oturmuş - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

oturmuş



"oturmuş" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 10 sonuç

Türkçe İngilizce
General
oturmuş steady s.
oturmuş sedentary s.
oturmuş seated s.
oturmuş settled s.
oturmuş fitted s.
oturmuş established s.
oturmuş deep-seated s.
oturmuş seasoned s.
oturmuş institute [obsolete] s.
oturmuş sedentarily zf.

"oturmuş" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 42 sonuç

Türkçe İngilizce
General
oturmuş kişilik developed personality i.
oturmuş kişilik settled personality i.
oturmuş kişilik fully developed personality i.
oturmuş kişilik well-developed personality i.
numerologlara göre, bir kişinin edinilmiş veya oturmuş kişilik özelliklerini gösteren değişken sayı name number i.
oturmuş prosedür bias [dialect] [uk] i.
karaya oturmuş olmak (gemi) be stranded f.
rahat bir şekilde oturmuş ensconced s.
yayılarak oturmuş sprawled s.
kazığa oturmuş impaled by s.
(gemi) karaya oturmuş aground s.
karaya oturmuş grounded s.
vücuda tam oturmuş close-bodied s.
oturmuş/ayakları yere basan grounded s.
karaya oturmuş astrand s.
kalbe oturmuş heartdeep s.
kalbe oturmuş hearted s.
tam oturmuş done (up) s.
karaya oturmuş şekilde aground zf.
Colloquial
karaya oturmuş high and dry s.
Idioms
boğazına bir yumruk gelip oturmuş choked by emotion s.
içine oturmuş stung to the quick s.
tam oturmuş cast in concrete s.
rayına oturmuş off the ground s.
rayına oturmuş on its feet expr.
Trade/Economic
oturmuş teknoloji mature technology i.
Insurance
karaya oturmuş stranded s.
karaya oturmuş, batmış veya yanmış stranded, sunk or burnt s.
Technical
karaya oturmuş keson stranded caisson i.
oturmuş bir operatörün göz noktası eye position point of a seated operator i.
tok oturmuş bakır tough pitch copper i.
karaya oturmuş aground s.
tam oturmuş snug s.
yalın oturmuş simply supported s.
Marine
karaya oturmuş aground s.
karaya oturmuş stranded s.
karaya oturmuş olarak aground zf.
Medical
plevraya oturmuş solid kitle pleural-based solid mass i.
Geography
karada oluştuktan sonra ayrılarak deniz tabanına oturmuş geniş buz tabakası shelf ice i.
bahar gelgitinin yüksekliğinde olacak şekilde karaya oturmuş neaped s.
Military
yerine oturmuş namlu barrel in battery i.
yerine oturmuş namlu tube in battery i.