sıra - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

sıra



"sıra" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 89 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
sıra place i.
sıra alignment i.
sıra order i.
sıra turn i.
sıra bench i.
sıra row i.
sıra line i.
sıra queue i.
sıra sequence i.
sıra rank i.
sıra array i.
General
sıra occasion i.
sıra thread i.
sıra desk i.
sıra right time i.
sıra lineup i.
sıra linage i.
sıra lick i.
sıra arrangement i.
sıra slot i.
sıra round i.
sıra progression i.
sıra hand i.
sıra inning i.
sıra innings i.
sıra train i.
sıra form i.
sıra ordinal i.
sıra go i.
sıra procession i.
sıra cue i.
sıra tier i.
sıra bout i.
sıra settle i.
sıra spell i.
sıra line i.
sıra row i.
sıra rank i.
sıra succession i.
sıra range i.
sıra bank i.
sıra array i.
sıra band i.
sıra course i.
sıra fit i.
sıra pew i.
sıra queue i.
sıra file i.
sıra line-up i.
sıra tail i.
sıra register i.
sıra time i.
sıra alinement i.
sıra allineation i.
sıra alineation i.
sıra hack i.
sıra reng i.
sıra rew i.
sıra gantlet i.
sıra round robin i.
sıra cola i.
sıra serie i.
sıra serye i.
sıra success [obsolete] i.
sıra successary i.
sıra grid i.
sıra strip i.
sıra inn (inning) kısalt.
Colloquial
sıra kale [dialect] i.
Technical
sıra raw i.
sıra row i.
sıra sequence i.
sıra order i.
sıra series i.
sıra amplitude i.
sıra frequency i.
sıra bank i.
Computer
sıra array i.
sıra queue i.
Automotive
sıra bank i.
sıra bench i.
Biology
sıra batch i.
Linguistics
sıra series i.
Military
sıra time i.
Sport
sıra bench i.
sıra head i.
Volleyball
sıra bench i.
Card
sıra rope i.
Archaic
sıra tire i.

"sıra" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 500 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
sıra (dağ/tepe) range i.
sıra ile yapmak alternate f.
ara sıra sometimes zf.
ara sıra occasionally zf.
General
sıra sütunlar colonnade i.
sıra sayısı ordinal i.
sıra (kilisede oturacak) pew i.
sıra bazlı strateji oyun türüne verilen ad tbs i.
bir taşıtın kendi ağırlığının yanı sıra taşıyabileceği yük useful load i.
sıra sayısı ordinal number i.
izafi sıra relative rank i.
tek sıra yürüyüş indian file i.
sıra sayıları ordinal number i.
sıra ile yapma rotation i.
tek sıra halinde yürüme defiling i.
sıra (kilisede) pew i.
üst üste üç sıra kürekli kadırga trireme i.
insanların bir şey beklemek üzere oluşturduğu sıra queue i.
çapalanmış düz sıra ridge i.
sıra dışı olay bildirimi notification of unusual event i.
sıra evler row i.
bir sıra durumunda in a line i.
sağır sıra kemer blind arcade i.
sıra evleri olan sokak row i.
aile sıra no family serial no i.
alfabetik sıra alphabetic sequence i.
ikinci sıra second rank i.
sıra numarası rotation number i.
sıra istatistikleri order statistics i.
alfabetik sıra order arranged a to z i.
alfabetik sıra alphabetical order i.
sıra istatistiği order statistic i.
sıra sayıları ordinal numbers i.
birinci sıra first rank i.
birinci sıra rank number one i.
birinci sıra first row i.
sıra sıra olan evlerden herhangi birisi terraced house i.
etin yanı sıra süt ve süt ürünleri de yemeyen kimse vegan i.
sıra kemerler arcade i.
sıra evler ribbon building i.
azalan sıra descending order i.
ön sıra forefront i.
ara sıra kullanım için tutulan ev pied-a-terre i.
uzun sıra pew i.
(işi) sıra ile yapma rotation i.
sıra dağlar chain of mountains i.
sıra dağlar range of mountains i.
sıra gecesi sira night i.
sıra arkadaşı desk mate i.
kronolojik sıra chronological order i.
sıra no item no i.
sıra no item number i.
üçüncü sıra third rank i.
iki sıra two lines i.
ara sıra içen occasional drinker i.
tek sıra tekerlekli paten in-line-skate i.
tek sıra tekerlekli paten in-line-skates i.
sıra sıra dükkanların olduğu sokak parade i.
sıra arkadaşı deskmate i.
hippilerin taktıkları birkaç sıra boncuktan oluşan kolye love beads i.
ön sıra front row i.
sıra tablosu/cetveli order table i.
birey sıra no (bsn) individual registration number (irn) i.
doğru sıra correct order i.
sıra dışı tedbirler extraordinary measures i.
sıra dışı önlemler extraordinary measures i.
(gösteri salonunda/stadyumda) en arkadaki/üstteki sıra row z i.
eski sıra arkadaşı ex-deskmate i.
üst sıra organizasyon upline organization i.
sıra fişi queue token i.
güney çin ve güneydoğu asya dillerinin yanı sıra tai dillerini de içine alan dil ailesi tai-kadai i.
sürgülü masa/sıra kapağı tambour i.
sıra sıra evlerin arkasındaki geçit backing i.
arka sıra back row i.
sıra (katır, at, tay vb.) rake i.
sıra sütunlar pergolo i.
sıra kemerler pergolo i.
sıra ev townhouse i.
sıra ev townhome i.
sıra dışı avant–garde i.
sıra dışı etypic i.
sıra dışı şeyler extraordinaries i.
son sıra bottom i.
özellikle kale duvarının tepesine inşa edilen sıra halinde ahşaptan geçici barınaklar bratticings [obsolete] i.
suçlunun kendisine vuran iki sıra adamın arasından koştuğu eski bir ceza türü gantlet i.
suçluya vuran iki sıra adam gantlet i.
sıra dışı faaliyet glamor i.
sıra dışı faaliyet glamour i.
ara sıra olan bir şey occasional i.
tarakçıların kullandığı tek sıra dişli bir tür eğe graille i.
eşit boyuttaki kare veya dikdörtgenlerden oluşan sıra grid i.
sıra dışı kimse one i.
sıra, yapı veya etki yönünden ters çevrilmiş şey opposite i.
kronolojik sıra chronological sequence i.
kronolojik sıra chronological succession i.
çapraz sıra diagonal i.
sıra dizili olma sequentiality i.
ara sıra belediyeden yardım alan kimse casual [uk] i.
sıra halinde düzenlenmiş şeyler column i.
sıra halinde düzenlenmiş bir insan grubu column i.
sıra dışı ürün piece of work i.
mantıksal sıra consequence [obsolete] i.
kesintisiz sıra contiguity [obsolete] i.
uzun sıra halinde ilerleyen bir dizi insan crocodile i.
okul gezisinde oluşturulan sıra crocodile i.
çapraz sıra crossrow i.
(dokuma ipinde) son sıra fell i.
(soylu kimseye ait) sıra ev inn [dated] [uk] i.
ara sıra yapılan tenkit potshot i.
peşi sıra gelen şey corollary i.
elliye karşılık gelen sıra sayısı fiftieth i.
ara sıra et veya balık tüketen vejetaryen kimse flexitarian i.
birinci sıra forerank i.
karşı karşıya duran ve ellerindeki sopa gibi silahlarla aralarından geçenlere vuran iki sıra insan gauntlet i.
sıra, dizi veya topluluk halinde bulunup zorlu bir sınav teşkil eden şey gauntlet i.
sıra arkadaşı pewfellow i.
ilk sıra primary i.
sıra arkadaşı puefellow [obsolete] i.
dizide septilyona denk gelen sıra sayısı septillionth i.
tekli sıra single file i.
kırk sekizinci sıra sayı forty-eighth i.
kırk beşinci sıra sayı forty-fifth i.
kırk bir sıra sayı forty-first i.
kırk dördüncü sıra sayı forty-fourth i.
kırk dokuzuncu sıra sayı forty-ninth i.
kırk ikinci sıra sayı forty-second i.
kırk yedinci sıra sayı forty-seventh i.
kırk altıncı sıra sayı forty-sixth i.
kırk üçüncü sıra sayı forty-third i.
(armada) altı sıra dalgalı şerit motifi fountain i.
dördüncü sıra four i.
dört sıra sayısı fourth i.
altıncı sıra sixth i.
altmışıncı sıra sixtieth i.
altmış sekizinci sıra sixty-eight i.
altmış beşinci sıra sixty-fifth i.
altmış beşinci sıra sixty-five i.
altmış dördüncü sıra sixty-four i.
altmış dördüncü sıra sixty-fourth i.
altmış dokuzuncu sıra sixty-nine i.
altmış birinci sıra sixty-one i.
altmış yedinci sıra sixty-seven i.
altmış altıncı sıra sixty-six i.
altmış üçüncü sıra sixty-three i.
altmış ikinci sıra sixty-two i.
dar sıra strake i.
peşi sıra gerçekleşme subsequentness i.
sıra dışı başarı succès fou i.
sıra dışı başarı succèsfou i.
sıra ile ilerleyen grup success [obsolete] i.
sıra dışı tasarımlı vitrin supercabinet i.
tek sıra olmak form a single file f.
ara sıra nefes almak breathe spasmodically f.
sıra olmak queue up f.
sıra ile yapmak alternate f.
sıra halinde olmak range f.
sıra halinde gitmek string f.
çift sıra olmak make double line f.
sıra olmak form a line f.
tek sıra halinde çıkmak file out f.
sıra olmak queue f.
tek sıra yürümek walk file f.
sıra olmak rank f.
sıra beklemek await one's turn f.
belirli bir sıra halinde geçmek parade f.
sıra dayağı yemek run the gauntlet f.
sıra olmak be lined f.
sıra ile yapmak take turns f.
sıra ile yürümek file f.
(birbirlerini) sıra ile izlemek alternate f.
iki sıra parketmek double-park f.
sıra gelmek one's turn to come f.
bir şeyin/kişinin yanından (tek sıra) geçmek file past someone or something f.
sıra halinde girmek file into something f.
sıra dışı/aykırı olanı seçmek choose the odd one out f.
(bankada vb) sıra almak get in the teller line f.
(bankada vb) sıra almak get in line f.
(bankada vb) sıra almak take a queue number f.
atm'de sıra beklemek wait in line at the atm f.
bankamatikde sıra beklemek wait in line at the atm f.
sıra halinde yürümek defile f.
sıra fişi almak take a queue token f.
sıra halinde art arda gelmek cavalcade f.
avlanırken tazıların peşi sıra gitmek ride to hounds f.
peşi sıra/arkasından götürmek lead f.
sıra oluşturmak course f.
tek sıra halinde yürümek file f.
peşi sıra gelmek follow f.
sıra eklemek pew f.
(tek sıra tekerlekli patenle) kaymak rollerblade f.
peşi sıra izlemek second f.
sıra oluşturmak cue f.
bir şeyi sıra ile yapmak steven [obsolete] f.
ara sıra yağmur yağan showery s.
ara sıra gözüken sporadic s.
ara sıra meydana gelen sporadic s.
ara sıra olan snatchy s.
ara sıra olan sporadic s.
ara sıra olan occasional s.
ara sıra olabilen odd s.
sıra dışı uncommon s.
ancak ara sıra iyi olan spotty s.
6 sıra halinde drawn up six deep s.
sıra gösteren ordinal s.
sıra dışı extraordinary s.
ara sıra meydana gelen odd s.
sıra sütunlu colonnaded s.
iki sıra halinde düzenlenmiş distichous s.
ara sıra meydana gelen occasional s.
ara sıra sporadic s.
sıra işi ordinary s.
sıra işi common s.
tek sıra düğmeli (ceket) single-breasted s.
sıra kemerli arcaded s.
sıra dışı freaky s.
sıra dışı marginal s.
bir hayli sıra dışı highly unusual s.
oldukça sıra dışı highly unusual s.
sıra dışı way-out s.
sıra dışı outstanding s.
sıra dışı raging s.
ara sıra olan casual s.
son derece sıra dışı tonitruous s.
son derece sıra dışı tonitruant s.
ara sıra bozulabilen trick s.
sıra halinde dizili olmayan astichous s.
sıra dışı atypic s.
sıra dışı out of one's way s.
sıra dışı unusual s.
sıra dışı bold s.
sıra dışı loopy s.
sıra dışı faaliyetlerle dolu glamorous s.
sıra dışı faaliyetlerle dolu glamourous s.
ara sıra olan daimen [obsolete] [scotland] s.
ara sıra meydana gelen daimen [obsolete] [scotland] s.
sıra dışı dainty [obsolete] s.
sekiz katlı (sıra) octaploid s.
sekizinci (sıra) octonary s.
ara sıra gerçekleşen odd s.
sıra ile geçen rotatory s.
sıra dışı ve düzensiz görünen disharmonic s.
ara sıra olan infrequent s.
iki sıra halinde düzenlenmiş distich s.
peşi sıra gelen parallel s.
ara sıra gelişen popping s.
nesnelerin belirli bir sıra veya niteliğe göre düzenlendiği (ölçek) clinal s.
peşi sıra gelen contiguous s.
zaman veya sıra olarak yakında olan contiguous s.
(zaman veya sıra olarak) daha uzak olan postremote s.
tamamen sıra dışı flakey s.
sıra dışı geason s.
sıra dışı özellikleri olan gee-whiz s.
ara sıra meydana gelen orra [scotland] s.
ara sıra olan orra [scotland] s.
ara sıra meydana gelen orrow [scotland] s.
ara sıra olan orrow [scotland] s.
ilk (sıra, zaman) prime s.
sıra dışı premiere s.
(sıra) tek kişilik single-file s.
peşi sıra sistering s.
sıra ile takip eden subsecutive s.
sıra dışı unique s.
kronolojik sıra ile in chronological order zf.
ara sıra at intervals zf.
sıra halinde in series zf.
ara sıra at regular intervals zf.
sıra beklemeden out of turn zf.
birbiri peşi sıra one after another zf.
sıra ile one after another zf.
tek sıra halinde single file zf.
ardı sıra immediately after zf.
sıra ile turn and turn about zf.
sıra ile in order zf.
ara sıra at times zf.
ara sıra on occasion zf.
tek sıra halinde in single file zf.
birbirinin arkası sıra in tandem zf.
ara sıra here and there zf.
peşi sıra following him zf.
ara sıra every now and then zf.
sıra ile değişik bir şekilde turn and turn about zf.
ara sıra in spots zf.
sıra boyunca all along the line zf.
ara sıra off and on zf.
birbiri peşi sıra one after the other zf.
yanı sıra along zf.
bunun yanı sıra on the other hand zf.
ara sıra once in a while zf.
ara sıra every once in a while zf.
sıra ile in turn zf.
sıra dışı out of turn zf.
ara sıra on and off zf.
sıra sıra in rows zf.
sıra ile by turns zf.
peşi sıra behind him zf.
ara sıra every now and again zf.
sıra ile end to end zf.
ara sıra every so often zf.
ara sıra now and again zf.
ara sıra sometimes zf.
ara sıra from time to time zf.
ara sıra now and then zf.
düzenli sıra ile yolunda in order zf.
bunun yanı sıra besides zf.
sıra beklemeksizin free of turn zf.
sıra ile successively zf.
ara sıra occasionally zf.
yanı sıra right along with zf.
yanı sıra right along side zf.
sıra ile alternately zf.
sıra ile in succession zf.
sıra dışında out of turn zf.
ara sıra time to time zf.
bunun yanı sıra in addition to this zf.
tek sıra halinde in tandem zf.
sıra halinde/birbiri ardına gelen like beads-on-a-string zf.
peşi sıra subsequently zf.
peşi sıra afterward zf.
bunun yanı sıra again zf.
art arda tek sıra halinde in trail zf.
sıra ile along zf.
yanı sıra alongst [dialect] zf.
tek sıra halinde uniserially zf.
tek sıra halinde uniseriately zf.
ara sıra whiles zf.
ara sıra whiles [scotland] zf.
sıra ile on zf.
ardı sıra on the neck of zf.
ara sıra once and again zf.
yanı sıra overplus [obsolete] zf.
sıra sıra in line zf.
ara sıra incidentally zf.
iki sıra halinde distichously zf.
peşi sıra consequently [obsolete] zf.
sıra dışı olarak inordinately zf.
ara sıra semioccasionally zf.
peşi sıra so zf.
peşi sıra successantly zf.
sıra ile successantly zf.
yanı sıra besides ed.
peşi sıra after ed.
yanı sıra next ed.
yanı sıra among ed.
yanı sıra as well as bağ.
peşi sıra anlamına gelen ön ek post- ök.
sıra, düzen anlamında sonek - taxy snk.
sıra sayı numarasını belirten bir son ek -st snk.
sıra dışı durum exc (exception) kısalt.
ara sıra olan occas (occasional) kısalt.
ara sıra occas (occasionally) kısalt.
Phrasals
ardı sıra gitmek go behind f.
birinin kuyruğunda/peşi sıra dolaşmak run around after someone f.
bir şeyi (bardak vb) bir yere (masa/sıra) hızla vurmak slap something down f.
bir şeyin üzerinde sıraya girmek/sıra yapmak line up on something f.
bir şeyi (bardak vb) bir yere (masa/sıra) hızla vurmak plop something down f.
bir şeyi (bardak vb) bir yere (masa/sıra) hızla vurmak plonk something down f.
sıra oluşturmak line up into something f.
sıra ile/sırasıyla yapmak change off f.
sıra oluşturmak line up in something f.
yanı sıra yürümek walk along f.
(bir yerden) tek sıra halinde çıkmak file out of (something) f.
bir işe geçmek/sıra gelmek get to something f.
birini ya da bir şeyi peşi sıra sürüklemek carry (someone or something) along with (someone or something) f.
(bir şeyin peşi sıra) gitmek carry someone along (with something) f.
birini ya da bir şeyi peşi sıra sürüklemek carry someone along f.
peşi sıra takip etmek follow along f.
boyunca sıra oluşturmak line up along f.
yanında sıraya girmek/sıra oluşturmak line up along f.
boyunca sıra yapmak line up along f.
yanında sıraya sokmak/sıra yapmak line up along f.
üstünde sıra yapmak line up along f.
tepesinde sıraya sokmak/sıra yapmak line up along f.
yan yana sıra yapmak line up alongside f.
yan yana sıra oluşturmak line up alongside f.
yan yana sıra olmak line up alongside f.
yanında sıra yapmak line up alongside f.
birinin/bir şeyin yanında sıra olmak line up alongside someone or something f.
birinin/bir şeyin yanına sıra yapmak line up alongside someone or something f.
birinin/bir şeyin yanına sıra olmak line up alongside someone or something f.
birinin/bir şeyin yanında sıra olmak line up alongside someone or something f.
birinin/bir şeyin yanına sıra yapmak line up alongside someone or something f.
birinin/bir şeyin yanına sıra olmak line up alongside someone or something f.
sıra olmak cue up f.
sıra oluşturmak cue up f.
sıra halinde girmek file in f.
(bir şeye/bir yere) sıra halinde girmek file into (something or some place) f.
(bir şeye/bir yere) sıra halinde girmek file in (something or some place) f.
(birinin/bir şeyin) kuyruğunda/peşi sıra dolaşmak run around after (someone or something) f.
tek sıra halinde girmek file in f.
Phrases
(bir şey) olduğu kadar/olmasının yanı sıra (başka bir şey) de not so much (something) as (something else) zf.
(bir şey) olduğu kadar/olmasının yanı sıra (başka bir şey) de not so much something as something zf.
diğerlerinin yanı sıra as much as anything (else) zf.
yahudilerden sıra hıristiyanlara gelecek after saturday comes Sunday [rare] expr.
ara sıra at one time or another expr.
ara sıra ever and anon expr.
bunların yanı sıra in addition to these expr.
sıra sıra row after row expr.
sıra dışı/aykırı olanı seç choose the odd one out expr.
yanı sıra apart from expr.
yanı sıra along with expr.
aklı sıra in someone's wisdom expr.
kendi aklı sıra in someone's wisdom expr.
ara sıra on an irregular basis expr.
(birinin) peşi sıra in the train of (someone) [old-fashioned] expr.
Proverb
sıra ile değil para ile them as has, gets
Colloquial
ragbide birinci ve ikinci sıra birlikte tight five i.
sıra dışı biri a piece of work [us] i.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma line/queue jumping i.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma skipping i.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma budging i.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma butting i.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma ditching i.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma pushing in i.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma shorting i.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma barging i.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma breaking i.
(kuyruk/sıra) kaynak yapma cutting in line i.
iki tane beşlik sıra halinde dizilmiş on şişe şaraptan oluşan paket decimal dozen i.
sıra dışı/tuhaf/acayip kişi strange duck i.
sıra dışı biri/şey killer-diller i.
olağanüstü/sıra dışı şey lollapalooza i.
sıra dışı bir şey a doozy i.
sıra dışı bir şekilde aydınlanmış olduklarını iddia edenler illuminati i.
