Geçmiş

on the ground

"on the ground" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 9 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	on the ground zf.	yerde
2	Genel	on the ground zf.	olay yerinde
Idioms
3	Deyim	on the ground expr.	olayların döndüğü yerde
4	Deyim	on the ground expr.	olayın ortasında
5	Deyim	on the ground expr.	olay mahallinde
6	Deyim	on the ground expr.	asıl işin/hareketin olduğu yerde
7	Deyim	on the ground expr.	olayların göbeğinde
8	Deyim	on the ground expr.	bir şeyden asıl etkilenen kesimde
9	Deyim	on the ground expr.	bir şeyle asıl alakası olan sıradan/halktan insanlar arasında

"on the ground" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 118 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	landing on the ground i.	yere iniş
2	Genel	the facts on the ground i.	fiili gerçekler
3	Genel	have both one's feet on the ground f.	gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek
4	Genel	roll on the ground f.	ağınmak
5	Genel	have both one's feet on the ground f.	aklı başında olmak
6	Genel	be based on the ground of f.	temeline dayanmak
7	Genel	fix on the ground f.	zemine sabitlemek
8	Genel	sleep on the ground f.	yerde yatmak
9	Genel	get someone on the ground f.	birini yere yatırmak
10	Genel	throw rubbish on the ground f.	yere çöp atmak
11	Genel	throw rubbish on the ground f.	yerlere çöp atmak
12	Genel	throw trash on the ground f.	yere çöp atmak
13	Genel	throw trash on the ground f.	yerlere çöp atmak
14	Genel	fixed on the ground s.	zemine sabitlenmiş
Phrases
15	İfadeler	on the ground of expr.	bahanesiyle
16	İfadeler	on the ground that expr.	bahanesiyle
17	İfadeler	don't throw your garbage on the ground expr.	çöpleri yere atma
18	İfadeler	don't throw your trash on the ground expr.	çöpleri yere atma
19	İfadeler	don't throw your trash on the ground expr.	çöplerinizi yere atmayın
20	İfadeler	don't throw your garbage on the ground expr.	çöplerinizi yere atmayın
21	İfadeler	on the ground that expr.	ileri sürerek
22	İfadeler	on the ground that expr.	nedeniyle
23	İfadeler	on the ground of expr.	nedeniyle
24	İfadeler	on the ground of expr.	sebebiyle
25	İfadeler	on the ground that expr.	sebebiyle
26	İfadeler	on the ground of expr.	yüzünden
27	İfadeler	on the ground that expr.	yüzünden
Colloquial
28	Konuşma Dili	thin on the ground expr.	bir elin parmaklarını geçmez
29	Konuşma Dili	everyone down on the ground now! expr.	herkes yere yatsın!
30	Konuşma Dili	get down on the ground! expr.	yere yat!
Idioms
31	Deyim	facts on the ground i.	asıl gerçekler
32	Deyim	facts on the ground i.	gerçekler
33	Deyim	facts on the ground i.	ortadaki gerçekler
34	Deyim	facts on the ground i.	fiili gerçekler
35	Deyim	be in on the ground floor f.	(bir şeye) temelden/başından/en baştan katılmak/girmek
36	Deyim	have one's feet on the ground f.	aklı başında davranmak
37	Deyim	keep one's feet on the ground f.	aklı başında davranmak
38	Deyim	get one's feet on the ground f.	ayağını sağlam basmak
39	Deyim	have/keep one's feet on the ground f.	ayakları yere basar olmak
40	Deyim	have/keep one's feet on the ground f.	ayakları yere basmak
41	Deyim	keep one's both feet on the ground f.	ayakları yere basmak
42	Deyim	keep one's feet on the ground f.	ayakları yere basmak
43	Deyim	have one's feet on the ground f.	ayakları yere basmak
44	Deyim	be thin on the ground f.	az bulunur olmak
45	Deyim	get in on the ground floor f.	bir işe/şeye baştan girmek
46	Deyim	come in on the ground floor f.	bir işe en başından katılmak
47	Deyim	get in on the ground floor f.	başından beri/itibaren bir şeyi yapıyor olmak
48	Deyim	worship the ground someone walks on f.	bastığı toprağa bile tapmak
49	Deyim	come in on the ground floor f.	bir işe en başından başlamak
50	Deyim	have one's feet on the ground f.	gerçekçi olmak
51	Deyim	keep one's feet on the ground f.	gerçekçi olmak
52	Deyim	get one's feet on the ground f.	işini sağlama almak
53	Deyim	keep one's both feet on the ground f.	iki ayağı da yere basmak
54	Deyim	worship the ground someone walks on f.	taparcasına saygı duymak
55	Deyim	be thin on the ground f.	türüne az rastlanır olmak
56	Deyim	fall flat on the ground f.	yere kapaklanmak
57	Deyim	be in on the ground floor f.	bir işe başından itibaren dahil olmak
58	Deyim	be in on the ground floor f.	bir işe en başından katılmak
59	Deyim	knock (one) on the ground f.	(birini) yerle bir etmek
60	Deyim	knock (one) on the ground f.	(birini) şaşkına çevirmek/döndürmek
61	Deyim	knock (one) on the ground f.	şaşırtmak
62	Deyim	knock (one) on the ground f.	(birinin) aklını başından almak
63	Deyim	be in on the ground floor f.	en başından dahil olmak
64	Deyim	be in on the ground floor f.	başından beri içinde olmak
65	Deyim	come in on the ground floor f.	en başından dahil olmak
66	Deyim	come in on the ground floor f.	başından beri içinde olmak
67	Deyim	get in on the ground floor f.	en başından dahil olmak
68	Deyim	get in on the ground floor f.	başından beri içinde olmak
69	Deyim	be, come, get, in on the ground floor f.	bir işe en başından katılmak, dahil olmak
70	Deyim	be, come, get, in on the ground floor f.	bir işin başından beri içinde olmak
71	Deyim	get your feet on the ground [us] f.	ayağını sağlam basmak
72	Deyim	get your feet on the ground [us] f.	işini sağlama almak
73	Deyim	have both feet on the ground f.	gerçekçi ve pratik bir şekilde düşünmek
74	Deyim	have both feet on the ground f.	aklı başında olmak
75	Deyim	have both feet on the ground f.	ayakları yere basmak
76	Deyim	have feet on the ground f.	ayakları yere basmak
77	Deyim	have feet on the ground f.	aklı başında davranmak
78	Deyim	have feet on the ground f.	gerçekçi olmak
79	Deyim	have your feet on the ground f.	aklı başında davranmak
80	Deyim	have your feet on the ground f.	ayakları yere basmak
81	Deyim	have your feet on the ground f.	gerçekçi olmak
82	Deyim	have both/your feet on the ground f.	ayakları yere basar olmak
83	Deyim	have both/your feet on the ground f.	ayakları yere basmak
84	Deyim	have both/your feet on the ground f.	gerçekçi olmak
85	Deyim	have both/your feet on the ground f.	mantıklı olmak
86	Deyim	keep both/your feet on the ground f.	ayakları yere basar olmak
87	Deyim	keep both/your feet on the ground f.	ayakları yere basmak
88	Deyim	keep both/your feet on the ground f.	gerçekçi olmak
89	Deyim	keep both/your feet on the ground f.	mantıklı olmak
90	Deyim	keep both feet on the ground f.	ayakları yere basmak
91	Deyim	keep both feet on the ground f.	iki ayağı da yere basmak
92	Deyim	keep both feet on the ground f.	soğukkanlı olmak
93	Deyim	keep both feet on the ground f.	soğukkanlılığını/sakinliğini korumak
94	Deyim	keep feet on the ground f.	ayakları yere basmak
95	Deyim	keep feet on the ground f.	gerçekçi olmak
96	Deyim	keep feet on the ground f.	aklı başında davranmak
97	Deyim	keep feet on the ground f.	soğukkanlı olmak
98	Deyim	(both) feet on the ground expr.	ayakları yere basan
99	Deyim	thick on the ground expr.	çok
100	Deyim	thick on the ground expr.	çok miktarda
101	Deyim	with both feet on the ground expr.	ayakları yere basan
102	Deyim	with both feet on the ground expr.	ayakları yere basar şekilde
103	Deyim	with both feet on the ground expr.	mantıklı, gerçekçi ve pratik düşünen
104	Deyim	with both feet on the ground expr.	aklı başında
105	Deyim	with both feet on the ground expr.	ayağı yere sağlam basan
106	Deyim	in on the ground floor expr.	(bir şeye) temelden/başından/en baştan katılmak/girmiş
107	Deyim	in on the ground floor expr.	başından beri/itibaren bir şeyi yapıyor olan
108	Deyim	in on the ground floor expr.	başından beri içinde
109	Deyim	in on the ground floor expr.	en başından dahil olan
110	Deyim	keep your feet on the ground expr.	aklı başında davran
111	Deyim	keep your feet on the ground expr.	ayakların yere bassın
112	Deyim	keep your feet on the ground expr.	gerçekçi ol
Speaking
113	Konuşma	get on the ground expr.	yere yat
114	Konuşma	get on the ground expr.	yere yatın
Technical
115	Teknik	installed on the ground s.	yere monte
Military
116	Askeri	boots on the ground i.	bizzat muharebe alanında olan kara kuvvetleri
Slang
117	Argo	rotgl (rolling on the ground laughing) expr.	gülmekten yerlere yattım/çok komik
118	Argo	rotglol (rolling on the ground laughing out loud) expr.	gülmekten yerlere yattım/çok komik