
Otomotiv |
boya muhafaza odası |
paint storage room i.
|
|
295 |
Otomotiv |
debriyaj muhafaza kapağı |
clutch cover i.
|
|
296 |
Otomotiv |
havalandırmasız muhafaza |
non-ventilated enclosure i.
|
|
297 |
Otomotiv |
kayan muhafaza |
sliding capsule i.
|
|
298 |
Otomotiv |
kauçuk muhafaza |
convoluted rubber gaiter i.
|
|
299 |
Otomotiv |
motor kablo donanımı muhafaza borusu |
engine wiring loom i.
|
|
300 |
Otomotiv |
muhafaza şaşısı |
case ground i.
|
|
301 |
Otomotiv |
muhafaza örtüsü |
storage net i.
|
|
302 |
Otomotiv |
muhafaza ömrü |
storage life i.
|
|
303 |
Otomotiv |
muhafaza kutusu |
storage box i.
|
|
304 |
Otomotiv |
muhafaza ve contalar |
housing and seals i.
|
|
305 |
Otomotiv |
pinyon rulman muhafaza şimi |
pinion bearing cage shims i.
|
|
306 |
Otomotiv |
pinyon mlman muhafaza şimi |
pinion bearing cage shims i.
|
|
307 |
Otomotiv |
plastik muhafaza |
plastic cover i.
|
|
308 |
Otomotiv |
rulmanlar ve muhafaza |
bearings and housings i.
|
|
309 |
Otomotiv |
radyatör monte/muhafaza |
radiator mounting/retention i.
|
|
310 |
Otomotiv |
spiral muhafaza |
spiral casing i.
|
|
311 |
Otomotiv |
triger kayışı muhafaza kapağı |
timing belt cover i.
|
|
312 |
Otomotiv |
volan ve kavrama mekanizmasını çevreleyen dökme demir veya alüminyumdan yapılmış muhafaza |
clutch housing i.
|
|
313 |
Otomotiv |
yağ muhafaza halkası |
oil thrower i.
|
|
314 |
Otomotiv |
vites kolu muhafaza ünitesi |
selector housing assembly i.
|
|
Transportation |
|
315 |
Ulaştırma |
demiryoluyla taşıma sırasında hayvan muhafaza alanının kullanılması |
yardage i.
|
|
316 |
Ulaştırma |
demiryoluyla taşıma sırasında hayvan muhafaza alanı kullanımı için alınan ücret |
yardage i.
|
|
317 |
Ulaştırma |
borda ve yük koruma tahtalarıyla kapatılıp gelecekte kullanılmak üzere ambarların altında muhafaza edilen gemi kargosu |
flatted cargo i.
|
|
Traffic |
|
318 |
Trafik |
kasaba veya kent tarafından muhafaza edilen otoyol |
township road i.
|
|
Railway |
|
319 |
Demiryolu |
demiryolu taşıtlarının muhafaza veya park edildiği küçük manevra hattı |
layby i.
|
|
320 |
Demiryolu |
demiryolu taşıtlarının muhafaza veya park edildiği küçük manevra hattı |
layby i.
|
|
Aeronautic |
|
321 |
Havacılık |
muhafaza içine yerleştirme |
encapsulation i.
|
|
322 |
Havacılık |
otomatik bagaj muhafaza yeri |
automatic baggage locker i.
|
|
323 |
Havacılık |
mevcut durumu muhafaza etmek |
hold f.
|
|
Marine |
|
324 |
Denizcilik |
çelik muhafaza tipli yapılar |
steel jacket-type structure i.
|
|
325 |
Denizcilik |
taranan çamurlu suyun dağılmasını engelleyen muhafaza |
slurry shield i.
|
|
326 |
Denizcilik |
silahlı gümrük muhafaza görevlisi |
revenuer [us] i.
|
|
327 |
Denizcilik |
gümrük muhafaza gemisi |
revenuer i.
|
|
328 |
Denizcilik |
(gemiyi) bağlayıp muhafaza etmek |
lash down f.
|
|
Petrol |
|
329 |
Petrol |
delme petrol kuyusunda yüzeye çıkmayan muhafaza |
liner i.
|
|
330 |
Petrol |
kuyu sondajında boru, çubuk veya muhafaza çıkarma işlemi |
breakout i.
|
|
Medical |
|
331 |
Medikal |
çocukların erişemeyeceği yerlerde muhafaza ediniz |
keep out of reach of children i.
|
|
332 |
Medikal |
çocukların erişemeyeceği bir yerde muhafaza ediniz |
keep out of reach of children i.
|
|
333 |
Medikal |
çocukların erişemeyeceği şekilde muhafaza ediniz |
keep out of reach of children i.
|
|
334 |
Medikal |
iyi koşullarda muhafaza edilmemiş deniz mahsüllerinden meydana gelen besin zehirlenmesi |
scombroid i.
|
|
335 |
Medikal |
sağlık muhafaza alanı |
hygienics i.
|
|
336 |
Medikal |
yalnızca solunumsal hareketlilik hissetmesi ile oksijeni muhafaza eden bir alet |
demand oxygen delivery device i.
|
|
337 |
Medikal |
muhafaza etmek |
conserve f.
|
|
Physiology |
|
338 |
Fizyoloji |
muhafaza edilen |
depot s.
|
|
Printing |
|
339 |
Baskı Teknikleri |
kullanılan baskı harfini muhafaza etmek |
stand f.
|
|
Food Engineering |
|
340 |
Gıda |
dondurulmuş gıda muhafaza dolabı |
frozen food storage cabinet i.
|
|
341 |
Gıda |
soğutarak muhafaza edilmiş ve kurutulmuş |
freeze-dried s.
|
|
342 |
Gıda |
sonradan tüketim için muhafaza edilmemiş |
fresh s.
|
|
Gastronomy |
|
343 |
Mutfak |
pişmiş yemekleri vakumlu poşetlere koyup tükeninceye kadar muhafaza tekniği |
sous vides i.
|
|
344 |
Mutfak |
uzun süreli kullanım için muhafaza edilmemiş gıda |
fresh foods i.
|
|
345 |
Mutfak |
tuzlu suda muhafaza etmek |
brine f.
|
|
346 |
Mutfak |
(etin dış kısmını) iç kısmındaki suyu muhafaza etmek için şiddetli ısıya maruz bırakmak |
seal f.
|
|
Physics |
|
347 |
Fizik |
elektrik enerjini muhafaza eden ve daha sonra açığa çıkaran transparan malzeme |
electrofluor i.
|
|
348 |
Fizik |
(nükleer santralde) nükleer reaktörü çevresine kaza anında radyoaktif madde salınımını önleyen muhafaza |
containment i.
|
|
349 |
Fizik |
(rölativistik kuantum mekaniği) klasik fizik ögelerini muhafaza eden yaklaşımlar ile ilgili |
semiclassical s.
|
|
Biology |
|
350 |
Biyoloji |
alkolde muhafaza edilen biyolojik numune |
alcoholic i.
|
|
351 |
Biyoloji |
muhafaza etmek veya çoğaltmak için organik yapıların içine yerleştirildiği sıvı veya katı madde |
medium i.
|
|
352 |
Biyoloji |
(belirli bir amaç için muhafaza edilen) canlı organizma yığını |
stabilate i.
|
|
353 |
Biyoloji |
(muhafaza ve inceleme için) numune hazırlamak |
set f.
|
|
354 |
Biyoloji |
(muhafaza ve inceleme için) örnek hazırlamak |
set f.
|
|
355 |
Biyoloji |
(canlı dokuyu) çok düşük sıcaklıkta muhafaza etmek |
cryopreserve f.
|
|
356 |
Biyoloji |
düşük sıcaklıkta muhafaza hasarına karşı koruyan |
cryoprotective s.
|
|
Astronomy |
|
357 |
Gökbilim |
kişinin soğuk bir kabinde vücudu muhafaza edilerek hiç yaşlanmadan uyutulması |
cryosleep i.
|
|
358 |
Gökbilim |
kişinin soğuk bir kabinde vücudu muhafaza edilerek hiç yaşlanmadan uyutulması |
cryogenic sleep i.
|
|
Zoology |
|
359 |
Zooloji |
hayvanın orijinal veya yapay kafatasının üzerine konmak üzere muhafaza edilen kafa veya boyun derisi |
scalp [scotland] i.
|
|
Botanic |
|
360 |
Botanik |
kışın tomurcuklarını yüzeyin altındaki çamurda muhafaza eden çok yıllık bataklık bitkilerine verilen ad |
helophyte i.
|
|
Agriculture |
|
361 |
Tarım |
çiftliğin yanında bulunan ekinlerin muhafaza edildiği etrafı çevrili alan |
haggard [dialect] i.
|
|
362 |
Tarım |
samanlıkta muhafaza edilen saman |
haymow i.
|
|
Breeding |
|
363 |
Hayvancılık |
sığırları muhafaza etmek için inşa edilmiş bina |
neathouse i.
|
|
364 |
Hayvancılık |
güvenle muhafaza etmek |
fank f.
|
|
Apiculture |
|
365 |
Arıcılık |
(balı, poleni) kovanda muhafaza etmek |
hive f.
|
|
Forestry |
|
366 |
Ormancılık |
orman muhafaza memuru |
firewarden [us] i.
|
|
Fishery |
|
367 |
Balıkçılık |
ıstakoz veya yakalanan diğer canlıların muhafaza edildiği sepet benzeri kafes |
corf [uk] i.
|
|
History |
|
368 |
Tarih |
ingiliz arşivindeki evrak muhafaza dairesi |
hanaper office i.
|
|
369 |
Tarih |
kral'ın mührünü muhafaza eden ve resmi belgelere basma yetkisi bulunan eski bir ingiliz kraliyet görevlisi |
lord keeper i.
|
|
Religious |
|
370 |
Dini |
şehitlere ait kutsal emanetlerin muhafaza edildiği yer |
martyrium i.
|
|
371 |
Dini |
musa hukukunun bazı koşullarını muhafaza edip kalanını modern şartlara uyduran yahudi |
conservative jew i.
|
|
372 |
Dini |
geleneksel yahudi dininin temel unsurlarını muhafaza eden ve dini uygulamaların modernleştirilmesi konusunda esneklik barındıran bir hareket |
conservative judaism i.
|
|
373 |
Dini |
(altarda) dini kalıntıların muhafaza edildiği kutu |
sepulcher [us] i.
|
|
374 |
Dini |
bazı kiliselerde rahip ve koronun bulunduğu bölümün kuzey cephesinde yer alan ve eskiden kutsal objelerin muhafaza edildiği sığ girinti |
sepulcher [us] i.
|
|
375 |
Dini |
(altarda) dini kalıntıların muhafaza edildiği kutu |
sepulchre [uk] i.
|
|
376 |
Dini |
bazı kiliselerde rahip ve koronun bulunduğu bölümün kuzey cephesinde yer alan ve eskiden kutsal objelerin muhafaza edildiği sığ girinti |
sepulchre [uk] i.
|
|
Environment |
|
377 |
Çevre |
çok amaçlı metal muhafaza kabı |
multi-purpose canister i.
|
|
378 |
Çevre |
muhafaza kazanı |
containment vessel i.
|
|
379 |
Çevre |
muhafaza yapısı |
containment structure i.
|
|
380 |
Çevre |
tabaka kazık muhafaza |
sheet pile revetment i.
|
|
381 |
Çevre |
taşınabilir muhafaza |
container i.
|
|
Military |
|
382 |
Askeri |
belirtilen irtifalarda görerek uçuş şartlarını muhafaza edin ve trafik ayırımını kendiniz yapın |
maintain own separation and vmc i.
|
|
383 |
Askeri |
durum muhafaza kodu |
condition reservation code i.
|
|
384 |
Askeri |
evrak muhafaza süresi |
disposal standard i.
|
|
385 |
Askeri |
izinsiz ortada görünmeyenin geri getirilişindeki muhafaza masrafı |
guard's expense in returning absentee i.
|
|
386 |
Askeri |
kayıt muhafaza süresi |
disposal standard i.
|
|
387 |
Askeri |
muhafaza kabı |
container i.
|
|
388 |
Askeri |
muhafaza edilen diğer harp ihtiyat malzemeleri ihtiyacı |
other war reserve material requirement protectable i.
|
|
389 |
Askeri |
muhabere ile ilgili gizli dokümanları muhafaza eden ve mali teftişini yapan ünite |
subaccount i.
|
|
390 |
Askeri |
muhafaza edilebilen harp yedeği malzeme ihtiyacı |
war reserve materiel requirement protectable i.
|
|
391 |
Askeri |
muhafaza personeli |
custodial personnel i.
|
|
392 |
Askeri |
muhafaza terk durumu |
caretaker status i.
|
|
393 |
Askeri |
pist istikametini muhafaza edin |
maintain runway heading i.
|
|
394 |
Askeri |
refakat muhafaza sistemi |
escort system i.
|
|
395 |
Askeri |
su üstünde muhafaza |
wet storage i.
|
|
Hunting |
|
396 |
Silah/Atıcılık |
muhafaza edilen önleme tekniği |
sustained lead i.
|
|
397 |
Silah/Atıcılık |
topların muhafaza edildiği alan |
shot locker i.
|
|
Photography |
|
398 |
Fotoğrafçılık |
fotografik lens sisteminin optik bileşenlerini içinde barındıran muhafaza |
barrel i.
|
|
Librarianship |
|
399 |
Kütüphanecilik |
dikey muhafaza edilen broşür, resim, kırpıntı koleksiyonu |
vertical file i.
|
|
Archaic |
|
400 |
Eski Kullanım |
muhafaza eden şey |
conservative i.
|
|
401 |
Eski Kullanım |
muhafaza eden kimse |
fautor i.
|
|
402 |
Eski Kullanım |
muhafaza etmek |
enshield f.
|
|
403 |
Eski Kullanım |
muhafaza etmek |
overshadow f.
|
|
404 |
Eski Kullanım |
yıl boyunca muhafaza etmek |
overyear f.
|
|
Slang |
|
405 |
Argo |
muhafaza kabı |
growler i.
|
|
Star Wars |
|
406 |
Star Wars |
arazisel saldırı muhafaza vasıtası (as-ma) |
all terrain attack pod (at-ap) i.
|
|
407 |
Star Wars |
arazisel savunma muhafaza vasıtası (as-mv) |
all terrain defense pod (at-dp) i.
|
|