Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
bambuzas
shouldn't
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
Geçmiş
Cümleler
"shouldn't"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 1 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
shouldn't
f.
-mamalı/-memeli
"shouldn't"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 75 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Speaking
1
Konuşma
you shouldn't move
expr.
hareket etmemelisin
You shouldn't move
it.
Onu
hareket ettirmemelisin.
More Sentences
2
Konuşma
you shouldn't have!
expr.
ne zahmet ettin!
You shouldn't have!
Ne zahmet ettin!
More Sentences
3
Konuşma
you shouldn't smoke
expr.
sigara içmemelisin
You shouldn't smoke
so much.
Çok fazla
sigara içmemelisin.
More Sentences
4
Konuşma
it shouldn't be (like that)
expr.
(öyle) olmasa gerek
It shouldn't be
difficult to do that.
Bunu yapmak zor
olmasa gerek.
More Sentences
Proverb
5
Atasözü
people who live in glass houses shouldn't throw stones
kişi kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalıdır
6
Atasözü
people who live in glass houses shouldn't throw stones
sırça köşkte oturan komşusuna taş atmamalı
7
Atasözü
people who live in glass houses shouldn't throw stones
dinime küfreden müslüman olsa
8
Atasözü
people who live in glass houses shouldn't throw stones
dinime söven müslüman olsa
9
Atasözü
those who live in glass houses shouldn't throw stones
sırça köşkte oturan komşusuna taş atmamalı
10
Atasözü
those who live in glass houses shouldn't throw stones
kişi kendinde herhangi bir kusur varken başkalarını aynı kusurla suçlamamalıdır
11
Atasözü
those who live in glass houses shouldn't throw stones
dinime küfreden müslüman olsa
12
Atasözü
those who live in glass houses shouldn't throw stones
dinime söven müslüman olsa
13
Atasözü
you shouldn't speak ill of the dead
ölenin arkasından konuşulmaz
14
Atasözü
you shouldn't speak ill of the dead
ölünün arkasından konuşulmaz
15
Atasözü
you shouldn't speak ill of the dead
ölünün arkasından kötü söz söylenmez
16
Atasözü
you shouldn't speak ill of the dead
ölünün arkasından konuşma
17
Atasözü
you shouldn't speak ill of the dead
ölünün arkasından kötü söyleme
18
Atasözü
you shouldn't speak ill of the dead
ölünün arkasından kötü söz söyleme
Colloquial
19
Konuşma Dili
shouldn't have
expr.
yapmamalıydın/etmemeliydin
20
Konuşma Dili
you shouldn't have
expr.
neden zahmet ettin
21
Konuşma Dili
you shouldn't have
expr.
zahmet etmeseydin
22
Konuşma Dili
you shouldn't have
expr.
zahmet etmişsin
23
Konuşma Dili
I shouldn't wonder
expr.
eminim
24
Konuşma Dili
I shouldn't wonder
expr.
sanırım
25
Konuşma Dili
I shouldn't wonder
expr.
inanıyorum ki
26
Konuşma Dili
I shouldn't wonder (if ...)
expr.
olsa hiç şaşırmam
Idioms
27
Deyim
shouldn't happen to a dog
expr.
düşmanıma bile (düşmanımın başına bile gelsin) istemem
28
Deyim
(something) shouldn't happen to a dog
expr.
(bir şeyi) allah düşmanımın başına vermesin
29
Deyim
(something) shouldn't happen to a dog
expr.
(bir şeyi) allah düşmanıma bile vermesin
30
Deyim
(something) shouldn't happen to a dog
expr.
(bir şeyi) allah kimsenin başına vermesin
31
Deyim
(something) shouldn't happen to a dog
expr.
(bir şey) düşmanımın bile/kimsenin başına gelmesin
32
Deyim
(something) shouldn't happen to a dog
expr.
