out of one's way - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

out of one's way



"out of one's way" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 19 sonuç

İngilizce Türkçe
General
out of one's way s. yanlış
out of one's way s. hatalı
out of one's way s. ters
out of one's way s. uygunsuz
out of one's way s. yersiz
out of one's way s. saklı
out of one's way s. gizli
out of one's way s. sıra dışı
out of one's way s. uzakta
out of one's way s. dikkat çekici
out of one's way s. alışılmadık
out of one's way s. alışılmışın dışında
out of one's way s. yolunun dışında
out of one's way s. rota dışı
out of one's way s. engellemeyecek bir yerde
out of one's way s. halledilmiş bir şekilde
out of one's way s. ezilmemek için bir şeyin yolundan çekilmiş
out of one's way s. tamamlanmış bir şekilde
out of one's way s. tehlikeden uzakta

"out of one's way" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 149 sonuç

İngilizce Türkçe
General
lie one's way out of something f. yalan söyleyerek bir işten sıyrılıvermek
get out of one's way f. yolunun üzerinde durmamak
get out of one's way f. (birinin) yolundan çekilmek
get out of one's way f. yolunu kapatmamak
argue one's way out of something f. sorunu tartışarak çözmek
argue one's way out of something f. tartışarak kendini aklamak
put out of one's way f. huzurunu kaçırmak
put out of one's way f. başını belaya sokmak
out of one's way [brit] s. bir kimsenin faaliyet veya ilgi alanı dışında
out of one's way [obsolete] s. yanlış yerde
out of one's way [obsolete] s. her zamankinden farklı bir yerde
out of one's way [obsolete] s. kayıp
out of one's way [obsolete] s. unutulmuş
out of one's way [obsolete] s. yolunun dışında
out of one's way [obsolete] s. kayıp
Phrasals
wiggle (one's) way out (of something) f. kıvrılarak (bir şeyden) çıkmak
wiggle (one's) way out (of something) f. dar bir yerden kıvrılarak/bükülerek çıkmak
wiggle (one's) way out (of something) f. eğilip bükülerek dar bir yerden kurtulmak
wiggle (one's) way out (of something) f. (bir şeyden) sıyrılarak çıkmak/kurtulmak
wiggle (one's) way out (of something) f. (bir şeyden) zar zor çıkmak/kurtulmak
wiggle (one's) way out (of something) f. (bir işten, görevden, durumdan) sıvışmak
wiggle (one's) way out (of something) f. (bir işten, görevden, durumdan) kaçmak
wiggle (one's) way out (of something) f. (bir işten, görevden, durumdan) kurtulmak
wiggle (one's) way out (of something) f. (bir işi, görevi, durumu) savuşturmak
wiggle (one's) way out (of something) f. bir yolunu bulup (bir şeyden) kaçmak/sıvışmak
fib (one's) way out of (something) f. yalanla (bir şeyden) sıyrılmak
fib (one's) way out of (something) f. yalan söyleyerek (kendini bir şeyden) kurtarmak
fib (one's) way out of (something) f. yalan söyleyerek beladan/zor durumdan kurtulmak
fib (one's) way out of (something) f. yalan söyleyerek (bir şeyden) paçayı sıyırmak
worm (one's) way out (of something) f. (bir şeyden) sürünerek çıkmak
worm (one's) way out (of something) f. (bir şeyden) kıvrılarak çıkmak
worm (one's) way out (of something) f. sıkışık (bir şeyden) zar zor çıkmak
worm (one's) way out (of something) f. (bir şeyden) kurnazlıkla sıvışmak
worm (one's) way out (of something) f. (bir şeyden) sinsice sıyrılmak
worm (one's) way out (of something) f. (bir şeyden) sinsice kaçmak
Colloquial
go out of (one's) way (to do something) f. (bir şey yapmak) için yolunu uzatmak
go out of (one's) way (to do something) f. (bir şey yapmak) için yolundan sapmak
go out of (one's) way (to do something) f. (bir şey yapmak) için yolunu değiştirmek
go out of (one's) way (to do something) f. (bir şey yapmak) için zahmete girmek
go out of (one's) way (to do something) f. (bir şey yapmak) için zahmete katlanmak
go out of (one's) way (to do something) f. (bir şey yapmak) için zahmet etmek
out of (one's) way expr. (biri) için uygun değil
out of (one's) way expr. (biri) için erişilebilir değil
out of (one's) way expr. (birinin) yolu üzerinde değil
out of (one's) way expr. (birinin) yolunda değil
out of (one's) way expr. (birinin) yoluna engel değil
out of (one's) way expr. (birinin) yolundan çekilmiş
out of (one's) way expr. parazit yapmayacak şekilde
out of (one's) way expr. engel oluşturmayacak şekilde
out of (one's) way expr. rahatsız etmeyecek şekilde
out of (one's) way expr. yoluna çıkmayacak şekilde
out of (one's) way expr. zorluk çıkarmayacak şekilde
Idioms
can't punch one's way out of a paper bag f. en basit işi bile becerememek
can't punch one's way out of a paper bag f. çok basit bir işi bile yapamayacak kadar beceriksiz/güçsüz olmak
worm one's way out of f. bir durumdan sıyrılmak
talk one's way out of something f. konuşarak/diliyle bir şeyden kurtulmak
couldn't act one's way out of a paper bag f. kendine hayrı olmamak
fight one's way out of something f. kalabalığı vs yararak ilerlemek
couldn't fight one's way out of a paper bag f. kendine hayrı olmamak
couldn't act one's way out of a paper bag f. kendine hayrı dokunmamak
couldn't argue one's way out of a paper bag f. kendine hayrı olmamak
couldn't argue one's way out of a paper bag f. kendine hayrı dokunmamak
couldn't fight one's way out of a paper bag f. kendine hayrı dokunmamak
marry one's way out of something f. kendi ait olmadığı bir sosyal sınıfa/statüye evlilik yolu ile girmek
marry one's way out of poverty f. (zengin biri ile) evlenerek yoksulluktan kurtulmak
go out of one's way f. zahmet etmek
buy one's way out (of something) f. (bir dertten/sıkıntıdan) para vererek kurtulmak
go out of one's way f. zahmete girmek
claw one's way out of something f. -den dişiyle tırnağıyla bir yerlere gelmek
go out of one's way f. zahmete katlanmak
can't punch one's way out of a paper bag f. kendine hayrı olmamak
can't punch one's way out of a paper bag f. kendine bile hayrı olmamak
can't punch one's way out of a paper bag f. kendine bile hayrı dokunmamak
couldn't punch (one's) way out of a paper bag f. kendine hayrı olmamak
couldn't punch (one's) way out of a paper bag f. kendine bile hayrı olmamak
couldn't punch (one's) way out of a paper bag f. kendine bile hayrı dokunmamak
couldn't punch (one's) way out of a paper bag f. kendine hayrı dokunmamak/olmamak
couldn't punch (one's) way out of a paper bag f. çok güçsüz/kof olmak
couldn't act (one's) way out of a paper bag f. kötü oyun çıkarmak
couldn't act (one's) way out of a paper bag f. kötü oyuncu olmak
couldn't act (one's) way out of a paper bag f. kötü rol yapmak
move out of (one's) way f. (birinin) yolundan çekilmek
move out of (one's) way f. (birinin) yolunu açmak
move out of (one's) way f. (birinin) yolunu tıkamamak
move out of (one's) way f. (birine) engel/mani oluşturmamak
move out of (one's) way f. (birine) baş belası olmamak
move out of (one's) way f. kenara çekilmek
move out of (one's) way f. (birinin) yolundan çekmek/kaldırmak
move out of (one's) way f. kenara çekmek
wriggle (one's) way out (of something) f. (bir şeyden) sıyrılıp kaçmak
wriggle (one's) way out (of something) f. (bir şeyden) sıyrılıp çıkmak
wriggle (one's) way out (of something) f. (bir şeyden) sıyrılıp kurtulmak
wriggle (one's) way out (of something) f. (bir şeyden) eğilip bükülerek kurtulmak/çıkmak
wriggle (one's) way out (of something) f. (bir şeyden) zar zor çıkmayı başarmak
wriggle (one's) way out (of something) f. (bir işten, görevden, durumdan) sıvışmak
wriggle (one's) way out (of something) f. (bir işten, görevden, durumdan) kaçmak
wriggle (one's) way out (of something) f. (bir işten, görevden, durumdan) kurtulmak
wriggle (one's) way out (of something) f. (bir işi, görevi, durumu) savuşturmak
wriggle (one's) way out (of something) f. bir yolunu bulup (bir şeyden) kaçmak/sıvışmak
bluff (one's) way out of (something) f. blöf yaparak (bir şeyden) sıyrılmak
bluff (one's) way out of (something) f. blöf yaparak (bir şeyden) çıkmak
bluff (one's) way out of (something) f. blöfle işin içinden sıyrılmak
bluff (one's) way out of (something) f. blöfle (bir şeyden) paçayı kurtarmak
bluff (one's) way out of (something) f. numara/hile yaparak (bir şeyden) sıyrılmak
bluff (one's) way out of (something) f. numara/hile yaparak (bir şeyden) çıkmak
bluff (one's) way out of (something) f. numarayla/hileyle işin içinden sıyrılmak
bluff (one's) way out of (something) f. numarayla/hileyle (bir şeyden) paçayı kurtarmak
buy (one's) way out (of something) f. (bir şeyden) parası neyse verip kurtulmak
buy (one's) way out (of something) f. (bir şeyin) bedelini ödeyip kurtulmak
buy one's way out (of something) f. (bir şeyden/beladan/işten) parayla sıyrılmak
couldn't act (one's) way out of a wet paper bag f. kötü oyun çıkarmak
couldn't act (one's) way out of a wet paper bag f. kötü oyuncu olmak
couldn't act (one's) way out of a wet paper bag f. kötü rol yapmak
couldn't fight (one's) way out of a wet paper bag f. kendine hayrı dokunmamak
couldn't fight (one's) way out of a wet paper bag f. kendine bile hayrı olmamak
couldn't find (one's) way out of a paper bag f. kendine hayrı dokunmamak
couldn't find (one's) way out of a paper bag f. kendine bile hayrı olmamak
keep out of one's way f. yolundan çekilmek
keep out of one's way f. yolunun üzerinde durmamak
keep out of one's way f. yolunu kapatmamak
keep out of one's way f. önünden çekilmek
keep out of one's way f. ayağının altından çekilmek
keep out of one's way f. ayak bağı olmamak
keep out of one's way f. ayağına dolanmamak
keep out of one's way f. ortalarda dolanmamak
stay out of one's way f. yolu kapatmamak
stay out of one's way f. yoldan çekilmek
stay out of one's way f. yolun üzerinde durmamak
stay out of one's way f. uzaklaşmak
stay out of one's way f. engel oluşturmamak
stay out of one's way f. yoluna çıkmamak
stay out of one's way f. bulaşmamak
wangle (one's) way out of (something) f. (kendini bir şeyden/durumdan) çaktırmadan çıkarmak/kurtarmak
wangle (one's) way out of (something) f. (bir şeyden/bir durumdan) sıvışmak/sıvışıp kurtulmak
wangle (one's) way out of (something) f. (bir şeyden/bir durumdan) hileyle kurtulmak
wangle (one's) way out of (something) f. (bir şeyden/bir durumdan) bir şekilde kurtulmayı başarmak
(one's) way out of a paper bag expr. (birinin) kendine hayrı yok
(one's) way out of a paper bag expr. (biri) beyinsiz
(one's) way out of a paper bag expr. (biri) en basit işi bile beceremez
(one's) way out of a paper bag expr. (biri) beceriksiz
(one's) way out of a wet paper bag expr. (birinin) kendine hayrı yok
(one's) way out of a wet paper bag expr. (biri) beyinsiz
(one's) way out of a wet paper bag expr. (biri) en basit işi bile beceremez
(one's) way out of a wet paper bag expr. (biri) beceriksiz
can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr. kendine hayrı yok
can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr. en basit işi bile beceremez
can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr. kendine bile hayrı yok
can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr. beceriksiz
can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr. zayıf