Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
sıkıntı vermek
"sıkıntı vermek"
teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 50 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
sıkıntı vermek
burden
f.
2
Genel
sıkıntı vermek
embarrass
f.
3
Genel
sıkıntı vermek
put somebody to inconvenience
f.
4
Genel
sıkıntı vermek
make a draft on
f.
5
Genel
sıkıntı vermek
oppress
f.
6
Genel
sıkıntı vermek
incommode
f.
7
Genel
sıkıntı vermek
discomfort
f.
8
Genel
sıkıntı vermek
afflict
f.
9
Genel
sıkıntı vermek
distress
f.
10
Genel
sıkıntı vermek
persecute
f.
11
Genel
sıkıntı vermek
gripe
f.
12
Genel
sıkıntı vermek
bother
f.
13
Genel
sıkıntı vermek
pester
f.
14
Genel
sıkıntı vermek
irk
f.
15
Genel
sıkıntı vermek
annoy
f.
16
Genel
sıkıntı vermek
beset
f.
17
Genel
sıkıntı vermek
chevy
f.
18
Genel
sıkıntı vermek
inconvenience
f.
19
Genel
sıkıntı vermek
clog
f.
20
Genel
sıkıntı vermek
worry
f.
21
Genel
sıkıntı vermek
trouble
f.
22
Genel
sıkıntı vermek
put a strain
f.
23
Genel
sıkıntı vermek
anguish
f.
24
Genel
sıkıntı vermek
vex
f.
25
Genel
sıkıntı vermek
bego
f.
26
Genel
sıkıntı vermek
besiege
f.
27
Genel
sıkıntı vermek
hagride
f.
28
Genel
sıkıntı vermek
load
f.
29
Genel
sıkıntı vermek
overpress [obsolete]
f.
30
Genel
sıkıntı vermek
disease [obsolete]
f.
31
Genel
sıkıntı vermek
dretch
f.
32
Genel
sıkıntı vermek
itch
f.
33
Genel
sıkıntı vermek
disconvenience [dialect]
f.
34
Genel
sıkıntı vermek
bestad
s.
Phrasals
35
Öbek Fiiller
sıkıntı vermek
bear down upon
i.
36
Öbek Fiiller
sıkıntı vermek
brown off
f.
37
Öbek Fiiller
sıkıntı vermek
grind down
f.
38
Öbek Fiiller
sıkıntı vermek
grind someone down
f.
39
Öbek Fiiller
sıkıntı vermek
bear on
f.
Colloquial
40
Konuşma Dili
sıkıntı vermek
worry to death
f.
41
Konuşma Dili
sıkıntı vermek
eat
f.
Idioms
42
Deyim
sıkıntı vermek
give (one) a bumpy ride
f.
43
Deyim
sıkıntı vermek
give somebody a bumpy ride
f.
44
Deyim
sıkıntı vermek
leave (one) cold
f.
45
Deyim
sıkıntı vermek
leave someone cold
f.
46
Deyim
sıkıntı vermek
give somebody a rough time
f.
47
Deyim
sıkıntı vermek
give a hard time
f.
48
Deyim
sıkıntı vermek
gripe soul
f.
Archaic
49
Eski Kullanım
sıkıntı vermek
obsess
f.
50
Eski Kullanım
sıkıntı vermek
derange
f.
"sıkıntı vermek"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 53 sonuç
Kategori
Türkçe
İngilizce
General
1
Genel
müşteriye sıkıntı vermek
hassle
f.
Phrasals
2
Öbek Fiiller
(sorularla/isteklerle) sıkıntı vermek
beset with (something)
f.
3
Öbek Fiiller
(sorularla, isteklerle) sıkıntı vermek
besiege with (something)
f.
4
Öbek Fiiller
(sorularla, isteklerle) sıkıntı vermek
besiege someone or something with something
f.
5
Öbek Fiiller
birine sıkıntı vermek
yank someone around
f.
6
Öbek Fiiller
birine sıkıntı vermek
get on someone
f.
7
Öbek Fiiller
birine sıkıntı vermek
pull someone about
f.
8
Öbek Fiiller
(birine) sürekli sıkıntı vermek
pinch at (someone)
f.
9
Öbek Fiiller
biriyle birine sıkıntı vermek
afflict someone with someone
f.
10
Öbek Fiiller
birine bir şeyle sıkıntı vermek
afflict someone with something
f.
11
Öbek Fiiller
(birine) sıkıntı yaşatmak/vermek
afflict (one) with (something)
f.
12
Öbek Fiiller
biriyle birine sıkıntı vermek
afflict someone with someone
f.
13
Öbek Fiiller
birine bir şeyle sıkıntı vermek
afflict someone with something
f.
14
Öbek Fiiller
(birine) sıkıntı yaşatmak/vermek
afflict (one) with (something)
f.
15
Öbek Fiiller
birine bir şeyle sıkıntı vermek
beset someone with something
f.
16
Öbek Fiiller
ile sıkıntı vermek
beset with
f.
17
Öbek Fiiller
ile sıkıntı vermek
besiege with
f.
18
Öbek Fiiller
ile sıkıntı/rahatsızlık vermek
burden with
f.
19
Öbek Fiiller
birine/bir şeye biriyle/bir şeyle sıkıntı vermek
encumber someone or something with someone or something
f.
20
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye bir şeyle) sıkıntı vermek
encumber (someone or something) with (something)
f.
21
Öbek Fiiller
ile sıkıntı vermek
encumber with
f.
22
Öbek Fiiller
birine/bir şeye sıkıntı vermek
fuss at someone or something
f.
23
Öbek Fiiller
(birine) sıkıntı vermek
fuss at (one)
f.
24
Öbek Fiiller
(birine/bir şeye) sıkıntı vermek
get on (someone or something)
f.
25
Öbek Fiiller
ile sıkıntı vermek
plague with
f.
Colloquial
26
Konuşma Dili
bilgiçlik taslayan bir ifadeyle konuşup karşısındakine sıkıntı vermek
chop logic
f.
Idioms
27
Deyim
(bir şey) nedeniyle (birine) sıkıntı vermek/rahatsızlık vermek
burden someone or something with someone or something
f.
28
Deyim
herhangi bir sıkıntı yok onayı vermek
give somebody the all-clear
f.
29
Deyim
birine sıkıntı vermek
give somebody grief
f.
30
Deyim
birine sıkıntı vermek
give someone a rough time
f.
31
Deyim
birine sıkıntı vermek
give someone a hard time
f.
32
Deyim
birine sıkıntı vermek
gripe one's soul
f.
33
Deyim
birine sıkıntı vermek
give someone a bad time
f.
34
Deyim
herhangi bir sıkıntı yok onayı vermek
give somebody the all-clear
f.
35
Deyim
(birine) sıkıntı vermek/yaşatmak
give (one) a rough ride
f.
36
Deyim
birine sıkıntı vermek
give somebody a rough ride
f.
37
Deyim
birine sıkıntı vermek
give somebody a rough time (of it)
f.
38
Deyim
birine sıkıntı vermek
give somebody a hard time (of it)
f.
39
Deyim
birine sıkıntı vermek
give somebody a bad time (of it)
f.
40
Deyim
(birine) sıkıntı vermek
give (one) a pain
f.
41
Deyim
(birine) sıkıntı vermek
give (one) grief
f.
42
Deyim
(birine bir konuda) sıkıntı vermek
give somebody grief (about/over something)
f.
43
Deyim
birine herhangi bir sıkıntı yok onayı vermek
give somebody the all-clear
f.
44
Deyim
birine sıkıntı vermek
give someone grief
f.
45
Deyim
herhangi bir sıkıntı yok onayı vermek
give the all-clear
f.
46
Deyim
'-e sıkıntı vermek
make it hot for
f.
47
Deyim
birine sıkıntı vermek
make it hot for somebody
f.
48
Deyim
(birine) sıkıntı vermek
make it warm for (one)
f.
49
Deyim
(birine bir şeyle) sıkıntı vermek
plague (one) with (something)
f.
Slang
50
Argo
(birine) sıkıntı vermek
have got a monkey on (one's) back
f.
51
Argo
(birine) sıkıntı vermek
bust (one's) ass
f.
52
Argo
birine rahatsızlık/sıkıntı vermek
kick-ass on someone
f.
53
Argo
-e sıkıntı vermek
give hell to
f.
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of sıkıntı vermek
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy