sıkıştırmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

sıkıştırmak



"sıkıştırmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 180 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
sıkıştırmak jam f.
sıkıştırmak compress f.
General
sıkıştırmak coarctation [obsolete] i.
sıkıştırmak bombard f.
sıkıştırmak constrict f.
sıkıştırmak tighten up f.
sıkıştırmak clamp down f.
sıkıştırmak urge f.
sıkıştırmak pin f.
sıkıştırmak stress f.
sıkıştırmak dun f.
sıkıştırmak squeeze in f.
sıkıştırmak press for f.
sıkıştırmak slip f.
sıkıştırmak oppress f.
sıkıştırmak press f.
sıkıştırmak incarcerate f.
sıkıştırmak tuck f.
sıkıştırmak clinch f.
sıkıştırmak clamp f.
sıkıştırmak crowd f.
sıkıştırmak wedge f.
sıkıştırmak come down on f.
sıkıştırmak compact f.
sıkıştırmak slip into f.
sıkıştırmak grill f.
sıkıştırmak wring f.
sıkıştırmak bear against f.
sıkıştırmak lean upon f.
sıkıştırmak ply with f.
sıkıştırmak corner somebody f.
sıkıştırmak pressurize f.
sıkıştırmak sandwich f.
sıkıştırmak lean on f.
sıkıştırmak impact f.
sıkıştırmak impress f.
sıkıştırmak thrust f.
sıkıştırmak weigh f.
sıkıştırmak rush f.
sıkıştırmak straiten f.
sıkıştırmak grind f.
sıkıştırmak cram f.
sıkıştırmak ply f.
sıkıştırmak hasten f.
sıkıştırmak astringe f.
sıkıştırmak bring pressure to bear on f.
sıkıştırmak grip f.
sıkıştırmak squeeze into f.
sıkıştırmak jam in f.
sıkıştırmak press somebody close f.
sıkıştırmak hurry f.
sıkıştırmak besiege f.
sıkıştırmak persecute f.
sıkıştırmak heckle f.
sıkıştırmak pin down f.
sıkıştırmak kern f.
sıkıştırmak hustle f.
sıkıştırmak push f.
sıkıştırmak bottle up f.
sıkıştırmak compress f.
sıkıştırmak crush f.
sıkıştırmak drive somebody to the wall f.
sıkıştırmak be urgent with somebody f.
sıkıştırmak pack f.
sıkıştırmak key f.
sıkıştırmak clench f.
sıkıştırmak cross-examine f.
sıkıştırmak beset f.
sıkıştırmak constrain f.
sıkıştırmak pinch f.
sıkıştırmak scrouge f.
sıkıştırmak pressurise f.
sıkıştırmak telescope f.
sıkıştırmak thring [scottish] f.
sıkıştırmak throng [obsolete] f.
sıkıştırmak hug f.
sıkıştırmak bustle f.
sıkıştırmak mure f.
sıkıştırmak compinge f.
sıkıştırmak close f.
sıkıştırmak coarct f.
sıkıştırmak concentrate f.
sıkıştırmak condense f.
sıkıştırmak drive f.
sıkıştırmak constrict f.
sıkıştırmak feeze [dialect] [uk] f.
sıkıştırmak pound f.
sıkıştırmak firm f.
sıkıştırmak pheese [scotland] f.
sıkıştırmak preace f.
sıkıştırmak romp (down) [us] f.
sıkıştırmak scrounge f.
sıkıştırmak scrowdge f.
sıkıştırmak scrunch f.
sıkıştırmak scroonch f.
sıkıştırmak scruze f.
sıkıştırmak snuggle f.
sıkıştırmak squab [dialect] [uk] f.
sıkıştırmak squinch f.
sıkıştırmak stiffen f.
sıkıştırmak stog f.
Phrasals
sıkıştırmak thrust together f.
sıkıştırmak preach down f.
sıkıştırmak box up f.
sıkıştırmak box up f.
sıkıştırmak chuck (something) in (to something) f.
sıkıştırmak chuck (something) into (something) f.
sıkıştırmak chuck something into something f.
sıkıştırmak close in f.
sıkıştırmak box up f.
sıkıştırmak crack down f.
sıkıştırmak jam in f.
sıkıştırmak jam into f.
sıkıştırmak box in f.
sıkıştırmak make fast f.
sıkıştırmak cram in f.
sıkıştırmak cram together f.
sıkıştırmak cram together f.
sıkıştırmak cram with (someone or something) f.
sıkıştırmak crush down f.
sıkıştırmak crush someone or something down f.
sıkıştırmak ram (something) down f.
sıkıştırmak squash down f.
sıkıştırmak press on f.
sıkıştırmak scrunch up f.
sıkıştırmak squash in f.
sıkıştırmak squeeze out f.
sıkıştırmak stick in f.
sıkıştırmak squash up f.
sıkıştırmak squeeze up f.
sıkıştırmak wedge in f.
sıkıştırmak set to f.
Idioms
sıkıştırmak lie hard f.
sıkıştırmak tread on the neck of f.
sıkıştırmak put the squeeze on someone f.
sıkıştırmak put the squeeze on someone f.
sıkıştırmak put the squeeze on someone/something f.
sıkıştırmak put the squeeze on someone/something f.
sıkıştırmak feel up f.
sıkıştırmak put the heat on f.
sıkıştırmak entangle in f.
sıkıştırmak turn the heat on f.
sıkıştırmak tighten the screw f.
sıkıştırmak tighten the screws f.
sıkıştırmak turn on the heat f.
sıkıştırmak turn the heat up f.
Trade/Economic
sıkıştırmak press f.
Law
sıkıştırmak duress f.
Technical
sıkıştırmak pinch f.
sıkıştırmak clench f.
sıkıştırmak compress f.
sıkıştırmak tight f.
sıkıştırmak jam f.
sıkıştırmak force f.
sıkıştırmak compress f.
sıkıştırmak scrooge f.
sıkıştırmak squeeze f.
sıkıştırmak torque f.
sıkıştırmak wedge f.
sıkıştırmak pack f.
sıkıştırmak squash f.
sıkıştırmak crush f.
sıkıştırmak string f.
sıkıştırmak constrain f.
sıkıştırmak tighten f.
Computer
sıkıştırmak pack f.
sıkıştırmak compress f.
sıkıştırmak compress f.
Construction
sıkıştırmak compaction f.
Marine
sıkıştırmak horn f.
Archaic
sıkıştırmak prease f.
sıkıştırmak set f.
sıkıştırmak streighten f.
Slang
sıkıştırmak break (one's) balls f.
sıkıştırmak bust (one's) butt f.
sıkıştırmak bust (one's) hump f.
sıkıştırmak ride (someone's) butt f.
sıkıştırmak juice up f.
sıkıştırmak have a man by the balls f.
sıkıştırmak bust butt f.

"sıkıştırmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 400 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
bastırıp sıkıştırmak tamp f.
General
toprak gibi maddeleri bir yere sıkıştırmak için kullanılan uzun demir çubuk tamping iron i.
(kağıt yapımında) ıslak kağıt tomarının nemini alıp sıkıştırmak için arasından geçirildiği bir çift silindir press i.
mengeneyle sıkıştırmak clamp f.
köşeye sıkıştırmak corner f.
arasına sıkıştırmak sandwich f.
iki şeyin arasına sıkıştırmak sandwich between f.
sıkıştırmak (vida vb) tighten f.
tapa koyarak sıkıştırmak plug f.
bastırıp sıkıştırmak tamp down f.
çökertip sıkıştırmak (kuru bir maddeyi) settle f.
köşeye sıkıştırmak drive somebody into a corner f.
takoz vb ile sıkıştırmak wedge f.
mengene ile sıkıştırmak clamp f.
sıkıştırmak (bir kimseyi) pressure f.
köşeye sıkıştırmak drive into a corner f.
birini sıkıştırmak put pressure on f.
birinin eline para sıkıştırmak press money into someone's hand f.
bir şeyi bir yere sıkıştırmak shut something on f.
sıkıştırmak (elbise vb) constrict f.
bir şey için birini sıkıştırmak press someone for something f.
programına sıkıştırmak fit in f.
sıkıştırmak (azarlayarak/ısrarla) bear down on f.
mengene ile sıkıştırmak cramp f.
preste sıkıştırmak press f.
borçluyu sıkıştırmak dun f.
bir şeyi bir yere sıkıştırmak shut something in f.
programına sıkıştırmak fit into f.
köşeye sıkıştırmak stalemate f.
köşeye sıkıştırmak have somebody over a barrel f.
köşeye sıkıştırmak paint into a corner f.
kendi kendini köşeye sıkıştırmak paint oneself into a corner f.
içine sıkıştırmak get into f.
çevirerek sıkıştırmak screw f.
köşeye sıkıştırmak outmaneuver f.
çenenin altına sıkıştırmak chin f.
köşeye sıkıştırmak outmanoeuvre f.
elini kapıya sıkıştırmak jam one's hand in the door f.
parmağını kapıya sıkıştırmak jam one's finger in the door f.
parmağı kapıya sıkıştırmak jam the finger in the door f.
araya sıkıştırmak shoehorn f.
birlikte sıkıştırmak adpress f.
yeniden sıkıştırmak recompact f.
yeniden sıkıştırmak recompress f.
ip ucunu sıkı bir bobin içine sıkıştırmak cheese f.
iki yüzey arasında sıkıştırmak nip f.
köşeye sıkıştırmak tree f.
yükü aşağıdaki taraf boşluk bırakacak şekilde bir tarafa sıkıştırmak hang f.
bir şeyin içine sıkıştırmak jemmy f.
mengene ile sıkıştırmak vise f.
harekete geçmesi için sıkıştırmak berley f.
harekete geçmesi için (birini) sıkıştırmak burley f.
araya sıkıştırmak weave f.
(tütün yapraklarını) bağlayıcı olarak kullanmak için hamur halinde öğütüp tabaka halinde sıkıştırmak homogenize f.
(tütün yapraklarını) bağlayıcı olarak kullanmak için hamur halinde öğütüp tabaka halinde sıkıştırmak homogenise f.
ön bacakların arasında sıkıştırmak hug f.
ağzına kadar sıkıştırmak chock (up) [uk] f.
aşırı sıkıştırmak overcompress f.
satırları sıkıştırmak overset f.
bastırıp sıkıştırmak impact f.
ödeme konusunda sıkıştırmak crave f.
bastırıp sıkıştırmak constringe f.
çevirerek sıkıştırmak feeze [dialect] [uk] f.
bastırarak sıkıştırmak pack f.
(kağıdı, kitapları) baskı makinesinde sıkıştırmak press f.
(toprağı) sıkıştırmak puddle f.
araya sıkıştırmak slot f.
dar frekans bandını sıkıştırmak point jam f.
(bir şeyi) araya sıkıştırmak squeeze f.
bilgi almak için sıkıştırmak squeeze for f.
(bir şeyi) sıkıştırmak squoosh f.
(birini bir konuda) sıkıştırmak tackle f.
Phrasals
araya sıkıştırmak throw in f.
dar bir yere zorla sıkıştırmak box up f.
(bir şeyi başka bir şeye) sıkıştırmak clamp (something) onto (something) f.
(bir şeyi başka bir şeye) sıkıştırmak clamp (something) on (something) f.
(bir şeyi başka bir şeyin) içine sıkıştırmak compress (something) into (something) f.
alacağı için sıkıştırmak dun someone for something f.
araya sıkıştırmak work in f.
birini veya bir şeyi aşırı küçük bir alana sıkıştırmak cramp up f.
bir şeyi sıkıştırmak/tıkamak jam something up f.
birbirlerini sıkıştırmak squeeze themselves up f.
borçluyu sıkıştırmak dun someone for something f.
bastırarak sıkıştırmak pack something down f.
birbirlerini sıkıştırmak squeeze themselves together f.
bir şey için birini sıkıştırmak pester someone into something f.
küçücük yere sıkıştırmak jam into f.
küçücük yere sıkıştırmak jam in f.
bir insanı ya da bir şeye bir şeye sıkıştırmak crush someone or something to something f.
bir şeyi elle hafifçe vurarak düzleştirmek/sıkıştırmak pat something down f.
hafifçe vurarak düzleştirmek/sıkıştırmak/şekil vermek (elle veya düz bir aletle) pat down f.
bir şeyin içine sıkıştırmak/tıkıştırmak slip down f.
bir şeyi ezmek/sıkıştırmak squash something down f.
(birini) sıkıştırmak wring (something) from (someone or something) f.
araya sıkıştırmak get in f.
araya sıkıştırmak get in f.
birini sıkıştırmak get on someone f.
(birini) sorularla sıkıştırmak whale away at (someone) f.
(birini) sorularla sıkıştırmak whale into (someone) f.
(birini) sorularla sıkıştırmak whale on (someone) f.
'-e sıkıştırmak lock in f.
köşeye sıkıştırmak lock in f.
'-e sıkıştırmak lock into f.
köşeye sıkıştırmak lock into f.
(bir şeyin) içine bir şeyi veya birini sıkıştırmak lodge into (something) f.
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin altına sıkıştırmak pin someone or something under someone or something f.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altına sıkıştırmak pin (someone or something) underneath (someone or something) f.
(birini/bir şeyi birine veya bir şeye) sıkıştırmak press against (someone or something) f.
birini/bir şeyi sıkıştırmak press against someone or something f.
birbirine/bir araya sıkıştırmak press together f.
'-e sıkıştırmak push against f.
(birini/bir şeyi) araya sıkıştırmak slot (someone or something) in f.
(birini/bir şeyi) önceden planlanmış şeylerin arasına sıkıştırmak slot (someone or something) in f.
(birini bir şey) yapması/vermesi için sıkıştırmak squeeze (something) out of (someone) f.
bilgi almak için sıkıştırmak squeeze out (of something) f.
köşeye sıkıştırmak squeeze out f.
(birini) sürekli bir şey yapması için sıkıştırmak stay after (someone) f.
arasına/içine sıkıştırmak stick in f.
(bir şeyin) arasına/içine sıkıştırmak stick into (something) f.
(bir şeye) sıkıştırmak stick into (something) f.
içine sıkıştırmak stuff in f.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine sıkıştırmak stuff into (something) f.
(bir şeyin) içine (bir şey) sıkıştırmak stuff into (something) f.
bir şeyi bir şeyin arasına sıkıştırmak interpose something in (to) something f.
araya bir soru sıkıştırmak interpose something in (to) something f.
dar/sınırlı bir zamana sıkıştırmak pack in f.
(bir şeyleri) dar/sınırlı bir zamana sıkıştırmak pack (something) into (something or some place) f.
dar (bir şeye/yere) sıkıştırmak tuck into (something) f.
katlayıp sıkıştırmak tuck into f.
(bir şeye) sıkıştırmak wedge into (something) f.
(dar bir yere) sıkıştırmak wedge into (something) f.
(bir şeye) takoz sıkıştırmak lodge (something) against f.
(bir şeyin) önüne bir şey dayamak/sıkıştırmak lodge (something) against f.
bir şeyin önüne bir şey koymak/sıkıştırmak lodge something against something f.
(bir şeyin) içine (bir şey) sıkıştırmak lodge (something) in (something) f.
(bir şeyin) içine (bir şey) sıkıştırmak lodge (something) into (something) f.
-e sıkıştırmak lodge in f.
bir şeyi bir şeye sıkıştırmak lodge something in something f.
kısıtlı/yoğun bir zamanda bir şeyi araya sıkıştırmak work into f.
bir araya tıkıştırmak/sıkıştırmak jam together f.
balık istifi gibi sıkıştırmak jam together f.
herkesi bir yere sıkıştırmak jam together f.
kısa bir süreye sıkıştırmak jam together f.
birilerini/bir şeyleri bir araya sıkıştırmak jam someone or something together f.
bir şeyleri bir araya tıkıştırmak/sıkıştırmak jam something together f.
araya sıkıştırmak pen in f.
programının arasına sıkıştırmak pen in f.
araya sıkıştırmak slot in f.
önceden planlanmış şeylerin arasına sıkıştırmak/almak slot in f.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak pinch at (someone or something) f.
birini/bir şeyi sıkıştırmak squash up against someone or something f.
birine/bir şeye sıkıştırmak squash up against someone or something f.
birine/bir şeye doğru sıkıştırmak squeeze up against someone or something f.
döndürerek sıkıştırmak wind up f.
bükerek sıkıştırmak wind up f.
birini/bir şeyi (bir şeyin içine) sıkıştırmak jam someone or something (into something) f.
birini/bir şeyi (bir şeyin içine) sıkıştırmak jam someone or something in f.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak bear down on (someone or something) f.
birini bir şeyle sıkıştırmak beset someone with something f.
ile sıkıştırmak beset with f.
bir şeyi sıkıştırmak bottle something up f.
bir şeyi köşeye sıkıştırmak bottle something up f.
birini/bir şeyi sıkıştırmak box someone or something in f.
birini köşeye sıkıştırmak box someone in f.
'-e sıkıştırmak chuck in f.
'-e sıkıştırmak chuck into f.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak clamp down on (someone or something) f.
(bir şeyi başka bir şeye) sıkıştırmak clamp on f.
içine sıkıştırmak compress into f.
(bir şeyi belli bir ölçüde) sıkıştırmak condense (something) into (something) f.
(bir şeyi belli bir ölçüde) sıkıştırmak condense (something) to (something) f.
belli bir ölçüde sıkıştırmak condense to f.
(birini) sıkıştırmak crowd (one) f.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak/ezmek crush (something) out of (someone or something) f.
'-e sıkıştırmak crush to f.
için sıkıştırmak dun for f.
borçluyu sıkıştırmak dun for f.
birini bir şeyi araya sıkıştırmak fit someone or something in something f.
birini bir şeyi araya sıkıştırmak fit someone or something into something f.
birini bir şeyi araya sıkıştırmak fit someone or something in f.
birini sıkıştırmak get on someone f.
(birini) sıkıştırmak get on (one) f.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak get on (someone or something) f.
arasına yerleştirmek/sokmak/sıkıştırmak insert between f.
(iki şeyin) arasına yerleştirmek/sokmak/sıkıştırmak insert between (two things) f.
(lafın arasına bir şey) sokmak/sıkıştırmak interject (someone or something) into (something) f.
'-in arasına sıkıştırmak interpose in f.
(bir şeye) sıkıştırmak jam into (something) f.
(bir şeyin) arasına sıkıştırmak jam into (something) f.
sürekli sıkıştırmak/dürtmek keep after f.
(birini/bir şeyi) sürekli sıkıştırmak/dürtmek keep after (someone or something) f.
(birini) sürekli sıkıştırmak/dürtmek keep at (someone) f.
(bir konuda birini) sürekli sıkıştırmak/dürtmek keep on (one) about (something) f.
(birini) sıkıştırmak keep on at (one) f.
bastırarak sıkıştırmak pack down f.
-e sıkıştırmak pack into f.
karı sıkıştırmak pack out f.
(birini bir şey yapması) için sıkıştırmak pester (one) into (doing) (something) f.
(birini bir şey) için sıkıştırmak pester (someone) for (something) f.
için sıkıştırmak pester into f.
(birini/bir şeyi) iterek (birine/bir şeye) karşı sıkıştırmak pin (someone or something) against (someone or something) f.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altına sıkıştırmak pin (someone or something) beneath (someone or something) f.
'-e karşı sıkıştırmak pin against f.
altına sıkıştırmak pin beneath f.
altına sıkıştırmak pin under f.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak press down on (someone or something) f.
(birini bir şey için) sıkıştırmak railroad (one) into (something) f.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak run up against (someone or something) f.
(birine/bir şeye) sıkıştırmak run up against (someone or something) f.
(birini/bir şeyi birilerinin/bir şeylerin) arasına sıkıştırmak sandwich (someone or something) between (someone or something else) f.
(bir şeyin) içine sıkıştırmak squash into (something) f.
-i sıkıştırmak squash up against f.
'-e sıkıştırmak squash up against f.
(bir şeye) sıkıştırmak squeeze into (something) f.
(dar bir zamana) sıkıştırmak squeeze into (something) f.
bir araya/hep birlikte sıkıştırmak squeeze together f.
(birini/bir şeyi) içine sıkıştırmak thrust into (someone or something) f.
(bir şeyin) üzerindeki (bir şeyi) iyice sıkmak/sıkıştırmak tighten (something) on (something else) f.
iyice sıkmak/sıkıştırmak tighten on f.
(birini/bir şeyi bir şeyin) içine kıstırmak/sıkıştırmak trap (someone or something) into (something) f.
(iki kişi/şey) arasına sıkıştırmak wedge between (someone or something) f.
iki kişi/şey arasına sıkıştırmak wedge between people or things f.
arasına sıkıştırmak wedge in f.
sorularla sıkıştırmak whale away f.
Colloquial
(vücudun bir bölümünü) dar giysilere sıkıştırmak truss f.
(kişiyi) köşeye sıkıştırmak drive into a corner f.
(kişiyi) köşeye sıkıştırmak force into a corner f.
(birini) sıkıştırmak be at (one) f.
(yarışta at veya atlet) diğer yarışçıları kenara sıkıştırmak bore f.
(birini) sıkıştırmak railroad (one) f.
Idioms
avcuna bir şeyler sıkıştırmak tickle the palm of f.
avcuna bir şeyler sıkıştırmak tickle the palm of f.
birini bir şey yapması için sıkıştırmak put the squeeze on (one) f.
birini bir şey yapması için sıkıştırmak put the squeeze on someone/something f.
(birini) para için sıkıştırmak put the bee on (someone) f.
kapıya sıkıştırmak close the door on (something) f.
(birini bir konuda) sıkıştırmak grill (someone) (about something) f.
birini köşeye sıkıştırmak drive someone into a corner f.
birisini köşeye sıkıştırmak get by the balls f.
birisini köşeye sıkıştırmak force someone to the wall f.
birini sıkıştırmak put a move on someone f.
birisini köşeye sıkıştırmak have somebody by the short hairs f.
birisini köşeye sıkıştırmak have somebody by the short and curlies f.
birisini sıkıştırmak put the screws on f.
birisini köşeye sıkıştırmak have somebody by the balls f.
birini köşeye sıkıştırmak drive someone to the wall f.
birini köşeye sıkıştırmak push someone to the wall f.
birisini köşeye sıkıştırmak get someone by the balls f.
birini iyice köşeye sıkıştırmak tighten the noose f.
birini köşeye sıkıştırmak press someone to the wall f.
birisini köşeye sıkıştırmak drive someone to the wall f.
birisini köşeye sıkıştırmak back somebody into a corner f.
birini köşeye sıkıştırmak get someone over a barrel f.
birini köşeye sıkıştırmak have someone cornered f.
birisini köşeye sıkıştırmak have by the balls f.
köşeye sıkıştırmak have (one's) foot on (someone's) neck f.
kendini köşeye sıkıştırmak back oneself into a corner f.
köşeye sıkıştırmak drive someone into a tight corner f.
köşeye sıkıştırmak drive someone into a corner f.
köşeye sıkıştırmak put through the hoops f.
köşeye sıkıştırmak go through the hoops f.
köşeye sıkıştırmak put through the hoop f.
köşeye sıkıştırmak throw someone for a loop f.
köşeye sıkıştırmak go someone through the wringer f.
köşeye sıkıştırmak put someone through the wringer f.
trafiği sıkıştırmak tie traffic up f.
yolu kapayarak trafiği sıkıştırmak tie traffic up f.
kapıya sıkıştırmak shut the door on (something) f.
küçük bir kaba/yere sıkıştırmak fit a quart into a pint pot f.
küçük bir kaba/yere sıkıştırmak squeeze a quart into a pint pot f.
(birinin) donunu yukarı çekip poposuna sıkıştırmak give (one) a wedgie f.
(kendi kendini) köşeye sıkıştırmak box (oneself) into a corner f.
birinin avucuna/cebine para sıkıştırmak grease someone's palm f.
birinin avucuna/cebine para sıkıştırmak grease someone's fist f.
(birini) bir şeyi tamamlaması için sıkıştırmak ride (someone's) back f.
(birini) sıkıştırmak make things hot for (one) f.
(birini) köşeye sıkıştırmak box (someone) into a corner f.
(birini/bir şeyi) köşeye sıkıştırmak put (someone or something) through the ringer f.
(birini) sıkıştırmak turn the screws (on someone) f.
(birini) köşeye sıkıştırmak turn the screws (on someone) f.
(birini) sıkıştırmak turn the screw (on someone) f.
(birini) köşeye sıkıştırmak turn the screw (on someone) f.
birini sıkıştırmak turn the screw on someone f.
birini köşeye sıkıştırmak turn the screw on someone f.
birini sıkıştırmak tighten the screw on someone f.
birini köşeye sıkıştırmak tighten the screw on someone f.
(birilerini/bir şeyleri) balık istifi gibi sıkıştırmak squash (someone or something) (in) like sardines f.
(birini) köşeye sıkıştırmak back (one) into a corner f.
birini köşeye sıkıştırmak back somebody into a corner f.
birini köşeye sıkıştırmak paint somebody into a corner f.
(birini) köşeye sıkıştırmak bind (one) hand and foot f.
birini köşeye sıkıştırmak bind someone hand and foot f.
birini köşeye sıkıştırmak tie someone hand and foot f.
(birini/bir şeyi) köşeye sıkıştırmak bring (someone or something) to bay f.
birini/bir şeyi köşeye sıkıştırmak bring someone or something to bay f.
(birinin) eline/cebine para sıkıştırmak cross (one's) palm f.
(birinin) eline/cebine para sıkıştırmak cross (someone's) palm f.
(birinin) eline/cebine para sıkıştırmak cross (one's) palm with silver f.
eline/cebine para sıkıştırmak cross palm f.
eline/cebine para sıkıştırmak cross palm with silver f.
(birini) köşeye sıkıştırmak drive (one) to the wall f.
(birini) sıkıştırmak drive (one) to the wall f.
birini bir şey yapması için sıkıştırmak exhort someone to do something f.
yapması için sıkıştırmak exhort to do f.
(birini) köşeye sıkıştırmak force (one) to the wall f.
köşeye sıkıştırmak force to the wall f.
(birini) köşeye sıkıştırmak get (one) over a barrel f.
(birini) sıkıştırmak get on (one's) case f.
birini köşeye sıkıştırmak get/have somebody by the short hairs f.
birini köşeye sıkıştırmak put somebody through the wringer f.
(birinin) eline/avucuna/cebine para sıkıştırmak grease (one's) hand f.
eline/avucuna/cebine para sıkıştırmak grease palm f.
(birinin) eline/avucuna/cebine para sıkıştırmak grease the palm of (someone) f.
(birini) köşeye sıkıştırmak have (one) by the balls f.
(birini/bir hayvanı) köşeye sıkıştırmak have (someone or an animal) cornered f.
köşeye sıkıştırmak have cornered f.
(birini/bir şeyi) köşeye sıkıştırmak have someone or something cornered f.
birini köşeye sıkıştırmak have somebody at your mercy f.
birisini köşeye sıkıştırmak have someone by the balls f.
(bir konuda birini) sürekli sıkıştırmak/dürtmek keep at (one) about (something) f.
'-i sıkıştırmak make it hot for f.
birini sıkıştırmak make it hot for somebody f.
(birini) sıkıştırmak make it warm for (one) f.
(birini) sıkıştırmak make things warm for (one) f.
kendi kendini köşeye sıkıştırmak paint yourself into a corner f.
kendi kendini köşeye sıkıştırmak box yourself into a corner f.
(birini) köşeye sıkıştırmak press (one) to the wall f.
(birini) köşeye sıkıştırmak push (one) to the wall f.
köşeye sıkıştırmak push to the wall f.
(birini) köşeye sıkıştırmak put (one) through the hoop f.
(birini) köşeye sıkıştırmak put (one) through the wringer f.
(birini) sıkıştırmak put the hard word on (one) [australia/canada/new zealand] f.
(birini) sıkıştırmak put the heat on (one) f.
(birini) sıkıştırmak put the screws on (one) f.
(birini) sıkıştırmak put the screws to (someone) f.
trafiği sıkıştırmak tie up traffic f.
yolu kapayarak trafiği sıkıştırmak tie up traffic f.
köşeye sıkıştırmak tighten the screw f.
köşeye sıkıştırmak tighten the screws f.
(birini) sıkıştırmak turn the heat on (someone) f.
(birini/bir şeyi) sıkıştırmak turn up the heat (on someone or something) f.
'-i sıkıştırmak turn up the heat on f.
'-i sıkıştırmak put the heat on f.
'-i sıkıştırmak put the screws on f.
'-i sıkıştırmak tighten the screws on f.
Trade/Economic
(kısa pozisyonları) sıkıştırmak squeeze the shorts f.
Technical
pozitif sıkıştırmak kompresör positive displacement compressor i.
kütükleri birbirine bağlayan zinciri sıkıştırmak için kullanılan yaylı direk binder i.
buharlı silindirle sıkıştırmak steamroll f.
döverek sıkıştırmak compact tamping f.
darbe ile sıkıştırmak ram f.
çevirerek sıkıştırmak screw f.
mengeneyle sıkıştırmak clamp f.
kastanyola ile sıkıştırmak pawl f.
sıkıştırmak (vida) screw f.
sınırlı bir hacime sıkıştırmak jam f.
sınırlı bir hacme sıkıştırmak jam f.
vidayla sıkıştırmak screw down f.
(sıvı, kabarcıkları) sıkıştırmak entrain f.
Computer
karakter çiftlerini sıkıştırmak kern f.
sıkıştırmak (dosyayı) zip f.
(elektronik verileri) bozulacak derecede fazla sıkıştırmak overcompress f.
Informatics
karakter çiftlerini sıkıştırmak kern f.
Textile
(kumaş) makine ile kumaş parlaklaştırıp sıkıştırmak beetle f.
Automotive
yük arabalarının tekerleklerini yeniden boyutlandırmak ve sıkıştırmak için kullanılan bir alet wagon tire shrinker i.
Traffic
dar şeride sıkıştırmak squeeze f.
Aeronautic
sıkıştırmak sıkmak compress f.
Marine
ırgat palamar babasını kastanyola ile sıkıştırmak pawl the capstan f.
Medical
aort damarını sıkıştırmak coarct f.
kalbi sıkıştırmak coarct f.
Printing
(sayfaları dizgi levhasında) düzenleyerek sıkıştırmak impose f.
Food Engineering
peynir lorunu sıkıştırmak için kullanılan alet cheesepress i.
peynir lorunu sıkıştırmak için kullanılan alet cheesewring i.
Zoology
(at) kantarmayı sıkıştırmak lug f.
Agriculture
toprağı sıkıştırmak firming f.
bitkiyi taşımak için etrafına toprak sıkıştırmak ball f.
Breeding
(atçılıkta) kolanı sıkıştırmak için atın eyerinde bulunan bir kayış latigo [us/canada] i.
Military
köşeye sıkıştırmak overwing f.
Hunting
(gülle veya barutu) tıkaç ile sıkıştırmak wad f.
Sport
yarış başlangıcında (diğer tekneleri) sıkıştırmak barge f.
Basketball
(iki defans oyuncusu) bir hücum oyuncusunu sıkıştırmak trap f.
Boxing
rakibin kafasını koltuk altına sıkıştırmak get in chancery f.
rakibin kafasını koltuk altına sıkıştırmak hold in chancery f.
Bookbindery
(katlı kitap bölümlerini veya toplanmış kitapları) tek tip duracak şekilde sıkıştırmak smash f.
Archaic
kemerine sıkıştırmak gird up f.
Slang
(birini) sıkıştırmak break (one's) balls f.
(birini) sıkıştırmak break (someone's) balls f.
birisini fiziksel olarak sıkıştırmak bail somebody up f.
birisini fiziksel olarak sıkıştırmak bail up f.
(birini) sıkıştırmak put the screws to f.
(birini) sıkıştırmak put the screws on f.
(birinin) donunu yukarı çekip poposuna sıkıştırmak give (one) a melvin f.
(birinin) donunu/pantolonunu yukarı çekip poposuna sıkıştırmak give someone a melvin f.
(birini) sıkıştırmak bust (one's) ass f.
(birini) sıkıştırmak bust (one's) balls f.
(birini) sıkıştırmak bust (one's) chops f.
kıçını sıkıştırmak kickass f.
kıçını sıkıştırmak kick butt f.
(birini) sıkıştırmak break (one's) stones f.
(birini) sıkıştırmak bust (one's) stones f.