Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
sıkıştırmak
"sıkıştırmak"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 180 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
sıkıştırmak
jam
f.
2
Yaygın Kullanım
sıkıştırmak
compress
f.
General
3
Genel
sıkıştırmak
coarctation [obsolete]
i.
4
Genel
sıkıştırmak
bombard
f.
5
Genel
sıkıştırmak
constrict
f.
6
Genel
sıkıştırmak
tighten up
f.
7
Genel
sıkıştırmak
clamp down
f.
8
Genel
sıkıştırmak
urge
f.
9
Genel
sıkıştırmak
pin
f.
10
Genel
sıkıştırmak
stress
f.
11
Genel
sıkıştırmak
dun
f.
12
Genel
sıkıştırmak
squeeze in
f.
13
Genel
sıkıştırmak
press for
f.
14
Genel
sıkıştırmak
slip
f.
15
Genel
sıkıştırmak
oppress
f.
16
Genel
sıkıştırmak
press
f.
17
Genel
sıkıştırmak
incarcerate
f.
18
Genel
sıkıştırmak
tuck
f.
19
Genel
sıkıştırmak
clinch
f.
20
Genel
sıkıştırmak
clamp
f.
21
Genel
sıkıştırmak
crowd
f.
22
Genel
sıkıştırmak
wedge
f.
23
Genel
sıkıştırmak
come down on
f.
24
Genel
sıkıştırmak
compact
f.
25
Genel
sıkıştırmak
slip into
f.
26
Genel
sıkıştırmak
grill
f.
27
Genel
sıkıştırmak
wring
f.
28
Genel
sıkıştırmak
bear against
f.
29
Genel
sıkıştırmak
lean upon
f.
30
Genel
sıkıştırmak
ply with
f.
31
Genel
sıkıştırmak
corner somebody
f.
32
Genel
sıkıştırmak
pressurize
f.
33
Genel
sıkıştırmak
sandwich
f.
34
Genel
sıkıştırmak
lean on
f.
35
Genel
sıkıştırmak
impact
f.
36
Genel
sıkıştırmak
impress
f.
37
Genel
sıkıştırmak
thrust
f.
38
Genel
sıkıştırmak
weigh
f.
39
Genel
sıkıştırmak
rush
f.
40
Genel
sıkıştırmak
straiten
f.
41
Genel
sıkıştırmak
grind
f.
42
Genel
sıkıştırmak
cram
f.
43
Genel
sıkıştırmak
ply
f.
44
Genel
sıkıştırmak
hasten
f.
45
Genel
sıkıştırmak
astringe
f.
46
Genel
sıkıştırmak
bring pressure to bear on
f.
47
Genel
sıkıştırmak
grip
f.
48
Genel
sıkıştırmak
squeeze into
f.
49
Genel
sıkıştırmak
jam in
f.
50
Genel
sıkıştırmak
press somebody close
f.
51
Genel
sıkıştırmak
hurry
f.
52
Genel
sıkıştırmak
besiege
f.
53
Genel
sıkıştırmak
persecute
f.
54
Genel
sıkıştırmak
heckle
f.
55
Genel
sıkıştırmak
pin down
f.
56
Genel
sıkıştırmak
kern
f.
57
Genel
sıkıştırmak
hustle
f.
58
Genel
sıkıştırmak
push
f.
59
Genel
sıkıştırmak
bottle up
f.
60
Genel
sıkıştırmak
compress
f.
61
Genel
sıkıştırmak
crush
f.
62
Genel
sıkıştırmak
drive somebody to the wall
f.
63
Genel
sıkıştırmak
be urgent with somebody
f.
64
Genel
sıkıştırmak
pack
f.
65
Genel
sıkıştırmak
key
f.
66
Genel
sıkıştırmak
clench
f.
67
Genel
sıkıştırmak
cross-examine
f.
68
Genel
sıkıştırmak
beset
f.
69
Genel
sıkıştırmak
constrain
f.
70
Genel
sıkıştırmak
pinch
f.
71
Genel
sıkıştırmak
scrouge
f.
72
Genel
sıkıştırmak
pressurise
f.
73
Genel
sıkıştırmak
telescope
f.
74
Genel
sıkıştırmak
thring [scottish]
f.
75
Genel
sıkıştırmak
throng [obsolete]
f.
76
Genel
sıkıştırmak
hug
f.
77
Genel
sıkıştırmak
bustle
f.
78
Genel
sıkıştırmak
mure
f.
79
Genel
sıkıştırmak
compinge
f.
80
Genel
sıkıştırmak
close
f.
81
Genel
sıkıştırmak
coarct
f.
82
Genel
sıkıştırmak
concentrate
f.
83
Genel
sıkıştırmak
condense
f.
84
Genel
sıkıştırmak
drive
f.
85
Genel
sıkıştırmak
constrict
f.
86
Genel
sıkıştırmak
feeze [dialect] [uk]
f.
87
Genel
sıkıştırmak
pound
f.
88
Genel
sıkıştırmak
firm
f.
89
Genel
sıkıştırmak
pheese [scotland]
f.
90
Genel
sıkıştırmak
preace
f.
91
Genel
sıkıştırmak
romp (down) [us]
f.
92
Genel
sıkıştırmak
scrounge
f.
93
Genel
sıkıştırmak
scrowdge
f.
94
Genel
sıkıştırmak
scrunch
f.
95
Genel
sıkıştırmak
scroonch
f.
96
Genel
sıkıştırmak
scruze
f.
97
Genel
sıkıştırmak
snuggle
f.
98
Genel
sıkıştırmak
squab [dialect] [uk]
f.
99
Genel
sıkıştırmak
squinch
f.
100
Genel
sıkıştırmak
stiffen
f.
101
Genel
sıkıştırmak
stog
f.
Phrasals
102
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
thrust together
f.
103
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
preach down
f.
104
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
box up
f.
105
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
box up
f.
106
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
chuck (something) in (to something)
f.
107
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
chuck (something) into (something)
f.
108
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
chuck something into something
f.
109
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
close in
f.
110
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
box up
f.
111
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
crack down
f.
112
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
jam in
f.
113
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
jam into
f.
114
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
box in
f.
115
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
make fast
f.
116
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
cram in
f.
117
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
cram together
f.
118
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
cram together
f.
119
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
cram with (someone or something)
f.
120
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
crush down
f.
121
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
crush someone or something down
f.
122
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
ram (something) down
f.
123
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
squash down
f.
124
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
press on
f.
125
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
scrunch up
f.
126
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
squash in
f.
127
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
squeeze out
f.
128
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
stick in
f.
129
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
squash up
f.
130
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
squeeze up
f.
131
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
wedge in
f.
132
Öbek Fiiller
sıkıştırmak
set to
f.
Idioms
133
Deyim
sıkıştırmak
lie hard
f.
134
Deyim
sıkıştırmak
tread on the neck of
f.
135
Deyim
sıkıştırmak
put the squeeze on someone
f.
136
Deyim
sıkıştırmak
put the squeeze on someone
f.
137
Deyim
sıkıştırmak
put the squeeze on someone/something
f.
138
Deyim
sıkıştırmak
put the squeeze on someone/something
f.
139
Deyim
sıkıştırmak
feel up
f.
140
Deyim
sıkıştırmak
put the heat on
f.
141
Deyim
sıkıştırmak
entangle in
f.
142
Deyim
sıkıştırmak
turn the heat on
f.
143
Deyim
sıkıştırmak
tighten the screw
f.
144
Deyim
sıkıştırmak
tighten the screws
f.
145
Deyim
sıkıştırmak
turn on the heat
f.
146
Deyim
sıkıştırmak
turn the heat up
f.
Trade/Economic
147
Ticaret/Ekonomi
sıkıştırmak
press
f.
Law
148
Hukuk
sıkıştırmak
duress
f.
Technical
149
Teknik
sıkıştırmak
pinch
f.
150
Teknik
sıkıştırmak
clench
f.
151
Teknik
sıkıştırmak
compress
f.
152
Teknik
sıkıştırmak
tight
f.
153
Teknik
sıkıştırmak
jam
f.
154
Teknik
sıkıştırmak
force
f.
155
Teknik
sıkıştırmak
compress
f.
156
Teknik
sıkıştırmak
scrooge
f.
157
Teknik
sıkıştırmak
squeeze
f.
158
Teknik
sıkıştırmak
torque
f.
159
Teknik
sıkıştırmak
wedge
f.
160
Teknik
sıkıştırmak
pack
f.
161
Teknik
sıkıştırmak
squash
f.
162
Teknik
sıkıştırmak
crush
f.
163
Teknik
sıkıştırmak
string
f.
164
Teknik
sıkıştırmak
constrain
f.
165
Teknik
sıkıştırmak
tighten
f.
Computer
166
Bilgisayar
sıkıştırmak
pack
f.
167
Bilgisayar
sıkıştırmak
compress
f.
168
Bilgisayar
sıkıştırmak
compress
f.
Construction
169
İnşaat
sıkıştırmak
compaction
f.
Marine
170
Denizcilik
sıkıştırmak
horn
f.
Archaic
171
Eski Kullanım
sıkıştırmak
prease
f.
172
Eski Kullanım
sıkıştırmak
set
f.
173
Eski Kullanım
sıkıştırmak
streighten
f.
Slang
174
Argo
sıkıştırmak
break (one's) balls
f.
175
Argo
sıkıştırmak
bust (one's) butt
f.
176
Argo
sıkıştırmak
bust (one's) hump
f.
177
Argo
sıkıştırmak
ride (someone's) butt
f.
178
Argo
sıkıştırmak
juice up
f.
179
Argo
sıkıştırmak
have a man by the balls
f.
180
Argo
sıkıştırmak
bust butt
f.
"sıkıştırmak"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 400 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
Common Usage
1
Yaygın Kullanım
bastırıp sıkıştırmak
tamp
f.
General
2
Genel
toprak gibi maddeleri bir yere sıkıştırmak için kullanılan uzun demir çubuk
tamping iron
i.
3
Genel
(kağıt yapımında) ıslak kağıt tomarının nemini alıp sıkıştırmak için arasından geçirildiği bir çift silindir
press
i.
4
Genel
borçluyu sıkıştırmak
dun
f.
5
Genel
bir şeyi bir yere sıkıştırmak
shut something in
f.
6
Genel
mengeneyle sıkıştırmak
clamp
f.
7
Genel
köşeye sıkıştırmak
corner
f.
8
Genel
arasına sıkıştırmak
sandwich
f.
9
Genel
iki şeyin arasına sıkıştırmak
sandwich between
f.
10
Genel
sıkıştırmak (vida vb)
tighten
f.
11
Genel
tapa koyarak sıkıştırmak
plug
f.
12
Genel
mengene ile sıkıştırmak
cramp
f.
13
Genel
birini sıkıştırmak
put pressure on
f.
14
Genel
birinin eline para sıkıştırmak
press money into someone's hand
f.
15
Genel
bir şeyi bir yere sıkıştırmak
shut something on
f.
16
Genel
sıkıştırmak (elbise vb)
constrict
f.
17
Genel
programına sıkıştırmak
fit in
f.
18
Genel
bir şey için birini sıkıştırmak
press someone for something
f.
19
Genel
sıkıştırmak (azarlayarak/ısrarla)
bear down on
f.
20
Genel
köşeye sıkıştırmak
drive into a corner
f.
21
Genel
mengene ile sıkıştırmak
clamp
f.
22
Genel
köşeye sıkıştırmak
drive somebody into a corner
f.
23
Genel
sıkıştırmak (bir kimseyi)
pressure
f.
24
Genel
çökertip sıkıştırmak (kuru bir maddeyi)
settle
f.
25
Genel
bastırıp sıkıştırmak
tamp down
f.
26
Genel
takoz vb ile sıkıştırmak
wedge
f.
27
Genel
preste sıkıştırmak
press
f.
28
Genel
programına sıkıştırmak
fit into
f.
29
Genel
köşeye sıkıştırmak
stalemate
f.
30
Genel
köşeye sıkıştırmak
have somebody over a barrel
f.
31
Genel
kendi kendini köşeye sıkıştırmak
paint oneself into a corner
f.
32
Genel
köşeye sıkıştırmak
paint into a corner
f.
33
Genel
içine sıkıştırmak
get into
f.
34
Genel
çevirerek sıkıştırmak
screw
f.
35
Genel
köşeye sıkıştırmak
outmaneuver
f.
36
Genel
çenenin altına sıkıştırmak
chin
f.
37
Genel
köşeye sıkıştırmak
outmanoeuvre
f.
38
Genel
elini kapıya sıkıştırmak
jam one's hand in the door
f.
39
Genel
parmağını kapıya sıkıştırmak
jam one's finger in the door
f.
40
Genel
parmağı kapıya sıkıştırmak
jam the finger in the door
f.
41
Genel
araya sıkıştırmak
shoehorn
f.
42
Genel
birlikte sıkıştırmak
adpress
f.
43
Genel
yeniden sıkıştırmak
recompact
f.
44
Genel
yeniden sıkıştırmak
recompress
f.
45
Genel
ip ucunu sıkı bir bobin içine sıkıştırmak
cheese
f.
46
Genel
iki yüzey arasında sıkıştırmak
nip
f.
47
Genel
köşeye sıkıştırmak
tree
f.
48
Genel
yükü aşağıdaki taraf boşluk bırakacak şekilde bir tarafa sıkıştırmak
hang
f.
49
Genel
bir şeyin içine sıkıştırmak
jemmy
f.
50
Genel
mengene ile sıkıştırmak
vise
f.
51
Genel
harekete geçmesi için sıkıştırmak
berley
f.
52
Genel
harekete geçmesi için (birini) sıkıştırmak
burley
f.
53
Genel
araya sıkıştırmak
weave
f.
54
Genel
(tütün yapraklarını) bağlayıcı olarak kullanmak için hamur halinde öğütüp tabaka halinde sıkıştırmak
homogenize
f.
55
Genel
(tütün yapraklarını) bağlayıcı olarak kullanmak için hamur halinde öğütüp tabaka halinde sıkıştırmak
homogenise
f.
56
Genel
ön bacakların arasında sıkıştırmak
hug
f.
57
Genel
ağzına kadar sıkıştırmak
chock (up) [uk]
f.
58
Genel
aşırı sıkıştırmak
overcompress
f.
59
Genel
satırları sıkıştırmak
overset
f.
60
Genel
bastırıp sıkıştırmak
impact
f.
61
Genel
ödeme konusunda sıkıştırmak
crave
f.
62
Genel
bastırıp sıkıştırmak
constringe
f.
63
Genel
çevirerek sıkıştırmak
feeze [dialect] [uk]
f.
64
Genel
bastırarak sıkıştırmak
pack
f.
65
Genel
(kağıdı, kitapları) baskı makinesinde sıkıştırmak
press
f.
66
Genel
(toprağı) sıkıştırmak
puddle
f.
67
Genel
araya sıkıştırmak
slot
f.
68
Genel
dar frekans bandını sıkıştırmak
point jam
f.
69
Genel
(bir şeyi) araya sıkıştırmak
squeeze
f.
70
Genel
bilgi almak için sıkıştırmak
squeeze for
f.
71
Genel
(bir şeyi) sıkıştırmak
squoosh
f.
72
Genel
(birini bir konuda) sıkıştırmak
tackle
f.
Phrasals
73
Öbek Fiiller
araya sıkıştırmak
throw in
f.
74
Öbek Fiiller
dar bir yere zorla sıkıştırmak
box up
f.
75
Öbek Fiiller
(bir şeyi başka bir şeye) sıkıştırmak
clamp (something) onto (something)
f.
76
Öbek Fiiller
(bir şeyi başka bir şeye) sıkıştırmak
clamp (something) on (something)
f.
77
Öbek Fiiller
(bir şeyi başka bir şeyin) içine sıkıştırmak
compress (something) into (something)
f.
78
Öbek Fiiller
alacağı için sıkıştırmak
dun someone for something
f.
79
Öbek Fiiller
araya sıkıştırmak
work in
f.
80
Öbek Fiiller
birini veya bir şeyi aşırı küçük bir alana sıkıştırmak
cramp up
f.
81
Öbek Fiiller
borçluyu sıkıştırmak
dun someone for something
f.
82
Öbek Fiiller
bir şeyi sıkıştırmak/tıkamak
jam something up
f.
83
Öbek Fiiller
bir şey için birini sıkıştırmak
pester someone into something
f.
84
Öbek Fiiller
birbirlerini sıkıştırmak
squeeze themselves together
f.
85
Öbek Fiiller
birbirlerini sıkıştırmak
squeeze themselves up
f.
86
Öbek Fiiller
bastırarak sıkıştırmak
pack something down
f.
87
Öbek Fiiller
küçücük yere sıkıştırmak
jam in
f.
88
Öbek Fiiller
küçücük yere sıkıştırmak
jam into
f.
89
Öbek Fiiller
bir insanı ya da bir şeye bir şeye sıkıştırmak
crush someone or something to something
f.
90
Öbek Fiiller
bir şeyi elle hafifçe vurarak düzleştirmek/sıkıştırmak
pat something down
f.
91
Öbek Fiiller
hafifçe vurarak düzleştirmek/sıkıştırmak/şekil vermek (elle veya düz bir aletle)
pat down
f.
92
Öbek Fiiller
bir şeyin içine sıkıştırmak/tıkıştırmak
slip down
f.
93
Öbek Fiiller
bir şeyi ezmek/sıkıştırmak
squash something down
f.
94
Öbek Fiiller
(birini) sıkıştırmak
wring (something) from (someone or something)
f.
95
Öbek Fiiller
araya sıkıştırmak
get in
f.
96
Öbek Fiiller
araya sıkıştırmak
get in
f.
97
Öbek Fiiller
birini sıkıştırmak
get on someone
f.
98
Öbek Fiiller
(birini) sorularla sıkıştırmak
whale away at (someone)
f.
99
Öbek Fiiller
(birini) sorularla sıkıştırmak
whale into (someone)
f.
100
Öbek Fiiller
(birini) sorularla sıkıştırmak
whale on (someone)
f.
101
Öbek Fiiller
'-e sıkıştırmak
lock in
f.
102
Öbek Fiiller
köşeye sıkıştırmak
lock in
f.
103
Öbek Fiiller
'-e sıkıştırmak
lock into
f.
104
Öbek Fiiller
köşeye sıkıştırmak
lock into
f.
105
Öbek Fiiller
(bir şeyin) içine bir şeyi veya birini sıkıştırmak
lodge into (something)
f.
106
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin altına sıkıştırmak
pin someone or something under someone or something
f.
107
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altına sıkıştırmak
pin (someone or something) underneath (someone or something)
f.
108
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi birine veya bir şeye) sıkıştırmak
press against (someone or something)
f.
109
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi sıkıştırmak
press against someone or something
f.
110
Öbek Fiiller
birbirine/bir araya sıkıştırmak
press together
f.
111
Öbek Fiiller
'-e sıkıştırmak
push against
f.
112
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) araya sıkıştırmak
slot (someone or something) in
f.
113
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) önceden planlanmış şeylerin arasına sıkıştırmak
slot (someone or something) in
f.
114
Öbek Fiiller
(birini bir şey) yapması/vermesi için sıkıştırmak
squeeze (something) out of (someone)
f.
115
Öbek Fiiller
bilgi almak için sıkıştırmak
squeeze out (of something)
f.
116
Öbek Fiiller
köşeye sıkıştırmak
squeeze out
f.
117
Öbek Fiiller
(birini) sürekli bir şey yapması için sıkıştırmak
stay after (someone)
f.
118
Öbek Fiiller
arasına/içine sıkıştırmak
stick in
f.
119
Öbek Fiiller
(bir şeyin) arasına/içine sıkıştırmak
stick into (something)
f.
120
Öbek Fiiller
(bir şeye) sıkıştırmak
stick into (something)
f.
121
Öbek Fiiller
içine sıkıştırmak
stuff in
f.
122
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine sıkıştırmak
stuff into (something)
f.
123
Öbek Fiiller
(bir şeyin) içine (bir şey) sıkıştırmak
stuff into (something)
f.
124
Öbek Fiiller
bir şeyi bir şeyin arasına sıkıştırmak
interpose something in (to) something
f.
125
Öbek Fiiller
araya bir soru sıkıştırmak
interpose something in (to) something
f.
126
Öbek Fiiller
dar/sınırlı bir zamana sıkıştırmak
pack in
f.
127
Öbek Fiiller
(bir şeyleri) dar/sınırlı bir zamana sıkıştırmak
pack (something) into (something or some place)
f.
128
Öbek Fiiller
dar (bir şeye/yere) sıkıştırmak
tuck into (something)
f.
129
Öbek Fiiller
katlayıp sıkıştırmak
tuck into
f.
130
Öbek Fiiller
(bir şeye) sıkıştırmak
wedge into (something)
f.
131
Öbek Fiiller
(dar bir yere) sıkıştırmak
wedge into (something)
f.
132
Öbek Fiiller
(bir şeye) takoz sıkıştırmak
lodge (something) against
f.
133
Öbek Fiiller
(bir şeyin) önüne bir şey dayamak/sıkıştırmak
lodge (something) against
f.
134
Öbek Fiiller
bir şeyin önüne bir şey koymak/sıkıştırmak
lodge something against something
f.
135
Öbek Fiiller
(bir şeyin) içine (bir şey) sıkıştırmak
lodge (something) in (something)
f.
136
Öbek Fiiller
(bir şeyin) içine (bir şey) sıkıştırmak
lodge (something) into (something)
f.
137
Öbek Fiiller
-e sıkıştırmak
lodge in
f.
138
Öbek Fiiller
bir şeyi bir şeye sıkıştırmak
lodge something in something
f.
139
Öbek Fiiller
kısıtlı/yoğun bir zamanda bir şeyi araya sıkıştırmak
work into
f.
140
Öbek Fiiller
bir araya tıkıştırmak/sıkıştırmak
jam together
f.
141
Öbek Fiiller
balık istifi gibi sıkıştırmak
jam together
f.
142
Öbek Fiiller
herkesi bir yere sıkıştırmak
jam together
f.
143
Öbek Fiiller
kısa bir süreye sıkıştırmak
jam together
f.
144
Öbek Fiiller
birilerini/bir şeyleri bir araya sıkıştırmak
jam someone or something together
f.
145
Öbek Fiiller
bir şeyleri bir araya tıkıştırmak/sıkıştırmak
jam something together
f.
146
Öbek Fiiller
araya sıkıştırmak
pen in
f.
147
Öbek Fiiller
programının arasına sıkıştırmak
pen in
f.
148
Öbek Fiiller
araya sıkıştırmak
slot in
f.
149
Öbek Fiiller
önceden planlanmış şeylerin arasına sıkıştırmak/almak
slot in
f.
150
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak
pinch at (someone or something)
f.
151
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi sıkıştırmak
squash up against someone or something
f.
152
Öbek Fiiller
birine/bir şeye sıkıştırmak
squash up against someone or something
f.
153
Öbek Fiiller
birine/bir şeye doğru sıkıştırmak
squeeze up against someone or something
f.
154
Öbek Fiiller
döndürerek sıkıştırmak
wind up
f.
155
Öbek Fiiller
bükerek sıkıştırmak
wind up
f.
156
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi (bir şeyin içine) sıkıştırmak
jam someone or something (into something)
f.
157
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi (bir şeyin içine) sıkıştırmak
jam someone or something in
f.
158
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak
bear down on (someone or something)
f.
159
Öbek Fiiller
birini bir şeyle sıkıştırmak
beset someone with something
f.
160
Öbek Fiiller
ile sıkıştırmak
beset with
f.
161
Öbek Fiiller
bir şeyi sıkıştırmak
bottle something up
f.
162
Öbek Fiiller
bir şeyi köşeye sıkıştırmak
bottle something up
f.
163
Öbek Fiiller
birini/bir şeyi sıkıştırmak
box someone or something in
f.
164
Öbek Fiiller
birini köşeye sıkıştırmak
box someone in
f.
165
Öbek Fiiller
'-e sıkıştırmak
chuck in
f.
166
Öbek Fiiller
'-e sıkıştırmak
chuck into
f.
167
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak
clamp down on (someone or something)
f.
168
Öbek Fiiller
(bir şeyi başka bir şeye) sıkıştırmak
clamp on
f.
169
Öbek Fiiller
içine sıkıştırmak
compress into
f.
170
Öbek Fiiller
(bir şeyi belli bir ölçüde) sıkıştırmak
condense (something) into (something)
f.
171
Öbek Fiiller
(bir şeyi belli bir ölçüde) sıkıştırmak
condense (something) to (something)
f.
172
Öbek Fiiller
belli bir ölçüde sıkıştırmak
condense to
f.
173
Öbek Fiiller
(birini) sıkıştırmak
crowd (one)
f.
174
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak/ezmek
crush (something) out of (someone or something)
f.
175
Öbek Fiiller
'-e sıkıştırmak
crush to
f.
176
Öbek Fiiller
için sıkıştırmak
dun for
f.
177
Öbek Fiiller
borçluyu sıkıştırmak
dun for
f.
178
Öbek Fiiller
birini bir şeyi araya sıkıştırmak
fit someone or something in something
f.
179
Öbek Fiiller
birini bir şeyi araya sıkıştırmak
fit someone or something into something
f.
180
Öbek Fiiller
birini bir şeyi araya sıkıştırmak
fit someone or something in
f.
181
Öbek Fiiller
birini sıkıştırmak
get on someone
f.
182
Öbek Fiiller
(birini) sıkıştırmak
get on (one)
f.
183
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak
get on (someone or something)
f.
184
Öbek Fiiller
arasına yerleştirmek/sokmak/sıkıştırmak
insert between
f.
185
Öbek Fiiller
(iki şeyin) arasına yerleştirmek/sokmak/sıkıştırmak
insert between (two things)
f.
186
Öbek Fiiller
(lafın arasına bir şey) sokmak/sıkıştırmak
interject (someone or something) into (something)
f.
187
Öbek Fiiller
'-in arasına sıkıştırmak
interpose in
f.
188
Öbek Fiiller
(bir şeye) sıkıştırmak
jam into (something)
f.
189
Öbek Fiiller
(bir şeyin) arasına sıkıştırmak
jam into (something)
f.
190
Öbek Fiiller
sürekli sıkıştırmak/dürtmek
keep after
f.
191
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) sürekli sıkıştırmak/dürtmek
keep after (someone or something)
f.
192
Öbek Fiiller
(birini) sürekli sıkıştırmak/dürtmek
keep at (someone)
f.
193
Öbek Fiiller
(bir konuda birini) sürekli sıkıştırmak/dürtmek
keep on (one) about (something)
f.
194
Öbek Fiiller
(birini) sıkıştırmak
keep on at (one)
f.
195
Öbek Fiiller
bastırarak sıkıştırmak
pack down
f.
196
Öbek Fiiller
-e sıkıştırmak
pack into
f.
197
Öbek Fiiller
karı sıkıştırmak
pack out
f.
198
Öbek Fiiller
(birini bir şey yapması) için sıkıştırmak
pester (one) into (doing) (something)
f.
199
Öbek Fiiller
(birini bir şey) için sıkıştırmak
pester (someone) for (something)
f.
200
Öbek Fiiller
için sıkıştırmak
pester into
f.
201
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) iterek (birine/bir şeye) karşı sıkıştırmak
pin (someone or something) against (someone or something)
f.
202
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altına sıkıştırmak
pin (someone or something) beneath (someone or something)
f.
203
Öbek Fiiller
'-e karşı sıkıştırmak
pin against
f.
204
Öbek Fiiller
altına sıkıştırmak
pin beneath
f.
205
Öbek Fiiller
altına sıkıştırmak
pin under
f.
206
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak
press down on (someone or something)
f.
207
Öbek Fiiller
(birini bir şey için) sıkıştırmak
railroad (one) into (something)
f.
208
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak
run up against (someone or something)
f.
209
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) sıkıştırmak
run up against (someone or something)
f.
210
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi birilerinin/bir şeylerin) arasına sıkıştırmak
sandwich (someone or something) between (someone or something else)
f.
211
Öbek Fiiller
(bir şeyin) içine sıkıştırmak
squash into (something)
f.
212
Öbek Fiiller
-i sıkıştırmak
squash up against
f.
213
Öbek Fiiller
'-e sıkıştırmak
squash up against
f.
214
Öbek Fiiller
(bir şeye) sıkıştırmak
squeeze into (something)
f.
215
Öbek Fiiller
(dar bir zamana) sıkıştırmak
squeeze into (something)
f.
216
Öbek Fiiller
bir araya/hep birlikte sıkıştırmak
squeeze together
f.
217
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi) içine sıkıştırmak
thrust into (someone or something)
f.
218
Öbek Fiiller
(bir şeyin) üzerindeki (bir şeyi) iyice sıkmak/sıkıştırmak
tighten (something) on (something else)
f.
219
Öbek Fiiller
iyice sıkmak/sıkıştırmak
tighten on
f.
220
Öbek Fiiller
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine kıstırmak/sıkıştırmak
trap (someone or something) into (something)
f.
221
Öbek Fiiller
(iki kişi/şey) arasına sıkıştırmak
wedge between (someone or something)
f.
222
Öbek Fiiller
iki kişi/şey arasına sıkıştırmak
wedge between people or things
f.
223
Öbek Fiiller
arasına sıkıştırmak
wedge in
f.
224
Öbek Fiiller
sorularla sıkıştırmak
whale away
f.
Colloquial
225
Konuşma Dili
(vücudun bir bölümünü) dar giysilere sıkıştırmak
truss
f.
226
Konuşma Dili
(kişiyi) köşeye sıkıştırmak
force into a corner
f.
227
Konuşma Dili
(kişiyi) köşeye sıkıştırmak
drive into a corner
f.
228
Konuşma Dili
(birini) sıkıştırmak
be at (one)
f.
229
Konuşma Dili
(yarışta at veya atlet) diğer yarışçıları kenara sıkıştırmak
bore
f.
230
Konuşma Dili
(birini) sıkıştırmak
railroad (one)
f.
Idioms
231
Deyim
avcuna bir şeyler sıkıştırmak
tickle the palm of
f.
232
Deyim
avcuna bir şeyler sıkıştırmak
tickle the palm of
f.
233
Deyim
birini bir şey yapması için sıkıştırmak
put the squeeze on (one)
f.
234
Deyim
birini bir şey yapması için sıkıştırmak
put the squeeze on someone/something
f.
235
Deyim
(birini) para için sıkıştırmak
put the bee on (someone)
f.
236
Deyim
kapıya sıkıştırmak
close the door on (something)
f.
237
Deyim
(birini bir konuda) sıkıştırmak
grill (someone) (about something)
f.
238
Deyim
birini köşeye sıkıştırmak
drive someone into a corner
f.
239
Deyim
birisini sıkıştırmak
put the screws on
f.
240
Deyim
birisini köşeye sıkıştırmak
have somebody by the short hairs
f.
241
Deyim
birisini köşeye sıkıştırmak
get by the balls
f.
242
Deyim
birini köşeye sıkıştırmak
get someone over a barrel
f.
243
Deyim
birisini köşeye sıkıştırmak
drive someone to the wall
f.
244
Deyim
birini köşeye sıkıştırmak
press someone to the wall
f.
245
Deyim
birisini köşeye sıkıştırmak
have by the balls
f.
246
Deyim
birini köşeye sıkıştırmak
have someone cornered
f.
247
Deyim
birisini köşeye sıkıştırmak
back somebody into a corner
f.
248
Deyim
birisini köşeye sıkıştırmak
force someone to the wall
f.
249
Deyim
birini sıkıştırmak
put a move on someone
f.
250
Deyim
birisini köşeye sıkıştırmak
have somebody by the short and curlies
f.
251
Deyim
birini iyice köşeye sıkıştırmak
tighten the noose
f.
252
Deyim
birini köşeye sıkıştırmak
push someone to the wall
f.
253
Deyim
birisini köşeye sıkıştırmak
get someone by the balls
f.
254
Deyim
birisini köşeye sıkıştırmak
have somebody by the balls
f.
255
Deyim
birini köşeye sıkıştırmak
drive someone to the wall
f.
256
Deyim
köşeye sıkıştırmak
go someone through the wringer
f.
257
Deyim
köşeye sıkıştırmak
drive someone into a corner
f.
258
Deyim
köşeye sıkıştırmak
drive someone into a tight corner
f.
259
Deyim
kendini köşeye sıkıştırmak
back oneself into a corner
f.
260
Deyim
köşeye sıkıştırmak
throw someone for a loop
f.
261
Deyim
köşeye sıkıştırmak
put someone through the wringer
f.
262
Deyim
köşeye sıkıştırmak
go through the hoops
f.
263
Deyim
köşeye sıkıştırmak
have (one's) foot on (someone's) neck
f.
264
Deyim
köşeye sıkıştırmak
put through the hoop
f.
265
Deyim
köşeye sıkıştırmak
put through the hoops
f.
266
Deyim
trafiği sıkıştırmak
tie traffic up
f.
267
Deyim
yolu kapayarak trafiği sıkıştırmak
tie traffic up
f.
268
Deyim
kapıya sıkıştırmak
shut the door on (something)
f.
269
Deyim
küçük bir kaba/yere sıkıştırmak
fit a quart into a pint pot
f.
270
Deyim
küçük bir kaba/yere sıkıştırmak
squeeze a quart into a pint pot
f.
271
Deyim
(birinin) donunu yukarı çekip poposuna sıkıştırmak
give (one) a wedgie
f.
272
Deyim
(kendi kendini) köşeye sıkıştırmak
box (oneself) into a corner
f.
273
Deyim
birinin avucuna/cebine para sıkıştırmak
grease someone's palm
f.
274
Deyim
birinin avucuna/cebine para sıkıştırmak
grease someone's fist
f.
275
Deyim
(birini) bir şeyi tamamlaması için sıkıştırmak
ride (someone's) back
f.
276
Deyim
(birini) sıkıştırmak
make things hot for (one)
f.
277
Deyim
(birini) köşeye sıkıştırmak
box (someone) into a corner
f.
278
Deyim
(birini/bir şeyi) köşeye sıkıştırmak
put (someone or something) through the ringer
f.
279
Deyim
(birini) sıkıştırmak
turn the screws (on someone)
f.
280
Deyim
(birini) köşeye sıkıştırmak
turn the screws (on someone)
f.
281
Deyim
(birini) sıkıştırmak
turn the screw (on someone)
f.
282
Deyim
(birini) köşeye sıkıştırmak
turn the screw (on someone)
f.
283
Deyim
birini sıkıştırmak
turn the screw on someone
f.
284
Deyim
birini köşeye sıkıştırmak
turn the screw on someone
f.
285
Deyim
birini sıkıştırmak
tighten the screw on someone
f.
286
Deyim
birini köşeye sıkıştırmak
tighten the screw on someone
f.
287
Deyim
(birilerini/bir şeyleri) balık istifi gibi sıkıştırmak
squash (someone or something) (in) like sardines
f.
288
Deyim
(birini) köşeye sıkıştırmak
back (one) into a corner
f.
289
Deyim
birini köşeye sıkıştırmak
back somebody into a corner
f.
290
Deyim
birini köşeye sıkıştırmak
paint somebody into a corner
f.
291
Deyim
(birini) köşeye sıkıştırmak
bind (one) hand and foot
f.
292
Deyim
birini köşeye sıkıştırmak
bind someone hand and foot
f.
293
Deyim
birini köşeye sıkıştırmak
tie someone hand and foot
f.
294
Deyim
(birini/bir şeyi) köşeye sıkıştırmak
bring (someone or something) to bay
f.
295
Deyim
birini/bir şeyi köşeye sıkıştırmak
bring someone or something to bay
f.
296
Deyim
(birinin) eline/cebine para sıkıştırmak
cross (one's) palm
f.
297
Deyim
(birinin) eline/cebine para sıkıştırmak
cross (someone's) palm
f.
298
Deyim
(birinin) eline/cebine para sıkıştırmak
cross (one's) palm with silver
f.
299
Deyim
eline/cebine para sıkıştırmak
cross palm
f.
300
Deyim
eline/cebine para sıkıştırmak
cross palm with silver
f.
301
Deyim
(birini) köşeye sıkıştırmak
drive (one) to the wall
f.
302
Deyim
(birini) sıkıştırmak
drive (one) to the wall
f.
303
Deyim
birini bir şey yapması için sıkıştırmak
exhort someone to do something
f.
304
Deyim
yapması için sıkıştırmak
exhort to do
f.
305
Deyim
(birini) köşeye sıkıştırmak
force (one) to the wall
f.
306
Deyim
köşeye sıkıştırmak
force to the wall
f.
307
Deyim
(birini) köşeye sıkıştırmak
get (one) over a barrel
f.
308
Deyim
(birini) sıkıştırmak
get on (one's) case
f.
309
Deyim
birini köşeye sıkıştırmak
get/have somebody by the short hairs
f.
310
Deyim
birini köşeye sıkıştırmak
put somebody through the wringer
f.
311
Deyim
(birinin) eline/avucuna/cebine para sıkıştırmak
grease (one's) hand
f.
312
Deyim
eline/avucuna/cebine para sıkıştırmak
grease palm
f.
313
Deyim
(birinin) eline/avucuna/cebine para sıkıştırmak
grease the palm of (someone)
f.
314
Deyim
(birini) köşeye sıkıştırmak
have (one) by the balls
f.
315
Deyim
(birini/bir hayvanı) köşeye sıkıştırmak
have (someone or an animal) cornered
f.
316
Deyim
köşeye sıkıştırmak
have cornered
f.
317
Deyim
(birini/bir şeyi) köşeye sıkıştırmak
have someone or something cornered
f.
318
Deyim
birini köşeye sıkıştırmak
have somebody at your mercy
f.
319
Deyim
birisini köşeye sıkıştırmak
have someone by the balls
f.
320
Deyim
(bir konuda birini) sürekli sıkıştırmak/dürtmek
keep at (one) about (something)
f.
321
Deyim
'-i sıkıştırmak
make it hot for
f.
322
Deyim
birini sıkıştırmak
make it hot for somebody
f.
323
Deyim
(birini) sıkıştırmak
make it warm for (one)
f.
324
Deyim
(birini) sıkıştırmak
make things warm for (one)
f.
325
Deyim
kendi kendini köşeye sıkıştırmak
paint yourself into a corner
f.
326
Deyim
kendi kendini köşeye sıkıştırmak
box yourself into a corner
f.
327
Deyim
(birini) köşeye sıkıştırmak
press (one) to the wall
f.
328
Deyim
(birini) köşeye sıkıştırmak
push (one) to the wall
f.
329
Deyim
köşeye sıkıştırmak
push to the wall
f.
330
Deyim
(birini) köşeye sıkıştırmak
put (one) through the hoop
f.
331
Deyim
(birini) köşeye sıkıştırmak
put (one) through the wringer
f.
332
Deyim
(birini) sıkıştırmak
put the hard word on (one) [australia/canada/new zealand]
f.
333
Deyim
(birini) sıkıştırmak
put the heat on (one)
f.
334
Deyim
(birini) sıkıştırmak
put the screws on (one)
f.
335
Deyim
(birini) sıkıştırmak
put the screws to (someone)
f.
336
Deyim
trafiği sıkıştırmak
tie up traffic
f.
337
Deyim
yolu kapayarak trafiği sıkıştırmak
tie up traffic
f.
338
Deyim
köşeye sıkıştırmak
tighten the screw
f.
339
Deyim
köşeye sıkıştırmak
tighten the screws
f.
340
Deyim
(birini) sıkıştırmak
turn the heat on (someone)
f.
341
Deyim
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak
turn up the heat (on someone or something)
f.
342
Deyim
'-i sıkıştırmak
turn up the heat on
f.
343
Deyim
'-i sıkıştırmak
put the heat on
f.
344
Deyim
'-i sıkıştırmak
put the screws on
f.
345
Deyim
'-i sıkıştırmak
tighten the screws on
f.
Trade/Economic
346
Ticaret/Ekonomi
(kısa pozisyonları) sıkıştırmak
squeeze the shorts
f.
Technical
347
Teknik
pozitif sıkıştırmak kompresör
positive displacement compressor
i.
348
Teknik
kütükleri birbirine bağlayan zinciri sıkıştırmak için kullanılan yaylı direk
binder
i.
349
Teknik
buharlı silindirle sıkıştırmak
steamroll
f.
350
Teknik
darbe ile sıkıştırmak
ram
f.
351
Teknik
çevirerek sıkıştırmak
screw
f.
352
Teknik
döverek sıkıştırmak
compact tamping
f.
353
Teknik
kastanyola ile sıkıştırmak
pawl
f.
354
Teknik
mengeneyle sıkıştırmak
clamp
f.
355
Teknik
sınırlı bir hacme sıkıştırmak
jam
f.
356
Teknik
sınırlı bir hacime sıkıştırmak
jam
f.
357
Teknik
sıkıştırmak (vida)
screw
f.
358
Teknik
vidayla sıkıştırmak
screw down
f.
359
Teknik
(sıvı, kabarcıkları) sıkıştırmak
entrain
f.
Computer
360
Bilgisayar
karakter çiftlerini sıkıştırmak
kern
f.
361
Bilgisayar
sıkıştırmak (dosyayı)
zip
f.
362
Bilgisayar
(elektronik verileri) bozulacak derecede fazla sıkıştırmak
overcompress
f.
Informatics
363
Bilişim
karakter çiftlerini sıkıştırmak
kern
f.
Textile
364
Tekstil
(kumaş) makine ile kumaş parlaklaştırıp sıkıştırmak
beetle
f.
Automotive
365
Otomotiv
yük arabalarının tekerleklerini yeniden boyutlandırmak ve sıkıştırmak için kullanılan bir alet
wagon tire shrinker
i.
Traffic
366
Trafik
dar şeride sıkıştırmak
squeeze
f.
Aeronautic
367
Havacılık
sıkıştırmak sıkmak
compress
f.
Marine
368
Denizcilik
ırgat palamar babasını kastanyola ile sıkıştırmak
pawl the capstan
f.
Medical
369
Medikal
aort damarını sıkıştırmak
coarct
f.
370
Medikal
kalbi sıkıştırmak
coarct
f.
Printing
371
Baskı Teknikleri
(sayfaları dizgi levhasında) düzenleyerek sıkıştırmak
impose
f.
Food Engineering
372
Gıda
peynir lorunu sıkıştırmak için kullanılan alet
cheesepress
i.
373
Gıda
peynir lorunu sıkıştırmak için kullanılan alet
cheesewring
i.
Zoology
374
Zooloji
(at) kantarmayı sıkıştırmak
lug
f.
Agriculture
375
Tarım
toprağı sıkıştırmak
firming
f.
376
Tarım
bitkiyi taşımak için etrafına toprak sıkıştırmak
ball
f.
Breeding
377
Hayvancılık
(atçılıkta) kolanı sıkıştırmak için atın eyerinde bulunan bir kayış
latigo [us/canada]
i.
Military
378
Askeri
köşeye sıkıştırmak
overwing
f.
Hunting
379
Silah/Atıcılık
(gülle veya barutu) tıkaç ile sıkıştırmak
wad
f.
Sport
380
Spor
yarış başlangıcında (diğer tekneleri) sıkıştırmak
barge
f.
Basketball
381
Basketbol
(iki defans oyuncusu) bir hücum oyuncusunu sıkıştırmak
trap
f.
Boxing
382
Boks
rakibin kafasını koltuk altına sıkıştırmak
get in chancery
f.
383
Boks
rakibin kafasını koltuk altına sıkıştırmak
hold in chancery
f.
Bookbindery
384
Ciltçilik
(katlı kitap bölümlerini veya toplanmış kitapları) tek tip duracak şekilde sıkıştırmak
smash
f.
Archaic
385
Eski Kullanım
kemerine sıkıştırmak
gird up
f.
Slang
386
Argo
(birini) sıkıştırmak
break (one's) balls
f.
387
Argo
(birini) sıkıştırmak
break (someone's) balls
f.
388
Argo
birisini fiziksel olarak sıkıştırmak
bail up
f.
389
Argo
birisini fiziksel olarak sıkıştırmak
bail somebody up
f.
390
Argo
(birini) sıkıştırmak
put the screws on
f.
391
Argo
(birini) sıkıştırmak
put the screws to
f.
392
Argo
(birinin) donunu yukarı çekip poposuna sıkıştırmak
give (one) a melvin
f.
393
Argo
(birinin) donunu/pantolonunu yukarı çekip poposuna sıkıştırmak
give someone a melvin
f.
394
Argo
(birini) sıkıştırmak
bust (one's) ass
f.
395
Argo
(birini) sıkıştırmak
bust (one's) balls
f.
396
Argo
(birini) sıkıştırmak
bust (one's) chops
f.
397
Argo
kıçını sıkıştırmak
kickass
f.
398
Argo
kıçını sıkıştırmak
kick butt
f.
399
Argo
(birini) sıkıştırmak
break (one's) stones
f.
400
Argo
(birini) sıkıştırmak
bust (one's) stones
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of sıkıştırmak
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy