on one's head - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

on one's head

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"on one's head" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç

İngilizce Türkçe
General
on one's head zf. tepetaklak

"on one's head" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 117 sonuç

İngilizce Türkçe
General
have a good head on one's shoulders f. çok zeki olmak
have a good head on one's shoulders f. aklı başında biri olmak
have a good head on one's shoulders f. sağduyu sahibi olmak
have one's head screwed on right f. aklı başında biri olmak
get one's head screwed on right f. akıllanmak
have one's head screwed on the right way f. aklı başında biri olmak
stand on one's head f. amuda kalkıp durmak
put one's head on someone's shoulder f. başını omzuna yaslamak
put one's head on someone's shoulder f. başını omuzuna yaslamak
Colloquial
hit one’s head on the sink f. başını küvete/lavaboya çarpmak
stand on one's head f. bir tarafını yırtmak
stand on one's head f. elinden gelen her şeyi yapmak
stand on one's head f. mümkün olan her şeyi yapmak
stand on one's head f. kıçını yırtmak
stand on one's head f. yırtınmak
Idioms
a light bulb goes on in (one's) head i. kafada şimşek çakması
a light bulb goes on in (one's) head i. aklına birden fikir gelmesi
a price on (one's) head i. (birinin) başına koyulan ödül
a price on (one's) head i. (birinin) kellesine biçilen fiyat
have (someone's) blood on (one's) head f. (birisinin) kanı eline bulaşmak
have (someone's) blood on (one's) head f. (birisinin) ölümüne neden olmak
have (someone's) blood on (one's) head f. (birisinin) kanı ellerinde olmak
bring (something) down on (one's) head f. (birinin) üstüne/tepesine inmesine neden olmak
bring (something) down on (one's) head f. (birinin) üstüne/başına düşürmek
bring (something) down on (one's) head f. (birinin) tepesine/tepesinden aşağı indirmek
bring (something) down on (one's) head f. başına dert açmak/almak
bring (something) down on (one's) head f. başını belaya/derde sokmak
bring (something) down on (one's) head f. başına belalı bir iş açmak
a light bulb goes on in (one's) head f. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
a light bulb goes on in (one's) head f. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
have a light bulb go on (in (one's) head) f. kafasında birden bir ışık yanmak/çakmak
have a light bulb go on (in (one's) head) f. beyninde/kafasında şimşek/şimşekler çakmak
have a head on one's shoulders f. akıllı olmak
have one's head screwed on the right way f. akıllı olmak
have a good head on one's shoulders f. akıllı olmak
have one's head screwed on f. aklı başında olmak
have one's head screwed on the right way f. aklı başında olmak
have one's head screwed on the right way f. aklı selim olmak
have one's head screwed on the right way f. aklıselim olmak
get a price on one's head f. başına ödül konmuş olmak
have a price on one's head f. başına ödül konmuş olmak
have a good head on one's shoulders f. becerikli olmak
have a head on one's shoulders f. becerikli olmak
lay one's head on the block f. kendini riske atmak
put one's head on the block f. kendini riske atmak
have a good head on one's shoulders f. kültürlü olmak
have one's head screwed on the right way f. keskin zekalı olmak
lay one's head on the block f. kendini okkanın altına atmak
have one's head screwed on the right way f. mantıklı olmak
put one's head on the block f. kendini okkanın altına atmak
have one's head screwed on the right way f. kafası çalışmak
have a head on one's shoulders f. kafası çalışmak
put one's head on the block f. okkanın altına girmek
lay one's head on the block f. kendini tehlikeye atmak
put one's head on the block f. kendini tehlikeye atmak
have one's head screwed on the right way f. keskin zekası olmak
have a good head on one's shoulders f. kafası çalışmak
lay one's head on the block f. okkanın altına girmek
have a good head on one's shoulders f. sağduyu sahibi olmak
have a good head on one's shoulders f. yetenekli olmak
have one's head screwed on the right way f. zeki olmak
able to do something standing on one's head f. (bir şeyi) gözü kapalı yapmak/yapabilmek
have a head on one's shoulders f. yetenekli olmak
be on (one's) (own) head f. günahı (birinin/kendi) boynuna olmak
be on (one's) (own) head f. vebali (birinin/kendi) boynuna olmak
be on (one's) (own) head f. karar (birine/kendine) kalmak
be on (one's) (own) head f. sorumluluk (birinde) olmak
be on (one's) (own) head f. (birinin/kendi) bileceği iş olmak
heap scorn on (one's) head f. (biri) hakkında küçümseyici sözler söylemek
heap scorn on (one's) head f. (biri) hakkında aşağılayıcı şekilde konuşmak
heap scorn on (one's) head f. (biri) hakkında tepeden bakarak konuşmak
heap scorn on (one's) head f. (biri) hakkında saygısızca konuşmak
pour scorn on (one's) head f. (biri) hakkında küçümseyici sözler söylemek
pour scorn on (one's) head f. (biri) hakkında aşağılayıcı şekilde konuşmak
pour scorn on (one's) head f. (biri) hakkında tepeden bakarak konuşmak
pour scorn on (one's) head f. (biri) hakkında saygısızca konuşmak
able to (do something) standing on (one's) head f. (bir şeyin) uzmanı olmak
able to (do something) standing on (one's) head f. (bir şeyi yapmak) çocuk oyuncağı olmak
put a bounty on one's head f. başına ödül koymak
could (do something) standing on (one's) head f. (bir şeyi) gözü kapalı yapabilmek
could (do something) standing on (one's) head f. (bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek
could (do something) standing on (one's) head f. (bir şeyi) hiç zorlanmadan yapabilmek
do (something) standing on (one's) head f. (bir şeyi/işi) gözü kapalı yapmak
do (something) standing on (one's) head f. (bir şeyi yapmak) çocuk oyuncağı olmak
harm a hair on (one's) head f. kılına zarar vermek
harm a hair on (one's) head f. saçının teline zarar vermek
heap coals of fire on (one's) head f. kötülük yapana iyilik ederek onun suçluluk duymasını sağlamak
heap coals of fire on (one's) head f. taş atana ekmek atmak
heap coals of fire on (one's) head f. taş atana gül atmak
keep (one's) head on a swivel f. gözünü dört açmak
keep (one's) head on a swivel f. dikkatli olmak
not harm a hair on (one's) head f. (birinin) kılına bile dokunmamak
not harm a hair on (one's) head f. (birinin) saçının teline bile zarar vermemek
not touch a hair on (one's) head f. (birinin) kılına dokunmamak
not touch a hair on (one's) head f. (birinin) saçının teline bile dokunmamak
born with a caul on (one's) head s. şanslı
born with a caul on (one's) head s. bahtı açık
born with a caul on (one's) head s. doğuştan şanslı
born with a caul on (one's) head s. uğurlu
born with a caul on (one's) head s. talihli
born with a caul on (one's) head s. kadir gecesi doğmuş
(one's) head on a plate/platter expr. (birinin) kafasını kesme (kötü bir ceza verme anlamında)
(one's) head on a plate/platter expr. (birini) öldürme (kötü bir ceza verme anlamında)
on (one's) (own) head expr. vebali (birinin/kendi) boynuna
on (one's) (own) head expr. günahı (birinin/kendi) boynuna
on (one's) (own) head expr. (birinin/kendi) bileceği iş
on (one's) (own) head expr. sorumluluk (birinde)
on (one's) (own) head expr. karar (birine/kendine) kalmış
on (one's) (own) head be it expr. vebali (birinin/kendi) boynuna
on (one's) (own) head be it expr. günahı (birinin/kendi) boynuna
on (one's) (own) head be it expr. (birinin/kendi) bileceği iş
on (one's) (own) head be it expr. sorumluluk (birinde)
on (one's) (own) head be it expr. karar (birine/kendine) kalmış
on (one's) (own) head be it expr. sonucuna (biri/kendi) katlanır
standing on (one's) head expr. çok kolay bir şekilde
standing on (one's) head expr. hiç zorlanmadan
standing on (one's) head expr. gözü kapalı