(bir şey) evlerden ırak
Speaking
33
Konuşma
we shouldn't eat junk food
expr.
abur cubur yememeliyiz
34
Konuşma
you shouldn't talk with your mouth full
expr.
ağzın doluyken konuşmamalısın
35
Konuşma
we shouldn't see each other anymore
expr.
artık görüşmemeliyiz
36
Konuşma
it shouldn't be that difficult
expr.
bu kadar zor olmamalı
37
Konuşma
you shouldn't have done that
expr.
bunu yapmamalıydın
38
Konuşma
you shouldn't have told me
expr.
bana söylememeliydin
39
Konuşma
you shouldn't be here alone
expr.
buralarda tek başına olmamalısın
40
Konuşma
you shouldn't have done this
expr.
bunu yapmayacaktın
41
Konuşma
it shouldn't have been like this
expr.
böyle olmamalıydı
42
Konuşma
you shouldn't have done that
expr.
bunu yapmayacaktın
43
Konuşma
you shouldn't have done this without talking to me
expr.
benimle konuşmadan bunu yapmaman gerekirdi
44
Konuşma
it shouldn't be that hard
expr.
bu kadar zor olmamalı
45
Konuşma
you shouldn't swear in front of children
expr.
çocukların önünde küfür etmemelisin
46
Konuşma
you shouldn't make noise
expr.
gürültü yapmamalısın
47
Konuşma
you shouldn't eat late at night
expr.
gece geç saatte yemek yememelisin
48
Konuşma
you shouldn't eat late at night
expr.
geç saatte yemek yememelisin
49
Konuşma
you shouldn't have come back
expr.
geri dönmemeliydin
50
Konuşma
you shouldn't have let her drive in that weather
expr.
hava o haldeyken araba kullanmasına izin vermemeliydin
51
Konuşma
you really shouldn't have!
expr.
gerçekten! bu kadar zahmet etmeseydin!
52
Konuşma
shouldn't you be at work?
expr.
İşte olman gerekmiyor mu?
53
Konuşma
shouldn't you be at work?
expr.
İşte olman gerekmez mi?
54
Konuşma
you shouldn't be afraid
expr.
korkmamalısın
55
Konuşma
you shouldn't treat her this way
expr.
ona böyle davranamazsın
56
Konuşma
what shouldn't we have done?
expr.
ne yapmamalıydık?
57
Konuşma
you shouldn't blame yourself
expr.
kendini suçlamamalısın
58
Konuşma
you shouldn't be afraid of her/him
expr.
ondan korkmamalısın
59
Konuşma
you shouldn't blame yourself
expr.
kendinizi suçlamamalısınız
60
Konuşma
you shouldn't have parked there
expr.
oraya park etmemeliydin
61
Konuşma
we shouldn't wear fur
expr.
kürk giymemeliyiz
62
Konuşma
I shouldn't be talking about him
expr.
onun hakkında konuşmamalıyım
63
Konuşma
you shouldn't smoke
expr.
sigara kullanmamalısın
64
Konuşma
shouldn't I have told?
expr.
söylememeli miydim?
65
Konuşma
you shouldn't have followed me here
expr.
peşimden buralara gelmemeliydin
66
Konuşma
I shouldn't have brought you here
expr.
seni buraya getirmemeliydim
67
Konuşma
shouldn't you be in school?
expr.
senin okulda olman gerekmiyor mu?
68
Konuşma
a pretty lady like you shouldn't drink that much
expr.
sizin gibi hoş bir bayan bu kadar çok içmemeli
69
Konuşma
shouldn't you be home?
expr.
senin evde olman gerekmiyor mu?
70
Konuşma
I said some things I shouldn't have
expr.
söylememem gereken şeyler söyledim
71
Konuşma
I shouldn't have involved you in this
expr.
seni bu işe bulaştırmamalıydım
72
Konuşma
I shouldn't think so
expr.
zannetmiyorum
73
Konuşma
you shouldn't accept rides from strangers
expr.
yabancıların arabasına binmemelisin
74
Konuşma
I shouldn't have done it
expr.
yapmamalıydım
75
Konuşma
he shouldn't see me like this
expr.
beni böyle görmemeli
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of shouldn't
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy