on a trip - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

on a trip



"on a trip" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 7 sonuç

İngilizce Türkçe
Slang
on a trip expr. tripte
on a trip expr. uyuşturucunun etkisi altında
on a trip expr. uyuşturucunun etkisinde
on a trip expr. uyuşturucu kafasında
on a trip expr. uyuşturucu tribinde
on a trip expr. uçmuş
on a trip expr. uyuşturucu kafası yaşayan

"on a trip" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 62 sonuç

İngilizce Türkçe
General
go on a trip f. geziye çıkmak
go on a trip f. gezintiye çıkmak
go on a trip f. geziye gitmek
take the students on a trip f. öğrencileri geziye götürmek
be on a guilt trip f. vicdan azabı duymak
be on a guilt trip f. vicdan azabı çekmek
go on a school trip f. okul gezisine çıkmak
Idioms
lay a trip on someone f. birisini ağır biçimde eleştirmek
send somebody on a guilt trip f. birisini yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek
lay a (heavy) trip on someone f. birisini ağır biçimde eleştirmek
be on a guilt trip about something f. bir konu hakkında kendini çok suçlu hissetmek
put a guilt trip on somebody f. birisini yaptığı bir şeyden dolayı suçlu hissettirmek
lay a heavy trip on someone f. birisini ağır biçimde eleştirmek
be on a power trip f. güç gösterisinde bulunmak
lay a guilt trip on someone f. yaptığı bir şey yüzünden kendisini suçlu hissettirmek
lay/put a guilt trip on somebody (us) f. yaptığı bir şey yüzünden birini suçlu hissettirmek
send somebody on a guilt trip (brit) f. yaptığı bir şey yüzünden birini suçlu hissettirmek
lay a (heavy) trip on (one) f. (birini ağır) şekilde eleştirmek
lay a (heavy) trip on (one) f. (birine fena) çıkışmak
lay a (heavy) trip on (one) f. (birini fena) azarlamak
lay a (heavy) trip on (one) f. (birine ağır) trip atmak
lay a (heavy) trip on (one) f. (birini çok) üzmek
lay a (heavy) trip on (one) f. (birinin) kafasını (çok) karıştırmak
lay a (heavy) trip on (one) f. (birini çok) şaşırtmak
lay a (heavy) trip on (one) f. (birine büyük) şaşkınlık yaşatmak
lay a (heavy) trip on (one) f. (birini) şaşkına çevirmek
lay a (heavy) trip on (one) f. (birine) kendini suçlu hissettirmek
lay a (heavy) trip on (one) f. (birine) suçluluk hissettirmek
lay a (heavy) trip on (one) f. (birine) duygu sömürüsü yapmak
lay a (heavy) trip on someone f. birini (ağır) şekilde eleştirmek
lay a (heavy) trip on someone f. birine (fena) çıkışmak
lay a (heavy) trip on someone f. birini (fena) azarlamak
lay a (heavy) trip on someone f. birine (ağır) trip atmak
lay a (heavy) trip on someone f. birini (çok) üzmek
lay a (heavy) trip on someone f. birinin kafasını (çok) karıştırmak
lay a (heavy) trip on someone f. birini (çok) şaşırtmak
lay a (heavy) trip on someone f. birine (büyük) şaşkınlık yaşatmak
lay a (heavy) trip on someone f. birini şaşkına çevirmek
lay a (heavy) trip on someone f. birine kendini suçlu hissettirmek
lay a (heavy) trip on someone f. birine suçluluk hissettirmek
lay a (heavy) trip on someone f. birine duygu sömürüsü yapmak
lay a guilt trip on someone f. birine kendini suçlu hissettirmek
lay a guilt trip on someone f. birine suçluluk hissettirmek
lay a guilt trip on someone f. birine duygu sömürüsü yapmak
lay a (heavy) trip on someone f. birine ciddi bir bilgi açıklamak
lay a (heavy) trip on someone f. birine çarpıcı/yıkıcı bir bilgi açıklamak
lay a (heavy) trip on someone f. birine altında ezileceği/ağır bir bilgi vermek
lay a guilt trip on (one) f. (birine) kendini suçlu hissettirmek
lay a guilt trip on (one) f. (birine) suçluluk hissettirmek
lay a guilt trip on (one) f. (birine) duygu sömürüsü yapmak
lay a trip on f. -i eleştirmek
lay a trip on f. '-e çıkışmak
lay a trip on f. '-i azarlamak
lay a trip on f. '-e trip atmak
lay a trip on f. '-i üzmek
lay a trip on f. '-i şaşırtmak
lay a trip on f. '-i şaşkına çevirmek
lay a trip on f. '-e kendini suçlu hissettirmek
lay a trip on f. '-e suçluluk hissettirmek
lay a trip on f. '-e duygu sömürüsü yapmak
on a power trip expr. güç gösterisinde
Trade/Economic
go on a world trip f. dünya turuna çıkmak