|
Kategori |
Türkçe |
İngilizce |
|
Common Usage |
|
1 |
Yaygın Kullanım |
seyahat eden kimse |
traveler i.
|
|
2 |
Yaygın Kullanım |
seyahat eden kimse |
traveller i.
|
|
3 |
Yaygın Kullanım |
seyahat rehberi |
travel guide i.
|
|
4 |
Yaygın Kullanım |
seyahat etmek |
travel f.
|
|
General |
|
5 |
Genel |
seyahat rehberi |
phrasebook i.
|
|
6 |
Genel |
taşıyıcısının kendisininkinden başka ülkelere seyahat etmesine imkan tanıyan kimlik belgesi |
passport i.
|
|
|
7 |
Genel |
seyahat acentesi |
travel agent i.
|
|
8 |
Genel |
seyahat programı |
itinerary i.
|
|
9 |
Genel |
iş veya zorunluluk dışında bir sebeple seyahat eden kimse |
leisure traveller i.
|
|
10 |
Genel |
seyahat çeki |
traveler´s check i.
|
|
11 |
Genel |
seyahat çeki |
traveler's letter of credit i.
|
|
12 |
Genel |
seyahat programı |
stopping i.
|
|
13 |
Genel |
grup halinde sözde ciddi bir maksatla seyahat etme |
junketing i.
|
|
14 |
Genel |
seyahat izni |
travel allowance i.
|
|
15 |
Genel |
bir seyahat hakkında yapılan tanıtıcı konferans veya film |
travelog i.
|
|
16 |
Genel |
her yedi yılda bir üniversite öğretim üyelerine verilen araştırma veya seyahat izni |
sabbatical i.
|
|
17 |
Genel |
japon seyahat acenteleri birliği |
jata i.
|
|
18 |
Genel |
seyahat maliyeti |
travel costs i.
|
|
19 |
Genel |
sağlık açısından seyahat |
health aspects travel i.
|
|
20 |
Genel |
betimleme ve seyahat |
description and travel i.
|
|
21 |
Genel |
seyahat rehberi |
itinerary i.
|
|
22 |
Genel |
seyahat acentası |
travel bureau i.
|
|
23 |
Genel |
seyahat çeki |
travellers check i.
|
|
24 |
Genel |
sandık (seyahat ederken kullanılan) |
trunk i.
|
|
25 |
Genel |
devlet hesabına seyahat etme |
junketing i.
|
|
26 |
Genel |
ab seyahat yönetmeliği uyarınca paket tatil organize eden herkes |
organiser i.
|
|
27 |
Genel |
seyahat acentesi |
travel agency i.
|
|
28 |
Genel |
evden dışarı yapılan küçük gezi veya seyahat |
outing i.
|
|
29 |
Genel |
ordu ya da devletçe çıkarılan ve bilet ya da başka seyahat dokümanlarıyla değiştirilebilen belge |
warrant i.
|
|
30 |
Genel |
yatla seyahat eden |
yachter i.
|
|
31 |
Genel |
seyahat acentaları |
travel agents i.
|
|
32 |
Genel |
dünya seyahat acenteleri birliği |
wata i.
|
|
33 |
Genel |
amerikan seyahat acenteleri derneği |
asta i.
|
|
34 |
Genel |
seyahat tutkusu |
wanderlust i.
|
|
35 |
Genel |
güney afrika seyahat acenteleri birliği |
asata i.
|
|
36 |
Genel |
seyahat çeki |
travelers letter of credit i.
|
|
37 |
Genel |
taksi ile seyahat etme |
taxying i.
|
|
38 |
Genel |
seyahat çeki |
traveller's cheque i.
|
|
39 |
Genel |
seyahat etme |
journeying i.
|
|
40 |
Genel |
bir araba içinde seyahat etmek için bir araya gelmiş olan insanlar |
carpool i.
|
|
41 |
Genel |
seyahat etme |
traveling i.
|
|
42 |
Genel |
güneşli bir yere seyahat etme arzusu |
sunlust i.
|
|
43 |
Genel |
seyahat anlaşması |
travel bargain i.
|
|
44 |
Genel |
seyahat takımı |
travel kit i.
|
|
45 |
Genel |
seyahat çeki |
traveler's check i.
|
|
46 |
Genel |
seyahat kısıtlamaları |
travel restrictions i.
|
|
|
47 |
Genel |
uçakla seyahat |
flight i.
|
|
48 |
Genel |
seyahat acenteleri için eskiden kullanılan isim |
ticket agent i.
|
|
49 |
Genel |
seyahat çeki |
traveller's check i.
|
|
50 |
Genel |
seyahat çantası |
carryall i.
|
|
51 |
Genel |
seyahat çeki |
travelers check i.
|
|
52 |
Genel |
seyahat çantası |
holdall i.
|
|
53 |
Genel |
seyahat eden |
traveller i.
|
|
54 |
Genel |
seyahat fotoğrafçılığı |
travel photography i.
|
|
55 |
Genel |
ingiliz adalarında seyahat eden irlandalılar kullandığı özel bir lisan |
shelta i.
|
|
56 |
Genel |
seyahat sözleşmeleri |
travel contracts i.
|
|
57 |
Genel |
seyahat çekleri |
traveler's checks i.
|
|
58 |
Genel |
seyahat ve betimleme |
description and travel i.
|
|
59 |
Genel |
ücret ödemeden bedavaya seyahat eden kimse |
fare dodger i.
|
|
60 |
Genel |
astral seyahat |
astral projection i.
|
|
61 |
Genel |
astral seyahat |
astral travel i.
|
|
62 |
Genel |
astral seyahat |
astral journey i.
|
|
63 |
Genel |
seyahat ofisi |
travel office i.
|
|
64 |
Genel |
sırt çantasıyla seyahat |
backpacking i.
|
|
65 |
Genel |
seyahat dergisi |
in-flight magazine i.
|
|
66 |
Genel |
seyahat etme |
travelling i.
|
|
67 |
Genel |
seyahat rizikosu |
travellers risk i.
|
|
68 |
Genel |
seyahat riski |
voyage risk i.
|
|
69 |
Genel |
seyahat rizikosu |
voyage risk i.
|
|
70 |
Genel |
seyahat riski |
travellers risk i.
|
|
71 |
Genel |
seyahat programı |
travel programme i.
|
|
72 |
Genel |
seyahat çantası |
overnight bag i.
|
|
73 |
Genel |
seyahat ayarlaması |
travel arrangement i.
|
|
74 |
Genel |
her gün şehir merkezindeki iş yerlerine seyahat edilen şehir dışındaki yerleşim yerleri |
commuter town i.
|
|
75 |
Genel |
yurtdışı seyahat |
trip abroad i.
|
|
76 |
Genel |
yurtdışı seyahat |
foreign trip i.
|
|
77 |
Genel |
seyahat çantası |
travel case i.
|
|
78 |
Genel |
seyahat/haftasonu çantası |
weekender i.
|
|
79 |
Genel |
seyahat süresi |
journey time i.
|
|
80 |
Genel |
bisikletle yapılan seyahat |
cycling i.
|
|
81 |
Genel |
bisikletle yapılan seyahat |
bicycling i.
|
|
82 |
Genel |
seyahat tarihi |
date of travel i.
|
|
83 |
Genel |
köpek kızağıyla seyahat eden kimse |
musher i.
|
|
84 |
Genel |
otobüste ayakta seyahat eden kimse |
standee i.
|
|
85 |
Genel |
ab seyahat yönetmeliği uyarınca paket tatil organize eden herkes |
organizer i.
|
|
86 |
Genel |
seyahat eden |
traveler i.
|
|
87 |
Genel |
bir seyahat hakkında yapılan tanıtıcı konferans veya film |
travelogue i.
|
|
88 |
Genel |
ruhsal seyahat |
spiritual journey i.
|
|
89 |
Genel |
(uçak) seyahat dergisi |
in-flight magazine i.
|
|
90 |
Genel |
seyahat dergisi |
travel magazine i.
|
|
91 |
Genel |
seyahat eden kimse |
trekker i.
|
|
92 |
Genel |
vizesiz seyahat |
visa-free travel i.
|
|
93 |
Genel |
toplu taşımayla seyahat |
travel by public transport i.
|
|
94 |
Genel |
sadece erkeklerin yaptığı seyahat |
mancation i.
|
|
95 |
Genel |
seyahat yatağı |
travel bed i.
|
|
96 |
Genel |
seyahat güvenliği programı |
travel security program i.
|
|
97 |
Genel |
köpek kızağında seyahat eden kimse |
musher i.
|
|
98 |
Genel |
seyahat rehberi |
guide book i.
|
|
99 |
Genel |
seyahat izin belgesi |
travel warrant i.
|
|
100 |
Genel |
genel seyahat yasağı |
general travel ban i.
|
|
101 |
Genel |
sovyetler birliği'nin resmi seyahat acentası |
intourist i.
|
|
102 |
Genel |
gizli bir şekilde yük vagonunda seyahat edilmesi |
train hopping i.
|
|
103 |
Genel |
gizli bir şekilde yük vagonunda seyahat edilmesi |
freighthopping i.
|
|
104 |
Genel |
yalnız seyahat |
travelling solo i.
|
|
105 |
Genel |
seyahat haberleri |
travel news i.
|
|
106 |
Genel |
seyahat hakkı |
right to travel i.
|
|
107 |
Genel |
seyahat uyarısı |
travel alert i.
|
|
108 |
Genel |
seyahat uyarısı |
travel advisory i.
|
|
109 |
Genel |
seyahat uyarısı |
travel warning i.
|
|
110 |
Genel |
seyahat yastığı |
travel pillow i.
|
|
111 |
Genel |
uzun heyecan verici yolculuk/seyahat |
odyssey i.
|
|
112 |
Genel |
beraber seyahat eden grup |
cafilla [arabic] i.
|
|
113 |
Genel |
beraber seyahat eden grup |
cafila i.
|
|
114 |
Genel |
sal ile seyahat eden kimse |
rafter i.
|
|
115 |
Genel |
sal ile seyahat eden kimse |
raftman i.
|
|
116 |
Genel |
sal ile seyahat eden kimse |
raftsman i.
|
|
117 |
Genel |
seyahat yolu |
raik i.
|
|
118 |
Genel |
kano ile seyahat eden kişi |
canoer i.
|
|
119 |
Genel |
kano ile seyahat eden |
canoeman i.
|
|
120 |
Genel |
kano ile seyahat |
canoeing i.
|
|
121 |
Genel |
uçakla seyahat eden kimse |
air traveler i.
|
|
122 |
Genel |
uçakla seyahat eden kimse |
air traveller i.
|
|
123 |
Genel |
küçük seyahat çantası |
capcase i.
|
|
124 |
Genel |
araba ile seyahat |
carborne [usa] i.
|
|
125 |
Genel |
pul, bilet, seyahat kuponları vs. saklandığı defter |
carnet i.
|
|
126 |
Genel |
karavanla seyahat eden kişi |
caravanner i.
|
|
127 |
Genel |
karavanla seyahat eden kişi |
caravaner i.
|
|
128 |
Genel |
seyahat edenler için tasarlanmış, üstten saplı kutu biçiminde portatif saat |
carriage clock i.
|
|
129 |
Genel |
seyahat çantası |
travel bag i.
|
|
130 |
Genel |
seyahat danışmanı |
travel agent i.
|
|
131 |
Genel |
günes tutulmalarını seven ve gözlemlemek için seyahat eden kişi |
umbraphile i.
|
|
132 |
Genel |
at arabasında seyahat eden yolcunun sürücüyle iletişim kurmasını sağlayan ip |
checkstring i.
|
|
133 |
Genel |
daha küçük olan parçası büyük olanın içine girebilen seyahat çantası |
telescope i.
|
|
134 |
Genel |
daha küçük olan parçası büyük olanın içine girebilen seyahat çantası |
telescope bag i.
|
|
135 |
Genel |
(sabun ve diş macunu gibi eşyaların konduğu) seyahat çantası |
toilet bag i.
|
|
136 |
Genel |
(sabun ve diş macunu gibi eşyaların konduğu) seyahat çantası |
sponge bag i.
|
|
137 |
Genel |
doğum amacıyla başka bir ülkeye seyahat |
birth tourism i.
|
|
138 |
Genel |
keyif için seyahat eden kimse |
tourer i.
|
|
139 |
Genel |
karavanla seyahat eden kimse |
trailerist i.
|
|
140 |
Genel |
geçim kaynağı arayarak seyahat eden evsiz kimse |
transient i.
|
|
141 |
Genel |
devamlı olarak seyahat ederek satış yapan kimse |
tranter [dialect] i.
|
|
142 |
Genel |
devamlı olarak seyahat ederek satış yapan kimse |
traunter [obsolete] i.
|
|
143 |
Genel |
seyahat ütüsü |
travel iron i.
|
|
144 |
Genel |
boydan boya seyahat etme |
traversal i.
|
|
145 |
Genel |
bir uçtan bir uca seyahat etme |
traversal i.
|
|
146 |
Genel |
biriyle bir yere seyahat eden kimse |
traveling companion i.
|
|
147 |
Genel |
seyahat arkadaşı |
traveling companion i.
|
|
148 |
Genel |
seyahat bursu sahibi |
traveling fellow i.
|
|
149 |
Genel |
seyahat bursu |
traveling fellowship i.
|
|
150 |
Genel |
seyahat, yurt dışında eğitim veya araştırma için verilen burs |
traveling fellowship i.
|
|
151 |
Genel |
seyahat stok rezervi |
tsr (traveling stock reserve) i.
|
|
152 |
Genel |
güzel bir seyahat |
a good trip i.
|
|
153 |
Genel |
seyahat edilen mesafe |
journey i.
|
|
154 |
Genel |
seyahat çantası |
club bag i.
|
|
155 |
Genel |
küçük seyahat çantası |
overnighter i.
|
|
156 |
Genel |
küçük seyahat çantası |
weekend bag i.
|
|
157 |
Genel |
küçük seyahat çantası |
weekend case i.
|
|
158 |
Genel |
küçük seyahat çantası |
overnighter i.
|
|
159 |
Genel |
yürüyerek seyahat eden kimse |
bagman [australia] i.
|
|
160 |
Genel |
(seyahat ederken) geçilemez olma |
unpassableness [obsolete] i.
|
|
161 |
Genel |
seyahat edilemezlik |
unpassableness [obsolete] i.
|
|
162 |
Genel |
seyahat etme |
errantry i.
|
|
163 |
Genel |
beraber seyahat eden grup |
kafila i.
|
|
164 |
Genel |
beraber seyahat eden grup |
kafilah i.
|
|
165 |
Genel |
havada asılı eğimli halatta seyahat etme |
zipline i.
|
|
166 |
Genel |
seyahat eden zenginlerin oluşturduğu uluslararası sosyete |
jet-setting i.
|
|
167 |
Genel |
jetle popüler bir yerden başka bir popüler yere seyahat etme |
jet-setting i.
|
|
168 |
Genel |
seyahat eşyaları |
kit i.
|
|
169 |
Genel |
seyahat çantası |
mail [scotland] i.
|
|
170 |
Genel |
anlaşmalı olarak bir kamyonet içinde seyahat etme |
vanpool i.
|
|
171 |
Genel |
seyahat eden kimse |
viator i.
|
|
172 |
Genel |
eğlenceli seyahat |
junket i.
|
|
173 |
Genel |
sürekli hareket, seyahat eden bir kişinin hareketi |
wheeling i.
|
|
174 |
Genel |
seyahat çantası |
hand bag i.
|
|
175 |
Genel |
seyahat çantası |
handbag i.
|
|
176 |
Genel |
sık sık seyahat eden kimse |
world traveler i.
|
|
177 |
Genel |
iyi seyahat |
bon voyage i.
|
|
178 |
Genel |
seyahat edenlere hizmet için normal çalışma saatlerinden sonra çalışma izni olan meyhane |
bona fide [ireland] i.
|
|
179 |
Genel |
yürüyerek seyahat eden kimse |
hiker i.
|
|
180 |
Genel |
yürüyerek seyahat eden kimse |
hoofer i.
|
|
181 |
Genel |
kısa seyahat |
hop i.
|
|
182 |
Genel |
kısa seyahat |
hopped i.
|
|
183 |
Genel |
araçla seyahat |
hurl [scotland] i.
|
|
184 |
Genel |
gelgit düzlüklerinde seyahat eden tekne veya mavna |
mudscow i.
|
|
185 |
Genel |
seyrek nüfuslu bir ormanlık alanda seyahat eden veya yaşayan kimse |
bushwhacker [us/canada/australia] i.
|
|
186 |
Genel |
seyahat masrafları çalıştığı iş yerince karşılanan kimse |
business traveler i.
|
|
187 |
Genel |
yürüyerek seyahat eden gezgin |
ganger [scotland] i.
|
|
188 |
Genel |
atlı seyahat |
riding i.
|
|
189 |
Genel |
araçlı seyahat |
riding i.
|
|
190 |
Genel |
karada veya suda seyahat etmek için kullanılan hava yastıklı bir araç |
ground-effect machine i.
|
|
191 |
Genel |
iki yer arasında iletişim aracı olarak hizmet veren seyahat veya ulaşım yolu |
road i.
|
|
192 |
Genel |
seyahat eden sanatçılar için çalışan ve ekipman bakımı yapan kimse |
roadie i.
|
|
193 |
Genel |
seyahat eden sanatçılar için çalışan ve ekipman bakımı yapan kimse |
road manager i.
|
|
194 |
Genel |
seyahat eden gazeteci muhabir |
roving reporter i.
|
|
195 |
Genel |
yalnız seyahat |
run i.
|
|
196 |
Genel |
seyahat firması temsilcisi |
implant i.
|
|
197 |
Genel |
seyahat firması acentesi |
implant i.
|
|
198 |
Genel |
seyahat etme |
commutation i.
|
|
199 |
Genel |
uzaylıları, ufolojiye bağlı konuları, tarihi ve kozmolojide ve gezegenler arası seyahat konusundaki bilgiyle ilgili ilerlemeleri inceleyen bir çalışma sahası |
alientology i.
|
|
200 |
Genel |
bisiklet ile seyahat eden kimse |
cycler i.
|
|
201 |
Genel |
seyahat rotası |
pace i.
|
|
202 |
Genel |
özellikle ticaret ve seyahat yasaklarının neden olduğu iletişim veya bilgi paylaşımı engeli |
curtain i.
|
|
203 |
Genel |
oradan oraya seyahat etme |
itineracy i.
|
|
204 |
Genel |
iş nedeniyle sürekli seyahat edenler |
itineracy i.
|
|
205 |
Genel |
sürekli seyahat gerektiren meslek |
itineracy i.
|
|
206 |
Genel |
kapak kısmı yuvarlak olan büyük bir seyahat sandığı |
saratoga i.
|
|
207 |
Genel |
kapak kısmı yuvarlak olan büyük seyahat sandığı |
saratoga trunk i.
|
|
208 |
Genel |
yüksüz seyahat |
deadhead i.
|
|
209 |
Genel |
yolcusuz seyahat |
deadhead i.
|
|
210 |
Genel |
seyahat çantası |
flight bag i.
|
|
211 |
Genel |
gece seyahat eden kimse |
fly-by-night i.
|
|
212 |
Genel |
iş için sürekli seyahat eden kimse |
fly-by-night i.
|
|
213 |
Genel |
uçakla seyahat eden kimse |
flyer i.
|
|
214 |
Genel |
seyahat rotası |
gate [scotland] i.
|
|
215 |
Genel |
yeni şubeler kurmak amacıyla çeşitli yerlere seyahat eden kimse |
organizer i.
|
|
216 |
Genel |
yeni şubeler kurmak amacıyla çeşitli yerlere seyahat eden kimse |
organiser i.
|
|
217 |
Genel |
birlikte seyahat eden insan grubu |
outfit i.
|
|
218 |
Genel |
seyahat rehberi |
phraseology [obsolete] i.
|
|
219 |
Genel |
sürekli otobüsle seyahat eden |
serial bus traveler i.
|
|
220 |
Genel |
güvenli seyahat garantisi veren geçiş kartı |
protection i.
|
|
221 |
Genel |
kısa seyahat |
sortie i.
|
|
222 |
Genel |
kışları sıcak yerlere seyahat eden kimse |
sunseeker i.
|
|
223 |
Genel |
seyahat etmek |
commute f.
|
|
224 |
Genel |
seyahat etmek |
wayfare f.
|
|
225 |
Genel |
seyahat etmesine yol açmak |
cause to travel f.
|
|
226 |
Genel |
seyahat etmek |
be on the road f.
|
|
227 |
Genel |
araçta ön koltuk boş olmasına rağmen arka koltukta seyahat etmek |
vip f.
|
|
228 |
Genel |
seyahat etmek |
peregrinate f.
|
|
229 |
Genel |
seyahat etmek |
take a trip f.
|
|
230 |
Genel |
seyahat etmek |
travelling f.
|
|
231 |
Genel |
seyahat etmek |
have a trip f.
|
|
232 |
Genel |
seyahat etmek |
get about f.
|
|
233 |
Genel |
az eşyayla seyahat etmek |
travel light f.
|
|
234 |
Genel |
seyahat etmek |
journey f.
|
|
235 |
Genel |
birinci mevkide seyahat etmek |
travel first class f.
|
|
236 |
Genel |
seyahat etmek |
take a ride f.
|
|
237 |
Genel |
seyahat yapmak |
travel f.
|
|
238 |
Genel |
bir seyahat esnasında şoföre refakat etmek |
ride shotgun f.
|
|
239 |
Genel |
molasız seyahat etmek |
travel non-stop f.
|
|
240 |
Genel |
seyahat engeli olmamak |
have no obstacle to travel f.
|
|
241 |
Genel |
seyahat engeli olmamak |
have no restriction to travel f.
|
|
242 |
Genel |
seyahat engeli bulunmamak |
have no restriction to travel f.
|
|
243 |
Genel |
seyahat engeli bulunmamak |
have no obstacle to travel f.
|
|
244 |
Genel |
seyahat engeli bulunmamak |
be free to travel f.
|
|
245 |
Genel |
seyahat engeli olmamak |
be free to travel f.
|
|
246 |
Genel |
seyahat planı yapmak |
make a travel plan f.
|
|
247 |
Genel |
seyahat planı yapmak |
plan to travel f.
|
|
248 |
Genel |
yurtdışına seyahat etmek |
travel abroad f.
|
|
249 |
Genel |
birisiyle seyahat etmek |
come away with someone f.
|
|
250 |
Genel |
yalnız seyahat etmek |
travel alone f.
|
|
251 |
Genel |
tek başına seyahat etmek |
travel alone f.
|
|
252 |
Genel |
seyahat sırasında mola vermek |
break a journey f.
|
|
253 |
Genel |
hava yolu ile seyahat etmek |
travel by air f.
|
|
254 |
Genel |
boş mide ile seyahat etmek |
travel on an empty stomach f.
|
|
255 |
Genel |
seyahat etmek |
traveling f.
|
|
256 |
Genel |
iki tekerlekli at arabasında seyahat etmek |
chariot f.
|
|
257 |
Genel |
seyahat ederken yol kat etmek |
get a mile f.
|
|
258 |
Genel |
at arabası değiştirerek seyahat etmek |
travel post f.
|
|
259 |
Genel |
karavan/römorkla seyahat etmek |
trail f.
|
|
260 |
Genel |
karavan ile seyahat etmek |
trailer f.
|
|
261 |
Genel |
devamlı olarak seyahat ederek satış yapmak |
trant [dialect] f.
|
|
262 |
Genel |
devamlı olarak seyahat ederek satış yapmak |
traunt [obsolete] f.
|
|
263 |
Genel |
seyahat etmek |
travail [obsolete] f.
|
|
264 |
Genel |
seyahat etmek |
trip f.
|
|
265 |
Genel |
otomobilde seyahat etmek |
automobile f.
|
|
266 |
Genel |
seyahat sırasında verilen ihtiyaç ve dinlenme molası |
bait f.
|
|
267 |
Genel |
hoş vakit geçirmek için makaraya asılı halatta seyahat etmek |
zip line f.
|
|
268 |
Genel |
hoş vakit geçirmek için makaraya asılı halatta seyahat etmek |
zipline f.
|
|
269 |
Genel |
havada asılı eğimli halatta seyahat etmek |
zipline f.
|
|
270 |
Genel |
seyahat sırasındayken uğramak |
make f.
|
|
271 |
Genel |
yüksek irtifalı bir yere seyahat etmek |
head for the hills f.
|
|
272 |
Genel |
helikopterle seyahat etmek |
helicopter f.
|
|
273 |
Genel |
yüksek hızda seyahat etmek |
hell f.
|
|
274 |
Genel |
yürüyerek seyahat etmek |
hike f.
|
|
275 |
Genel |
seyahat etmek |
hike f.
|
|
276 |
Genel |
(özellikle uçakla) kısa seyahat yapmak |
hop f.
|
|
277 |
Genel |
sürekli seyahat etmek |
hop f.
|
|
278 |
Genel |
oradan oraya seyahat etmek |
hopscotch f.
|
|
279 |
Genel |
zevk için seyahat etmek |
galavant f.
|
|
280 |
Genel |
seyahat etmek |
galavant f.
|
|
281 |
Genel |
zevk için seyahat etmek |
gallavant f.
|
|
282 |
Genel |
seyahat etmek |
gallavant f.
|
|
283 |
Genel |
araçla seyahat etmek |
hurl [scotland] f.
|
|
284 |
Genel |
deniz uçağı ile seyahat etmek |
hydroplane f.
|
|
285 |
Genel |
ormanda seyahat etmek |
bushwhack f.
|
|
286 |
Genel |
(belirli bir mesafede, zamanda, hızda) seyahat etmek |
log f.
|
|
287 |
Genel |
araç ile seyahat etmek |
rider f.
|
|
288 |
Genel |
engebeli arazide seyahat etmek |
off-road f.
|
|
289 |
Genel |
sürüyü güderek karadan seyahat etmek |
overland [australia] f.
|
|
290 |
Genel |
hızlı seyahat etmek |
rocket f.
|
|
291 |
Genel |
kısa seyahat yapmak |
run f.
|
|
292 |
Genel |
düzenli bir rotada seyahat etmek |
run f.
|
|
293 |
Genel |
(seyahat, sevkiyat veya iletişimde) kullanılamaz hale getirmek |
cut f.
|
|
294 |
Genel |
(at sırtında) valizle seyahat etmek |
pack f.
|
|
295 |
Genel |
gemiyle seyahat etmek |
inship [obsolete] f.
|
|
296 |
Genel |
adadan adaya seyahat etmek |
island hop f.
|
|
297 |
Genel |
adadan adaya seyahat etmek |
island–hop f.
|
|
298 |
Genel |
ötesine seyahat etmek |
outtravel f.
|
|
299 |
Genel |
daha hızlı seyahat etmek |
outtravel f.
|
|
300 |
Genel |
üzerinden seyahat ederek geçmek |
peragrate [obsolete] f.
|
|
301 |
Genel |
içinden seyahat ederek geçmek |
peragrate [obsolete] f.
|
|
302 |
Genel |
seyahat etmek |
schlep f.
|
|
303 |
Genel |
seyahat etmek |
schlepp f.
|
|
304 |
Genel |
seyahat etmek |
shlep f.
|
|
305 |
Genel |
hazırlıksız seyahat etmek |
siwash f.
|
|
306 |
Genel |
seyahat etmek |
slope f.
|
|
307 |
Genel |
yolcu taşıtı ile seyahat etmek |
stage f.
|
|
308 |
Genel |
fayton ile seyahat etmek |
stage f.
|
|
309 |
Genel |
geniş alanda rahatça seyahat etmek |
roam f.
|
|
310 |
Genel |
çok seyahat etmiş |
traveled s.
|
|
311 |
Genel |
taksi ile seyahat eden |
taxied s.
|
|
312 |
Genel |
seyahat konusunda deneyimli |
traveled s.
|
|
313 |
Genel |
kısa süreli seyahat yapılabilecek |
excursionary s.
|
|
314 |
Genel |
deniz yoluyla seyahat eden |
seafaring s.
|
|
315 |
Genel |
seyahat edilebilir |
travellable s.
|
|
316 |
Genel |
seyahat edebilir |
travellable s.
|
|
317 |
Genel |
seyahat etmeye elverişli |
travellable s.
|
|
318 |
Genel |
sadece seyahat ve konaklamadan fazlasını içeren tatil paketi |
all-inclusive s.
|
|
319 |
Genel |
çok seyahat etmiş |
well-traveled s.
|
|
320 |
Genel |
çok seyahat etmiş |
travelled s.
|
|
321 |
Genel |
çok seyahat etmiş |
well-travelled s.
|
|
322 |
Genel |
seyahat konusunda deneyimli |
travelled s.
|
|
323 |
Genel |
seyahat edebilir |
fit-to-travel s.
|
|
324 |
Genel |
seyahat etmeye müsait |
fit-to-travel s.
|
|
325 |
Genel |
seyahat edilemez |
unnavigable s.
|
|
326 |
Genel |
gece vakti yurtdışına seyahat eden |
nightfaring s.
|
|
327 |
Genel |
gece vakti yurtdışına seyahat eden |
night-faring s.
|
|
328 |
Genel |
seyahat edilebilir |
travelable s.
|
|
329 |
Genel |
seyahat edilebilir |
traversable s.
|
|
330 |
Genel |
sık seyahat edilen |
traveled s.
|
|
331 |
Genel |
seyahat sırasında kirlenmiş |
travel-stained s.
|
|
332 |
Genel |
seyahat sırasında kirlenmiş |
travel-soiled s.
|
|
333 |
Genel |
tekerlekli bir araçla seyahat den |
awheel s.
|
|
334 |
Genel |
(seyahat ederken) geçilemeyen |
unpassable s.
|
|
335 |
Genel |
seyahat edilemez |
unpassable s.
|
|
336 |
Genel |
seyahat edilmemiş |
untraveled s.
|
|
337 |
Genel |
sık seyahat edilmeyen |
untraveled s.
|
|
338 |
Genel |
seyahat etmemiş |
untraveled s.
|
|
339 |
Genel |
seyahat etmemiş |
untravelled s.
|
|
340 |
Genel |
seyahat edilemez |
unvoyageable s.
|
|
341 |
Genel |
seyahat ile ilgili |
viatic s.
|
|
342 |
Genel |
seyahat ederek bilgi sahibi olan |
way-wise s.
|
|
343 |
Genel |
sık seyahat edilmeyen |
less-traveled s.
|
|
344 |
Genel |
bir yerden bir yere seyahat eden |
mobile s.
|
|
345 |
Genel |
çok seyahat eden |
locomotive s.
|
|
346 |
Genel |
sık sık seyahat eden |
locomotive s.
|
|
347 |
Genel |
kıyıdan kıyıya seyahat eden |
coast-to-coast s.
|
|
348 |
Genel |
(teslimat, seyahat) aktarmasız |
door to door s.
|
|
349 |
Genel |
yabancı ülkeye seyahat etmiş gibi duran |
peregrinate s.
|
|
350 |
Genel |
seyahat öncesinde meydana gelen |
pretravel s.
|
|
351 |
Genel |
seyahat öncesi |
pretravel s.
|
|
352 |
Genel |
seyahat ederken |
in one's way [obsolete] zf.
|
|
353 |
Genel |
seyahat esnasında |
in one's way [obsolete] zf.
|
|
354 |
Genel |
seyahat bitiş noktasında |
in zf.
|
|
355 |
Genel |
(teslimat, seyahat) aktarmasız olarak |
door to door zf.
|
|
356 |
Genel |
seyahat ederken |
in the way [obsolete] expr.
|
|
357 |
Genel |
ile seyahat ederken |
in the way with expr.
|
|
Phrasals |
|
358 |
Öbek Fiiller |
(atları, katırları, öküzleri) seyahat için hazırlamak |
catch up f.
|
|
359 |
Öbek Fiiller |
hızla seyahat etmek |
make time f.
|
|
360 |
Öbek Fiiller |
bir şeye (seyahat/yolculuk) başlamak |
launch out on f.
|
|
361 |
Öbek Fiiller |
boydan boya/bir uçtan bir uca seyahat etmek |
travel across f.
|
|
362 |
Öbek Fiiller |
ile seyahat etmek |
travel with someone f.
|
|
363 |
Öbek Fiiller |
(otobüs/tren vb) de/ile seyahat etmek |
travel on something f.
|
|
364 |
Öbek Fiiller |
(bir yer) boyunca çabucak seyahat etmek |
cruise through (something) f.
|
|
365 |
Öbek Fiiller |
bir yer boyunca çabucak seyahat etmek |
cruise through f.
|
|
366 |
Öbek Fiiller |
iki yer/şey arasında araçla seyahat etmek |
drive between f.
|
|
367 |
Öbek Fiiller |
iki yer/şey arasında araçla seyahat etmek |
drive between f.
|
|
368 |
Öbek Fiiller |
bulunulan konumun kuzeyine doğru gitmek/seyahat etmek |
drive up f.
|
|
369 |
Öbek Fiiller |
yukarı doğru gitmek/seyahat etmek |
drive up f.
|
|
370 |
Öbek Fiiller |
kuzeye doğru gitmek/seyahat etmek |
drive up f.
|
|
371 |
Öbek Fiiller |
bir araçla kuzeye doğru seyahat etmek |
drive up f.
|
|
372 |
Öbek Fiiller |
bir araçla daha yüksek bir yere doğru seyahat etmek |
drive up f.
|
|
373 |
Öbek Fiiller |
bir araçla bir yol boyunca seyahat etmek |
drive up f.
|
|
374 |
Öbek Fiiller |
araçla kuzeye doğru seyahat etmek |
drive up f.
|
|
375 |
Öbek Fiiller |
araçla daha yüksek bir yere doğru seyahat etmek |
drive up f.
|
|
376 |
Öbek Fiiller |
araçla bir yol boyunca seyahat etmek |
drive up f.
|
|
377 |
Öbek Fiiller |
oradan oraya seyahat etmek |
get around f.
|
|
378 |
Öbek Fiiller |
uzak bir yere seyahat etmek |
go out f.
|
|
379 |
Öbek Fiiller |
her durakta biletini göstermek zorunda olmadan şehirler arası seyahat etmek |
check through f.
|
|
380 |
Öbek Fiiller |
oradan oraya seyahat etmek/taşınmak |
knock about f.
|
|
381 |
Öbek Fiiller |
oradan oraya seyahat etmek/taşınmak |
knock around f.
|
|
382 |
Öbek Fiiller |
kuzeyde bir yere hızlıca veya kısa süreliğine seyahat etmek |
zip up f.
|
|
383 |
Öbek Fiiller |
(biriyle) bir araçta seyahat etmek |
ride with (one) f.
|
|
384 |
Öbek Fiiller |
biriyle bir araçta seyahat etmek |
ride with someone f.
|
|
385 |
Öbek Fiiller |
bir hayvan üzerinde biriyle birlikte gitmek/seyahat etmek |
ride with someone f.
|
|
386 |
Öbek Fiiller |
(bir yerden) uçakla seyahat etmek |
jet from (something) f.
|
|
387 |
Öbek Fiiller |
ile seyahat etmek |
come away with f.
|
|
388 |
Öbek Fiiller |
(biriyle) seyahat etmek |
come away with (one) f.
|
|
389 |
Öbek Fiiller |
'-e uçakla seyahat etmek |
fly in f.
|
|
390 |
Öbek Fiiller |
(bir yere) uçakla seyahat etmek |
fly into (something or some place) f.
|
|
391 |
Öbek Fiiller |
bir yere uçakla seyahat etmek |
fly into something f.
|
|
392 |
Öbek Fiiller |
kolonici olarak seyahat etmek |
go out f.
|
|
393 |
Öbek Fiiller |
göçmen olarak seyahat etmek |
go out f.
|
|
394 |
Öbek Fiiller |
seyahat etmek |
go over f.
|
|
395 |
Öbek Fiiller |
ile bir araçta seyahat etmek |
ride with f.
|
|
396 |
Öbek Fiiller |
bir teknede veya uçakta sabit bir hızda seyahat etmek |
sail along f.
|
|
397 |
Öbek Fiiller |
(oradan oraya) seyahat etmek |
shuttle from (something or some place) to (something or some place) f.
|
|
398 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/bir yer) boyunca seyahat etmek |
travel across (something or some place) f.
|
|
399 |
Öbek Fiiller |
(bir araçla) seyahat etmek |
travel by (something) f.
|
|
400 |
Öbek Fiiller |
(gece/gündüz) seyahat/yolculuk etmek |
travel by (something) f.
|
|
401 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) ışığında seyahat etmek/ilerlemek |
travel by (something) f.
|
|
402 |
Öbek Fiiller |
amaçlı/amacıyla seyahat etmek |
travel for f.
|
|
403 |
Öbek Fiiller |
(iş) için seyahat etmek |
travel for (something) f.
|
|
404 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) amaçlı/amacıyla seyahat etmek |
travel for (something) f.
|
|
405 |
Öbek Fiiller |
-de/ile seyahat etmek |
travel on f.
|
|
406 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) üzerinde seyahat etmek |
travel on (something) f.
|
|
407 |
Öbek Fiiller |
(bir şey) yoluyla seyahat etmek |
travel on (something) f.
|
|
408 |
Öbek Fiiller |
(bir araçla/bir şeyle) gitmek/seyahat etmek |
travel on (something) f.
|
|
409 |
Öbek Fiiller |
(bir araca) binip seyahat etmek |
travel on (something) f.
|
|
410 |
Öbek Fiiller |
(bir geçiş izniyle, izinle, belgeyle) seyahat etmek |
travel on (something) f.
|
|
411 |
Öbek Fiiller |
(bir yerin) dört bir yanına seyahat etmek |
travel over (something or some place) f.
|
|
412 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/bir yer) boyunca seyahat etmek |
travel through (something or some place) f.
|
|
413 |
Öbek Fiiller |
(bir şeylerin) arasından/içinden seyahat etmek/ilerlemek |
travel through (something) f.
|
|
414 |
Öbek Fiiller |
(bir hava koşulu) içerisinde/altında seyahat etmek/ilerlemek |
travel through (something) f.
|
|
415 |
Öbek Fiiller |
(birinin/bir şeyin) başında seyahat etmek |
travel with (someone or something) f.
|
|
416 |
Öbek Fiiller |
(birine/bir şeye) nezaret ederek seyahat etmek |
travel with (someone or something) f.
|
|
417 |
Öbek Fiiller |
(biriyle) seyahat etmek |
travel with (someone) f.
|
|
418 |
Öbek Fiiller |
(biriyle) birlikte seyahat etmek |
travel with (someone) f.
|
|
419 |
Öbek Fiiller |
yanında (bir şeyle) seyahat etmek |
travel with (something) f.
|
|
420 |
Öbek Fiiller |
(bir hastalığa) yakalanmış halde seyahat etmek |
travel with (something) f.
|
|
421 |
Öbek Fiiller |
hastayken seyahat etmek |
travel with (something) f.
|
|
422 |
Öbek Fiiller |
(bir rahatsızlığı) varken seyahat etmek |
travel with (something) f.
|
|
423 |
Öbek Fiiller |
yaralı halde seyahat etmek |
travel with (something) f.
|
|
424 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/bir yer) boyunca yürüyerek seyahat etmek |
trek across (something or some place) f.
|
|
425 |
Öbek Fiiller |
(bir şey/bir yer) boyunca yürüyerek seyahat etmek |
trek through (something or some place) f.
|
|
Phrases |
|
426 |
İfadeler |
seyahat etmek ufku genişletir |
travel broadens the mind expr.
|
|
Colloquial |
|
427 |
Konuşma Dili |
seyahat hastası/düşkünü |
travel freak i.
|
|
428 |
Konuşma Dili |
sıkış tepiş seyahat ederek yapılan uçak yolculuğu |
sardine class i.
|
|
429 |
Konuşma Dili |
sıkış tepiş seyahat ederek yapılan uçak yolculuğu |
cuddle class i.
|
|
430 |
Konuşma Dili |
sıkış tepiş seyahat ederek yapılan uçak yolculuğu |
cattle class i.
|
|
431 |
Konuşma Dili |
yolcunun sağ dönmediği bir seyahat |
joy ride i.
|
|
432 |
Konuşma Dili |
amaçlı/amacıyla seyahat |
travel for i.
|
|
433 |
Konuşma Dili |
seyahat etme zorlantısı |
itchy feet i.
|
|
434 |
Konuşma Dili |
hızla seyahat etmek |
book f.
|
|
435 |
Konuşma Dili |
yerel trenle seyahat etmek |
local f.
|
|
436 |
Konuşma Dili |
helikopter ile seyahat etmek |
chopper f.
|
|
437 |
Konuşma Dili |
rahatça seyahat etmek |
poddle f.
|
|
438 |
Konuşma Dili |
seyahat halinde |
on the move expr.
|
|
Idioms |
|
439 |
Deyim |
çok gezmediği halde seyahat hakkında öneriler veren kişi |
an armchair traveler i.
|
|
440 |
Deyim |
son sürat gitme/seyahat etme |
seven-league boots i.
|
|
441 |
Deyim |
uçarcasına seyahat etme |
seven-league boots i.
|
|
442 |
Deyim |
pek gezmeyip seyahat konusunda ahkam kesen kişi |
an armchair traveler i.
|
|
443 |
Deyim |
dağınık teknede seyahat eden kimse |
rag bagger i.
|
|
444 |
Deyim |
düzensiz teknede seyahat eden kimse |
rag bagger i.
|
|
445 |
Deyim |
oradan oraya seyahat etme isteği |
itchy feet [uk/australia] i.
|
|
446 |
Deyim |
gidiş dönüş seyahat |
round-tripper i.
|
|
447 |
Deyim |
seyahat sırasında iki kişi arasında sıkışıp kalmak |
sit bodkin [obsolete] f.
|
|
448 |
Deyim |
seyahat sırasında iki kişi arasında ezilmek |
sit bodkin [obsolete] f.
|
|
449 |
Deyim |
seyahat sırasında iki kişi arasında sıkışıp kalmak |
ride bodkin [obsolete] f.
|
|
450 |
Deyim |
seyahat sırasında iki kişi arasında ezilmek |
ride bodkin [obsolete] f.
|
|
451 |
Deyim |
bir yerden diğerine seyahat etmek |
get from a to b f.
|
|
452 |
Deyim |
bir yerden diğerine seyahat etmek |
go from a to b f.
|
|
453 |
Deyim |
kendi seyahat parasını kendi ödemek |
pay one's own way f.
|
|
454 |
Deyim |
seyahat etmek |
go places f.
|
|
455 |
Deyim |
sürekli seyahat halinde olmak veya bunu gerektiren bir iş yapmak |
live out of a suitcase f.
|
|
456 |
Deyim |
taşraya seyahat etmek |
go to the country f.
|
|
457 |
Deyim |
aç/tok karnına seyahat etmek |
run on empty f.
|
|
458 |
Deyim |
açken/tokken seyahat etmek |
run on empty f.
|
|
459 |
Deyim |
bir yere gitmek/seyahat etmek |
wing one's way f.
|
|
460 |
Deyim |
bir yere gitmek/seyahat etmek |
wing its way f.
|
|
461 |
Deyim |
oradan oraya seyahat etmek zorunda bırakılmak |
be pushed from pillar to post f.
|
|
462 |
Deyim |
oradan oraya seyahat etmek zorunda bırakılmak |
be driven, pushed from pillar to post f.
|
|
463 |
Deyim |
(belli bir) hızda seyahat etmek |
have speeds of (some amount) f.
|
|
464 |
Deyim |
beraber seyahat etmek |
accompany (one) on a journey f.
|
|
465 |
Deyim |
beraber seyahat etmek |
accompany (one) on one's journey f.
|
|
466 |
Deyim |
yanında seyahat etmek |
accompany on a journey f.
|
|
467 |
Deyim |
(biriyle) aynı yöne seyahat etmek |
go (someone's) way f.
|
|
468 |
Deyim |
arabanın ön koltuğunda oturmak/seyahat etmek |
sit shotgun f.
|
|
469 |
Deyim |
(bir yerin) dört bir yanına seyahat etmek |
travel all over (some place) f.
|
|
470 |
Deyim |
tok karnına seyahat etmek |
travel on a full stomach f.
|
|
471 |
Deyim |
aç karnına seyahat etmek |
travel on an empty stomach f.
|
|
472 |
Deyim |
yürüyerek seyahat etmek |
pad the hoof [uk] f.
|
|
473 |
Deyim |
seyahat ederek |
on the road zf.
|
|
474 |
Deyim |
genelde avustralya'nın kırsal kesimlerinde bir işi veya sabit bir adresi olmadan, eğlence amaçlı ya da ekonomik koşullar nedeniyle seyahat etmek |
on the wallaby (track) expr.
|
|
475 |
Deyim |
(yolculuk/seyahat) kendi planlayarak |
under your own steam expr.
|
|
Speaking |
|
476 |
Konuşma |
bu yıl nereye seyahat etmeyi planlıyorsun? |
where are you planning to travel this year? expr.
|
|
477 |
Konuşma |
bu yıl nereye seyahat etmeyi planlıyorsunuz? |
where are you planning to travel this year? expr.
|
|
478 |
Konuşma |
çok seyahat ettin mi? |
have you travelled a lot? expr.
|
|
479 |
Konuşma |
çok seyahat eder misin? |
do you travel a lot? expr.
|
|
480 |
Konuşma |
işi gereği sık seyahat eder |
she travels a lot for work expr.
|
|
481 |
Konuşma |
insanlar neden seyahat eder? |
why do people travel? expr.
|
|
482 |
Konuşma |
önümüzdeki on iki ay nereye seyahat etmeyi planlıyorsun? |
where do you plan to travel to in the next twelve months? expr.
|
|
483 |
Konuşma |
ne sıklıkla seyahat ediyorsunuz? |
how often do you travel? expr.
|
|
484 |
Konuşma |
ne sıklıkla seyahat edersiniz? |
how often do you travel? expr.
|
|
485 |
Konuşma |
seyahat boyunca uyudum |
I slept through the entire flight expr.
|
|
486 |
Konuşma |
seyahat etmek,öğrenmenin en iyi yollarından biridir |
travelling is one of the best ways of learning expr.
|
|
487 |
Konuşma |
seyahat etmeyi seviyorum |
I love travelling expr.
|
|
488 |
Konuşma |
seyahat etmeyi severim |
I love to travel expr.
|
|
489 |
Konuşma |
sık seyahat ederim |
I travel a lot expr.
|
|
490 |
Konuşma |
seyahat etmenin en keyifli yanı istenen yere varmak değil seyahatin kendisidir |
the best part of travelling is not arriving but the journey itself expr.
|
|
491 |
Konuşma |
yalnız seyahat etmiyorsunuz, değil mi? |
you are not traveling alone, are you? expr.
|
|
492 |
Konuşma |
yurtdışına seyahat ettin mi? |
did you travel abroad? expr.
|
|
493 |
Konuşma |
her zaman ailesiyle birlikte seyahat eder |
he always travels with his family expr.
|
|
494 |
Konuşma |
her zaman ailesiyle seyahat eder |
he always travels with his family expr.
|
|
Trade/Economic |
|
495 |
Ticaret/Ekonomi |
bankaca seyahat edene verilen kredi mektubu |
traveller's letter of credit i.
|
|
496 |
Ticaret/Ekonomi |
dış seyahat |
foreign voyage i.
|
|
497 |
Ticaret/Ekonomi |
dış seyahat |
foreign travel i.
|
|
498 |
Ticaret/Ekonomi |
dış seyahat harcamaları vergisi |
foreign travel expenditure tax i.
|
|
499 |
Ticaret/Ekonomi |
denizyolu ile seyahat eden |
seafarer i.
|
|
500 |
Ticaret/Ekonomi |
işle ilgili seyahat giderleri |
travelling expenses i.
|
|