(bir şey) olduğu kadar/olmasının yanı sıra (başka bir şey) de olmak be not so much (something) as (something else) f.
bir şey olduğu kadar/olmasının yanı sıra başka bir şey de olmak be not so much something as something f.
sıra dışı killer-diller s.
sıra dışı funky s.
sıra dışı phunky s.
sıra dışı ve şahane weird and wonderful s.
ara sıra ever and again zf.
ara sıra every now and then/again zf.
ara sıra on occasions expr.
hemen peşi sıra close on one's heels expr.
hemen peşi sıra hot on one's heels expr.
sıra ilerlesin keep that line moving expr.
tek sıra halinde in indian file expr.
tek sıra halinde single file expr.
yanı sıra not to mention expr.
sıra birinde at bat expr.
sıra dışı the glassy [australia] expr.
sıra dışı just the glassy expr.
sıra bekleyerek on standby expr.
ara sıra ever and again/anon expr.
bunun yanı sıra otoh (on the other hand) expr.
sıra dışı (bir şey) quite a (something) expr.
sıra dışı bir şey quite something expr.
Idioms
(monopol oyununda) sıra kaybetmeden hapisten kurtulma jokeri get out of jail free card i.
ardı sıra thick and fast i.
ön sıra/önlerde yer a ringside seat i.
ön sıra/önlerde yer a ringside view i.
(birinin) marifeti/komik/sıra dışı becerisi somebody's party piece i.
sıra dışı özellikler/nitelikler sterling qualities i.
mucizevi ve sıra dışı bir şey olacağının habercisi bell, book, and candle things that are miraculous or that signal that something i.
sıra dışı/mucizevi bir şey olacağına dair bir işaret bell, book, and candle things that are miraculous or that signal that something i.
(birinin) komik/sıra dışı becerisi (one's) party piece i.
sıra dışı bir isim a name to conjure with [uk] i.
sıra dışı tip a piece of work [us] i.
sıra dışı kimse/şey a rare bird i.
sıra dışı bir şey a real doozy i.
tek sıra indian file i.
sıra dışı bir/hayat/yaşam tarzı seçmek march to a different beat f.
sıra dışı bir/hayat/yaşam tarzı seçmek march to a different drummer f.
inanılmayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak beggar belief f.
anlatılamayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak beggar belief f.
tarif edilemeyecek kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak beggar belief f.
inanılmayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak beggar description f.
anlatılamayacak kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak beggar description f.
tarif edilemeyecek kadar güzel/olağanüstü/sıra dışı olmak beggar description f.
bir işi birisiyle sıra ile yapmak take it in turns f.
sıra onda olmak the ball is in someone's court f.
sıra/kuyruk oluşturmak fall in line f.
sıra dayağı yemek run the gauntlet f.
sıra/kuyruk oluşturmak fall into line f.
sıra onda olmak ball is in court f.
sıra dışı düşünmek think out of the box f.
tek sıra halinde yürümek walk in a single file f.
tek sıra halinde yürümek march in a single file f.
tek sıra halinde yürümek march in single line f.
tek sıra halinde yürümek walk in single line f.
tek sıra halinde yürümek walk in a single line f.
tek sıra halinde yürümek march in a single line f.
(kuyruk/sıra) kaynak yapmak queue jumping f.
sıra gelmemek not have a look in [uk] f.
sıra dışı bir hayat/yaşam tarzı seçmek march to (the beat of) a different drum f.
sıra dışı bir şey yapmak walk on water f.
sıra dışı olmak be in left field f.
sıra dışı olmak be off the wall f.
yanından (tek sıra) geçmek file past f.
sıra halinde geçip gitmek file past f.
(birinin/bir şeyin) peşi sıra gitmek follow (someone or something) in stride f.
ilginç/sıra dışı (bir şeye) iyice bakmak have an eyeful (of something) [uk] f.
ilginç/sıra dışı (bir şeye) iyice bakmak get an eyeful (of something) [uk] f.
sıra dışı/olağanüstü bir başarı elde etmek hit (something) out of the ballpark f.
sıra dışı/olağanüstü bir başarı elde etmek hit (something) out of the park f.
(başarılı zamanların yanı sıra) ...da başarısız dönemleri olmak have a checkered history/past/career f.
ara sıra now and anon [old-fashioned] zf.
tek sıra halinde indian file zf.
sıra onda the ball is in one's court expr.
ara sıra few and far between expr.
ara sıra by fits and starts expr.